ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1978 berberlik videosundaki inanılmaz güzel kadın
-
su videolari izleyince resmen şah dönemindeki iran videoları izler gibi oluyoruz artik. ulkemiz insan kalitesi yonunden onlarca yil geri gitti.
pek cok guzel ve aydinlik insanin icindeki, bir zamanlar modern bir ulkenin ferdi olan kadin.
yaran diyaloglar
-
işyerinde, mutfak işlerinden sorumlu tonton ablamız soruyor:
- siz nereliydiniz?
- istanbul.
- yok yok. aslen yani. anne baba dedeniz hepsi istanbullu mu?
- zamanında anne tarafı saraybosna'dan, baba tarafı iran'dan gelmiş.
- olsun. insan olması önemli.
mordorluyum dedim sanki ablaya.
askeri bu kadar güçlendiren atatürk'tür
kışı güzel kılan detaylar
-
en sevdiğim mevsim kıştır benim için ve bana kışı sevdiren sayamayacağım kadar detay var. bir kısmı şöyle :
karın yağışını izlemek, kaç yaşında olursan ol gökyüzünden beyaz kar tanelerinin düşüşünün verdiği heyecan ve hayret hissi.
yılın ilk karında dışarı koşup insanların ne yapıyor bu bakışı altında kahkaha atarak kendi etrafında dönmek. kar tuttuktan sonra kartopu oynamak, karda yuvarlanmak
kimsenin basmadığı bir yerdeki karlara basmanın verdiği haz
kat kat giyinmeye rağmen deli gibi üşümek, soğuktan başka bir şey düşünemediğinden kafandaki rahatsız edici her düşünceden ve sesten kurtulmak
hafif bir kar ya da yağmur eşliğinde kulakta kulaklık sevilen müzikleri dinleyerek ve soğuktan titreyerek istiklal caddesi ya da kadıköyde yürümek, sonra sokaktaki kestaneciden kestane alıp yemek, kestanenin insanın içini sıcacık yapması
evde ailecek oturmuşken yenen kestane
vapura binip herkes soğuktan içerde otururken sıcak bir sahlep alıp vapurun dışına oturmak, bir yandan yüzüne çarpan rüzgardan üşürken bir yandan sahlepin içini ısıtması
soğuktan elin, burnun kıpkırmızı olmuş eve geldikten sonra yapılan sıcak duş ve sonra üstüne battaniye alıp peteğin yanına oturarak iyice ısınmak.
sobada kestane yapılan, sonra portakal yiyip kabuğu sobaya atılan çocukluğunun kışlarını hatırlamak ve özlemek
kar yağıyorken camdan dışarıyı izleyip müzik dinlemek. şehrin beyazlığından büyülenmek, karın ne kadar mucizevi ve güzel olduğunu düşünmek, sokak lambasına bakıp kar yağıyor mu diye anlamaya çalışılan, yere kar tutar tutmaz anneye dışarı çıkmak için baskı yapılan küçüklüğü hatırlayıp gülümsemek.
hasta olmamak için sürekli mandalina yemek çeşitli bitki çayları içmek
sonunda sıcak bir yere varacağını biliyorsan üşümek.
kar, karın ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsetmiş miydim? sanırım dünyadaki en sevdiğim şeylerden birisi. sadece o bile kışı güzel yapmaya değer.
ah bir an önce kış gelse de üşüsek, kafamdaki susmayan düşünceleri soğukta dondurabilsen. yazdan iyice bunaldığımı fark ettim.
23 aralık 2020 diyanet başkanlığı'nın açıklaması
-
"kur’an’ın tercümesine kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin kur’an hükmünde olmadığı konusunda islâm alimleri görüş birliği içindedir."
ilk defa islam alimlerinin bir konuda görüş birliği içinde olduğunu duyuyorum.
yaran fıkralar
-
ördek bara girer ve barmen'e:
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok dedik ya
- ekmek var mı
- eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim
- çivi var mı
- yok
- ekmek var mı?
4 haziran 2017 eskişehirspor göztepe maçı
-
maçın tam da bitiminde kendi sevincini bırakıp rakip için üzüldüğünü defalarca belirtecek kadar adam gibi adam olan yılmaz vural'ı bizlere izletmiş maç.
niye izledim şu saçma futbolu derken 4 saatime değecek kısa ama süper bir konuşmaydı. helal sana hocam bunları bize dinlettin ya bu kulaklar daha kir kapmaz ölene dek.
sarhoş edilen kıza tecavüz etmek
-
sorun, zavalli gencecik kizin alkol almis olmasi degil, tecavuzcunun, tecavuz edecek kapasiteye gelmis olmasi. yani turkiye'deki gelismis tecavuz kulturudur.
tecavuz etmeyi elestirmesi, bunu kinamasi gerekenler de gelip kizin alkollu olmasina dikkat cekiyor. bu, "alkol alip sarhos olursan, tecavuz de ederler" demektir. yani tecavuzu belli kosullar altinda mesru gormektir ki asil yok edilmesi gereken bu zihniyettir, alkol degil.
avrupa'da da sokak ortasinda zil zurna sarhos kadinlar oluyor. kimse tecavuz etmiyor. demek ki sorun alkolde degil. gencecik bir kizin magduriyetini gormeyip, sucu yine kizin yaptiklarina baglayanlar insanliktan nasip almis olamazlar. suc, sucu isleyenindir, kurbanin degil.
edit: basligin ilk entry'sini giren ve daha sonra silen zat, o entry'de tecavuze ugrayan genc sarhos bir kizin alkol almasaydi tecavuze ugramayacagini soyleyerek sirf alkol almanin kotülügünü ispatlama derdinde oldugu icin yazilmistir bu entry. bu, yazdiklarimdan anlasiliyor olsa da baslik basa kalinca bu notu dusme ihtiyaci hissettim.
altınordu u16 oyuncusunun umut veren röportajı
-
https://twitter.com/…rian/status/906582001595101184
altınordu'da oynayan barışcan ışık altunbaş adlı 2001 doğumlu 16 yaşındaki genç futbolcunun dinleyeni mutlu eden röportajıdır. röportajda genç arkadaşımız antrenmanlarda beyinlerini kullanmayı öğrendiklerinden, antrenmanın ayrıntılarda gizli olduğundan, avrupalı oyunculardan tek farklarının bu olduğundan, özveri ile çalıştıklarından, türkiye'de futbolun top odaklı oynandığından, avrupa'da ise alan odaklı oynandığından, sahayı 16 farklı alana böldüklerinden, bu çalışmalara ayak uydurdukları zaman avrupa'da ses getireceklerinden bahsediyor.
röportajda bugüne kadar hep adam olarak bilindiğinden, adamlığından kimsenin şüphe etmemesi gerektiğinden ve kimseden adamlık öğrenecek olmamasından bahsetmemiş.
ilk adımı atan kız
-
otobüse beraber bindik. taksime doğru gidiyoruz. ayakta ortadaki direğe tutunuyorduk. çok koşmuştum peşinden belli ettim hislerimi ama açılamadım. en azından ayıkken. geldi elimi tuttu. tutuş o tutuş.
hiç konuşmadık yüzümüzde bir gülümseme ile galata kulesine kadar yürümüşüz. bir banka oturduk. nasıl bir mutluluk bendeki. etraftaki binaların pencerelerine bakıyorum. mayıs ayı böyle baharın da serin mi sıcak mı belli değil havası. dünya gözümde kocaman bir yumak gibi. ben çeviriyorum o dönüyor.
o an hayatımın en güzel anı idi. çok sonra, o banka yolumuzu düşürüp evlenmek istediğimi söyledim; ağladık. pano'ya gidip sarhoş olduk. seneler geçti hala sarhoşum.
yere yatırılan eylemciye yardıma gelen köpek
-
o polise köpeklik dersi vermiştir..
yazarların cips tercihleri
-
siz hiç zahmet etmeyin ben yazayım olası entryleri.
- adı sanı duyulmamış gurme cipsler (yurt dışı görmüşem)
- bim, a101 tipi zevzek isimli cipsler (aza kanaat ederim ve komiğim)
- panço, tombi ve bilumum nostaljik cipsler (aa benim de arı mayalı silgim vardı)
- favori cipsim bozducular
- üşenmeden uzun uzun liste çıkaranlar
- eleştirenler (ben)
you're welcome.
yozgat'ı tarihte hiç kimsenin işgal etmemiş olması
-
kendi içinde çelişen tespit. yozgat'ı bizatihi yozgatlılar işgal etmiştir ve canım şehri öyle bir hale getirmişlerdir ki, kimse ele geçirmeye tenezzül etmemiştir.
peşin edit: çorumlu arkadaşlarım var.
sabah sabah işe starbucks kahvesiyle gelen kız
-
chicago'da siradan bir sabah ;
mary, bank of america'da orta duzey bi yonetici , yurttaslari yaklasik 100 yildir sabah filtre kahve iciyorlar.mary evinin altindaki ismi cok onemli olmayan coffee shop'tan donut ile kahvesini alip ofisine gidiyor.
ızmir'de siradan bir sabah;
sevda çorumlu , orta duzey bir isletmede sekreter , instagramda moda paylasimlari yapiyor, erkeklerden sikayetci cunku evlenecek adam yok , yurttaslari 200 yildir lokumla turk kahvesi iciyor fal bakiyor...sevda sabah nescafe yapip starbucks termosuna koyuyor kosedeki firindan simitini alip maasinin yarisi ile aldigi cantasina koyuyor.
sevda cool... ben sirt cantam ve elde simit posetimle servise binerken tipsize bak der gibi suratima igrenerek bakis atiyor.
sahi sevda niye boyle yapiyor?