hesabın var mı? giriş yap

  • “ay inanmıyorum yaa....”
    hayır neyine inanmıyorsun, kepçenin altında duruyorsun kafana mıcır dökecek değiller herhalde.

    konsept ve motivasyon konusunda bir eşik daha aşılmış oldu.

  • bir yazı başlığıydı sanırım, kitaplığımı düzene koyarken, atmaya karar verdiğim dergilerden birinde gördüm. o kadar haklı geldi ki. hayatın sıkıcılığı, yaşadığımız depresyonlar, bunalımlar, ayrılıklar, hüzünler, iç sıkıntıları.. anneye anlatsan, anne üzülür çünkü. dayanamaz. karnının ağrıdığını söylediğinde gece uyanıp yanına gelen, kapıdan yüzünü görüp ağrı çekip çekmediğini anlamaya çalışan anne, platonik aşık olduğunuzu öğrense kötü olur mesela. yüreciği kaldırmaz.
    bazı acıları ise anlayamaz nedense. anlayamazmış gibi göründüğü acılar da vardır o anne-çocuk dengesini korumak uğruna. bu yüzden saklı kalır bazı acılar.
    -anne, denir bazen.
    -he annesinin gülü, der. biter her şey.
    nasıl denir ki, anne ben olmayacak bir işe giriştim diye. ya da anne ben bi bok yedim, cezasını çekiyorum, nasıl denir.
    denmez.
    anneye gülümsenir arada.
    şöyle bir bakar anne, "ne o, hasta mısın" der. "başım ağrıyo biraz" denir. "yat uyu biraz" der anne. süt getirir, içirir. odaya gidip kapı kapanınca ağlanır belki. ama anneye duyurulmaz hıçkırıklar.
    annenin sandığı kadar mutlu olamaz kimse. anneye biraz rol yapılır.

  • hukuk diplomasını manavdan alan birinin söylemesi muhtemel söz. bu nasıl savunma lan ? madem herkes birbirini öldürsün sonra nasıl olsa adam öldü ceza versek geri mi gelecek sanki diye salalım bütün katilleri.

  • oha demek istediğimdir. nasıl karıştırıyorsunuz böyle şeyleri anlamıyorum. bak mesela north. başında n var. böyle daha bi' kuzeyimsi. oysaki south'un başında s var. böyle daha bi' güneyimsi. anladın mı? anlamadıysan bi' daha anlatayım. bak north'un başında n var, daha bi' kuzeyimsi. oysaki south'un başında s var. daha bi' güneyimsi. benim yöntemim bu. saygı duyacaksınız.

  • bir kaç ay önce benzinlikte tam bagaja doğru gömülmüşüm, arkamdan bir pardon lafı geldi, irkildim resmen. neyse baktım arabanın içinden bir tip, "bir şey soracaktım da ben gümrükte çalışıyorum, bize prim olarak parfüm...." demeye kalmadan adama "oo bu işler hala devam ediyor mu ya?" dedim. adam resmen gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi kaldı. neyse sonra toparlandıktan sonra "hangi işler abi" dedi, dedim "bu numaralar 20 yıldır var, hala işe yarıyor mu". ve adam bana "evet abi yolumuzu buluyoruz işte" diyerek gülüp gitti. velhasıl tanım olarak, çok eski ve hala işe yarayan bir numarayı yapan kişi.

  • ingiltere basbakaninin kendi tarihine sahip cikmasidir. bbc'ye yaptigi aciklamada sunlari soylemis:

    "ama bunlar sanıyorum ecdadımızı televizyon ekranındaki the tudors’daki gibi zannediyorlar. biz öyle bir viii. henry bilmiyoruz. o henry’nin ömrü 30 yıl at üstünde seferlerde geçmiştir. ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. bu konuda ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gereken kararı vermesini bekliyoruz. bu değerlerle oynayanlara milletçe gereken dersin hukuk içinde verilmesi gerekir.''

  • çok net bir şekilde vatandaştır. bu seçimi yaptıysan, bunu da hak ediyorsundur.

    edit: hala mesaj atıp erdoğan vs. diyenler var. seçimlerde tek vaadi, ''kahvelerde bedava kek'' olan adama oy verdi bu millet. daha ne anlatıyorsunuz yahu? gerçi o kek işi ne oldu lan harbi hahaah

  • bu 100 yıllık aletlerin sihiri içinde bulunan ve giriş sinyalini yükseltmeye yarayan "lamba"ların belirli bir yük altında sinyali ufak ufak bozmaya başlamasından gelir. bu bozulma diode'lardaki ya da tranzistör içindeki gibi ani ve keskin bir bozulma değildir. lamba içinden geçen sinyal lambanın limitlerine yaklaştıkça eğilmeye başlar. s curve'e benzer bir clipping oluşur. sinyalin en üst noktalarında yaşanan bu burkulma sinyale kaynağında olmayan yeni harmonikler ekler. sinyali daha da yüksek girerseniz lambaya s curve git gide diode'lardakine benzer bir kırılma yani clipping yaşar. high gain gitar amfilerinde yaşanan durum bu iken, vintage amfilerde yaşanan durum bu kadar şiddetli değildir. ancak vintage amfiler 2 ayrı aşamada clipping yaşarsınız.

    öncelikle pre-amp katındaki lambalardan bahsedelim. pre-amp katı amfilerde ön yükseltme işini yapar. 12ax7 ve türevleri lambalardan oluşur. 1 lamba aslında 2 adet triode demektir. arkalı önlü kullanılır. pre-amp katında 1 adet 12ax7 bulunabileceği gibi 5 adet de bulunabilir (ne kadar lamba o kadar $$$). neden bu kadar çok derseniz 3 sebebi olabilir.

    1- ardından gelecek olan tonestack (pasif ekolayzer) devresi sinyalin gücünü azaltacaktır. her tonestack aynı derecede sinyale direnç göstermez. bazı tonestack'ler çok fazla direnç gösterir ve bunun pre-amp katında kompanse edilmesi gerekir. kompanse etmek için de daha fazla lamba kullanılır.

    2- ardından gelecek olan reverb tankını besleyebilmek için de ayrıca dedike bir lamba kullanılır.

    3- power amp tipi push pull ise sinyalin artısını ve eksisini birbirinden ayırıp ayrı ayrı yollayabilecek bir lamba daha kullanılabilir, phase inverter denir.

    bütün bu koşullar varsa 5 adet pre-amp lambası görmek mümkündür.

    dediğim gibi, vintage amfilerde yaşanan pre-amp satürasyonu nispeten azdır. bariz bir clipping duymazsınız ama sinyal harmonik olarak zenginleşmiş ve şiddeti doğal bir kompresyona da uğramıştır.

    pre-amp katını terk eden sinyal power-amp katına gelir. ilk defa bu noktada watt seviyelerine çıkmış olur sinyal. 1 watt, 20 watt, 100 watt artık power amp'in tipine göre değişir. vintage amfilerde power amp katında da bir miktar satürasyon olur. bir önceki kattan gelen harmonikçe zengin sinyal bir kez daha (x kare gibi düşünebilirsiniz) şenlenir, biraz daha sıkışır. ne kadar kompresyon o kadar kolay çalım. power amp'ı terk eden sinyalin bir ucu trafodan geçtikten sonra hoparlöre verilir ve o sinyal hoparlör içindeki bobinin içinden geçerken manyetik alanı disturb eder. disturb edilen manyetik alan fiziksel bir itim çekime yol açar. o itim çekim ise hoparlördeki kağıt ile titreşime dönüşür.

    işte müzisyenlerin ve gitaristlerin bu lambalı amfileri sevmesindeki 2 neden budur. harmonik olarak zenginleşmiş ses ve dinamik aralığı azalmış gitar sinyalinin çalımının kolaylaşması.

    bu işi tranzistör ya da diode yapamaz mı? yapar ama bu biraz taklit gibi olur. sinyali 30% ile 70% olacak şekilde 2'ye bölersiniz. 30%'un geçtiği yola diode döşersiniz. o sinyal hard clipping'e uğrar. 70%'ten geçen sinyal ise termemiz duruyordur. sonra bu iki sinyali tekrar birleştirirseniz hard clip soft clipe dönüşür. alın size tube screamer 808 devresi.

    bence her gitaristin mutlaka sahip olması gereken amfi türüdür bunlar. benim favori amfilerim şunlar.
    amfi seçmeye yardımcı olacak bir yazı (bkz: gitar amfisi alacaklara tavsiyeler)