hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.

  • yıllar yılları kovalarken ve sen her gün aynı sandalyede dünyayı kurtardığını sanırken, pencerenin dışında dönen mevsimler... ilkbahar- yaz-sonbahar-kış.

    egolarını tatmin ederken sen, çürüyen hayatlar... evet kölesin. ama modern!!

    aslında duygularımın tercümanı yine bu adam.
    kocca şiirinden bir kuble..

    can yücel den geliyor:

    sabah 9, akşam 18
    sonra başka mecburiyetler
    sıkışıp kaldık.
    sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
    bu kadar ağır olmamalı.

    hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
    bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
    ne saçma...

  • arkadaşlar,

    moderasyonca aldığımız karar gereği hepimiz ders, master tezi, iş güç, özel hayat gibi dünyevi uğraşlara sahip olmayacak kadar insanüstü olduğumuz halde, sırf pislik olsun diye 7/24 online olsak da mesajlarınıza bilerek geç cevap yazıyoruz. çünkü "16 dakika 35 saniye oldu hala mesajıma cevap veremediniz, hatanızı kabul ettiğinize göre ya sildiğiniz entry'mi canlandırın ya da sözlüğü bırakırım!!1111!" gibi mesajlar okumaktan manyakça bir zevk alarak egolarımızı tatmin ediyoruz.

    bilginize,
    sizi seven moderatörünüz crown

  • bir arkadaşın şöyle bir anısı var bununla ilgili:

    "sevgilim beni aldattı, seviyorum dedim affettim. sen şimdi bunun dırdırını çok yaparsın dedi, ayrıldı benden."

  • bu kadinligi annelikle butunlestirme cabasindan bana gina ve tiksinme geliyor. annelik denen kavramin toplumdaki yuksek mertebesi sebebi ile de kadinlar bu ustlerine yapisan annelik olgusu tarafindan belirlenen degerlerle yargilaniyor. (bkz: cocugunun yuzune nasil bakarsin), (ithal versiyonu she is gonna be somebody's mom).

    ayni dusunce yapisi da erkekleri sorumluluktan kurtarmak icin kullaniliyor. adam cocugunu terkediyor, 'baba iste bir anne degil' oluyor. adam yasli anne ve babasina bakmiyor 'kizi olsaydi boyle olmazdi' deniliyor. aslinda hayvan oglu hayvan ve bencil bir it olmasaydi denmesi gerekiyor. bunlar annelikten degil, insanliktan gelen kavramlar.

    ben anne degilim. anne olmak gibi bir istegim, amacim yok. evet, arada sirada hormonal sebeplerle ureme durtusu ve istegi hissediyorum, cogu kadin da hissediyor, fakat bu beni anne yapmiyor. kimsenin ogluna anne sefkati ile yaklasmadim diye de yargilanmak istemiyorum. ben de en az erkekler kadar durtuleri ve hedonist istekleri ile yasayan bir birey olmak, ve bunun sonucunda abuk subuk sosyal baskilarla ugrasmak zorunda kalmamak istiyorum. anne olmak isteyip olamayan kadinlara sempatim sonsuz. fakat hayatinizdaki bu eksigin faturasini hepimize kesiyorsunuz boyle laflarla.

  • link
    satır başları:
    *kaftancıoğlu'nun bugün yaptığı açıklamaya cevaben: "81 il başkanının aynı fikirde olduğunu düşünmüyorum. açıklama dört il başkanına ait"

    *muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettik.

    *vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. iktidar değiştirecek bir güven ve umut yaratamadık.

    *çaresizlik ve ümitsizlik türkiye'yi, giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor. dünya örneklerinden biliyoruz ki, muhalefetin etkisiz ve zayıf olduğu demokrasiler yaşayamaz.

    *muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. toplum bizden esaslı bir değişim bekliyor. bu değişimi gerçekleştiremezsek ne vatandaşların beklentisini karşılayabiliriz ne de bulunduğumuz mevzileri koruyabiliriz.

    *bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmemiz en acil ve en hayati ihtiyaçtır. sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez.

    *değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açılıyor. muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da anahtarıdır.

    *değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez. ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz.

  • kova burcu kadini saplantili ve basina buyruktur. kafa dimdik, gozler hedefte, saga sola, asagiya yukariya bakmadan dumduz ilerleyen akil kupudur. o yolda kimi zaman egoistce kimi zamanda safca yurur durur. fikri her ne ise, kafasina ne yatmissa tek gordugu, duydugu da o olur. ilerici, degisime, yenilige bayilan bir tarzi olsa da aslinda hayati tek bir lensden goren bayandir.

    bu dar ama gururlu dunya gorusunun ardinda kalbi degil, binbir yargilarla pekistirdigi idealleri, gorusleri ve akli vardir. zeki kova kadininda bu ozellik ne kadar dayanlimaz bir cekicilikteyse, zevzek ve inatci kova kadinlarininda da bir o kadar cekilmez bir yondur. cogu zaman kova disisi bu dahiyle hiyari ayni bedende tasiyan, anlasilmasi guc kadindir. bir yandan butun dunya size bir post it bile birakmadan cekip gitmisken yaninizda duran tek insan, bir yandan da hayat guzel giderken herseyin icine inatla ve bile bile sicmaya yeltenen kisidir.

    kova kadini bu sacmaliklarini yataga da tasiyacaktir. dolayisiyla cogu kova kadinini esinin kollari arasinda ya keyifsiz, frijit ve mekanik bulursunuz, ya da asiri derecede azgin, yenilikci ve hevesli. ortasi ve standardi pek yok gibidir. ancak herseyi bir kenara kova burcu kadininin en belirgin ve saygi duyulasi ozelligi sadakati ve korumaciligidir. saplandigi insan ya da konu her ne olursa olsun kova burcu kadini durdugu, korudugu alandan kolay kolay uzaklasmaz, hatta kovulsa dahi gitmez. omurleri girdaplarla dolu bir cok insanin kendini yeniden hatirlamak icin hayatlarinin kutup yildizi kova burcu kadinina bakip tekrar yonlerini cizdikleri, evlerinin yolunu bulduklari soylenebilir. keza kova burcu kadini, askiniz olmasa dahi, bebeklik resiminizden huzur evi resminize dek ayni karede olmak isteyeceginiz sahsina munhasir nadir hatunlardan biridir. bu surekliligi ve guvenilirligi kova burcu kadinindan cok iyi bir dost, uzun soluklu arkadas cikmasinin en onemli sebebidir.

  • bugün kendisi ile mahallemde karşılaştım. önce bir an inanamadım karşımda görünce meğer bir dizi çekiyorlarmış şimdi adını söyleyip spoiler vermeyeyim fakat yabancı bir yapım. kendisi bizi gördü selam verdi, muhabbet etti. inanılmaz mutlu oldum. yanımda oğlumu da sevdi. harika bir insan ne kadar da mütevazı diye geçirdim içimden.

    usta oyunculuğunun yanında müthiş de nezaketli biri. hakkında yanılmamışım demek. teşekkürler sevgili haluk bilginer, biz seni çok sevdik.

  • bakın ülke olarak çok büyük bir fırsatı kaçırmak üzereyiz. açın cami kapılarını hacı dayılar doyasıya yapsın ibadetini.

  • açları anlamak değildir. bunu diyen müslüman kendini kandırıyordur. akşam yemek yiyeceğini bilerek açları anlayamazsın.

    orucun iki amacı vardır :

    1- o güne kadar rahatça yiyip içtiğin nimetlerin kısa süre yokluğunu görerek değerini anlamak
    2- insanın en büyük düşmanı olan ve verdikçe fazlasını isteyen nefsi kontrol etmek

    yani iradeyi güçlendirmek.

    akşamları lüks otellerde 100 liradan başlayan menülerle iftarı bekleyerek kimse açların halini anlamaz, en başta da ben.

    o yüzden aç olduğunuz için sinirle kimsenin kalbini kırmadan orucu tutun, umulur ki allah kabul eder.

  • seçimlere doğru giderken uydurulan bir başka haber.

    o kadar yumiyum olsa bize çıkarttırırlar mı sanıyorsunuz.

    hepsini kendi yer bu dış güçler.

    yiyemediklerinin de üzerine cıva dökerler.

    aynı haliç'in altında yatan 1673 grostonluk turbo sakız rezervi gibi bize yar olmayacaktır.

    ayrıca urfa'da bulunan 541 milyon dolar değerinde peynir altı suyu tozu yataklarını da unutmayın.

    eyyyy türk halkı!

    biz biliyoruz bunları biz.

  • iyi deneme, ama çok eksikleri ve kör göze parmak rahatsız eden kısımları var.

    öncelikle tüm harry potter kitaplarının en öne çıkan özelliği kolayca okunur olmalarıdır. öyle ki ister 300, ister 750 sayfa olsun hiçbir harry potter kitabını uyuya kalmadan veya ne bilim acıkmadan vb elimden bırakmam. o derece insanı içine alır.

    bu abimiz ise klasik "türk yazar tribi"ne girerek hp evrenini betimleyecem diye kendinden geçmiş. bir odaya giriyorlar 2 paragraf odayı tasvir ediyor arkadaş. doloris umbridge'in yargılanma kısımlarında resmen gerekçeli karar okuyormuşçasına sıkıldım, naptın abi sen? kasma bu kadar ya.

    diğer bir can sıkıcı durum ise, yazar arkadaş hp evrenine biraz da "türklük" katmış. harry ve arkadaşları bir restorana gidiyor, yemek sonunda hesabı ödemek için kasaya doğru ilerliyorlar ve bingo! hesap tartışması çıkıyor! :) tanıdık geldi mi? "şiddetli bir hesabı kim ödeyecek tartışmasından sonra" diye yazmış bir de haspam. harry ödedikten sonra ron "eyvallah harry ama bidahaki benden darılırım" filan diyecek diye korkmadım değil hani.

    uzun lafın kısası, kesinlikle jk rowling'in anlatım dilini devam ettirmiyor. ama yine de hp özlemini bir nebze de olsa gidermek için okunabilir.