hesabın var mı? giriş yap

  • biz balik hafizalilar cok hatirlamayiz ama ben unutmuyorum. su takimi hocasindan personeline kuran zeki onder ozen sana sonsuz minnetimi sunuyorum. ayilarin gorev yaptigi yerde en buyuk hizmeti fenerbahce backround'la sen verdin. umuyorum yeniden su takimda yer alacaksin. iyilerin mutlaka kazandigina bizi inandir.

  • zeplinler hava durumundan çok fazla etkilenir, hacimlerine oranla az yük ve insan taşır. son derece yavaş. yakıt tüketimi de bu hantallığa ve işlevsizliğe rağmen çok fazladır. bu işlem için, içinde bulunduğumuz yıllarda drone kullanmak çok daha mantıklı.

  • bu adami bu kadinin dansina bakmiyor diye otekilestirdiginiz anda siz bagnaz oluyorsunuz. adamin kendi hur iradesi. bakmak zorunda degil ki.

  • münevver karabulut'un cinayeti hakkında bilgiler

    düşündüm de ben bu başlığı favorilere ekleyeyim; aklıma geldikçe yazayım.
    malum söz uçuyor, yazı kalsın...
    münevver öldü, hafızamız ve insanlığımız kalsın...

    susmayın, unutmayın. ne olur...

    bu cinayete bu kadar kafayı takmış olma sebebim, adaletsizlik. parayla tıkanabilen hukuki yollar.

    annemi babamı başbakanın ehliyetsiz oğlu ezerse bir gün? hani olmaz da belediye araçları izleri yok ederse? kabus gibi..

    hayatta türkiye'de olacak şey değil de işte, geliveriyor insanın aklına.

    fakirler katil oluyor, zenginler daha zengin.

  • cumhurbaskanina hakaret etse yarın sabah gözünü nezarette açardı. ulkenin kurucusuna kufrediyor birde ustune utanmadan mahkemeye gidip entry sildiriyor pezevenk.

  • kahvedeki hikmet dayıyla flört eden yazarın isyanı. kafayı dışarı çıkarınca 500 tl gidiyor zaten amk.

    tostuna eşli batak mı oynadınız?

  • sarkisi hazirdir..

    girdinde ne oldu evime...
    cok umrumda mi soyle...
    sen kendin hata yaptin..
    duseceksin pesime..
    ben aşkı senin gibi satmadım

    aldigin paralar gozune dursun,
    yaptigim sarkilar kafanda paralansin..
    sen kaybettin..
    soyle.. pisman oldun mu?

    - la benim sarki daha guzel oldu amina koye...

  • dizideki murat karakteri * ile gökçeada'da kısa bir dönem aynı evi paylaşmıştım. sevgilisi gökçeada'da okuduğu için; haftasonları git-gel yapardı.

    sevgilisine evin anahtarını verdiği için; başka bir hatunla yakalanmıştı gerizekalı. kıçına tekmeyi yiyince bütün faturalar ve kira üzerime kaldı. adam resmen kendini oynamış. bundan 7 sene önce de beceriksizdi, dizide de beceriksiz.
    ayrıca bana hâla 110 tl borcu var..

  • öncelikle yıldız tilbe'mizin sesinden kına türküsünü bırakalım şuraya yüksek yüksek tepelere

    sanıyorum hepimiz bir şekilde katılmış, denk gelmiş, görmüşüzdür kına gecesi.

    erkekli kadınlı olanlarında genelde erkekler oynayan kadınları izlerler, bitmek bilmeyen bir org sesi inler ortalıkta ve kuruyemiş dağıtan kişiye " bi' tane daha alabilir miyim? " diye sorulur.
    yani bizim varoş mahallemizde durum böyle idi hemen hemen.

    " peki nereden çıkmıştır bu kına gecesi denilen gelenek? " diye sormadığınızı anlar gibiyim. olsun yine de anlatayım.

    milattan önceki devirlere dayanır kına yakma âdedi. bu dönemlerde ölmeye yüz tutmuş yaşlı kadınlar saçlarına kına yakıp, tanrı'ya kurban olmaya hazır olduklarını belirtiyorlardı. yani kına yakmak islâmîyet'ten binlerce yıl önce dahi kurban olmak ile ilişkili bir kavram idi.
    çatalhöyük'te yapılan arkeolojik mezar kazılarında da bazı cesetlerde kına izine rastlanmıştır.

    " peki evlilik ile ne alakası var birader? " dediğinizi duyar gibiyim. feminist arkadaşlar kızacaklar belki ama bu da hâtun kişinin er kişiye " sana kurban olurum " deme şeklidir.
    aslında islâmiyet öncesi türk geleneklerinde erkeğe de kına yakılmakta, eşitlik sağlanmaktadır. sanırım hâlâ anadolu'da erkeğe de kına yakılan kına geceleri yapılıyor.
    dede korkut hikâyeleri'nde de kına yakma geleneğine bolca değinilmiştir.

    osmanlı devleti döneminde, pazartesi günü gelin çeyizi damat evine gönderilir, salı günü gelin hamamı yapılır, çarşamba gecesi de kına gecesi düzenlenirdi.

    gelinin kırmızı kıyafet giymesi geleneği islamiyet öncesinde de mevcuttur türkler'de. osmanlı döneminde de böyle devam etmiştir. sanıyorum günümüzde de genelde böyle.

    islamiyet öncesi devirde kına gecesinde gelinin ağlaması hoş görülmezken daha sonraları gelin ağlamazsa " ayy yosmaya bak ne kadar da gidesi varmış kocaya " tarzı dedikodular olmasın deyu gelinin ağlaması, ağlatılması öncelikli amaç olarak belirlenmiştir.

    kına tepsisinin üzerinde dikili yahut gelinin etrafında dolanan kızların ellerinde bulunan mumlar ise bir gelenek değil, bir ihtiyaç sonucu doğmuş bir eylemdir. çünkü eskiden elektrik diye bir şey yoktu anlıyor musun?
    bu da nostalji oluyor günümüzde. hatta ortam karartılıyor kına türküsü başladığında.

    kına gecesi geleneği güney amerika, avrupa ve iskandinav ülkeleri hariç ( belki buralarda da nadiren vardır ) dünyanın hemen hemen her yerinde bulunan bir gelenektir.

    allah tamamına erdirsin nişanlı arkadaşlar*

    bana çerez gönderin.