hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    filme yönelik en yaygın okuma joker’in iyi tarafı, batman’in ise kötü tarafı temsil ettiği şeklindedir. fakat bu film iyi ve kötü arasındaki bir mücadele değil, hepsinin gerekli olduğu, birbirlerinin olmazsa olmazları olan id, ego ve süperego’nun “taraflı” bir hikayesidir.

    joker = id;

    freud’un terimleriyle id, “kişiliğimizin karanlık ve ulaşılamaz parçasıdır … o herhangi bir düzenliliğe sahip olmadığı gibi, kollektif bir iyi de üretemez, sadece içgüdüsel ihtiyaçların (salt keyife odaklanan) tatminini gerşekleştirmeye uğraşır”. freud’un id’e yönelik bu tanımı joker’i tek başına tanımlamaya yeter de artar bile. fakat yine de, joker freud’un id’inde bir adım daha ötededir, mükemmel id’dir. onu mükemmel kılan şey, muhatabını ahlaki ikileme düşürebilecek planlar kuran faust’un mephistopheles’i olmasıdır. bu konuda fazlasıyla iyidir. genelde tüm gollam kentini, özel de batman ve harvey dent’i (süperego ve ego) ahlaki ikilemlerle karşı karşıya bırakabilir. bu yetenek süperego’nun (batman) karşısında onu bir adım öne çıkarır. o sadece salt keyif kaygısı güden içgüdüleri tatmin etmeye uğraşan bir id değil, kendini engelleyecek olanı alt etmesini de bilen bir mephistopheles’dir. süperego’nun tüm dayatmalarının (iyi) köküne kibrit suyu dökebilecek bir yeteneği vardır.

    mükemmel id’in bir artısı daha vardır, freud’un id’inde olduğu gibi hipnoz yada nevrotik semptomlar yoluyla kendisini ortaya çıkarmak mümkün değildir. kurulduğu koşullar sürekli değişkendir, neden bunları yaptığına dair hikayesi (gerekçesi) her zaman farklıdır. onu bu şeyleri yapmaya iten bilinç altındaki güdü sürekli değişkendir. birinde yüzüne yapılanlardan (yaralar) dolayı babasını suçlarken, bir diğerinde bunları yüzüne kendisinin yaptığını buna rağmen karısının kendisini terkettiğini anlatır (hikayeyi bir de süperego’ya anlatmaya çalışır, ama o bunu dinlemez). bilinçaltına inilen bu iki seansta karşılaşılan koşullar bütünüyle farklıdır. o halde mükemmel id, (joker), tanımlanamadığı için öngörülemez olandır. neden öngörülemez olduğunu da şu cümlelerle açıklar: “plan yapan birine benziyor muyum? ne olduğumu biliyor musun? arabaları kovalayan bir köpeğim. arabayı yakalasam ne yapacağımı bilemem. anladın mı? sadece yaparım. (plan yapanlara) bir şeyleri kontrol etmeye çalışmanın zavallılığını gösteriyorum.”

    batman = süperego;

    freud süperogo’yu id’de gelen emirleri engelleyen otoriter bir şey olarak tanımlar, baba figürünün uzantısı olan herşey (din, okul vs.) süperego rolünü üstlenir. yapılması gerekeni söyleyen sestir. yardımcısı alfred’in batman tanımlaması tam da bu süperego tanımının değişik açıdan yenide yapılmış versiyonudur: “dayanın, efendi wayne. dayanın. bunun için sizden nefret edecekler ama batman’in gerçek amacı bu. o dışlanabilir. kimsenin apamayacağı tercihler yapabilir. doğru tercihleri”. batman doğrunun ne olduğunu bilendir, ve üstelik doğrunun ne olduğunu buyurmak zorunda olan da.

    id’den bağımsız süperego’nun bu doğru/ları, batman’ı joker’in ötekisi haline getirir. fakat bu ötekilik ortadan kaldırılması gereken bir ötekilik değil, karşısında olanı anlamlı kılan bir ötekiliktir. joker’in batman’a seslenişi manidardır: “sensiz ne yaparım ben? gidip mafyayı mı soyayım? hayır. hayır. hayır, sen beni tamamlıyorsun.” bunların rolü birbirlerini ortadan kaldırmak değil, ego üzerinde hangisinin kontrolü ele geçireceği mücadelesidir. bu yüzden batman ve joker sürekli savaş halindedir, birbirlerini ortadan kaldırmayacak bir savaş halinde. joker ve batman’ın bir çok kez muhatabını öldürme imkanı bulmalarına rağmen, öldürmemelerinin nedeni budur.

    [eklemek gerekir; süperego'nun id karşısındaki zayıflığı en büyük anlam kaynağı olan kapitalizm'e id'in verdiği tepkidir. alfred'in batman'a neden joker'i (kolayca) alt edemediğini anlattığı sahne bunun üzerine kuruludur: "bazı insanlar para gibi mantıklı şeylerin peşinde değildir. satın almak, korkutmak, anlaşmak ya da pazarlık etmek mümkün değildir". joker, süperego'nun elindeki en büyük düzenleyici güce yani kapitalizm'e asla ayak uydurmayan biridir. para onun için ucuzluktan başka bir şey değilir, tek derdi hayalini gördüğü dünyayı gerçekleştirmektir: "batman'siz bir dünyanın hayalini gördüm". süperego'nun ortadan kaldırıldığı, yukarıdan emirlerin gelmediği bir dünyanın hayali içindedir, bu anlamda kapitalizmin ötekisi bütün anlam dayatmalarını baştan savan anaşizmle dirsek temasındaki katıksız bir sosyalizm'dir joker. ve bunları kapitalizmin tüm yasaları/kurumları batman'in yanında olmasına rağmen yapar.]

    harvey dent = ego;

    yine freud’un tanımına göre ego, “id’in dış dünyanın direkt etkileriyle şekillendirilen bir parçasıdır. o aklı ve sağduyuyu temsil eder … id ile olan ilişkisinde atın üzerindeki bir adam gibidir, atın üstün gücünü kontrol altında tutmak zorunda olan.” freud devam eder, ego, id ve süperego arasındaki dengeyi sağlamaya çabalar. harvey dent’in batman’a yaklaşımı bu yüzden joker’e olan yaklaşımından çok farklı değildir, batman’in yasalar dışında hareket etmesinden pek hoşnut olmaz.

    fakat burada asıl önemli olan, id ve süperego’nun mücadelelerini ego’yu ele geçirmek üzerine yapmalarıdır. ego ikisine de dirense, çabalarını bunları dengelemek üzerine inşa etse de bu ikisi arasındaki mücadele süreklidir. batman, harvey dent’i kendi mirasçısı olarak görürken, joker onun kendinin kanıtı olabileceğini düşünür. bu mücadelede joker’in elinde muazzam bir bilgi vardır: “insanı öldürmeyen şey (acı) tuhaflaştırır”. bunu harvey dent’in üzerine uyguladığında, ona en büyük acıyı tattırıp buradan sağ çıkmasını sağladığında, harvey dent tuhaflaşmıştır. batman’in kontrolünden çıkmış bütünüyle id’in temsilcisi haline gelmiştir.

    peki neden joker kazanır (bu muzzam bilgi neden işe yarar), bunu da harvey dent batman’la konuşmasında dillendiriyor: “çarpık zamanlarda, düzgün insanlar olabileceğimizi sandın, ama yanıldın” joker’i mükemmel id yapan çarpık zamanlardır (çığrından çıkmış zamanlar)

    --- spoiler ---

  • normal olandır. aynı yunanistan 17 ağustos depreminde de ilk yardıma koşan ülkelerden biri olmuştu. orada olan afetlerde de biz yardım etmişizdir. çoluk çocuk bilmeyebilir...

  • tavsiye gibi tavsiyeler beklediğimiz başlıktır.

    "ömrümde hiç olmadığım kadar dinamiğim. hiç olmadığım kadar enerjiğim, ultra sosyalim, özgüvenim nirvana seviyesinde, mesleğime ilave şeyler kattım donanımıma, çok az uyku ile enerjik kalabiliyor ertesi ertesi güne bile yetecek şekilde bitmeyen enerjim olarak kullanabiliyorum."

    arkadaş bu cümleyle "artık çocuğun tüm bakım, ilgi ve alakası annesinde ve ben zihnim ve bedenim kesintiye uğramadan maksimum verimle dinlenebiliyorum." demek istiyor.

    "herhangi bir dişi ile göz temasına girdikten sonra flört aşamasına geçebiliyorum." derken de;

    "çoluktan çocuktan oynaşmaya vakit kaldı neyseki. zaten velayeti de anneye verdim, aman sabahlar olmasın..."

    bu tavsiyeler bana bir avukat virali gibi geldi açıkçası. allayıp pullayıp cahillerin ağzının suyunu akıta akıta kendisine getirme çabası sanki :) bunları yazan kişi belki iyi niyetiyle yazdı ama sorumluluğu anneye iteleyip "hayat çok güzel lan boşanın" demek tam bir ergen kafası.

    şahsen ben daha kullanılabilir, hayata geçirilebilir tavsiyeler beklerdim.

  • iptal ettirmesi oldukça kolay olan kart. tek yapmanız gereken müşteri hizmetlerini aramak, kartınızı kaybettiğinizi söylemek. yeni kart istemeyin veya kargoyla gelen kartı teslim almayın. hukuken size teslim edilmemiş bir karttan hiçbir ücret talep edemezler. ayrıca bu şekilde iptal ettirirseniz, taksitlerinizi zamanında ödemeye devam edebilirsiniz. kartınızı iptal edersek borcun tamamını ödemek zorundasınız diyen bankalara kapak olsun.

  • işte osmanlıyı çökerten, türkiye'yi bu hale getiren kafa budur işte. tam olarak budur.

    şu kafanın eğitime, bilime, sosyal hayata hükmettiğini düşünün.
    düşünemediniz dimi ?

    çünkü böyle bir sistemde düşünme bile yok. o kadar yerlerde bir zihniyet bu.

    yazık kimin çocuğuysa.

    edit: imla

  • öyle leş bir ülkede yaşıyoruz ki insanın aklına her türlü ihtimal geliyor. umarım çocuklar bileğinin hakkıyla almıştır da ülkeye faydalı bireyler olurlar.

  • (romica evlilik yıldönümü kutlaması için makyaj yapmıştır, çocukları çabucak giydirip babaneye bırakma telaşı içindedir. ege (4,5 yaş) ve ilay (2,5 yaş ) tuhaf tuhaf annelerine bakmaktadırlar.)

    ege: anne senin gözüne ne oldu?
    romica: makyaj yaptım oğlum, gözüme far sürdüm.
    ilay: anne korrkunç olmuş.
    ege: hayır hiç de korkunç olmamış, değişik olmuş.
    romica: (umutlanır) nasıl değişik olmuş, iyi mi kötü mü?
    ege: iğğrenç değişik olmuş.