hesabın var mı? giriş yap

  • süleyman demirel anlatıyor;

    "39 yaşında başbakan oldum. ana muhalefet lideri ismet inönü idi. yeminle söylüyorum, onunla görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. ben alt tarafı çoban sülü, o ise garp cephesi kumandanı, cumhuriyet’in ikinci adamı idi..."

    seçimlerden %50 oy alarak başbakan olan demirel, meclisin ilk günü meclis binasında ismet inönü ile karşılaşır. inönü sorar;

    "meclisin kaç merdiveni var, süleyman biliyor musun?"

    "bilmiyorum!" diye cevap verir, demirel.

    beklemediği bir soruyu yanıtsız bırakan demirel içten içe bozulmuştur. birkaç gün sonra yine mecliste inönü'nün yanına giden demirel kulağına eğilerek;

    "efendim, meclisin 220 merdiveni var!" der.

    "kime saydırdın?" diye sorar inönü.

    "bizzat ben saydım efendim!" der, demirel.

    ve bunun üzerine inönü'den tarihi bir söz duyar;

    "bak süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. lider basit işleri kendi yapmaz. bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. sana saydırdım..."

  • bu terorun iki cesidi var. biri web tarayici uzerinden siparis verme seklinde, ki bence teror sayilmaz.

    esas teror "siparis vermek icin uygulama indirmeniz lazim" teroru. o terorun bir ileriki asamasi da "siparis vermek icin indirmek zorunda oldugunuz uygulamada hesap acmaniz lazim" teroru. yooo dostum bunu yapan mekanlardan isik hiziyla kalkiyorum.

    edit: cok mesaj geldi, londra'daydi bu.

    edit2: bir yazar arkadas iletti, istanbul sirkeci'de de bir mekan yapiyormus bunu, en azindan bir sure oncesine kadar

  • ofisteki doktorun ifadesi şöyle oldu. “sabah karanlığında işe gelip güneş batarken işten çıkmanızı sağlıyorlar. eksik olan keşke sadece d vitamini olsaydı.”
    cevap veremedim, sadece yutkundum.

  • öğretmen: ...işte arkadaşlar, talas savaşı sonucunda matbaa müslümanların eline geçmiş, bu savaşla birlikte matbaa ilk defa çin'in dışına çıkmıştır.
    öğrenci: hocam bu çinliler salaklarmıymış da savaş alanına matbaa ile gelmişler.
    öğretmen: çık dışarı, çııık...

  • simdi kendisinin cikip özür dilemesi filan cidden güzel bir davranis da, bence hicbir degeri yok. neden? cünkü serdar ortac o zaman da konjonktüre ayak uyduran bi insanmis, simdi de öyle. herkes kürt acilimi, kimlikler kardesligi derken buna karsi bir söz söylemesi beklenemez heralde. yine duruma ayak uydurur, rüzgar ne yöne esiyorsa o yönde hareket eder.

    ayrica kendisi 90larin ikinci yarisi sonrasinda türk gencliginin zeka gerilemesinden birinci dereceden sorumlu tutulmali bence. bir düsündüm de etiler eglence kültürünün yayginlasmasi (eller havaya?) -ki röportajda bu serdar ortac'a dayandiriliyor- ve televolelerin, magazinlerin patlamasi da es zamanli hadiseler.

  • ben de mesela parasız kaldığım zaman geçici süreliğine sigarayı bırakıyorum. geçen ay çok içtin rita, bu ay sana sigara yok, diyorum. fakat burada sebep de etken de edilgen de benim.

    şu mantıksız olurdu mesela ama değil mi: sigara içiyorum, parasız kalmışım, bu arada bir de çocuğum var. sigarayı bırakmıyorum da çocuğuma "geçen ay çok yedin, bu ay sana yemek yok." diyorum.

    kendine saray yapıp vatandaşının boğazından kısan devlete çok afedersiniz kafam bile girmesin, çıksın gitsin.

    ekleme: başlık başa kalmış.

    açan yanlış hatırlamıyorsam sevojan'dı ve uçuruldu.

    ve yine yanlış hatırlamıyorsam mehmet şimşek maliye bakanı kimliğiyle söylemişti.

  • belli bir yaştan sonra birden sınıf atlayınca boyle oluyor

    nereden mi anladım? son yıllarda boyle çok kisi türedi, konuşma tarzı hep aynı

  • -gece birde evde ol.
    -neaaa??15 yasındaki çocuklar bile o saatte girmiyolar eve .
    -onnarın babaları zengin o zaman.
    -ne alaka ya..
    -o saate kadar içki sigara masrafını karşılayamam ben senin, evine vakitlice gel, tassarruf et.

  • kiracım var ve bende bir kiracıyım. kiracımdan kirayı alamazsam bende ev sahibime kirayı ödeyemem. ev sahibim benden para almazsa muhtemelen yaşayamaz. hadi gel çık işin içinden. devlet yardım etmedikçe olabilecek bir şey degil. tamamen ütopya

  • montun kapşonunu kapatmak için elleri cepten çıkarmaya tedirgin eden soğuğu sevmektir.
    çok üşüyünce mağazalara girip bir şeylere bakıyormuş gibi yapıp ısınmayı sevmektir.
    banyo yaptıktan sonra kurutma makinesiyle vücudu da ısıtmaktan keyif almaktır.

    ve ve ve

    harley davidson botunu giymeyi sevmek ve 4-5 cm daha uzun boylu olmaktır.