hesabın var mı? giriş yap

  • cezayı da arabanın fiyatına eklerler. 8400 lira ceza caydırıcı değil.

    zorunlu edit: caydırıcılık adı altında gizli ek vergilendirmedir.

  • rahatlamaktır. insan pisliğinden, daha fazla kalp ağrıları ve ruha ağır gelen şeylerden kurtulmaktır. son zamanların dünyasında ise, ne insan "insan"dır ne de "ruh" ruhtur. bazen buna dayanamayan insanlar toprak altında çürümeyi dünya'nın en büyük hediyesi olarak görürler. dünya'nın en büyük hediyesi, herşeyin gelip geçici olduğu fikridir. bu da ölümdür. en iyi tanımı ise rahatlamaktır.

  • ağzını açan herkesi soruştursalar çok daha kolay olacak, tek tek zor oluyordur böyle. önce ankara barosu*, şimdi bu.

    izmir'de 30 ekim'de meydana gelen depremde yaşananlara ilişkin iktidara eleştirilerde bulunan sunucu öykü serter hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

    özetle şuursuz bakanlarını da al git ey iktidar demişti.
    düzenleme: şereftir tweeti atmış soruşturmaya karşı.

    konuşmanın tümü:
    bu şiddette bir depremde o evler yıkılmayıp sapasağlam kalsaydı bize mucize aslında gel gör ki, bu toprakların yokluk ve ölüm güzellemeleri, akıl, bilim ve teknolojiyle çözümlenebilecek insan odaklı meselelerin kadere yüklenmesi, siyaseten bu milletin duygusallığının suistimal edilmesi bize üç yaşındaki aydan’ın hayata uzanan elinin mucize olduğu kabulünü mecbur kılıyor. peki… deprem allah’tan ama insana verdiği akıl da... birini kullanmadan diğerine sığınamazsınız. sen tedbirini al gerisi allah’tan deriz. yani o evlerin yaşanamaz olduğunu bile bile yaşanan bu acıların suçunu allah’a atıp tertemiz sıyrılamazsınız. kadere rıza başka bir şey...

    depremle ilgili önergeleri reddeden, imar barışında imzası, yetkisi, etkisi olan herkes sorumlu. herkes bu masum insanların ölümünün sebebi, katili... deprem vergilerini çalan - evet çalan (hesabını veremiyorsanız çalınmıştır!) herkes bu acının müsebbibi, bu saatten sonra bu iktidara, idarecilere, yetkilere hesap sormayan herkes de başına geleceklere razı olmuş demektir. artık kendimize gelelim, yeter diyelim; öfkemize sahip çıkalım. bu halkın aklıyla, duygusallığıyla, imanıyla dalga geçer gibi oynadığınız, suistimal ettiğiniz yeter!"

    iktidarı ayrı, muhalefeti ayrı... itişiyormuş gibi yapıp el ele bu milletin burnundan getirdiniz; fakirleştirdiniz. sarayın günlük harcaması 10 milyon, izmir’e çıkan ödenek 5 milyon! sadaka mı veriyorsunuz bu nedir allah aşkına? milletin a...koyacağız diyen cengiz'in affedilen vergisi 425 milyon!

    şu yardımlaşmayı, dayanışmayı gördükçe bizi bizle bırakın, biz kendimizi kurtarırız, yaşatırız, yönetiriz, neyimiz varsa paylaşırız. bu birlik beraberlikten şov malzemesi çıkarmayı, enkaz üstüne çıkıp bonus toplamayı, yarın hava soğuk değil, yağmur da yok açıkta kalın, diyebilen bakan utanmazlığını, halkımız da çürük binalarda oturmasalarmış arsızlığını, ‘ayda'nın acıyan yeri yok, köfte ayran istiyor’ diyen şuursuz bakanlarını da al git ey iktidar."

    detay.

  • dünyanın en dandik terör örgütlerine ev sahipliği yapmaktadır.

    de_dust: awp'lerle ak-47'lerle el bombalarıyla kevlar'larla donatılmış bu örgüt üyeleri, ellerindeki bir bombayı terkedilmiş bir pazar yerinin köşesinde patlatırlar. o sırada patlama yarıçapında olan terörist ve ct'ler dışında kimse ölmez. duvarlar bile zarar görmez. o yüzden basına ufak bir kutuda çıkar, ses getirmez.

    cs_italy: bir grup bilimadamını esir alan teröristler ct'lerin geleceğini bile bile zamanları ve yeterince mesafeleri olmasına rağmen tutsakları alıp kaçmayı düşünmez. onun yerine beyhude bir onur savaşına girip telef olurlar. olay ct'lerin başarısı olarak anılır, teröristler de bilim adamlarını pazarlık unsuru olarak kullanma fırsatını kaybederler.

    cs_office: bir grup ağır silahlı terörist, bir medya ofisini basarlar. fakat haftasonu geldiklerinden ofiste temizlik görevlileri dışında kimse yoktur. plansız baskından dolayı seçeneksiz kalan teröristler geri kaçıp daha uygun bir zamanda gelmek yerine temizlik görevlilerini esir alıp ct'lerin müdahalesini beklerler. şanlı mücadeleleri hezimetle sonuçlanır.

    cs_assault: teröristler bir nakil merkezini basar ve oradaki lojistik yöneticilerini esir almak isterler. fakat yöneticiler kendilerini içeri kitler polisi ararlar. o yüzden teröristler dört bir yanı açık olan son derece güvensiz, sniper saldırısına müsait bir yerde kapana kısılırlar. basına "ahah gerizekalılar" manşetiyle çıkar.

    de_aztec: aptal teröristlerimiz "abi her yerde güvenlik her yerde polis. şöyle gidelim dağa kıra bayıra orada eylemimizi yapalım paşa paşa" kararını verirler ve güney amerika'da bir maya tapınağına ağır silahlarla ve kalabalık bir ekiple saldırırlar. bombayı patlatmayı başarırlar. bombanın patladığı yerde hafif bir kara leke oluşur, başka da bir zarara yol açmaz. rutin bakım sırasında o siyah leke silinir. teröristleri de bir daha kimse hatırlamaz.

    de_nuke: greenpeace üyeleri nükleer silah üreten bir fabrikayı sabote etmek için mekana el bombaları, tüfek ve anket formlarıyla saldırırlar. lakin saldırı zamanı olarak alışkanlıktan öğlen 1'i seçtiklerinden o sırada yemek molasından dönmekte olan güvenlik görevlileri hepsini öldürür. en akla yatkın ve ses getirecek eylem fikri olmasına rağmen greenpeace çalışanlarının bu kadar kolay telef olmasındaki en önemli unsurun hepsinin birbirine kelepçeli olması gösterilmiştir.

  • turizmi ilgilendiren bütün bölümler. her şeye sazan gibi atlayan, enerjisi yüksek dışadönük bir yavşak olmanız yeterli.

    edit: yahu arkadaşlar; anladık, hepiniz öyle değilsiniz. ama hepinizi toplayınca o çıkıyor işte.* özellikle turizm sektöründe terfi basamaklarını hızla tırmananlara dikkat etmenizi rica ederim. turizm sektörü böyle insan seviyor demek ki, n'apalım?

  • cumhuriyet deyip cumhuriyetimizin kurucusu atatürk’e yer verilmeyen pankartta cumhuriyet ile alakası olmayan osmanlı imparatorluğu padişahlarının pankartını açan bir garip memleket. tamam en tayyipçi sizsiniz.

  • 10 kusur yildir yurtdisinda yasiyorum ve daha once bu kadar net bir sekilde farketmemistim, ya da uzerinde durmayip geciyordum. bugun daha yeni turkiye'den donmus ve bunlari dusunurken cogu seyi bir fotografla ozetleyebilecegimi dusunup o an gectigim sokakta bir fotograf cektim. simdilik burada dursun, tekrar donucem buna. (imgur acmiyor diyenler icin link : http://i.hizliresim.com/b44d8d.jpg)

    turkiye'de insanlar mutsuz. ılk farkedilen bu. kimse kimseyle diyalog kurmuyor. minibus soforune "iyi aksamlar" diyince bir garipseniyor, "bir altunizade" & "para ustu" harici bir sey duyulmuyor ornegin. metrobuse binemiyoruz diye agliyor insanlar ama giren bir adim atmiyor iceride, kapi onu tiklim tiklim sadece. hapsiran birisine "cok yasa" derseniz istem disi, cevap degil bakis aliyorsunuz.
    herkes kendi kuralini koyuyor, ya da toptan hic koymuyor. koyulmus ana kurallari ise hic sayiyor. adam yerin 55 metre altina inerken * onundeki ittiriyor, bekler misiniz diyince yandan onune geciyor, tekrar belirtince "gecerim?!" diyor. iceri sokan gorevli belirli araliklarla grup grup sokma yerine geleni yolluyor asagi. her yer, her sey bir duzensizlik.

    turkiye'de cocuk buyutmek de zor is. her kafadan bin ses. sokaktaki kadin "cocugunuz usutecek ince giydirmissiniz" demekten cekinmiyor. sutu soguk verince "bogazlari sisecek" demezse olecek insanlar var, o derece.

    40 dk boyunca trafikte takilmisken emniyet seridinden minimum 20 araba kacak olarak gitti. tam olarak ne oldugunu anlayamamakla beraber bir 20 kusur de resmi arac ve polis gecti. motorsikletle gecenin sayisi daha da fazla. polis bir tanesine bile ceza yazmadi, durdurmadi. bunlar hep normal geliyor ya size, iste farkedilenlerden biri de bu. ben yurtdisinda su ana kadar 1 tane bile emniyet seridinden giden araba gormedim desem?

    2 hafta turkiyede kalip bugun geri gelince kendimi truman showda hissetmemi saglayan seyler bu farkedilenler. karsidan gelen kisinin gulumsemesi, bir merhabayi & gunaydini& iyi aksamlari siradan bir sey gormesi. arabanin yol vermesi. bisikletle giderken haklarinin olmasi. bebek arabasiyla kaldirimda rahatca gidebilmek. kaldirim diye bir sey olmasi.

    burada kurallar var, duzen var. ya iyi vatandas olmayi seciyorsun, ya da zorla oluyorsun.

    fotografa geri donuyorum: http://i.imgur.com/nnapmjs.jpg ya da http://i.hizliresim.com/b44d8d.jpg

    yol iki seritli bir yol. bir seridin de bisikletlere ayrilmis ozel serit var. buradan arabalar gitmiyor, olur da giderse $100 cezasi var. diger seritte ozel bir bisiklet serit yok ama isaretten de gorulebilecegi gibi bisikletlerin araba seridinden gidebilecegi belirtiliyor. bir araba gelip arkadan korna vs calip hizli gitmesini, yoldan cekilmesini soylemiyor.
    tum kaldirimlarin engelliler (bu sayede bebek arabasi vs icin de) rampasi var. rampayi bloklayacak sekilde parketmemeniz gerektigini biliyorsunuz ama iyi vatandas olmayi secmeyip parkederseniz $100 cezasi var yine.

    sol-ileri taraftaki evde bir calisma mevcut ama etrafina tel cevrilmis ve kaldirima hala ulasilabiliyor. ulasilamadigi durumlarda yoldan biri serit yayalara ayriliyor ve etrafi cevriliyor.

    arabalar sehir ici maksimum 30 km ile gidiyorlar. 4 adet yaya gecidi var, araclar yaya gecidine gelmeden kontrol ediyorlar, yaya varsa bekliyorlar. bunu bilmeyen suruculer icin 2 adet uyari var; biri kaldirimda, biri yol uzerinde. ıyi vatandas zaten duruyor ama durmayan bir kere $200 oduyor ve artik durmaya basliyor.

    parkedilmesi yasak yerlere kimse parketmiyor. kavsaka 6, yangin musluguna 3 metre uzakta parketmeniz gerekiyor. kaldirimdan ise 30 cm'den fazla uzak parketmemeniz gerek. hepsinin ayri ayri cezasi var.

    hayatin herhangi bir anindan alinmis bir karede bile bu kadar sey farkediliyor iste..

  • ölünce tahta bilal geçerdi allah korusun.

    -bilal baban öldü tahta sen geçeceksin.
    +tahta mı?
    -tahta tabi zoruna mı gitti?
    +anlamadım.

  • avustralyalıların da saçmalama konusunda inceden malezyaya yanaştığını görüyoruz.

    şimdi avustralyalılar geçen gün "biz bişey bulduk galiba" dediler. "ama bulduğumuz yer itin öldüğü yer. dünyanın en izole, en alakasız ıssız yeri" dediler.

    şimdide diyorlar ki, " bulduğumuz şeyler bölgeyi yoğun olarak kullanan gemilerden düşen paletlermiş".

    nasıl oluyor abi şimdi bu.

    lan bulmak istemiyorsanız söyleyin amk. gelip biz arayalım. konyaaltı sahilinde az yunus bisikleti sürmedik zamanında.