hesabın var mı? giriş yap

  • akıllı insanlar akıllı olmayı överler, zekileri de zekiliği överler genelde. oradan kim akıllı kim zeki hemen çözebilirsiniz.

  • türkiye'de devrin, alışkanlıkların, utanma duygusunun ne kadar değiştiğini gösteren saat.

    80'lerin başında elimde tereyağlı ekmek ile sokağa kaçmaya çalıştığım çocukluk yıllarımda annem bana "oğlum, öyle dışarı çıkılmaz, onu alamayanlar var, hem diğer çocukların da canı çekebilir" şeklinde uyarılarda bulunurdu.

    şimdi iste gösteriş, sonradan görmelik ve yüzsüzlük prim yapıyor.

  • dünyanın en büyük yapay zeka atılımını yapan nvidia'ya karşı suserlerın yalanlamalarını okuyacağımız iddia. üzgünüm jensen hiç şansın yok…

  • bizzat kuzenimin basindan gecti:
    -pardon, ben bir suredir size bakiyorum da, umarim bu sizi rahatsiz etmiyordur.
    -farketmedim.

  • hastasıyım şu başlığın valla. çok yaratıcı yazarları fark etmemi sağlıyor. mesela bir yazar demiş ki: "almanya'da çöpçülerin bindiği araba." ben böyle şahane aşağılama kombosu görmedim. adam arabayı kötüleyeceğim diye bir meslek grubunu ve o meslek grubunun nezdinde bir kitleyi aşağılmaya çalışmış. almanya'da çöpçülerin bindiği arabaysa ne mutlu almanlara. mis gibi gelir eşitliği var demektir bu. işçi sınıfı güzel arabalara binebiliyor demektir. bundan daha güzel birşey olabilir mi. almanya'da temizlik işçisinin veya herhangi bir çalışan sınıfın golf'e veya muadili bir arabaya binmesi o toplumu yüceltir. senin ülkendeki belediye temizlik işçisi değil golf, 97 model kompakt bir arabayı zor alıyorsa bu senin ülkendeki gelir adaletsizliğini ve otomobillere uygulanan şahane vergileri gösterir. sen hala kendini başkalarının üstünde görmeye devam et.

  • çok ulvi nedenleri olabilecek erkektir tabi, ancak kafası basmayan erkek de olabilir.

    bundan yıllar yıllar önce, develer tellal, messenger sosyal medya iken, bir hatun vardı lise arkadaşım buradan görüştüğümüz. üniversitede ilk senemdi. bir gece vakti muhabbet ederken bana buradan bir şarkı gönderdi. evet bizim zamanımızda internete takım elbiseyle oturulur, msn'den mp3 gönderilir ve 45 dakikada alınırdı sevgili ekşiciler. gece geç vakit, bütün millet uyuyor. dediğim gibi, internet adabı nedir, emeğe saygı, rep nedir bilen nesildeniz. sırf bu yüzden, ayıp olmasın diye açtım dinledim şarkıyı kısık sesle. dolayısıyla dinlediğimden pek bir şey anlamadım ölümsüz eserleriyle gönül tellerimizi titreten bir grup alman panzerine ait şarkıdan. kız beğenip beğenmediğimi sordu. "iyiymiş" dedim, ben de sana bir şarkı göndereyim o zaman diyerek http://inciswf.com/1293107129.swf tadında bir country şarkısı gönderdim. bir de utanmadan beğenip beğenmediğini sordum, "iyi" dedi. biraz sonra da gittim yattım, dediğim gibi geceydi ve yağmur çiseliyordu.

    bu son görüşmemiz oldu, bir daha hiç online göremedim kendisini.

    bu meş'um geceden 4 yıl sonra nereden estiyse, o şarkının sözlerine bakmak aklıma geldi. ha şarkıyı da sevdim, dinliyorum ara ara. anam, bildiğin ilan-ı aşk. o anda benim cevaben gönderdiğim şarkının sözleri beynimde dolanmaya başladı. tezat ortadaydı. hikayenin başka bir yazının konusu olan diğer parçalarıyla şarkının sözleri de tam bir uyum içindeydi. yapacak bir şey yoktu, köprünün altından çok sular akmıştı. mallığımın kurbanı olmuştum, ne kader, ne talih, kimseyi suçlayacak durumda değildim.

    sevgilisi olmadığı halde reddeden erkek bazen sadece bir sevgilisi olmadığı halde reddeden erkek değildir. sizin çok açık olarak verdiğinizi düşündüğünüz sinyalleri yorumlayacak zekadan yoksun bir erkektir. bu ibret vesikasını bitirirken, buradan o kıza sesleniyorum. reddedilmedin raad ol. yok öyle bi şey.

  • sunu merak ediyorum sayin duygu ozaslan, gercekten.

    hicbir zararinin dokunmadigi, tek kelime muhabbetin olmayan insanlardan, sadece onlarin hayallerini yasadigin ve onlara kiyasla kolay para kazandigin icin su muameleye maruz kaldiginda, "bunu haketmedigin" fikri seni surekli rahatsiz ediyor mu?

  • gene iyidir. hatta çok iyidir... ben sms’le terk edilmişim. evet, edilmişim! anlatayım.

    yıllar önce...

    efendim, o ara sevgilim(bkz: tus)a hazırlanıyor, pek görmüyorum. istesem görürüm de, kafa beyin bırakmıyor... düşün, deneme sınavı anlatıyor!

    bir gün dedim ki; “sen sakin sakin çalış, zaten 1 ayın var, ne uyuduğun saat belli, ne uyandığın... konuşmak istedikçe sen beni ara.” (valla pislik yapmıyorum, seviyorum üstelik. ama elini yüzünü yıkayacak hali yok, nerde kalmış birlikte zaman geçirmek.)

    sınava girdi, memleketine gitti... aradım bakmadı... sınav sonuçlarının açıklandığını tesadüfen duydum... bir tuhaflık var! gene aradım, gene bakmadı. o ara benim de gündem yoğunlaştı. oturup da kritik edecek, dertlenecek kadar boş vaktim yok.

    (bak tarihi de unutmam) ekim’in 1’i... gündem durulmuş, aylak bir gün, boş beleş telefon kurcalıyorum. “uf amma da çok reklam sms’i gelmiş.”

    silerken silerken, bir sms serisi!

    bana bir sms’ler yazmış, bir laflar hazırlamış! hoş, lafı hep uzatırdı da, orda daha da uzatınca... başta konuyu da pek anlamadım! destan gibi... geçmişten günümüze! sonra sonra ayıktım, e ben meğerse 2 hafta önce terkedilmişim... terkedilmişim! haberim yok!

    demem o ki; whatsapp bence iyi. bir kere, takibi/farkedilmesi kolay. tamam, terkedilmek hepimize acı da;

    - vatan bilgisayar flash indirimi
    - bonus hesap ekstresi
    **terkedildiğim sms zinciri
    - şen kardeşler halı yıkama kampanyası

    arasında terkedilmek... daha bi acı değil mi kardeşlerim?!

    (edit: mesaj alıyorum, yanlış anlaşılmış. doktor olan ben değilim, o zamanlardaki sevgilim)