hesabın var mı? giriş yap

  • bugünün iç sıkan haberlerinden biri olmuş. adam atlamıştır, sen çarpmışsındır orasını bilemeyiz de adam yerde yatarken kezban sıkılma ifadesiyle telefondan e-maillerini kontrol etme hareketi nedir be ablam?

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1839142/default.htm

    (bkz: kezban trafikte)

    ek:
    kadına hakaret edilmesini doğru bulmuyorum fakat görüntü ne kadın ne erkek için etik.

    birisi yerde can derdiyle uğraşırken (hele bu yaralanmada bizim de payımız varsa durum daha vahim) gidip o benim önüme atladının derdine düşülmez.

    belki toplum olarak kadından daha duygusal bir tavır beklediğimiz için de tepki büyüyor olabilir ama burada kilit nokta şu: kadın çevredeki "sağlık" görevlilerine adamın nasıl da önüne atladığını anlatma derdinde. burada bir cinsiyet rolü yok; şunu ne erkek yapar ne kadın...

    akabinde gazeteciye gösterdiği "küçük dağları ben yarattım" tavrı da durumu daha itici hale getiriyor ve oklar kendisine çevriliyor haliyle.

  • sevdicekle barışma entry'si olarak sihirli annem çilek denen bir kızın regl olması ile ilgili entry giren yazarla tanışmamıza vesile olmuştur. böyle böyle küsüyorsunuz işte olm. hem çilek'ten kipa'da volvo'ya alışveriş torbası yüklemeye nerden geldin amk.

    bu adamdan sayko ışığı aldım. yıldızın parlasın.

  • şekilleri ve üzerindeki susam dışında hiç bir şeyi birbirine benzemeyen iki farklı yiyeceğin karşılaştırmasıdır.

    simit yapmak isteyen vatandaş süt-su-yağ-tuz-şeker-pakmaya karışımını un ile yoğurup hamurunu hazırlar, halka yapar, susamları üzerine yapıştırır, fırınlar. son 20-25 yıldır izmir'e özenenler nedeniyle bu susam yapıştırma aşamasında su yerine pekmezli su kullanmaya başladılar. neyse, neticede çıkan ürün simittir.

    gevrek yapmak isteyen vatandaş su-yağ-tuz-nohut mayası karışımını unla yoğurur halka olarak açar, kaynayan pekmeze atar 7-8 dakika pişirir. pişmiş halkaları kevgirle dışarı alır, susama bular, fırına atar 30 dakika kızartır. yani haşlayarak pişirilen ve sonra fırında kızartılan tamamen değişik bir yiyecektir gevrek.

    özetle, gevrek süt-şeker içermez. nohut mayası ile yapılır. fırında pişirilmez, pekmezde haşlanarak pişirilir. fırında kızartılır.

  • gelmiş geçmiş en iyi spiderman filmi olmasının yanında aynı zamanda en iyi süper kahraman filmi olma özelliğini de korumaya devam etmektedir. bu filmin ardından the dark knight ve iron man gibi türe muhteşem filmler armağan edilmiş olsa da hiçbiri, sam raimi nin çektiği spiderman 2 filminin erişebildiği samimiyeti ve özgünlüğü gözümde yakalayamamıştır. 2004 yılında çekilmiş, hala süper kahraman filmleri arasında göz bebeğim olan ve ölene kadar izlemeye devam edeceğim bu filmi diğerlerinden farklı kılan neydi peki?

    diğer süper kahraman filmlerinin aksine bu filmdeki örümcek adam içimizden biridir. örümcek adam, iron man ve batman gibi devasa büyüklükteki evlerde, sayamayacağı kadar çok paranın içinde ne yapacağını bilemeden günlerini geçirmez. kapısı zar zor açılan, tek odalı, ufacık bir dairenin kirasını denkleştirmenin telaşesi içerisindedir. kirasını denkleştirmek için pizza dağıtıcılığından çok sevdiği fotoğrafçılığa kadar ona verilen her işi yapmaya razıdır. örümcek adam, okurken çalışan, bir türlü derslerine vakit ayıramayan, sevdiği kızın tiyatro gösterisine scooter motosikletiyle gitmekten gocunmayan bizden biridir.

    örümcek adam uslanmaz bir romantiktir. sevdiği kız, hepimizin küçükken illa ki başına geldiği üzere onun hem mahalleden hem de okuldan arkadaşıdır. adı mary jane dir ve peter parker dan önce pek çok erkekten hoşlanmıştır. örümcek adam bunların hiçbirini umursamaz. sevdiği kızın birkaç hafta içinde memleketin en popüler adamıyla evleneceğini bildiği halde içinde ufacık bir umutla mary jane'nin ona döneceği günü beklemektedir. aynı zamanda şapşal bir aşıktır. aldığı nasihat doğrultusunda herkesin içinde birdenbire sevdiği kıza ezberlediği şiiri okumaya başlayacak kadar aptaldır da. aptallığı ve şapşallığı, mary jane için beslediği aşkından ve saflığından gelmektedir.

    örümcek adam bir tutunamayandır. girdiği ufak tefek işlerde tutunamaz. yıllardır fotoğraf çektiği gazetede tutunamaz. ufacık bir dairenin kirasını denkleştiremez. sevdiği kıza parası yetmediği için bir demet çiçek dahi alamaz. dehasını üniversitedeki derslerine bir türlü aktaramaz. çok sevdiği may halasına maddi anlamda yardım edemez. çok sevdiği arkadaşı harry'den herkesin ortasında tokat yer ve buna sesini çıkaramaz. sevdiği kıza evlenme teklifi edildiğinde o anı sırf para kazanabilmek için fotoğraflamak zorunda kalır ve oradan uzaklaşamaz. dünyayı dize getirebilecek güçlere sahipken; ona laf eden kimseye elini kaldıramaz, kimseyi kıramaz. gücünü kullandığı tek yer birinin ona ihtiyaç duyduğu zamandır.

    örümcek adam iki arada bir derede kalmış biridir. eski bir polis radyosundan gelen polis çağrıları üzerine ona ihtiyaç duyan insanların yardımına koşarken; aynı zamanda sevdiği kızla evlenme hayalleri kuran sıradan bir insandır. sahip olduğu büyük gücün doğurduğu büyük sorumlulukların altında ezilen bir kahramandır. süper kahraman olmakla bir öğrenci olmak, bir aşık adam olmak, halasına yardım edemeyen bir yeğen olmak, basit bir fotoğrafçı olmak arasında gidip gelmektedir sürekli.

    aynı zamanda tüm zamanların en iyi yazılmış ve oynanmış kötü adamına da sahiptir. dr. otto octavius ve eşi ile birlikte peter parker'ın yemek yediği sahne ne muhteşemdir öyle. hangi süper kahraman filminde dövüşmeden önce kötü ve iyi bu şekilde bir araya gelebilmiş, hoş sohbet edebilmiş ve birbirlerine aşık oldukları kadınları anlatabilmiştir. bir kadını etkileyebilmek için ona şiir okumasını tavsiye edebilecek derinlikte bir kötü adam karakteri bir daha karşımıza çıkabildi mi? çıkmadı elbette.

    daha sayfalarca yazabilir, her bir sahnesini dakika dakika inceleyebilirim. dikkat edin, o harika tren sahnesinden, muhteşem aksiyon sahnelerinden, bruce campbell ın yer aldığı leziz kısa sahnelerden, j.k. simmons ın canlandırdığı harikulade j. jonah jameson karakterinden, kirsten dunst ın o yıllardaki çekiciliği ve güzelliğinden, may halanın bilgece konuşmalarından, örümcek adamın yapılagelmiş en iyi kostümünden ve film boyunca kullanılan dinlemekten usanmadığım o müthiş müziklerden hiç bahsetmedim bile.

  • ilay (4 yaşında)...

    ilay: anne çişim geldi.
    romica: git yap kendi kendine, aaa büyüdün artık.
    ilay: ya yaparım da, tuvalette nikroplar var! sen yaptırt o yüzden.
    romica: tamam ben yaptırırım ama onun adı nikrop değil, mikrop.
    ilay: ben de öyle dedim, tuvalette nikroplar var.
    romica: tuvalette mikroplar var, miiiiiiiii, tekrar et miiiii...
    ilay: miiiiiiiiii...
    romica: mikrop
    ilay: mikrop
    romica: afferin, gel elini yıkayalım, neden tuvalletten sonra elimizi yıkarız?
    ilay: pis olmasın diye.
    romica: evet, neden pis olur peki?
    ilay: çünkü tuvalette * nik...
    romica: çünkü tuvalette ne var?
    ilay: off, bok var!!!
    romica:!!%*?!!

  • hayatımıza giren her insanın sonsuza dek bizimle olacağı yanılgısı.
    istiyoruz ki bizimle aynı otobüse binen herkes bizimle birlikte son durağa kadar gelsin ama insanların gidecekleri yer başka, bize bir müddet eşlik edecekler ve inmeleri gereken yerde inecekler.
    insan ilişkilerinden öğrendiğim bu oldu; herkes kendi durağına gidiyor ..

  • adamımız ömer üründül 'ün "4 gol atmak dışında pek birşey yapmadı" şeklindeki eleştirisine maruz kalmıştır.

    bundan sonraki maçlarda kendisine, her maç 4-5 gol atması yanında en az 2 penaltı kurtarması, sakatlanan oyuncuları tedavi etmesi ve devre arasında da tribünleri eğlendirecek şovlar yapmasını öneriyorum ki ömer abisi performansını yeterli bulsun.

  • çok haklı ve anlayış ile karşılanması gereken bir şüphe. ben de tedavi edilmeye başlamadan önce bu tür şüpheler ile insanları gözler ve düşünürdüm. 24 yaşıma kadar fubolcuların döner bıçağı taşımak için konçlarını şortuna kadar çekip sahaya çıktığını, uzun boylu olanların ise konç yetmeyeceği için kilotlu çorap giydiğini sanırdım.

    sonra ilaç kullanmaya başladım ve geçti bunlar... oluyor. şefkat ile çözülüyor.