hesabın var mı? giriş yap

  • canlandırmayı izlerken heyecandan ölecektim neredeyse. bir an nefesim kesildi gibi oldu. kadın delirip çıldırdıgi an gözüm hep masadaki biradaydı. ben böyle oyunculuk görmedim. butun darbeleri birayı teğet geçti. hele o yastıkla vurma sahnesinde cenin pozisyonunda titredim hep. yastık denk gelecek bira düşecek diye aklım kaydı. yemin ederim ağlardım. bir bira 10 lira amk. o yüzden puanım 10 üzerinden 9. çok heyecanlıydı. bir puanı da çerezleri döktü diye kirdim yanlış anlaşılmasın.

  • çanakkale savaşı süresince mustafa kemal ile liman von sanders arasında, savaşın gidişatı ve genel yönetimi bakımından esaslı görüş ayrılıkları olmuştur. von sanders - bir alman olarak, doğal biçimde kendi ülkesinin çıkarlarını düşünmüş ve - ingilizleri mümkün olduğunca çanakkale'ye yığıp, dikkatlerini batı cephesinden uzaklaştırmaya, güçlerini bölmeye yönelik bir strateji izlemişken; mustafa kemal, hemen her koşulda düşmanı hızla ve temelli yok etmeyi ön plana almıştır.
    bunun en tipik bir örneği, ingilizlerin karaya çıkarma yaptıkları 25 nisan 1915 günü yaşananlardır. von sanders muhteşem (!) bir öngörü ile ingilizlerin saros körfezinden çıkarma yapacağını düşünüp, ona göre bir savunma planı yapmıştır. mustafa kemal ise ingilizlerin çıkarma yapacağı yeri mutlak bir doğrulukla öngörmüş ve tarihe o meşhur "süngü tak!" talimatını vererek geçtiği gün yaşanmıştır.
    son olarak, von sanders'in o sırada hala saros körfezi çevresinde dolaşıp durduğunu, oysa asıl ingiliz çıkarma birliklerinin çoktan çıkarmaya başladıklarını söylemekten ben utanıyorum da şu günlerde bile bir yerden kıvırıp, atatürk'e laf atacak adamlar utanmıyor diyerek işbu entryime son veriyorum.

  • (bkz: sözlükte özlenen başlıklar)

    edit: ilk defa sadece bir bkz girerek bu kadar fav alıyorum..lan madem bu kadar kişi sol frame' de çıkan saçma sapan başlıklardan sıkıldı ve bu tarz bilgi başlıkları istiyor, o zaman o saçma sapan başlıklari kim açıyor ? kim o saçma sapan başlıklari gündemde tutuyor ? yönetim duy sesimizi ve sözlüğü eski günlerine döndürmek için bir şeyler yap.

  • homer ölecektir, son gece çocuklarını yatağında ziyaret edip onlar uyurken onlara güzel şeyler söyler, över tek tek. maggie'ye "ne tatlısın, ne şirinsin" der, lisa'ya "ne zeki, çalışkan b kızsın , övünç kaynağımızsın" falan der. sıra bart'a gelir, bakar bakar diyecek bir şey bulamaz ve:

    -bart, (bi kaç sn. sessizlik) ,yorganın çok güzel

  • 1883'te patlayan krakatoa yanardağı bir adayı yok etmiş, saniyede yarım mil (0.8km) hızla 17 mil (27 km) havaya kül püskürtmüş ve 36.000 kişiyi öldürmüştür.

    çıkardığı gürültü o kadar yüksekti ki 40 mil (65 km) uzaktaki denizcilerin kulakl zarları patlamıştır. 100 mil (160 km) uzakta dahi ses duyanlara kalıcı zarar verebilecek 170 desibeldi ve 3.000 mil (4.800 km) öteden dahi duyulabiliyordu. bu ingiltere'den çıkardığınız sesin abd'den duyulması anlamına gelmektedir.

    kaynağında ses o kadar yüksekti ki "ses" kavramının ötesine çıkmıştır.

    bir sesin en fazla ne kadar "gürültülü" olabileceğini açıklamadan önce desibel nedir, hangi ses kaç desibeldir, gürültü nedir gibi şeylere göz atmak gerekir.

    "bel", adını alexander graham bell'den alan ölçü birimidir. ancak tek bir "bel" o kadar büyük bir ölçüdür ki bilim insanları bunu 10'a bölerek bize bir "desibel"i vermişlerdir.

    desibel seviyeleri:

    kendi nefesimizin sesi: 10 db
    fısıltı: 20 db
    normal bir konuşma: 60 db
    gürültülü bir restoran: 70 db
    elektrikli matkap:– 95 db

    jill drake adlı asistan öğretim görevlisi, 2000 yılında 129 db ile dünyanın en yüksek sesle bağıran kişisi rekorunu kırmıştır.

    gürültü genel olarak istenmeyen sesleri tanımlamak için kullanılsa da aslında tüm sesler gürültüdür. akustik anlamda ise "ses olma sınırını aşan" her ses gürültüdür.

    tüm sesler, sesin kaynağından kulak zarımıza uzanan bir zincirde birbirine çarpan moleküllerin sonucudur. parmaklarımızı şıklattığımızda, parmaklarımızı çevreleyen hava molekülleri bozulur ve komşu moleküllere çarparak kulak zarımıza kadar uzanan gürültü dalgasını oluşturur.

    her molekül çok küçük bir mesafe kat etse de, sesin kaynağından kulağımıza kadar bir enerji dalgası oluştururlar. bu enerji dalgası (ses dalgası) yüksek sayıda molekül içeren yüksek basınçlı ve ardından gelen nispeten seyrek sayıda molekül içeren düşük basınçlı alanlardan oluşur.

    bir ses teknik olarak 194 desibelden daha yüksek olamaz. bu seviyeden sonra alçak basınç bölgelerinin tamamen boş yani molekül içermediği bir noktaya ulaşılır.

    gürültü kaynağı bu seviyeden daha fazla enerjiye sahipse hava moleküllerini ileri geri hareket ettirmek yerine doğrudan ileriye doğru itilir. bu itme sonucunda ses dalgası şok dalgasına dönüşür.

    krakatoa'dan gelen şok dalgası o kadar güçlüydü ki, dünya etrafında tam 4 kere dolaşmıştır.

    kaynak: science focus