hesabın var mı? giriş yap

  • barış akarsu'ya bir parçada bas çaldım, aynı motosiklette yolculuk ettim, sahne arkasında viski içtim, aynı yatakta yattım (evde başka yatak yoktu lan) .
    http://www.youtube.com/watch?v=sitmgzz5vwy

    not : adam yaşarken seni kullanıp üzerinden prim yapacağım alınmak yok demiştim. yüz vermeyenleri bana yönlendir demişti.

    edit: düşündükçe hatırlıyorum

    gelip öğrenci evinde yatıya kalabilecek mütevazilikte bir adam olduğu için son görüşmemizde hep böyle kal bozma hiç demiştim (ukalalığa gel) bozarım lan sanane demişti. şimdi hiç bozmadı öyle kaldı. yaşasaydı da bozsaydı keşke.
    hayat kısa, toprağı bol olsun

  • bizim peder hoze takmış kafaya, evlendirecek beni, benim arkadaşları yakalamış onlarla dertleşiyor.

    -söyleyin şu arkadaşınıza da evlensin artık.
    +ya x amca bizim söylememizle evlenir mi o hiç?
    -evlenir evlenir, bizim yaşar'ın kızı var izmir'de onu alsın, yaşar çok iyi arkadaşım benim.
    +ya bakalım senin oğlan kızı beğenecek mi x amca?
    -beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
    +ya bakalım kız senin oğlanı beğenecek mi?
    -beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
    +bakalım babası kızı verecek mi bizimkine.
    -verir verir, adam çok iyi arkadaşım, sarhoş demez, kumarbaz demez verir kızını, kırmaz beni.

    adam malını biliyor abi.

  • almanya'da bir arkadaşım, şehir içinde bir başka yere gitmek için otobüs durağında beklerken, otobüsün durakta olması gerektiği dakikada otobüs yerine üç taksinin geldiğini ve kendisi ile birlikte durakta bekleyenleri alıp gitmek istedikleri yere ücretsiz bıraktığını, çünkü otobüsün yolda gelirken bir kaza geçirdiğini ve bu nedenle belediyenin taksileri ücretsiz olarak gönderdiğini anlatmıştı.

    alın size medeniyet göstergesi, insana, vatandaşa verilen değer.

    tanım: bazen bir türk vatandaşı olarak alışkın olunmadığı için şaşırmanıza sebep olan detaylardır.

  • kuru soğan olmuş 5-6 lira. her gün her gün buna can mı dayanır? lüks isteyen şımarık kızdır. kesin ekmek dediği de çiya tohumlu, siyez buğdaylı, yanarlı dönerli pahalı ekmeklerdendir.

  • sahneye her girişinde imparatorluk marşı çalmaya başladığı için acaba elbisesindeki bir buton vazifesiyle kendisi mi çalıyor diye düşündüren şahıs.

  • hakkında yapılan tespitlere genel olarak katıldığım fakat öğrencilik kısmına katılmadığım insan.
    istanbul öğrenciliği geçirmek için harika bir şehir. illa itü, boğaziçi vs gibi okullar için de söylemiyorum. öğrencinin kendisini eğitmesi, değişik insanlar tanıması, dünyaya açılması için türkiye'de en fazla olanağa sahip şehir istanbul. bu yüzden ısrarla istanbul'da okumaya çalışan, ısrarla hobiler edinmek kurslara gitmek için ek işler yapan, simit-peynirle geçinip tiyatroya konsere giden, şehri gezip tarihini öğrenmeye çalışan öğrenciye ben saygı duyarım. böyle öğrenciler sandığınız kadar da az değil.

    maalesef işte çalışma hayatı başlayınca istanbul o eğlenceli yüzünü çeviyor insana. sadece ne kadar kalabalık olduğunu, sokaklarda dilenen çocuklarını, pisliği, trafiği görmeye başlıyorsunuz. sanki bambaşka bir şehir haline geliyor. ne kadar çabalasam da artık eskiden beni mutlu eden şeyleri bulamıyorum bu şehirde ben. ben onu, o da beni tükettik.

    bundan sonra rotamız ege. ama dendiği gibi, tası tarağı toplayıp gitmek de öyle ha deyince olmuyor. deneyeceğiz.

  • 1942-43 amerikan-japon savaşlarının baş üssüdür.

    amerikan bilim adamları tarafından çözülen, jn25 ile şifrelenmiş telsiz mesajları, pearl harbor baskınından sonra iyice coşan japon kuvvetlerinin amerikaya yeni bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu ele verir. yine de saldırılacak noktanın şifreli mesajlar içinde bile "mi"*adıyla şifrelenmesi amerikan subaylarının saldırı noktasının neresi olduğu konusunda bir türlü emin olamamasına sebep olmuştur. bunun üzerine saldırının midway adasına yapılacağından şüphelenen amerikan pasifik kuvvetleri generali, midway garnizonundan, sularının azalmakta olduğunu belirten bir mesaj göndermesini ister.

    bir kaç gün sonra japonların şifreli mesajları arasında saldırılacak bölgenin suyunun bitmek üzere olduğunu belirten bir notun geçmesiyle, saldırılacak bölgenin midway adası olduğu kesinlik kazanır.

    bütün amerikan donanması ada çevresine yığılır ve baskın yapmak isteyen japonlara karşı bir baskın hazırlanır. yine de adaya saldırmakta olan dört uçak gemisine karşı amerikalıların üç uçak gemisi vardır ve telsiz mesajlarının çözülmesinin fazlaca zaman alması, amerika'nın enformatik üstünlüğünü de kullanmasına engel olmaktadır. amerikan generalleri japonların ne zaman, nereye, nasıl saldıracağını biliyor olmalarına rağmen savaşı kimin kazanacağını kestirememektedirler. hatta yazışmalar incelendiğinde, amerikan amirallerinin savaşın kazanabileceğine inanmadığı söylenebilir.

    4 haziran 1942 de harekete geçen jopan (evet, yanlış yazdım) birlikleri amerikan donanmasının bölgede olduğunu farketse de hava üstünlüğünü kullanarak amerikan donanmasını yarıp adaya ilerlemeye devam eder. amerikan uçak gemilerinden kalkan avcı uçaklarıyla, japon uçakları arasında şiddetli bir çatışma başlar. ne var ki adaya ilerlemeye çalışan donanma japon savaş tarihinin belki de en büyük hatasını yapar ve yüksek irtifada uçup güvenliği sağlamakla sorumlu olan uçakları zaten japon üstünlüğüyle devam eden alçak irtifa savaşına kaydırır. aynı dakikalarda yüksek irtifada neler olduğunu görmek için havalanan bir grup amerikan pilotu birazdan tüm pasifik savaşının kaderini değiştireceklerinden habersizdir.

    çok yüksek irtifada tek bir japon uçağı bile kalmaz, ne var ki az önce havalanan amerikan bombardıman uçakları, sisli havadan da faydalanarak, japon donanmasına yüksek irtifadan yaklaşmaktadır. yüzlerce düşman uçağının oluşturduğu bariyerin üstünden tek bir japon uçağıyla bile karşılaşmadan geçen 12 bombardıman uçağı, dakikalar içinde kendini japon donanmasının göbeğinde bulur. uçaklar japon uçak gemilerine doğru dalış yapıp uçak gemileri üzerine bomba bırakmaya başlar.

    japon donanması 12 amerikan uçağını, gemilere sabitlenmiş hava savunma toplarıyla rahatlıkla püskürtebilecek güçtedir. üstelik devasa büyüklükteki savaş gemilerinin gök yüzünden bırakılan bir kaç bombayla batması kesinlikle beklenmemektedir. ne var ki inen uçaklara daha hızlı hizmet verebilmek için tüm yakıt ve cephanesi güverteye çıkarılmış olan japon uçak gemileri, düşen ilk bombalarla saniyeler içinde alev topuna döner ve uçak gemilerinden 3 tanesi 5 dakika gibi komik bir sürede batar. amerikan deniz kuvvetlerinden daha güçlü olan japon donanmasının omurga gücü yüzlerce uçak, pilot ve on binden fazla askeriyle birlikte dakikalar içinde imha edilir. ertesi gün kaçmaya çalışan son uçak gemisi de japon yönetiminin, okyanus imparatorluğu hayalleriyle birlikte sulara gömülür. bu çarpışmadan sonra tüm uçak gemilerini ve deneyimli pilotlarıyla birlikte 250 kadar uçağını kaybeden japon deniz kuvvetleri savunmaya geçer. bu saatten sonra japonlar denize iki uçak gemisi daha indirse de uçaklarını ve deneyimli pilotlarını kaybettikleri için, okyanusta bir daha dikiş tutturamayacaktır. saldırı sırası şimdi amerikadadır.*****

  • o kaybedip ağladığın kırmızı trenin var ya... vitrinin arkasına düşmüş. büyümeden çıkarttır da oyna.

  • helal olsun lan bize. 5 yıl önce piyasanın bu hale geleceğini kim bilebilirdi? adamlar şarkı sözleriyle devlet adamlarını korkutuyor daha ne olabilir ki? gurur duyuyorum gurur!

  • valla o kadar bisikletten düştüm bileği yardım gözü yardım ele bacağa cam parçası soktum yüksekten çene üstü düştüm ama yok arkadaş bi yerimi kıramadım. büyük eksiklik.