hesabın var mı? giriş yap

  • espri yapması çok kolay bir konu gibi geliyor değil mi size? nasılsa başınıza gelmez değil mi koçum? tecavüz edilenler zaten kuyruk sallamıştır he mi aslanım? o öyle değil işte söyleyeyim. sen bir anda duvara tosluyorsun hayatta, son hızla hayal dünyasında koşarken hem de.

    aşık olduğu kız tecavüze uğramış bir adam tanıdım ben bir defasında. nefes almayı unutmuştu sanırım. görmeyi, konuşmayı, duymayı unutmuştu. ha gerçi o, aşık olduğu kızı bakkaldan aldığı çikolataya da benzetmiyordu o yüzden ne dediğimi anlamayabilirsiniz.

  • öğretmenler öğretemiyorlar, diye bir şey yoktur. gerçekten nedenlerini merak ediyorsak, sociolinguistics yani toplum dil bilim en mantıklı şekilde açıklar bu nedenleri. toplumların yabancı dil öğrenme başarısı temelde high society veya low society kapsamına girip girmemeleriyle ilgilidir. ( buradaki high vs low olayı üstünlük göstergesi değildir.)

    en özet haliyle açıklamak gerekirse; japonya, güney kore gibi ülkeler mesela iyi birer high society örneğidir. ( türkiye de bu gruba dahil) bu ülkeler öz kültür, dil, gelenekler, sosyallik, müzik kültürü, alışkanlıklar, sahip olunan özgüven, vs. gibi pek çok özellikleriyle yeni kültür ve değişimlere kapalıdır. isveç, norveç, finlandiya gibi ülkeler ise birer low society örneği olarak yeniliklere, yeni öğrenmelere, kültürleşme ve her türlü değişime açıktır. bu ülkelerde yabancı dil öğrenme başarısı sadece eğitim sistemi farkıyla açıklanamaz.

    bireyler de bu toplumların birer örneklemi olarak aynı şekilde ikiye ayrılır. kimi küçük yaştan beri yeni bir dil öğrenmeye fazlasıyla açıktır. bu kişilerin dil öğrenirken çok ayrı bir motivasyonu ve heyecanı vardır, fark edilir zaten sınıf içinde de, arkadaşlık ortamında da... diğer yandan diğerleri için dil öğrenimi sadece bir dayatma veya derstir ve aynı heyecanı yaratmaz. bu iki birey arasında farkındalık düzeyinden, davranış boyutuna ve hatta karakter özellillerine kadar o kadar fazla fark vardır ki, her bir fark dil öğrenme başarısını temelden şekillendirir zaten.

    olaya motivasyon açısından da bakabiliriz başarısızlık nedenlerini illa merak ediyorsak. bir instrumental motivation versus integrative motivation durumu da vardır. yani kimi yds'den şu puanı alırsam şuna fayda sağlayacak, şu işe kabul alıcam, diye dil öğrenir. kimi ise yeni bir dil öğrenmeyi farklı dünyaları keşfetme merakıyla öğrenir. kişinin yabancı dil öğrenme nedeni bile başarı durumunu etkiler.

    sayfalarca sürer bu nedenler olaya bilimsel yaklaşırsak ve en özet haliyle, sorunu öğretmenlerde değil de kendinizde arayın. özellikle bilişim çağında hala yabancı dil öğrenemiyorsanız sorun sadece sizinle ilgilidir.

  • peugeot rezaleti demeyin bayii rezaleti diyin ühüüü.

    sana ne lan dürrük. armand peugeot'nun 5. kuşak torunu musun ? bizim ülkedeki kadar "marka" veya "ünlü" fedailerini başka yerde göremezsiniz. biebercı ergenler gibisiniz amk.

    rezalet gibi rezalettir ayrıca. parasını verdiğin ürünü - hizmeti adam akıllı edinemediğin tek ülke burası.

  • başka bircok sebebi elbet vardir ama izlediğim bir belgeselde, bunun sebebi olarak insani yardım kuruluşları gösteriliyordu. anlatılana göre, kimi kişiler/kuruluşlar tamamen iyi niyetle, kimileri vergi avantaji vs. gibi seylerden faydalanmak için, kimileri de sektör haline gelmiş bu yardımlardan kar elde etmek için sürekli yardım gönderiyor. ama bu gelen yardımlar kısa süreli fayda sağlasa da uzun sürede afrika'daki tüm üretim sektörünü baltaladığı için ülkeler bir türlü kalkınamıyor. en basitinden orada, zaten fakir olan insan açısından düşünürsek, bedava dağıtılan ayakkabıyi giymek varken yerli üreticiden ayakkabı satın almak hiç karlı değil. işte bundan dolayı tüm üretim zaman içinde yok oluyor ve ne para kazanabiliyorlar, ne de gelişebiliyorlar.

  • dinden soğuduk dinsiz olduk, ısırıldık kovalandık köpeklerden soğuduk, 7 milletten insanlar girdi insandan soğuduk nasıl bir döneme geldik lan biz.