hesabın var mı? giriş yap

  • birçok firma; ürün satışını arttırmak veya marka ve ürün tanıtımı yapmak için çekilişler düzenlemektedir. çekiliş sonucunda çeşitli hediyeler verilmektedir. bu hediyeler araba, bisiklet, playstation , telefon, tablet gibi şeyler olmaktadır. kampanya çekilişlerini kazanan insanlar kimlerdir diye arada soruyoruz ya, işte bu yazıda bu "insanların" nasıl ortak özelliklerini anlatacağım.

    çekilişler her ne kadar milli piyango idaresi gözetiminde yapılsa da birçok hile şüphesi bulunmaktadır. hasbel kader bir çekilişe katılmıştım ve sonucuna bakmak için bir siteye girdim. çekiliş sonuçlarının listesini gördüğüm anda gözüme bir il çarptı. adana

    çekilişin 3'te 1'ini adanadakiler kazanmıştı. daha sonra soyadlarına baktığım zaman dikkatimi 2 farklı soyadı çekmişti. "oğurel" ve "noyan" 16 tane oğurel ailesi, 8 tane de noyan ailesi çekilişten hediye kazanmıştı.

    ilgili link buradadır.
    (çerezos bisiklet çekilişi)
    ( verdiğim bütün sayfalarda ctrl+f ile ilgili soyadlarını aratabilirsiniz)

    daha sonra diğer çekilişlerde de bu kişiler var mı diye bir araştırma yaptım.

    coca cola vestel buzdolabı çekilişi, 3 farklı çekiliş var 32 tane oğurel ailesi, 14 tane de noyan ailesi buzdolabı kazanmıştı. ilgili linkleri yine sırasıyla bırakıyorum.
    1
    2
    3

    first peugeot rcz çekilişi, 2 adet iphone 4, 1 adet notebook, 1 adet playstation, 2 de farklı hediyeyi oğurel ailesi, 1 adet de noyan ailesi hediye kazanmıştır.
    çekiliş sonucu için tıklayınız.

    haribo iphone 7 çekilişi, oğurel ailesi 1 adet playstation, 4 tane de hoverboard (elektrikli kaykay) kazanmıştır, noyan ailesi ise 1 tane iphone 7, 1 tane de hoverboard (elektrikli kaykay) kazanmıştır.
    haribo çekiliş sonucu için tıklayınız

    sütaş vestel tablet çekilişi, 3 tane tableti oğurel ailesi, 1 tane de noyan ailesi kazanmıştır.
    süteş çekiliş sonucu için tıklayınız

    carrefoursa unilever bahar kampanyası, 1 adet çamaşır makinesi, 6 adet elektrikli süpürge oğurel ailesi, 4 adet elektrik süpürgesi ise noyan ailesi tarafından kazanılmıştır.
    çekiliş sonucu için tıklayınız

    arko men – carrefoursa çekilişi, 1 iphone 6, 1 barcelona seyahati oğurel ailesine gitmişti. noyan ailesi ise 1 tane bisiklet kazanmıştı.
    arko çekiliş sonucu için tıklayınız

    nivea – carrefoursa çekilişi, 1 tane led tv oğurel ailesine gitmiştir, sanırım noyan ailesi çekilişi kaçırmıştı *
    nivea çekiliş sonucu için tıklayınız

    sonra google'da bu aileleri araştırdığımda yalnız olmadığımı gördüm.
    donanımhaber'deki başlık için (yine adana yine oğurel ve noyan ailesi işbaşında) tıklayınız

    uludağ sözlük (uğurel ailesi) başlık için tıklayınız

    facebookta bir yazı (çekilişte şike mi var?) yazı için tıklayınız

    çekilişlerin hepsinin güvenliği ve güvenirliğinden başta milli piyango idaresi olmak üzere, ilgili firmalar sorumludur. bu ihtimalleri biran evvel kontrol etmeleri gerekmektedir. insanlar bu şüphelerden haberi olmadan çekilişlere katılıyorlar, belki de hakları yeniyor.
    bu derdim için, "derdini öpeyim butonu" arayanlar varsa buyursunlar

    (not:linkini verdiğim sitelerle hiçbir alakam yoktur)
    edit: ilgili kurum, kuruluş ve ailelere herhangi bir suçlama yapılmamaktadır. sadece şüphelere dikkat çekilmiştir.

  • kadınların cadı diye yakıldığı ortaçağ karanlığından 500 yıl sonra ortadoğu bataklığında yaşanmış bir olayın nesnesi olmuş zavallı kadın.

  • hemingway'in bu anlardaki hüznü anlatan bir kitabı var, ismi "çatallara veda". 400 sayfa falan, nasıl bi içlendiyse artık.

  • daha önce türkiye'nin 2021 yılı trafik kazası istatistiklerini buraya taşımıştım. gelenek haline getirelim.

    emniyet genel müdürlüğü tarafından yayınlanan istatistiklerdir. tüik'in haziran ayında yayınladığı istatistiklerden farklı olarak sadece kaza yerinde ölen sürücü bilgilerini içermektedir. tarafların anlaşarak tutanak tuttuğu kazalar da dahil değildir.

    ölümlü-yaralanmalı kazaların 8.746 tanesine bisiklet dahil olmuştur. 2021 yılında ise bu sayı 8.887'dir. bisikletlileri trafikte görmediğimiz ya da umursamadığımız ortadadır.

    ölümlü kaza sayısı: 1.919 (2.032*)
    yaralanmalı kaza sayısı: 195.011 (185.492*)
    maddi hasarlı kaza sayısı: 288.118 (242.680*)
    toplam kaza sayısı: 485.048 (430.204*)

    ölen kişi sayısı: 2.282 (2.422*)
    yaralı sayısı: 291.151 (276.935*)

    ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarının oluş şekline göre türleri:
    karşılıklı çarpışma: 11.211
    arkadan çarpma: 21.173
    yandan çarpma: 62.932
    yan yana çarpışma: 2.968
    duran araca çarpma: 2.780
    zincirleme çarpışma: 732
    çoklu çarpışma: 815
    engel/cisim ile çarpışma: 9.949
    yayaya çarpma: 34.400
    hayvana çarpma: 1.010
    devrilme/savrulma/takla: 23.310
    yoldan çıkma: 22.242
    araçtan insan düşmesi: 1.626
    araçtan cisim düşmesi: 79
    park etmis araca çarpma: 1.703

    ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarında kusur durumu:
    sürücü: 203.923
    yaya: 22.195
    araç: 5.045
    yol: 901
    yolcu: 2.750

    trafik cezası sayıları:
    yayalara uygulanan: 4.714
    yolculara uygulanan: 23.768
    sürücülere uygulanan: 3.908.687
    araç plakasına uygulanan: 19.175.738
    toplam: 23.112.907

    alkollü olarak araç kullanan kişi sayısı: 213.662
    100 ceza puanını dolduran kişi sayısı: 7.848
    5 kez hız limitini aşan kişi sayısı: 692

    *parantez içleri 2021 yılı verileridir.

    istatistiklerin tamamı

  • kesinlikle (bkz: sabun).

    hadi tesadüfen bir şeyleri karıştırıp kaynatıp deneme yanılmayla sabunu buldun (ki o bile çok acayip), bunun temizliğe yaradığını nasıl fark ettin? ben olsam kesin bir tadına bakar, sonra da "bu ne saçma bir şey oldu ya böyle!?" diye tükürüp atardım.

    edit: 83mxx'in dediğine göre ilk olarak nil nehri'nde keşfedilmiş. hatta şöyle açıklamış: "ölüleri yakıyorlar ve cesetlerden süzülen yağ ve kül nil nehrinin sularına karışıyor ve nehirde çamaşır yıkayan kadınlar nehrin bir bölgesinde yıkanan çamaşırların daha temiz olduğunu farkediyor. ve araştırma sonucu devrin mucitlerinden birisi sabunu (yani yağ+kül) keşfediyor." şahsen benim aklıma yattı*.

  • eduardo galeano'dan alıntıyla, bir epigrafla başlayalım:

    "büyüyün ve çoğalın dedik, makineler de büyüyüp çoğaldılar. bizim için çalışacaklarına söz vermiştiler. şimdi biz onlar için çalışıyoruz. gıda miktarını artırsınlar diye icat ettiğimiz makineler açlığı çoğaltıyorlar. kendimizi savunmak için icat ettiğimiz makineler bizi öldürüyorlar. hareket etmek için icat ettiğimiz otomobiller bizi hareketsiz hale getiriyorlar. buluşmak için icat ettiğimiz şehirler bizi yalnızlaştırıyorlar. iletişim kurmak için icat ettiğimiz öncü büyük iletişim araçları, ne bizi dinliyorlar ne de bizi görüyorlar. biz makinelerimizin makineleriyiz. onlar masum olduklarını iddia ediyorlar. ve bunda haklılar."

    tüketim toplumu da bu yolla oluşturulmadı mı zaten?! bence tükettiğimiz şunca ürün(hatta hizmetleri de katabiliriz) gereksiz ve boş beleş. insanlar neden buna uyanamaz anlamış değilim. her şeyi ihtiyaçmış gibi, ne bileyim olmazsa ezik kalırmışız gibi ya da egomuzu okşamak adına bize kakalamıyorlar mı?!

    mesela şişelenmiş meyve suyu diyelim. bakıyorsun bunun reklamları oluyor. olağanüstü estetik portakallar havada uçuşuyor; mandalinaları, narları ninjalar ortadan ikiye ayırıyor. bembeyaz dişleriyle sağlıklı bir kadın, öğle sıcağının altında bunu yudumluyor falan filan. sonra da adam gidip bunu satın alıyor. bu kadar salakça bir şey olabilir mi? biz şişelenmiş, paketlenmiş meyve suyundan önce de vardık. ben portakal seviyorsam giderim, onu alırım; istersem basit bir aparatla bunun suyunu da çıkarırım. senin "renklendirici içermez" sempatikliğine gerek duymadan, zaten benim için gerekli olan formda onu tüketirim.

    şöyle güzel bir söz var; "insan nedir biliyor musun? ağaçları kesip kağıt yapan, sonra o kağıda, ağaçları koruyun, yazandır.'

    insanlara bu tarz tüketim alışkanlığı kakalanıyor. neden? belki de sürekli sistemin çarkları arasında kalsın diyerek. doğanın bana sunduğu şeyleri, basit dönüşümlerle tüketmek varken, neden bu çeşitlendirilmiş, üstelik temsil ettiği gıdanın, kıyafetin yerini tutamayan işleri tüketeyim ki? bir insanın ihtiyaçları genel olarak bellidir; kapasitesi de öyle. şurada kaç litre kapasiteli miden olduğu; günlük kalori ihtiyacın belliyken; boyun posun ortadayken neden bu tüketim çılgınlığı.

    ben kendimce bu ürünlere "ürün gereksinim oranı" ile yaklaşıyorum. gereksinimim olmayan şeyleri satın almıyorum. mesela kişisel olarak otomobil sahibi olmak aptalcadır. ama tabii konfor satın alıyorsun; araban kapının önünden kalkıyor diyeceksiniz. "bas düğmeye, bak keyfine" diyerek kontralar yapacaksınız. zaten bu yüzden eduardo galeano'nun sözlerini paylaştım yukarıda. size konforunuz karşılığında bir adet eylemsizlik kakalıyorlar. pekala işlerinizi toplu taşıma araçlarıyla da halledebilirsiniz. "ama orada ebemiz belleniyor" diyeceksiniz. işte araba satın alıp, hayatla mücadeleye girmek size zor geliyor. kendi doğanıza ters düşüyorsunuz. bizlerin nefsini, egosunu okşuyorlar.

    insanlar birbirlerine caka satmak derdinde. halbuki şöyle dikkatlice baksak, dünya ekonomisi her an resesyona girebilecek, kritik bir çizgide dönüşüyor. şöyle bir hayatıma baktığımda bir çok üründen çok kolayca vazgeçebileceğimi, hatta bunlar olmayınca, bir miktar iyileşeceğimi de öngörüyorum.

    senin için geçmiş kardeşim, diyebilirsin. belki de öyledir. ama artık bu salaklığa başkaldırmak istiyorum ve bu yazdıklarım ideolojiler üstü bir yazıdır dünyanın aptal gidişatını kaldıramıyorum. başkasının ağzıyla konuşan bu yüzeysel toplum; ucuz zevklerin yönlendirdiği bu barkod karşılığı değiş edilmiş canlı etten tiksiniyorum adeta.

    http://www.youtube.com/…vyhvt_jebg&feature=youtu.be

  • puan tablosunu 7 kere açtım baktım. dur gene bakayım, valla lideriz... bi daha bakim, lideriz ya lan.

    alışık diilim pek. normalde şu an izlandaya 6 atsak, andora ona 5 atsa, fransa türev alsa, moldova teğet geçse hesabı yapıyor olmalıydık.

    vay anasını ne güzelmiş böyle be. dur bi daha bakim... valla halen lideriz. ne güzel lan.