ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
suriyelilerin miting için bastırdığı afiş
-
çok kasmayalım savaşırız diyelim kaçarlar zaten.
t: yüzsüzlüktür, terbiyesizliktir.
edit: mobil klavye azizliği. yüzlülük, yüzsüzlük olarak düzeltildi.
tayyip 20 milyonun sesidir
-
(bkz: euro mu dolar mı)
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
babamla hiçbir zaman şahane bir ilişkimiz olmadı. yani her baba kızını sever, o da sever beni biliyorum ama hissettiremez mütemadiyen; sevgi görmemiş ki nasıl göstereceğini bilsin.
2010 yılında ayrıldım evden üniversite için, o zamandan sonra mesafe de katmerledi gösterilemeyen sevgileri. yokluğuma alıştı, biliyorum; mecburdu, bir daha asla temelli geri dönmeyeceğimi biliyordu çünkü.
hatta yokluğuma o kadar alışmıştı ki bir keresinde şakayla karışık "benim bir kızım varmış gibi gelmiyor bana bazen" demişti.
son birkaç yılda değişti babam; babaannemin bakıma muhtaç kalması bariz bir şekilde değiştirdi onu.
bu esnada kardeşimin bazı hataları oldu; yanlış kararlar, yanlış yatırım hamleleri, yanlış davranışlar, yanlış bir evlilik, bir sürü şey. bu hatalar tüm aileyi maddi, manevi, mental ve psikolojik olarak ciddi şekilde etkiledi.
kardeşimin hatalarından sonra babam, benim aslında ona hiç sorun çıkarmadığımı fark etti; onlarla olduğum her zaman diliminde babaannemle ilgilenmem de onun bana olan güvenini perçinledi. son zamanlarda bana daha düşkün oldu babam. telefonla aradığında uzun uzun konuşmaya, gerekli gereksiz her şeyi anlatmaya başladı.
on beş gün önce babaannemi kaybettik. ucu ucuna yetiştim cenazeye. o akşam çok şey konuştuk ailecek, uzun zaman sonra. en sonunda babam "ben şu telefonu kapatıp şarja takayım, sonra da yatayım artık" dedi. hepimiz şaşırdık, babam telefonunu asla kapatmazdı çünkü. kardeşim sordu "baba hayırdır, sen telefonunu hiç kapatmazdın?" diye.
"telefonu açık tutma sebebim iki kişiydi; birisini bugün toprağa yatırdım, diğeri de bugün yan odada yatacak, açık kalmasına gerek yok" dedi gözleri dolu dolu bana bakarak. sarıldım babama, ağladık uzun süre sarılarak...
babamın beni sevdiğini söylemesine gerek yok artık, ben bu cümleyi ölsem unutmayacağım.
pelin batu
-
2. dünya savaşı yıllarında aşk yaşanılacak kadın. savaştan dönen ya da savaşa giden askerlerin tren garında öptükleri kadınlara da benzemiyor değil. bayılırım 2. dünya savaşı yıllarının koyu kırmızı rujlu, şapkalı asil kadınlarına. kalmadı artık böyle kadınlar.
ölen kişiden geriye kalan en hüzün verici nesne
-
gözümü anında yaşartan, bakmaya gücümün yetemediği el yazısı ile çeşitli zamanlarda bana yazmış olduğu kısa notları eşimin. sanki kağıda süzülen ruhu satırlardan canlanıp; o anı yeniden yaşatıyorlar bana. buruk.
karantinabuddy aranıyor ilanları
-
serengeti düzlüklerinde sırtlanlar yeni bir av stratejisi bulmuşlardı. karantinadan sıkılmış, kısıtlı su kaynaklarına ulaşmaya çalışan hello kittyli pijama giyen ceylanları gözlerine kestirdiler.
bu sırtlanlar çoğu zaman tek başına avlanmayı severken, bazı durumlarda ise müşterek hareket edebilirler. bakalım ceylanlar bu stratejiye ne kadar karşı koyabilecekler.
19 mart 2009 galatasaray hamburg maçı
-
maçı portekiz futbol federasyonu'ndan yaklaşık 12-13 kişilik bir kafile yönetecek.
(bkz: pedro proenca oliveira alves garcia)
(bkz: jose tiago garcias bolinhas trigo)
(bkz: sergio manuel lacroix pimenta)
(bkz: joao carlos santos capela)
kızla tanışma replikleri
-
dört harbiyeli genç haftasonu izinlerini geçirmek için üniformaları üzerlerinde dışarı çıkmışlar ve bir hayli kalabalıkve oldukça piyasa bir cafeye oturmuşlardır...cafedeki tek üniformalılar olarak dikkat de çekmektedirler.yakın bir masada da dört adet güzel hatun oturmaktadır...uzun uzun kesişmelerden sonra gençlerden biri dayanamaz ve kızların masasına gider...
g-merhaba,tanışabilir miyiz?
k1-ne istiyosun yaaa?
g-dedim ya belki biraz muhabbet ederiz...
kızlar hep bir ağızdan: off be yeter bıktık sizden,siz harbiyeliler amma da abazasınız...defol git!!
şeklinde bağırırlar...harbiyeli genç başı önünde, etraftaki masaların kendisine alaycı bakışlarını ve gülüşmelerini hafiften hissederek masasına döner...o andan itibaren masada buyuk bir sukunet söz konusudur...bir süre sonra şaşırtıcı bir gelişme yaşanır...demin masasına giden genci tersleyen kahraman kızımız ayaga kalkar ve gülümseyerek harbiyeli gençlerin yanına gelir..etraftaki diger masalar için de bir probleme dönüşmüştür artık hadise..buyuk merak konusudur..cafedeki herkes demin ki olayın ardından az sonra gececek diyaloğu dinleyebilmek için kulak kabartmıştır..harbiyeli genç de yanına yaklaşan kıza gülümser...
k1-(hafif ürkek,etraftan duyulmayacak şekilde) tekrar merhaba,demin ki olay için üzgünüm,biz sana bir şaka yaptık...biz psikoloji ögrencisiyiz,senin bakışlarından yanımıza gelecegini tahmin ettik ve boyle davranarak o anda verecegin tepiyi görmek istedik...ben nihal,merhaba...
g-(herkesin duyabileceği bir şekilde bağırarak) yok artık daha neler..yuh anasını satayım...saati 100 dolar haa!!!tamam tamam vazgectik biz,kalkın beyler kalkın gidelim!!!
olayın şokunu atlatamayan kız,bir masadan kalkan dört harbiyeli gence bir de etraftaki masalardan kendisine kahkahalarla gülen insanlara bakmaktadır...
o cafe birdaha bu tarz bir hadiseye tanıklık etmiş midir bilinmez ama o kızın psikoloji bölümünden hala mezun olup olamadığı muammadır...
bill gates'in restaurantta 80 bin tl hesap ödemesi
-
"eğer bir gün duyarsanız ki bill gates çok zengin olmuş, bilin ki haram yemiştir."
1 sn'de kazandığını harcamış. haber değeri taşımıyor.
bir erkeğin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
-
kız arkadaşıyla yaşadığı özel şeyleri erkek arkadaşlarına meze yapması.
acil olarak tv'ye geri gelmesi gereken programlar
-
(bkz: kanıt)
sen bir gazetesin haddini bileceksin
-
kimileri tarafından allah'ın tüm vasıflarını üzerinde bulunduran kişi'nin beyanı.
bu sefer hedef new york times
hadi be uzun adam. biraz daha bastırırsan abd medyası çökecek. hüloğğğğ çekeceğimiz günler yakın.
son kısım ironi içerir.