hesabın var mı? giriş yap

  • paralel evrenler kurgubilim yazarlarının ortaya attığı bir konu değil; üzerinde geniş kapsamlı araştırmalar yapılmakta olan bilimsel bir teoridir. ancak içeriği net olarak anlatabilmek adına, çok kısaca iki kuantum evreni (atomdan küçük parçacıkların ve hatta daha fazla bölünemeyecek kadar küçük parçacıkların evreni) özelliğinden söz etmek gerek.

    süperpozisyon, pek çok olasılığın (buna "kader yapısının" diyelim) var olduğu bir "olasılıklar bulutu"dur. her bir olasılık ise "burada her şey olabilir" şeklinde tanımlayabileceğimiz "dalga fonksiyonu" adlı yapıdadır. dalga fonksiyonundaki parçacıklar, evrenimiz olan makrokozmosta yapmayı düşlediğimiz, ancak sadece sinema filmleri ve kurgu bilim romanları ile izleyip okuyabildiğimiz nice eylemi yapabilmektedirler. örneğin aynı anda pek çok yerde bulunabilmekte; birden ortaya çıkıp, birden yok olabilmekte; duvarlardan geçebilmekte; bölünüp sonra birleşebilmektedirler.

    içinde yaşadığımız gerçeklik ise süperpozisyon olasılıklarından birinin "ölçümü" (gözlemi) ile var olur. kuantum fiziğinde buna "observer effect" denir. ölçülen olasılık "çöker" (quantum collapse, quantum reduction); içinde yaşadığımız kısıtlı ve maddeden oluşan gerçekliği var eder. ölçülmeden önce her şey dalga fonksiyonundadır (nothing is real until its observed). yani dalga fonksiyonundaki bir parçacık ölçülünce çöker, katı maddeye dönüşür; ait olduğu olasılık gerçekliğimizi var eder.

    seçilmemiş (seçilmedikleri için çökmemiş) olasılıklar ise dağılmaktadırlar (yok olmaktadırlar). anılan yok oluşa ise "eşevresizlik" (decoherence) denir. bu demektir ki "eş-evre"lilik mümkün değildir.

    bu anlatılan durum, kuantum mekaniğinin denenmiş ve kabul görmüş olan kopenhag yorumudur. niels bohr bu teoriyi ortaya atınca -tahmin edileceği gibi- fizik dünyası karışmıştır. einstein bile yıllarca “biz bakmadığımızda ay birdenbire yok olamaz” (the moon does not simply disappear when we are not looking at it) ve “ben bakmadığım zaman da ay’ın orada olduğuna inanmak istiyorum” (ı like to think the moon is there even if ı am not looking at it) diyerek teoriye karşı çıksa da, bohr'un yanılmadığı deneysel olarak kanıtlanır.

    ancak sorun bu noktada sona ermez; çünkü bohr "ölçüm" şartını ortaya atmış olsa da, çökmenin nasıl meydana geldiği pek de belli değildir.

    böylece pek çok "çöküş" teorisi, bir dolu farklı yorum doğar.
    - örneğin orch or yorumu işin tam ters yönde işlediğini öne sürer. bu yoruma göre gerçekliği her zaman ölçüm çöktürmemektedir. gerçeklik, uzayzaman belli bir kıvrıma (curvature) gelince kendi kendine çökmekte ve gerçekliği var etmektedir.
    - stapp, von neumann, heisenberg gibi fizikçilere göre ise seçimi ölçüm değil, bilinç yapmaktadır! eğer her bir süperpozisyon olasılığına bir "kader" dersek ve seçimi bilinç yapıyorsa, bireysel kaderimizi belirleyen unsur, göklerde oturan eli yıldırımlı despot tanrılar, kahpe felek, zalim kader değil, kendi bilincimiz demektir.

    1957 yılında ise hugh everett ııı, princeton üniversitesine verdiği "evrensel dalga fonksiyonu teorisi" (the theory of the universal wave function) adlı doktora tezi ile "çoklu dünyalar yorumu"nu (many worlds ınterpretation) ortaya atar ve "evren, tüm olasılıkları içeren tek bir dalga fonksiyonudur" der. many worlds yorumuna göre seçeneklerin seçilmeyenleri (çökmeyenleri) dağılmamakta (yok olmamakta), her biri farklı gerçeklikler şeklinde var olmayı sürdürmektedirler.

    paralel evrenler, işte bu var olmayı sürdüren (seçilmemiş/çöktürülmemiş) olasılıklardır.

    çoklu dünyalar yorumu, her ölçüm yapıldığında (gerçeklik ve bir kuantum sistemi, ölçüm aracılığıyla etkileşime girdiği her anda) süperpozisyonda bir "ayrılma" oluştuğunu, bu farklı olasılıkların (farklı "akış"ın, "zaman çizelgesi"nin, kaderin) var olmayı kendi dünyalarında sürdürdüğünü; ölçenin (observer'ın, bizim), bunlardan birinde kaldığını öne sürmektedir.

    söz konusu "dallara" ayrılma olayı ise her an, her saniye, her yerde oluşmakta; her parçacık birbiri ile ya da evrendeki başka bir şey ile her etkileşime girdiğinde "çoklu olasılıklar" ya da "dallara ayrılmalar" meydana gelmektedir. sözü edilen "çoklu olasılık" sayısı ise akıl almayacak kadar büyüktür. bu sebepten her birimizin, doppelganger adı verilen paralel ikizler olarak, milyondan fazla çeşit kaderde yaşamakta olduğumuz söylenebilir!

    max tegmark: "kuantum mekaniğine göre elektron sadece iki ayrı yerde olmakla kalmıyor; heisenberg uncertainty principle'a göre iki ayrı yerde olmak zorunda. bir lazer işaretçiden çıkan ışın, bir saydam yüzeyden geçince iki veya üç ayrı yerde oluyor. yani fotonlar aynı anda üç yerde oluyorlar. biz de parçacıklardan yapılıyız. eğer onlar aynı anda birkaç yerde birden oluyorlarsa biz de olabiliriz.

    frank tipler: "paralel evrenlerin makroda da olduğunu görememek, schrödinger’ın denklemine inanmamak anlamına gelir."

    brian greene: “paralel evrenlerin birinde hiroşima ve nagazaki’ye atom bombaları atılmamıştır; savaşı hitler’in kazanmış olması bile muhtemeldir."

    stephen hawking: "apaçık olarak doğru" (self-evidently true).

  • sevdiğim bir program değildir güldür güldür ama bu skeçte gaziler ile alay edilmiyor, tam tersi gazilere saygısızlık yapan kişiyi yeriyor.. olum okuduğunu anlamıyor millet tamam da izlediğini de anlamıyor amk..

    lanet gelsin bana güldür güldür savundurttunuz yahu.

  • messi'yi gören nesil, deniz baykal'ın istifasını da görmüştür. resmen gıpta ile bakılacak bir nesiliz.

  • birkaç entry yukarıda marketplace kullanmayı öğrenin diye bir arkadaş çemkirmiş.

    2023 yazında xiaomi kulaklık aldım, 1 ay sonra bozuldu, garantiye yolladım. garantiden de 2 gün sonra bu ürünün kaydı kuydu yok, biz bu ürüne bakmayız dediler. ürünün satıcısı direkt trendyol'du bir de.

    10 ayı geçti, trendyol ile onlarca mesajlaşma, verilen onlarca söze rağmen ürünü kaybettik ya biz diyerek asla iade yapmadılar. 2 kere kargom kayboldu sözde sonra aa bulduk dediler. bunu iki kere yaptılar, ikisinde de yaklaşık 2-3 ay sonunda aa şeytan saklamış ürüne ehe bulduk ya dediler. ürün defalarca incelemeye alındı, ardından da 7-8 ay sonunda garantiye gönderildi.

    en sonunda ürün garantide, size firma yollayacak dediler. firma da şansa ürünümü ben batıdayım, bir doğu iline ve başka isimde birine yollamışlar. artık ortada mal da yok.

    bunun üzerine 2 ay önce para iadesi yapacağız dediler onun da üzerine yattılar. ürünün şu an fiyatı aldığım zamanın 3.5 katı. verecekleri ücret çöp kadar kaldı, ürünüm de yok, ona rağmen hala ne ürünü ne parayı hiçbir şey vermiyorlar.

    10-11 ay diyorum evet. bu saatten sonra beni öldürün trendyol'dan elektronik almam, alanın aklından şüphe ederim, internet böyle olaylarla dolu.

    tekrar ediyorum, satıcı direkt trendyol.