hesabın var mı? giriş yap

  • hafife alınmayıp, çok araştırılarak başlanması gereken uyku düzeni. çeşitleri var. en yaygınları dual core, everyman ve uberman.

    henüz başlamadım ama hatırı sayılır miktarda araştırma yaptım. özellikle adaptasyon kısmına değineceğim, çünkü farkettim ki tr'de genel yöntem direk yeni uyku düzenine geçmek ki bu alışmayı zorlaştırıyor. everyman'de karar kıldığım için yazdıklarım daha çok ona yönelik.
    ingilizce kaynaklarda çekirdek uyku=core sleep, kestirme=nap.

    -----alışma süreci:

    alışma süreci için iki yöntem var, ikincisini hatırlamıyorum. birincisi daha kolay ve yaygın olanı. alışma sürecinde yapılması gereken en önemli şey uyku saatlerine harfiyen uymak. kestirmeleri kaçırmak ya da fazladan uyumak alışmayı uzatıyor.

    -ilk gün 24 saat uyumayarak başlanıyor. böylece uyuma isteği tavan yaptırılıyor.
    -sonraki 2-4 gün boyunca her iki saatte bir 20 dk uyunuyor. bu aşamada beyin uykunun kısa süreceğini anlayıp hemen uykuya dalmaya ayarlanıyor.
    -sonraki 2-6 gün boyunca 20 dklık kestirmeler her 4 saatte bire indiriliyor. eğer uberman uygulayacaksanız bu aşamada kalıyorsunuz.
    -everyman uygulayacaklar bu noktada belirledikleri uyku düzenine geçiyorlar.

    alışma süreci çok uykusuzluk çekilecek bir dönem, mümkünse tatile ya da görece boş zamana sahip olunan bir döneme getirilmeli. ağır spor, çalışma vs yapıyorsanız ara vermek gerekli. uykusuzluk bağışıklık sistemini zayıflatacağı için beslenmeye çok dikkat edilmeli. bu dönemde besin takviyesi almayı da tavsiye ediyorlar.

    kestirmelerden istenilen sürede uyanmak çok önemli. bunun için çeşitli yöntemler var. benim favorim uyumadan önce 1-2 bardak su içmek. ayrıca eğer uyurken kalkıp alarmı kapatıp hiç hatırlamadan uykuya devam eden biriyseniz birkaç alarm kurmak, alarmı uzak bir yere koymak, sizi uyandırması için birini ayarlamak iyi yöntemler. aynı şekilde uyanmayı kolaylaştırmak için ilk hafta ışıklar açık uyumak tavsiye ediliyor. hatta yatakta değil de yer, koltuk gibi rahatsız bir yerde uyumak da bir seçenek.
    bir yancı bulmak da iyi olabilir. böylece sıkılmazsınız, özellikle geceleri uyanık kalırken.

    ayrıca özellikle alışma döneminde kafein kullanmamak gerekli.

    -----uyku düzeni:

    alışma süreci dışında ne zaman uyunacağını ayarlamak da bir mesele. sws ve rem iki ayrı uyku. sws hava karardıktan sonraki ilk saatlerde, rem ise sabaha karşı saatlerde uyunuyor. bunları uzun uzun yazmayacağım, paylaştığım linklerde daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz. kısaca özetlemek gerekirse çekirdek uyku sws uykusu almayı hedeflediği için gecenin erken saatlerinde olmalı. yani 3 saatlik uykuyu gece 10-4 arasına koymak gerekli. (tr'de 10da uyumak mantıklı değil ama avrupadaki gibi insanların gece 10'da yatıp 5-6 da kalktığı bir yerde yaşıyorsanız uygulayabilirsiniz.)
    ayrıca iki uyku arasını min 4, max 8 saat olarak ayarlamak gerekiyor. ilk iki kestirmeyi de daha sabah saatlerine doğru ayarlamak gerekiyor.
    everyman için tr'de yaşayan ortalama bir insan için 00-3 arası çekirdek uyku ile 7, 12, 18'de de 3'er kestirme uygun bir düzen.

    örnek olması açışından, benim deneyeceğim şöyle olacak gibi:

    00:00-03:30 -çekirdek uyku
    07:30-07:50 -kestirme1
    12:00-12:50 -kestirme2
    18:00-18:20 -kestirme3

    -----püf noktalar, öneriler:

    -çeşitli blog ve forumlardan okuduğum, aklımda kalan önemli noktalara değineceğim.

    -tek fazlı uyuyan insanlarda geçerli olan uyumadan en az 3 saat öncesine kadar yemek yememek gerekli kuralı burada 1 saat öncesine kadar şeklinde geçerli. bu durumda kestirme saatlerini özellikle ana öğünlerden önceye ayarlamak mantıklı görünüyor.

    -mavi, beyaz ve yeşil ışık melatonin salgılanmasıyla bağlantılı olduğu için gece saatlerinde maruz kalınmaması öneriliyor. her ne kadar gece uyumasak da vücut gece moduna geçiyor, ona göre davranmak gerekli. bu yüzden karanlık saatlerde ışıkları kısmak ya da sarı-kırmızı ışık kullanmak ve yahut şunun gibi bir 'red safety glasses' edinmek gerekli.http://www.amazon.com/…&keywords=red tinted glasses

    -rem uykusu bittikten sonra derin uykuya geçiliyor. eğer bu evrede uyanılırsa kişi kendini çok yorgun hissederek kalkıyor. fakat hemen rem'den sonra kalkılırsa enerjik uyanılıyor. kestirmeler süresinde başlarda 25 dklık alarm kurup kendi kendine alarmdan önce uyanmaya ya da yorgun hissederek uyanmaya başlanırsa bu süreyi kısaltmak gerekiyor. aynı şey çekirdek uyku için de geçerli. 3 buçık saat ile başlayıp gerekirse 3 saate inilebilir.

    -kestirmeleri kaçırmamak önemli, ama olur da kaçırırsak endişeye mahal yok. bazıları sanki hiç olmamış gibi uyku düzenine devam edin diyor, bazıları da bir sonraki kestirmeyi 1buçuk saat uyuyun diyor. artık kişiye hangisi uygunsa onu tercih edebilir. öncemli olan mümkün olduğunca az kestirme kaçırmak ve bir sonrakilerde uyunan süreyi geçmemek.

    -vücudun uykuya ihtiyaç duyduğu hastalık, aşırı yorgunluk gibi durumlarda fazladan uyunmalı. bunu çekirdek uykuyu 6 saate çekerek yapabileceğiniz gibi kestirmelerin bir iki tanesini 1 buçuk saat uyuyarak da yapabilirsiniz.

    -benim kafama takılan en büyük sorun seyahatteyken ve ya dışarıdayken nerede nasıl uyunacağıydı. hala çözebilmiş değilim gerçi. neyse tavsiye edilen sürekli bir uyku kiti taşımak. (göz bandı, kulak tıkacı, boyunluk ya da diz arasına sokuşturulcak bir şey vs. arabada ve ofiste bir mat bulundurmak.) olası uyuma yerleri olarak ofis, araba, yaz aylarında parklar, boş bir sınıf, sürekli gidilen bir cafe, vs. 20 dk çok da göze batacak bir süre değil.

    -bir süre uyguladıktan sonra vücudu dinleyip uyku düzenini değiştirmek gerekebilir. herkesin uyku ihtiyacı farklı, uyuyacağı saatler de. çeşitli değişiklikler yapıp kendinize uygun hale getirmek gerekiyor.

    -son olarak yeniden belirtiyorum, uyku düzenini değiştirmek ciddi bir iş, hafife alınmamalı. eğer uyuma saatlerine düzgün uyulmayacaksa denenmemesi daha iyi olabilir. uzun dönem etkileri çok araştırılmış değil. her ne kadar uygulayan insanlar sağlık sorunu yaşamasa da düzgün uyunmadığı takdirde sağlık ve psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir (tıpkı normal uykuda olduğu gibi). bu nedenle eğer uygulanacaksa disiplinli bir şekilde uygulanmalı.

    -----benim en yararlı bulduğum kaynaklar:

    -temel bilgi olarak wiki: http://en.wikipedia.org/wiki/polyphasic_sleep
    -diagramatik olarak çeşitli düzenleri özetleyen eğlenceli bir site: http://dustincurtis.com/sleep.html
    -bolca özet halinde bilimsel bilgi ve forum içeren bir site: http://www.polyphasicsociety.com/
    -1 yıl boyunca -yanılmıyorsam- uberman uygulamış birinin blogu: http://www.stevepavlina.com/…5/10/polyphasic-sleep/
    -6 yıldır çok fazlı uyuyan, işin kitabını yazmış (mecazi değil) bir kızın blogu: http://www.puredoxyk.com/…/polyphasic-sleep-portal/

  • bilal erdoğan'ın paraları sıfırlamak için internet bankacılığından amcasına eft yapacakken ödemeyi yanlışlıkla imf'ye geçmesi olayı. sonra bankayı falan arayıp, araya tanıdık koyup yanlışlık oldu dese de adamlar parayı almışken geri göndermemişler doğal olarak. tayyip ise olayı duyduktan sonra sinir krizleri geçirip bilal'e temiz bir dayak atsa da ertesi gün krizi fırsata çevirip "imf'ye borcumuz kalmadı" diye oy istemeye başlamış. bilal mi? hala ne olup bittiğinin farkında değil.

  • iyi niyetli ancak vizyonsuzluktan ölü doğan bir proje daha.

    istediğiniz kadar vatansız milletsiz ilan edin umrumda değil. bu proje dünyanın geldiği noktanın çoook uzağında duruyor. benim hep savunduğum bir şey var. bizim insanımıza ilk önce projelendirme öğretilmeli. bir ürün yapılacaksa harekete geçilmeden bu konuda neler yapılıyor bakması öğretilmeli.

    elin liseli çocuğu beyin dalgalarıyla hareket ettirilen kolu 3d yazıcı ile basıyorken bizde halen hareket sensörü kullanılıyorsa bu olacak iş değildir.

    eğer dünya hafiflik için karbon alaşım kullanıyorsa, parmak kontrolü için mikroservo motor kullanıyorsa, uyarım iletimi için direk sinir sistemini kullanıyorsa bizim bu devirde çıkıp bu ürünü yapay kol diye sunmamız acıklıdır. altı boş bir özgüvenin net göstergesidir.

    bunu üreten arkadaş gerçekten bu konuda işe yarayacak bir ürün ürettiğine inanmasa herhalde kameraların karşısına çıkmaz. demek ki yapılanları bilmiyor. demek ki amputasyon sonrası kullanılacak yeni nesil protezler için harcanan milyonlarca dolardan habersiz.

    arge bizim ülkemizde küçümsendikçe daha çok göreceğiz bu tarz ölü doğumları.
    arge sadece fikir üretimi değildir. teknik gerekliliklerin belirlenmesidir, araştırmadır, projedir, tasarımdır, fizibilitedir.

    bu konular ciddiye alınmadıkça bu ülkede erke dönergeci de bulunur, soğuk füzyon reaktörü de bulunur, evrim de çürütülür, kansere çare de bulunur. ancak sadece lafta yapılır bunlar.

    günümüzde bilim de mühendislik de çok ciddi ön çalışma gerektiren uzmanlık alanları. 500 yıl öncesindeki gibi aklına geleni üretmeye kalkarsan hüsrana uğrarsın.

    yapma demiyorum hobi olarak yap ama özgüvenini dizginle. ne ürettiğini araştır.

    https://www.youtube.com/watch?v=_qupnnroxvy

  • "ey israil sabrediyorsak bilki kuran-ı kerim'de yok olacağın müjdelendiğindendir.."

    sabah sabah iyi güldürdü bu arkadaş.

  • sebepleri şöyle olabilir,
    1.bisiklet aldıktan sonra merdivenler, yokuşlar aşarak ulaştığımız apartmanlarımızda, dairelerimizde onlara yer bulmanın, onları taşımanın zor olması.
    2.sürecek yol bulmanın, manyak sürücüleri olan arabalardan kaçmanın, dar yerlerden geçmenin dikkat ve efor istemesi. her yerde bisiklet yolu olmaması ve halkın bir kısmının bisiklet yolunun bisikletler için olduğunun farkında olmaması...
    3.bisikletinle çıktığında, arkadaşlarınla oturmak istediğinde ya da kapalı bir yere girmenin gerektiği durumlarda bisikletini bisiklet park yerine ya da herhangi bir yere bağladığında, çok oyalanmamış olsan bile, bisikletini döndüğünde bulamayacak olma ihtimalinin yüksekliği...
    (bisikletim kalabalık bir cuma akşamı alsancak kordon'daki bisiklet park yerinden çalındı. bisikleti garajından, apartmanından çalınan arkadaşlarım da var. yani bisiklet hırsızlığı da yaygınlaşmanın önünde engel olabilir.)
    4.veee bisiklet fiyatlarının coşa coşa yükselişi...

  • kendine özgülüğün tavana vurduğu bir yöre lehçesi. doğal komikliği ve sempatikliğinin altını çizebilmek için aşağıdaki olayı örnek olarak aktarıyorum sizlere..

    trakya'dan gerçek bir hikayedir!

    yaşlı bir amca eşeğinin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
    bunu gören trafik polisleri amcaya takılmak isterler ve
    durdururlar.

    polis- be amca, necin dakman golani? (golan: emniyet kemeri)
    amca- dakmam be işte!
    polis- e bak gördün mü, şimdi ceza keseceyik.
    amca- kes bakalım ne keseceysan da gidecem, acele işim var.
    polis- peki amca, cezayı sana mı yazalım yogsam eşeğe mi?..
    amca- ???
    polis- yani cezayı sana yazarsak 5 milyon deycen, eşeğe 3 milyon deycen.
    amca- bana kes o zaman.
    polis- neden sana keseyoz amca?
    amca- onun sicili temiz ossun, polis yapcez onu!

  • görüntüden anladığım kadarıyla demir ya da benzeri bir maddeden yapılmış heykel. demirini satmak için çalmışlardır.

    o boğa nasıl yıllardır orada duruyor, hayret.

    edit: gelen mesajlara göre, heykel bronzmuş.

  • ortada planlı bir şekilde kaçırılmış bir kadın var ve bu olayı gören *arkadaş kolluk güçlerine '' araçla kadın kaçırıldı'' diye ihbar ediyor ama polisler bunu iplemiyor. insan kaçırılıyor ama polis iplemiyor. şaka gibi. kamu spotlarında bile ''görmezden gelmeyin, şüpheniz varsa polisi arayın'' temalı yayınlar varken hazır yaşanmış bir ihbar nasıl takibe alınmaz?

    bu arkadaşın gösterdiği azmin 10'da 1'ini emniyet gösterseydi belki kadın kurtulacaktı veya olayın gerçek yüzü belli olacaktı ama yok.

    gecenin leyli yarısında polislerden çare bulamayınca tee çağlayan'a kadar savcı bulmaya giden arkadaşı da canı gönülden tebrik ediyorum. iyi ki varsınız abi. o polislerden de şikayetçi ol. sakın peşini bırakma! helal sana. adamsın.

  • öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; 7 kez evlenip boşanmış seda sayan evlilik programı, 3 kez din değiştirmiş tuğçe kazaz din eleştirisi yapıyor. sonra vay efendim benim cumhurbaşkanım neden rte?

  • mevcut kamuoyu baskısına "30 yıldır bekliyoruz madeni açmak için.3-5 ay daha bekleriz." diyecek kadar açgözlülüğünü beyan eden birisi:
    https://twitter.com/…tatus/1376455908088287234?s=19

    herif çizgi film kötüsü gibi resmen.
    böyle klişe kötü tiplemesi olur ya,aklına çok kötü bir plan gelir hemen ardından pis bir sırıtışla ellerini ovuşturur ve kahkaha atmaya başlar.herif tam o klişe kötülük tiplemesinin vücut bulmuş hali.para hırsı gözünü öyle bir kör etmiş ki yansımasını söylem ve hareketlerine bakarak anlayacağın seviyede bir yozlaşmışlık.