ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
acemi asker komutan diyalogları
-
ilk zamanlarda yaşanan bir telefon konuşması;
beholder: alo
ast: astsubay cafer ( agzinin içinde geveleyerek)
beholder: kim?
ast: astsubay cafer ( istifini bozmadan)
beholder: tane tane söyle anlamıyorum
ast: as subay ca fer
beholder: tamam, ne oldu?
ast: sen kısa dönemsin di mi?
beholder: evet!?
ast: uzun dönemlerden birini çaar bakıim.
beholder: olur (yüzzüsce)
yaran tesadüfler
isviçre'de ötanazi ile ölmeyi seçen adam
-
adamın hastalığı nedir bilmiyorum ama bunu seçtiğine göre kendisini daha kötü bir ölüm şekli bekliyordu herhalde.
bana işin ürkütücü gelen tarafı şu:düşünsenize akşam yatıyorsunuz ve yarın sabah öleceğinizi biliyorsunuz. o günün son gününüz olduğunu, yediğiniz yemeğin son yemeğiniz olduğu biliyorsunuz.sabah kalkıyorsunuz kalktığınız son sabah oluyor.
umarım kimse bunun gibi bir seçim yapmaya mecbur kalmaz.
edit:yazar arkadaşlar sağolsun bilgilendirdiler. abimiz motor nöron sinir bozukluğundan (sanırım als olarak geçiyor) muzdaripmiş.
arabayı ters park eden tip
-
var bir sebebi doğru. geri girerken ki esnada sağı solu rahat görebilirsin çünkü dışarıdasın ama geri çıkarken hiçbir bok göremezsin tehlike yaratırsın boş yere.
ulusal kan stoklarımız azaldı
-
kan vermekten kaçmıyoruz, kan vermekten kaçınıyoruz.
medine dilencisine döndü iyice.
(bkz: sultanahmet'te dilenip ayasofya'da sadaka vermek).
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
fifa yükledikten sonra oyunu açarken klavyeyi sağa sola kaydırmayı akıl edemeyerek 2 hafta boyunca bilgisayarın yaptığı maçları izlemek.
bursa'da bulunan 500 milyar dolarlık mermer yatağı
-
hemen 35 milyar dolara yabancılara satılmalıdır.
debe editi: bunca yıllık suser'im, ilk defa bi entry'm bu kadar favorilendi ve debe'ye girdi. kendimi 50 sene oscar alamamış, yıllar sonra teselli için yaşam boyu başarı oscarı verilmiş yaşlı karakter oyuncusu gibi hissettim.
el sıkışmadıkları için vatandaşlık verilmeyen çift
-
"isviçre'nin lozan kentinde müslüman bir çift, karşı cinsle el sıkışmayı reddettikleri gerekçesiyle isviçre vatandaşlığı'na kabul edilmedi."
hayır yani gerçekten, kültürüne düşman olduğun bir ülkeye gidip neden vatandaşlık almak ister bu tipler anlayamıyorum!? insanlar da haliyle kendilerinin doğru buldukları bir şeyi yanlış olarak gören organizmaların kültür şoku yaşamamaları için en doğrusunu yapıyorlar.
kaynak
madem kural yok gidip 20 tane mercedes kiralayayım
-
"çok iyi olur" şeklinde cevap verilesi
yaran fıkralar
-
temel, hac farizasını yerine getirmek üzere eşi fadime'yi de yanına katıp kabe'ye gitmiş.
sıra şeytan taşlamaya gelince fadime kocaman taşları alıp iblise fırlatıyor. her seferinde daha büyük bir hınçla koca koca taşları alıyor, "kör gözüne şeytan" diyerek fırlattıkça fırlatıyor.
elinde taş kalmayınca ayakabısına eğilip çıkarıyor.
tam fırlatacakken temel yetişip kolundan tutuyor ve sinirli bir şekilde, "sen ne yapıyorsun?" diye soruyor.
panikleyen fadime, "şeytan taşlıyorum ne yapacağım?" diyebiliyor ancak.
aldığı cevaptan tatmin olmayan temel iyice hiddetleniyor: "ula manyak mısın kadın? sen bunun kim olduğunu biliyor musun?"
fadime, "kim olacak şeytan iştee" deyince önce "ya sabır" çekiyor, sonra hafiften kulağına eğilip akıl vermeye başlıyor:
"ula gözünü seveyim beni çıldırtma! taşladığın şeytan bir zamanlar allah'ın en sevgili meleğiymiş. yarın onların arası düzelir, biz kötü oluruz. sen her ihtimale karşı taşları ölçülü at!"
...................
belki daha önce burada yazılmış bir fıkra olabilir ama çalıştığım kurumda 15 temmuz darbe girişimi sonrası fetöcü olduğu için khk ile atılan vatandaşların bir bir geri döndüğünü ve çalışmadığı döneme ait maaşları da faiziyle aldığını görünce (ki kendileri net fetöcüydü) bu fıkrayı bir anımsamak, anımsatmak istedim. hatta dur bununla ilgili bir de başlık açayım.
(bkz: fetöcülerin memuriyetlerine bir bir geri dönmesi)
türkiye bölgesel kürt ligi
-
(bkz: kırmanchester united)
kola cips ve çikolataya reklam yasağı getirilmesi
-
rtük'ün yaptığı az sayıdaki doğru işlerden biri.
şeker fabrikalarının kapatılmasıyla memlekete sokulacak ne idüğü belirsiz şeker türlerini içeren zehirli gıdalara çocukların alışması bir nebze engellenmiş olur böylece.
cipsin ve kolanın zararları da ortada zaten.
şurası bir gerçek ki yediğimiz abur cuburlar glikoz-fruktoz şurubundan dolayı aşırı tatlı. erken yaşlarda bu tada alışmak kişiyi şekere bağımlı hale getiriyor.
toplum sağlığı adına yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri çocukları şekerden (özellikle kötü şekerden) uzak tutmak. reklamların yasaklanması bu yolda önemli bir adım.
edit:
1. lostunfinalbolumu uyardı, yasak sadece çocuk kanalları ve programları için geçerliymiş. başlangıç için bu da iyi. ileride tüm tv yayınları için geçerli olmasını dilerim.
http://www.trthaber.com/…i-yasaklaniyor-357650.html
2. yasakçı zihniyet ve seçim özgürlüğü bağlamında karşı çıkış bildiren arkadaşlar var.
bebeklerin ve çocukların beslenmesinde seçme özgürlüğüne dayanan "demokratik" tavır doğru mudur? bilinçli hangi anne-baba çocuğunun lezzetli ama çok sağlıksız yiyecekler yemesini ister? şeker fabrikalarının kapatılmasına elbette karşıyız, bize kötü şeker içeren gıdalar yedirmeye çalışıyorlar. ama şekerin her türlüsü zaten sağlıksız değil mi?
çevremde çayı şekersiz içen çocuklar var, bu çok güzel bir şey. yani bu mesele küçük yaşlarda edinilen beslenme alışkanlığı ile doğrudan ilgili. gıda konusunda toplumsal bilinçlenme için bu karar sağlam bir farkındalık yaratabilir.
sadece şeyma
-
cahilin özgüveni bilgede olsa dünya bambaşka bir yer olurdu.