ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
jim beam
-
fiyat/performans olarak muhteşem bir bourbon. bana kalırsa klasik jack daniel's viskiden kat be kat iyi.
vanilyalı lezzeti yanı sıra denegeli bir meşe koku ve aroması var.
amerikan viskisi severlerin mutlaka denemesi gereken bir lezzet.
edit: diğer viski yorumlarım için (bkz: #60703155)
herkese kardeşim deyip sürekli nargile içen genç
-
her üç dört cümlesinin birinde "sıkıntı yok" der.
röportaj veren genci tehdit eden üsküdarlı
-
çağırdığı kendi gibi yavşak arkadaşlarıyla toplu bir şekilde dayak yemesi gereken gereksiz organizma.
the kiss
-
farklı ressamlar tarafından yapılan ünlü tabloların ortak adı.
sırasıyla bu meşhur tablolardan kısaca bahsetmek istiyorum.
öncelikle the kiss dendiği zaman ilk akla gelen resim olarak (bkz: gustav klimt)'in 1907-1908 yılları arasında resmettiği meşhur tablosu var. resmin farklı yorumları mevcut. resimde bir erkek tarafından sağ yanağından öpülen bir kadın figürü resmedilmiş. kadının yüz ifadesi ve duruş pozisyonu farklı yorumların ana sebebi. kadın çiçeklerden oluşan bir zeminin bittiği yerde dizleri üzerinde durmaktadır. resimde erkeğin durumu daha istekli ve aktif bir izlenim uyandırırken kadın figürü ise kimilerine göre çekingen kimilerine göre de şuçlu psikolojisini yansıtmaktadır. yorum size kalmış...
the kiss adında ikinci tablomuz ise (bkz: edvard munch)'ın tablosu. edvard munch'ın the kiss adında birden fazla resmi var. genel olarak resimlerde yüz ifadelerinin silik olması ortak özellikleri. edvard much'ın koyu renkleri daha çok tercih ettiğini de söyleyebiliriz ayrıca.
üçüncü sırada ise italyan ressam (bkz: francesco hayez)'in 1859 tarihli tablosu. hayez'in tablosu ayrıntı ve detay yönünden oldukça dikkat çekici. ayrıca resimde öpüşen çiftimizin son derece net duruşu ön planda bulunuyor.
şimdilik bahsedeceğim resimler bunlar. yorum ve değerlendirme kişiden kişiye değişebilir tabii ki... yorum ve beğeni sizin.
okan bayülgen'in yeni imajı
-
bana aydemir akbaş'ı hatırlatan imajdır.
edit: başlığı açan arkadaş kaçmış, başlık başa kalmış.
yurt dışından türkiye'ye gelince fark edilenler
-
salam sosis gibi et ürünleri kalitesinin çok düşük olduğu.
pastaların çok kalitesiz ve lezettsiz olduğu.
araba kullanırken yolların çok bozuk olduğu.
gerek kamu gerekse özel sektörde kimsenin işini doğru düzgün yapmadığı.
yasaların kanunların zayıf olduğu.
toplumun bencil biribirine saygısız olduğu
gerçekleridir.
harvard'lı doçentin ilk soruda elenmesi
-
soru gereksiz ama tavırlar daha da gereksiz. ben böyle bir şey duymadım söylemindeki tavır hal ve hareketleri tipik egolu akademisyen tripleri... sen duymadıysan kesin yoktur. sunucu da çok güzel geriye çevirdi süreci...
survivor all-star
-
o bu değil de karı türkiye'ye geliyor, biz niye seviniyoruz.
düğün davetiyesine kendi resmini basan damat
-
(bkz: sünnet düğünü)
batı'da sokağa işeyip sıçmıyorlar zanneden tip
-
biz hep hastaneye sıçtığımızdan, bizi bağlamayan tip.
sokakta öpüşmeye gelince iş, "uuuu batının ahlaksızlığı". ortalığa sıçmaya gelince "e orda da yapıyorlar." batının ahlaksızlığını alıyor muyuz almıyor muyuz gençler, bi karar versek artık?
ekşi sözlük'ün en gereksiz 10 yazarı
-
çok fena girişeceğim bazılarına... yemin olsun... arkadaş nedir bu histerik şovlar. kör göze parmağım misali kendini merkeze koymalar. vallaha bunalttınız lan. alıcam hepinizi doldurucam kamyonun kasasına, bırakıcam romen sınırına... alttan bol ego pompalamalı, "ekşi sözlüğün en gereksiz yazarı benim" gibi gereksiz ironili bi dolu entry. canlı yayında arkadan kameraya el sallayan adam gibi. öyle izansız öyle densiz. tipler de hep aynı ha...
tamam lan en feminist, en demokrat, en ince fikirli, en esprili sensin. biri sana bir şey diyemez. derse kankalarını toplar berbat esprilerinizle eleştiren adamı darlarsınız. en uç fikirlere temelsiz sahip çıkıp "gördün mü ne kadar da hoşgörülü" dedirtmek için tüm sözlüğü peşinize takarsınız. yılmaz morgül gibi; evet öyleyim öyleyim... hepiniz sözlükte kompleksli birer canavara dönüşürsünüz. noluyo lan. ne bu ukalalık, ne bu prenses havaları...
yetti ulan zulmünüz. ama sizi kız nicki başlıklarında görülen şirinlik kumkumasına vesile olan erkekler şımarttı. onlara ver edecem zümsüğü. idneler... yeter ulan...