hesabın var mı? giriş yap

  • sen gorev basinda iken sebepsiz yere neden istifa ettin. once bu soruyu cevapla sonra ayni ayarda misiniz ona karar verelim.
    mansur yavasin kesinlikle muhatap olmamasi gereken kisidir.

  • resmi dil derken?

    bir bölge, bilgilendirmeler kürtçe nin bir lehçesinde de yapılsın demiş. habere göre arapça, farsça ve türkçe yapılıyor kürt vatandaşlar anlamıyormuş.
    dezenformasyon içeren başlık açan yazara göre isviçre hükümeti türkçe, arapça ve farsçayı resmi dil olarak kabul etmiş mi oluyor?

  • madem abur cubur yemiyoruz kampanyası başladı ben de yazayım dedim. aslında hepimizin bildiği şeyler, ninelerimizin dedelerimizin beslenme şeklini biraz daha şıklaştırıp pratik hale getireceğiz o kadar.

    1- kuru yemişler; kavrulmuş olarak satılanların işlem sırasında katkı maddeleri ile zenginleştirdiği söyleniyor. bu yüzden çiğ olarak tüketebilir ya da tavada, fırında kendiniz kavurabilirsiniz. kabuklu alırsanız daha ucuza gelir. bu biraz süslü, ama siz evinizdeki malzeme ile şöyle servis hazırlayabilirsiniz. link

    2- kuru meyveler; her çeşidi var. şekerlendirilmemiş kuru kayısı, blueberry, kuru dut benim tercihlerim arasında. şekerli olmaması önemli, mesela yaban mersini aslında ekşi bir meyve olup şeker eklenerek kurutuluyor. bunları da şirin kavanozlarla salon ya da mutfağınızın bir köşesine yerleştirebilirsiniz. çok meraklıyım ya da zamanım var derseniz meyvelerinizi kendiniz kurutabilir şöyle şirin şeyler bile yapabilirsiniz. şirin şey1 şirin şey2

    3- taze meyveler; özellikle kış meyvelerinizi bir tabak içinde ortada tutun, araştırmalar buzdolabından meyve tüketmenin çok da sevilmediğini gösteriyormuş. (kaynak: malum)

    4- taze sebzeler; barlarda restoranlarda tırtıkladığımız o sebzeleri evimizde yapmak çok da zor değil aslında. link

    5- kurabiye, kek vs; annelerinizin alışkanlıklarını bir kenara bırakın, bir kaç deneme ile çok sevdiğiniz bir kurabiye ve bir kek tarifi bulun. az miktarda yapabileceğiniz ölçüye uyarlayın. bunu yapabileceğiniz küçük tepsi/kalıp edinin. canınız bu tür bir şey istediğinizde 2 yumurta ile kek yapmanın hiç de zor olmadığını göreceksiniz.

    kendinize kuru meyve ve kuru yemiş alabileceğiniz bir dükkan bulun. ben pazardan alıyorum ama sizinki yolunuz üzerinizde olsun. sağlıklı beslenmenin yolu pratik olmaktan geçer, bunu sağlayamazsanız bir bakmışsınız tekrar kötü beslenmeye başlamışsınız.

    yukarıda yazdıklarım başlangıç düzeyi, dünya uzun süredir buna kafa yoruyor. özellikle de çocuklarını sağlıklı beslemek için. üzgünüm ama kötü abur cuburların pazarı eğitimsiz ve fakir insanlar artık. bir an önce beslenme alışkanlıklarınızdan çıkarmaya bakın.

    şimdilik bu kadar aklıma geldikçe editlerim.

  • "giydikçe açılır" diyen tezgahtar, "uzadıkça şekil alır" diyen kuaför, "zamanla unutursun" diyen arkadaş... bunların hepsi aynı örgüte üye..

  • pen ödülü kurucularından marry lee settle film hakkında şöyle demiştir: "hayatımın en mutlu üç yılını aralarında geçirdiğim insanlarla kıyasla arabistanlı lawrence ve geceyarısı ekspresi'nde gördüğüm türkler çizgi film karikatürü gibiydiler."

    pauline kael: "hikaye hemen hemen herhangi bir ülkede geçiyor olabilirdi, ancak eğer billy hayes azami menfaat gütmek için hapse girmeyi planlıyorduysa bunu bir türk hapishanesinden daha iyi nerede yapabilirdi? kim türkleri savunmak isteyecekti? (columbia pictures'ın nasıl temsil edildikleriyle ilgili kaygılanmasını gerektirecek kadar bile yeterli bir film piyasaları yok)"

    world film directors yorumcularından biri: "geceyarısı ekspresi'nden daha vahşi bir milletten nefret ettirme filmi hatırlayamıyorum. ufku daraltan, izleyicilerinin en adi korkularını ve önyargılarını ve kinlerini onaylayıcı bir film."

    david denby: "doğrudan anti-türklükle alakalı, ve mahkumların haklarını veya hapishane şartlarını eleştirmekle hiçbir alakası olmayan, filmdeki bütün türklerin -gerek gardiyan gerek mahkum olsun- "ezik" ve "domuz" olarak lanse edildiği, ve hiçbir istisnaya yer bırakmayacak şekilde bütün türklerin dejenere, aptal ayılar olarak sunulduğu bir film."

    tanınmış ispanyol film dergisi fotogramas: "yapılmış en varsayımcı ırkçılık eylemlerinden biridir, hem de üstüne bir de ilericilik etiketiyle pazarlanıyor."
    kaynak

    filmin gerçek hayattan konu aldığı billy hayes bile bir röportajda filmin türkleri lanse etme biçimini eleştirmiş ve haksız bulduğunu söylemiştir. ayrıca film için özür dilemeye türkiye'ye gelmiştir. "türkler bu filmi hak etmiyorlar" demiştir. kaynak

    ana karakterin gerçek hayattaki versionu bile filmi haksız bulurken ekşisözlük cengaverleri nesnellik ve haklı eleştiri adı altında bu ırkçılığı aklamayı becerebiliyorlar. neyse artık yabancı eleştirileri de yazdım, batı filtrenizden geçtiğine göre bu fikri de onaylayabilirsiniz.

    düzeltme: uzun yorumlu eklemeyi silme ve yazım hatalarının düzeltimi.

  • yara bandını bir seferde çekip çıkarıyor, soğuk denize hiç tereddüt etmeden atlıyordur. içkiliyken midesi çok bulanırsa da beklemez kendini kusturur. kendisini tanıyorum, sınavlarda soruları bitirdikten sonra cevaplarını kontrol etmezdi. otobüse binmeden önce akbilini çıkarır, sonra da ortalarda oyalanmaz, kesinlikle en arkaya giderdi. hayat çok kesin değildir onun için aslında. her şey bir bulamaç halinde olduğu için bazı sıkıntıların hızlıca aşılmasını istiyordur. o sıkıntılar ise kendileriyle hızlıca yüzleşilse de, bir türlü aşılamıyordur.

  • güzel memleketimin birçok mahallesinde tedirginlik ile gerçekleştireceğiniz eylemdir. hele bir de kadınsanız!