hesabın var mı? giriş yap

  • " bir kasım ikindisi günlerden mor perşembe
    düşlerin can çekişip yalanın başladığı yerde
    cebindeki taşra damgalı o lise diploması
    bir köfte ekmek parası bile etmez ki bu şehirde "

  • şüphesiz ki ucuz ve samimi olmasıdır.

    tezgahlar mütevazidir, ürünler kaliteli, fiyatlar uygundur.
    içeri girerken dükkandaki en pahalı şeyi alabileceğini bilmek insanın öz güvenini artıran bir şey arkadaş. ben bunu bilirim, bunu söylerim.

  • atatürk'ün emriyle, türk dil kurumu özellikle öz türkçe adları derleyip bunları kitapçıklar halinde muhtarlıklara ulaşacak biçimde tüm yurda dağıttı.

    sülale adı olanlar ya da kendi seçenler vs uygun olan isteklerini yazdırdı. isteyen de bu listelerde beğendiğini seçip soyadı olarak aldı.

    bu yüzden çoğumuzun adı arapça-farsça iken soyadlarımız çok büyük oranda türkçedir.

    yaşa atatürk!

    not: sözünü ettiğim kaynak kitap bu. öyküsü de tanıtım bülteninde kısaca açıklanmış. buraya da ekleyeyim.

    --- spoiler ---

    eserin kitap olarak ikinci basımı ise 1935 yılında, ulus-devlet inşası sürecinin en önemli merhalelerinden biri olan soyadı kanunu’nun kabul ve yürürlük tarihiyle örtüşen bir dönemde, dâhiliye vekâleti tarafından yapılmıştır.

    kitap vekâlet tarafından sadece basılmakla kalmamış, ayrıca kitaptan alınan isim listeleri dönemin dâhiliye vekili şükrü kaya’nın talimatıyla anadolu ajansı tarafından gazetelere gönderilerek neşredilmiş, nüfus müdürlüklerine dağıtılmış, 1936 yılında ise kısaltılıp türk adları başlığıyla jandarma genel komutanlığı eliyle üçüncü defa basılmış, bu yolla etkisi en uzak kasaba ve köylere kadar uzanmıştır.

    böylece, bugün türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının kullandığı pek çok soyadının kaynağı olarak belge niteliğinde, batılılaşma ve vatandaşların türk kimliğiyle yeniden tanımlanma sürecinin aynı zamanda ideolojik enstrümanlarından biri olan, kültür politikasının son derece değerli bir verimi ortaya çıkmıştır.

    --- spoiler ---

  • andropoza çoban çökerten otu iyi gelmektedir. güney afrika menşeili anavatanı orası. oraya gidenler ayakları ile polenlere basmış. buralara kadar taşımışlar. türkiyede de bulunmaktadır. ayrıca çobanı çökertirken boşuna çökertmemiştir idrar söktürür. damar tıkanıklığınıda giderir.
    her işe yarıyor yani. bütün herşeyin çözümü doğada var. lab. kapanacağına git dağlara otları kopar ye. hem açık hava yeşil sinirleri sakinleştirir.

  • (5 erkek kardesli kiz)
    -alo
    +alo baba
    -anneni verir misin oglum
    +tamam. ben kizinim bu arada.
    -hea. olsun sen de benim oglum sayilirsin

  • gerçek hayattaki mealine örnek olarak şöyle bir olay geçmişti başımdan:
    3,5 yılı (acı-tatlı fakat kesinlikle fırtına gibi) birlikte geçirdiğim sevgilimden ayrılmıştım.
    sadece bir, iki ay sonra bir arkadaşla karşılaştım, şöyle bir diyalog geçti aramızda:
    ben: ee, napıyorsun, nasılsın?
    densiz: napalım ya, takılıyoruz. dün gece arkadaşlarla takıldık kordonda, selin* diye bir kız vardı. aa hatta seni de tanıyorumuş galiba, bir ara takılmışsınız....

    işte o noktada bende kayış koptu, görüntü gitti...."tanıyormuş galiba"... "bir ara takılmışsınız"..."bir ara takılmışsınız".
    ulan hayatımın fırtınasından bahsediyorsun. bu kadar mı çabuk eskiyor? daha iki ay oldu bu hale mi geldi bu konu? ulan 3,5 yıl ne zaman bir ara oldu? az daha evleniyordum ben onunla, adı nasıl takılmak oldu?

    işte onun gibi bir cümle bu: "poeple you may know" may!?