hesabın var mı? giriş yap

  • mete - 3 yaşında
    mekan eczane. mete hapşurur.

    mete : sümüğüm aktı.
    baba : burnum aktı demen gerekiyor oğlum.
    mete : hayır burnum yerinde duruyor, sümüğüm aktı.

  • şaşırmadığım bir haber.

    bir keresinde kahvede eşli king oynarken, mali müşavir arkadaşımız oyundaki ortağının kafasını yanlış kağıt attı diye okey ıstakası ile patlattı. bildiğin kafa patladı, kan revan oldu. okey ıstakasını yan masadan aldı. ıstakasını aldığı adam ise "napıyon kardeşim okeyimi piç ettin" demişti. bunu yapan kişi mali müşavir.

  • 1910'da paris'te doğan yazar evlilik dışı bir çocuk olduğu için annesi tarafından terkedilmiş anne ve babasının kim olduğunu hiçbir zaman öğrenememiştir. daha çocukken tanıştığı hapishanelerle ilişkisi yıllarca devam etmiştir. notre-dame des fleurs (çiçeklerin meryem anası) adlı ilk romanını da hapiste yazmış olan yazar bu romanıyla ve daha sonra yazdığı journal du voleur-(bkz: hırsızın günlüğü) ile başta sartre olmak üzere birçok yazarın dikkatini çekmiş hatta ömür boyu hapis cezasına çarptırılmışken bu yazarların verdiği dilekçe sayesinde bu cezadan kurtulmuştur.
    aşağılık kabul edilen birçok şeyde derin bir güzellik bulduğunu iddia eden ve bunları yeniden saygınlıklarına kavuşturmaya çalışan yazar kendini hep daha belirgin kılmaya çalışmıştır.
    "en"lerle uğraşmaktan büyük haz alan yazar "yazgının en parlağına sahip olamasam da en yoksulunu istiyorum" der. bu belki onun tüm suç yaşamının da bir açıklamasıdır çünkü yazar hep en kötü suçu en farklı şekilde işlemek, insanlarla ilişkilerinde hep daha garip, daha sıradışı olmak gibi istekler içindedir.
    jean-paul sartre'ın "aziz genet- oyuncu ve kurban" adlı yapıtından sonra sartre'la tüm ilişkilerini kesen yazar, kendisini özellikle günlüğünde birçok yerde aziz olma çabası içinde biri olarak gösterirken sartre'ı bu aziz genet isminden dolayı suçlamış ve ölene kadar onunla barışmamıştır.

  • edit: diyen gitti arkadaşlar, uçuruldu.

    böyle olunca bize de tanım yapmak düştü. bi hikaye var bilen var mı? o geldi başlığı görünce aklıma, durun anlatayım;

    amerika’da hala öldürülmemiş olan iki tane kızılderili çok sıkılmışlar itilip kakılmaktan, barbar/hor görülmekten. düşünmüşler taşınmışlar amerikan olmaya karar vermişler. böylelikle artık aşağılanmayacaklarmış. ama nasıl amerikan olacaklarını bilmiyorlarmış. başlamışlar her önlerine gelene sormaya 'nasıl amerikan oluruz' diye. en son biri bakmış bunlar saf, dalga geçmek için almış bunları karşısına, başlamış sallamaya;

    - bakın demiş, şu dağı görüyor musunuz? adamlar görüyoruz deyince devam etmiş. işte o dağın tepesindeki büyük kayayı görüyor musunuz? görüyoruz deyince adamlar, yine devam etmiş bizimki. bakın demiş o kayanın tepesine çıkıp 3 kez 'ben amerikanım' diye bağırırsanız amerikan olursunuz.

    bizimkiler daha adamın lafı bitmeden fırlamışlar dağa. tırmanmışlar, tırmanmışlar kayanın dibine kadar gelmişler. bakmışlar bu kayaya birbirlerinin yardımı olmadan çıkmanın imkanı yok, biri demiş ki sen eğil, ben senin üstüne basıp çıkayım, sonra da seni yukarı çekerim. peki demiş öbürü ve eğilmiş. ilki basmış alttakinin sırtına ve çıkmış kayanın tepesine. ve hemen 3 kere bağırmış ben amerikanım diye. aşağıdaki heyecandan duramaz olmuş, hadi demiş kardeş beni de asıl yukarı, ben de amerikan olayım deyip uzanmış yukarı doğru. yukarıdaki buna tekmeyi bastığı gibi ''de amina goduumun amerikanı'' deyip yuvarlamış arkadaşını aşağı.

    şimdi bunu niye anlattım. başlığı açıp giden arkadaş da yazar olunca kendisini adam oldu saymış ve çaylaklara basmış bu başlıkla tekmeyi. ama bu sefer kayadan uçan kendisi olmuş.

    vayy bea ne bağladım amma!!!

    edit: orjinali türk/kürt şeklinde idi ve çok ırkçıydı. değiştirdim…

  • doğanın adaletinin tecellisi olan olay. bu ve bunun gibi ölümlere hiç üzülmem. darısı matadorlara...

  • s5-08

    --- spoiler ---

    ak gezenleri ancak güçlü bir ittifakla yenilebileceğinin sinyallerinin verildiği dizi. günümüz türkiye'sine uyarlarsak:

    ak gezenler - ak parti
    yabaniler - hdp
    gece nöbetçileri - mhp
    güneyli halk - chp

    --- spoiler ---

  • https://www.ifixit.com/guide

    neyi nasıl tamir edebileceğinizi gösteren, arabadan, laptop'a, tablete ve fotoğraf makinesine kadar; hatta düğme dikmeye kadar pek çok olayın resimli anlatım rehberi, güzel bir site. tabii güzel ama ingilicçe. yine de resimli anlatım faydalı olacaktır kanaatindeyim.

  • bir değil bin tane var ama ben birine yoğunlaşacağım çünkü ben uzun zamandır bunu yaptığım için layığımı buldum;

    arkadaşlar, yöneticiniz ile hakkınız olan şey için konuşun, kariyerinizin nasıl şekilleneceğini, mutlaka konuşun . öyle yılda 1 defa değil, yılda 3-4 defa konuşun.
    size bir yol çizmesini, ne zaman terfi vereceğini belirlemesini mutlaka sağlayın, o sizden iş için bitirme saatleri tarihleri ister ya, siz de ondan kariyer yolunuz ile ilgili yapılacak çalışmalar için bitiş tarihi isteyin.

    ben yapmadım; saygılı olayım, gidip ağlamayayım, habire şikayetlenen bir konuma düşmeyeyim dedim. onlar zaten anlar benim hakkım olanı verirler dedim. bu beni insan olarak yüceltti ama beni onların gözünde "daha iyi çalışan" yapmadı.
    aksine isteksiz olduğum için operatif biri olarak göründüm belki.

    diyeceğim o ki, vaktim yok konuşamamlara kanmayın, sen daha yenisin neyin terfisilere kanmayın, çünkü bendeniz çok köklü çok kurumsal bir şirkette çalışmama rağmen 2 senede 2 terfi alıp hiyerarşik olarak üstüme basan insanlar gördüm. ben ise 2 sene de bir konuşup bana ne zaman terfi vereceksin diye soran bir insandım. demek ki bu arkadaşlar senede 4 defa konuşmuş, gitmekle tehdit etmiş. ben hiç tehdit etmedim, saçma bulurdum ama bir çok iş arkadaşımın gitmekle tehdit ederek maaşlarını arttırdığını öğrendim.

    bu pis dünyada başka türlü iyi maaş almak ve hatta ayakta kalmak zor.

    edit: mesajlar geliyor sıklıklar diyorlar ki ben tehditi savurunca terfi aldım, zam aldım, şu an için 10 kişiden 1 kişi tehdit olmaz dedi, ama denememiş, tehdit eden diğer arkadaşlar ise muvaffak olmuş. bu da bizim türk kafasının korku ile ittirildiğinin ibaresi. ben de tehdit etsem mi diye düşünmüyor değilim.

    yıllar sonra gelen edit: entry' den 2 sene sonra şans da yardım edince tehdit de işe yarayınca 2 kademe birden atladım. hiç hoşuma gitmedi tehdit ama, mecbur bırakıldım

  • evet takside de değişim olacak, bugün taksi plakası sermaye için bir spekulasyon aracına dönüşmüş durumda. bir plaka başına bugün 3 milyon tl sermaye bağlanıyorsa ve bunun karşılığında sadcece bir adet (2, gece mesaisi) şoför istihdam eidiliyor ise bu sermaye istihdam artışı ve cari açığı azaltan üretim ve hizmet için kullanılamıyor demektir.

    en kısa zamanda 90'lardan beri gerçekleşmeyen taksi plaka ihalesi açılmalı ve plaka sayısı en az ikiye katlanmalı. aplikasyon çıkartılmalı ve isteyen yolcu eğer taksi boş ise aynı gzergahtan bekleyenleri taksiye alıp ücreti paylaşabilmeli, yollarda boş gezip boşa mazot yakan taksilerin birim zamandaki geliri arttırlmalı, maliyeti daha çok yolcuya paylaştırılmalı.

    bunun adı komunizm değil "gelecek" , uyanın.