hesabın var mı? giriş yap

  • düşük maliyetli havayolu kavramını bize öğretebileceğini sanan gerizekalılar tarafından savunulan şirket.

    anlamadığınız şu güzel kardeşim, kimse neden düşük maliyetli havayolu politikası uyguluyorsun diye kızmıyor pegasus'a. kötü hizmet verdiği ve fiyat politikalarını kötüye kullandığı için kızıyor.

    1. ucuz hizmet almak kötü hizmet almak demek değildir. görece ucuz bilet satman, bazı gerizekalıların dediği ''lan bu paraya daha ne istiyorsun?'' deme hakkını ancak çerkeş otogarında verir sana, havalimanında değil. bak dünyadaki lowcostlara anlarsın ne demek istediğimi.

    2. low-cost'san eğer bir görelim 1 euroluk kampanyalar şöyle delikanlı gibi, 49 euro'dan başlayan fiyatlarla diyip 99 euro kaktırarak low cost olunmaz.

    3. çalışanlarını eğit. terbiye ver. çayıra salınmış gibi çalışmasınlar.

    4. çağrı merkezinden para almak ne lan değişik? uçağa giriş parası da isteyecek misin yakında?

    5. rötar yapma. yapacaksan sorumluluk al. yolcularını adam yerine koy, mağdur etme.

    6. bagaj kaybetme. evet kaybetme. 10 seyahatte 3 kez bagaj kaybetme.

    pegasus ucuz diye değil, kötü bir firma olduğu için eleştirilmektedir, ki en çok kullananlardan biri olarak kesinlikle katılıyorum.

  • akvaryum için azot döngüsü kabaca şöyle:

    balık-1->amonyak-2->nitrit-3->nitrat-4->oksijen-5->balık

    1-akvaryumdaki balıklar v.s. amonyak üretir(her canlı gibi). bildiğiniz gibi insan oğlu işer. balıklar ise işemez. biz ürettiğimiz amonyağı daha az zehirli olan üreye dönüştürürüz ve üreyi işeyerek vücuttan atarız. balıklar ise amonyağı direk olarak vücutlarından suya geçirirler böylece balık kendisi için son derece zehirli olan amonyaktan kurtulmuş olur.

    2 ve 3- bakteriler amonyağı besin olarak tüketirler ve sırasıyla önce nitrite daha sonra daha az zehirli olan nitrata dönüştürürler. yani akvaryumdaki biyolojik yapı (bakteri kültürünün yetişmesi) ne kadar oturmuşsa akvaryum okadar sağlıklı olur. çünkü son derece zehirli olan amonyaktan çok daha az zehirli olan nitrata dönüşümü sağlayan bakterilerdir. o yüzden bakterileri sevip sayalım lütfen.

    4-akvaryum içerisindeki bitkiler nitratı besin olarak tüketirler ve oksijen üretirler. evet evet fotosentez dediğimiz bu işte.

    5-oksijen balıklar tarafından tüketilir ve döngü başa sarar.

    azot döngüsü oturmayan akvaryumlar sağlıksız akvaryumlardır ve çok sık su değişimi gerektirirler. akvaryumunuzda azot döngünüsü nasıl sağlayacağınızı merak ediyorsanız öncelikle biyolojik filtrasyon ve bitkili akvaryum konusuna hakim olmanız gerekir. onları da başka zaman yazarız artık.

  • "bentley içinde simit" ve "ferrari içinde nargile" fotoğrafları ile türk zengini'ni özetleyen fotoğraflardır.

  • prof.dr. philip g. zimbardo ve ekibi tarafından her detayı ince ince düşünülmüş bir sosyal psikoloji deneyi. örnek vermek gerekirse bu deneyde gardiyan rolünü üstlenen öğrencilerin gözündeki kocaman çerçeveli güneş gözlükleri, bu gardiyanların duygularının mahkumlar tarafından anlaşılamaması için bilinçli olarak kullanılmıştır.

    bu gibi sosyal psikoloji deneylerinin tartışılmasının nedeni, deneyin asıl amacının saklı tutulması değil, deneklere başta söylenmeyen koşullar ve bu koşulların denekler üzerindeki olası olumsuz etkileridir. zimbardo deneyi'nde de mahkum olan deneklere kötü muamele görecekleri söylenmiş, ancak bu muamelenin gerçek hapishanelerde uygulananlardan biraz farklı olacağı deneyden elde edilecek sonuçların güvenilirliği açısından söylenmemiştir. deneyin en önemli koşullarından biri hapishanedeki baskı ortamının bir an bile bozulmaması ve mahkum öğrencilere neredeyse yirmi dört saat psikolojik olarak işkence edilmesidir. öyle ki bir ayağına zincir bağlanmış bir halde uyumak zorunda olan mahkumlar, yatakta dönmek isterken diğer ayaklarına çarpan zincirin verdiği acıyla uyanıp hapishanede olduklarını hatırlamaktadırlar. prof. zimbardo'nun bu detayla ilgili defterine düştüğü şu not can alıcıdır: "rüyalarında bile bu hapishaneden kaçmalarına imkan yoktu." '416 no.lu mahkum' ise yapay stanford hapishanesi'yle ilgili aşağı yukarı şunları söylemektedir: "devlet yerine psikologlar tarafından idare edilen bir hapishane, nihayetinde bir hapishane."

    prof. zimbardo'nun altı günlük kısa deney süresi içinde istemdışı olarak bir araştırmacıdan ziyade hapishane müdürü gibi düşündüğünü ve davrandığını fark etmesi; gardiyanlık konusunda hiçbir eğitim almamış öğrencilerin mahkumlar arasındaki birlik ve dayanışmayı kırmak için kendi aralarında yaptıkları görüşmeler sonucunda uygulamaya karar verdikleri yöntemlerin gerçekte de uygulanan yöntemler olduğunun öğrenilmesi; başlangıçta birkaç hafta süreceği bildirilen deney, işler iyice çığrından çıkmak üzere olduğundan (açlık grevleri, histeri krizine tutulan mahkumlar, isyan eden aileler, kaçış planları) bir haftayı doldurmadan sona erdirilince mahkum rolündeki denekler alacakları ekstra maaştan oldukları halde mutluyken gardiyanların çoğunun deneyin erken bitmesinden dolayı rahatsız olmaları bendenizi dehşete düşüren notlar arasındadır.

    özet olarak, etik olup olmadığı tartışıladursun, zimbardo deneyi bize insan davranışlarını anlama konusunda inanılmaz değerli bilgiler veren sıradışı bir deneydir.

  • gebze halkalı hattı ile yeni tanıştığımız şu günlerde size bir müthiş -bence- hizmet sunuyorum ekşidaşlar

    karşınızda gebze-söğütlüçeşme arası durakların, kendinden bir önceki durağa olan zaman farkı

    13.03.2019 17.35 ekleme:
    yazdığım saatler hattın boşken olan saatleri. mesai saatleri için 15 dk bekleme ardından söğütlüçeşme’ye tıklım tıklım dolu gelen araca, söğütlüçeşme’deki tıklım tıklım kalabalık eklendi, çoğumuz binemedik. yollar boştur şimdi arkadaşlar, yollara saldırın, herkes marmarayda

    06.29 gebze
    06.31 darıca
    06.33 osmangazi
    06.35 gtü
    06.38 çayırova
    06.41 tuzla
    06.44 içmeler
    06.46 aydıntepe
    06.48 güzelyalı
    06.50 tersane
    06.53 kaynarca
    06.56 pendik
    06.58 yunus
    07.01 kartal
    07.04 başak
    07.06 atalar
    07.08 cevizli
    07.11 maltepe
    07.13 süreya plajı
    07.15 idealtepe
    07.17 küçükyalı
    07.19 bostancı
    07.22 suadiye
    07.25 erenköy
    07.27 göztepe
    07.29 feneryolu
    07.32 söğütlüçeşme

  • iki yaşındayken annemle beraber yaşadığımız olaydır.
    gerçekten doğaüstüdür.
    o zamanlar babamın mesleği nedeniyle aydın'daymışız. bayram yaklaşıyormuş ama babam izin alamamış. mecburen annemle beni önceden memlekete yollayıp bayramın ikinci günü arkamızdan gelmek durumunda kalmış. hikaye tam da burada başlıyor. annemle otobüste gece yolculuğu yaparken iki yaşında bir bebek olan ben "anne çiş" demişim. dağların arasındayız. dinlenme tesisine daha çok varmış. muavin de anneme "indir şu kenara yaptırıver abla" demiş.
    annem beni indirmiş, işlem tamamlanmış.
    tam o sırada.....

    şoför otobüsü çalıştırmış. bizi almadan yanımızdan basmış gitmiş. annem arkalarından koşturmuş ama nafile...

    bavullar arabada. çanta yok. cüzdan yok. ve o zamanlar cep telefonu da yok....

    kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda gecenin kör karalığında 27 yaşında bir kadın ve elinde bir bebek.annem ağlamaya başlamış. burada çocuğumla ölücem demiş.

    tam o sırada....

    yoldan aniden bir araba çıkagelmiş. zınk diye annemin önünde durmuş. içinde upuzun sakallı iki tane adam. annem korkudan bayılmak üzere artık kaçıcakmış. adamlar "bacım biz polisiz gel" demiş. annem telsizleri falan da görünce arabaya binmiş. saate bakmış saat tam "ikiyi dört geçiyor".

    neyse polis otobüsü çevirmiş yolda annemi geri bindirmiş. şoföre ceza kesmiş. annem sabah memlekete ulaşmış. bu olayı üzülmesinler diye kimseye anlatmamış...

    taa ki babannem "kızım gece içime bi korku girdi saat ikiyi dört geçe kalktım sana dua ettim" diyene kadar.

  • bu yemekler paylaşılmış ama ben yakın zamanda fransada okumuş bir öğrenci olarak size işin aslını anlatayım.

    yemekhanede bu menü çıkmaz, bundan çok daha fazlası çıkar. öğrencilerin kartlarıyla turnikede yaptıkları ödemeyle 4-5 çeşit yemek alma şansı vardır. bu çeşitler puan sistemiyle belirlenir, her yemeğin bir sayısal puanı vardır ve genelde elinizdeki puan hakkı 4-5 çeşit yemek alabilmenizi sağlar. fazlasını alöak isterseniz puan başına belli bir cent ekstra ücret ödeyerek alırsınız.

    bu çeşitler arasında 3-4 çeşit sebze yemeği, salatalar, 3-4 çeşit et (tavuk, balık, dana, domuz gibi farklı opsiyonlarla), peynir çeşitleri, 3-4 çeşit tatlı, 3-5 çeşit peynir, ve börek çörek kiş gibi hamur işleri ve içecekler olur. yani toplamda en az 20-30 çeşit yemek arasından şeçersiniz tepsinize koyacağınız yemekleri. öğlen yemeğinde tepsimi alıp peynir, avokado, koca bir biftek, sebze yemeği ve tatlı yediğim günler çoktur.

    bu yemekhaneler fiyat olarak çok uygundur ve sadece üniversitelerin içinde olmaz, üniversite sayısı çok olan şehirlerde şehrin çeşitli mahallelerinde de bulunur. okula gitmediğiniz günlerde de evinize yakın yemekhaneye gidip krallar gibi beslenebilirsiniz.

    sosyal devlet zannediyorum böyle bir şeydir.

  • 31 aralık 2005 gecesi, evin oturma odasında 1 kız 2 erkek kalmıştır. erkeklerden atik olanı ile kız televizyonun kumandası için kavga ederken yavaş yavaş işi pişirmeye başlarlar ve içerdeki boş odalardan birine geçerler. yalnız kalan eleman sabah arkadaşı odadan çıkınca:
    - bi kumanda için insan insanı sker mi lan?

  • ifadesinde 'çocuğumuz olmayacağı için üzüldüm, stresten yaptım' demiş. senin çocuğunun olmaması insanlık için daha hayırlı olacak zaten allahın cezası. bu caniyi iyi halden serbest bırakan hakime ne demeli peki? bu hayvan hakları yasası boşuna mı var?hangi hayvanı koruduğunu gördük bugüne kadar. yazık günah masum canlar bu caniler tarafından katlediliyor.

  • şu sosyal medya ve gerçek hayatta pek çok adres isteyen gördüm, hiçbiri fiile dönüşmedi. ilk gördüğüm fiile dönüşen kavga 3 kız arasında oldu. hem de ağıza burna diz atmalı. çok korkutucu canlılar gerçekten.