hesabın var mı? giriş yap

  • defalarca tarifi verilmiş, o konuya hiç girmiyorum ama -neyi niçin yaptığınızı- bilmenizde fayda var.

    ılık su ile ıslatmanın sebebi nişastanın çabuk çözülmesidir. suda bekletin. içine tuz atarsanız çözülmeyi çabuklaştırır.

    musluğun altına pirinci koyup suyu birden açmayın kırılır. elinizi siper edin. daha sonra ben "bişey yapmadım kieaaa bu pirinç dandikmiş ama yaa" gibi ergen stajyer moduna girmeyin

    teflon tencerede (!) başlayın mümkünse, o tencerede mükemmel yaptıgınıza inanıyorsanız sizi alüminyum tencere ya da bakır tencereye buyur ederiz. "teflon tenceredeki tadı hiçbir tencerede alamıyorum" diyenleri odunla kovalarım. bari kendinize dürüst olun. pilav dediğin bakır tencerede olur. bakır alaşımı pirince ayrı bir tat verir. çelik en sağlıklısıdır.

    pirinciniz ne kadar fazlaysa pilavınız o derece iyi olur. 30 kilo ile yapacağınız pilavda fazladan eklediğiniz 1-2 litre suyu o pirinç kapatır ama 200 gr pirinçten yapılan pilav zordur. ona göre ayarlayacaksınız. baldo pirince 1'e 1,5 su oranı iyidir.

    tavuk ya da et suyundan kullanmıyorsanız siz ot tüketiyorsunuz demektir. o hazır tabletleri et suyu yerine koyuyorsanız neyse ben bir şey demiyorum

    pirinci iyice kavurduktan sonra bir çay kaşığı şeker ilave edin. bu şeker ısının etkisiyle birlikte karamelize olur ve pilava kendine has bir tat verir. pilav ile birlikte karamelize olan tadı dilimiz algılayamaz, uyumlu olduğu için değişik gelir. dikkat edeceginiz nokta şekeri gidip suyuna ilave ederseniz pilavınız şekerli olur. evet bildiğiniz şekerli.. sizi gidi çaylaklar!

    limon suyunu idareli kullanın derim. pilavınız gereğinden fazla beyaz olur. ben hafif ekşi tat aldığım için kullanmam. bu tadı aldığım pilavı yapanlara saygı duyarım işini biliyor demektir ama bokunu çıkarmaya da gerek yok. rahmetli babam anneme limon tuzu atmayı öğretmiş ama ne işe yaradığını söylememiş.. bende keşfedemedim. hiçbir etkisi yok. hurafe.

    çok fazla su eklediginizde kapağını kapatmadan önce bayat ekmek koyun, fazla suyu emer, tuz attığınızda ise patates vb bunları biliyorsun işte..

    suyunu verdiğinizde tencerenin kenarında yapışanları da içine ilave edin. onlar sert kalır ve ağıza geldiginde hoş olmaz

    suyu verdikten sonra ocagın altını kısmayı biliyorsunuz lakin tamamen kapatmadan önce sonuna kadar açıp içinizden 5' e kadar sayın sonra tamamen kapatın. bu tencerenin ısısının muhafazası için iyidir, hoştur, güzeldir.

    bu liste zamanla güncellenecektir.

    edit: güncellenemedi

  • -trenler gelip geçtikçe makinistlerle selamlaşıyoruz.
    -ama bazen selam vermiyorlar.
    -o anda işte insanın içinde bir eziklik oluyor.

  • bunu uygulamadığım zaman elimde patlıyor genelde. uyguladığımda ise netice alıyorum. mesela lisans okurken japonyaya gitmeye karar verdim. her ortamda söyledim. yalan oldu. sonra çin dedim. yine herkes duydu ve bir süre sonra o da yalan oldu. sonra dedim ki rusya'ya gideyim. araştırdım, inceledim, iletişim kurdum, pasaport çıkardım, aileme haber verdim ama çevreye duyurmadım. bileti aldım ve uçuştan 1 hafta önce ilan ettim. gerçekleşti. arnavutluğa gezmeye gideceğim dedim. çok kişi öğrendi terslik çıktı olmadı. gürcistana gitme imkanı oldu kimseye haber vermedim gittim ve döndüm. ufak tefek şeylerde de ilan edince elimde patladığı çok oldu. kem gözlere mi geliyoruz ne? *

  • ing. teyid etme (onaylama) önyargisi. belli bir hipotezi deneylerle reddetmekten cok teyid etmeyi amaclayan arastirmacilarin önyargilari. secilim önyargisiyla (selection bias) yakindan alakali.

    insanlarin cesitli önyargilardan mustarip oldugunu iddia eden calismalarin da (ara: bias) onaylama önyargisindan ne kadar etkilenmis olduklari merak konusudur.

  • madem öyleydi niçin eski başbakan, tbmm başkanlığı yapmış birisini aday gösterdi?

    binali'yi vali olarak atasaydı da reisinizin, reisliğini tescilleseydi.

    yahu komik ve cahilsiniz.

  • getir'den sipariş verdiğimi unutmuşum 2 saattir zil çalıyo çocuğa kapıyı açmıyorum. bi de ekstra yavaş hareket ediyorum dışarıdan duyulmasın evde olduğum diye. en son telefonla aradı haaaaaaaa dedim. pardon banyodaydım kusura bakma dedim, inandırıcı olsun diye bornoz giydim ama saçlar kupkuru. gecenin ikisinde bornozla çocuğa kapıyı açtım. tüm bu anlamsızlıkların aramızda kalması için 20 lira gibi çok gereksiz bi bahşiş verdim. bahşişi fazla bulan ve beni bornozla karşısında gören çocuk daha da gerildi. bi yanlış anlaşılma olmaması için yarım saattir uygulamada kuryeyi övüyorum şöyle getirdi böyle getirdi süper çocuk diye.

    yıllar sonra gelen edit: 2019'un 20 lirası.

  • daha büyük saçmalık olamaz.

    bir defa anayasaya aykırı, mülkiyet hakkını dolaylı yoldan deliyor. yani benim zamanında aldığım ve bir köşeye koyduğum cihazı devlet 1 senedir kullanmıyorsan artık hiç kullanamazsın diyor. yani cihazın hiç bir değeri kalmıyor hurda değeri dışında. yani şununla farkı yok, bir evim var ama 20 senedir öyle duruyor ne ben oturuyorum ne de başkası ve devlet bir kanun çıkartıp diyor ki artık bu evde kimse oturamaz. evin mülkiyeti benim olsa da bir değeri yok.

    ikinci taraftan, kamu yararına aykırı. kullandığım telefon bir sebepten arıza yaparsa tamir süresi boyunca evde tuttuğum bir yedek telefona hattımı takar en azından atanabilirim mesela. şimdi ise gidip bir telefon daha satın almam gerek sırf bunun için. eee amacınız döviz çıkmasın dışarı değil mi, ne anladık bundan.

  • platonik aşık olmayı hayat felsefesi edinmeye o yaşta başlamıştır.
    üniversiteyi de öyle bitirmiştir.

    muhtemelen hayatını da aynı gazla bitirecektir.