hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle kızcağızın ailesinin başısağolsun, korkunç bir şekilde evlatlarını kaybetmişler.

    yeri gelmişken tüm genç kızlara seslenmek istiyorum, kulağınıza küpe olsun; asla ama asla sevgilinize, flörtünüze, hoşlandığınız çocuğa nude fotoğraflarınız yollamayın ve eğer ilişkiye girerseniz görüntünüzün alınmasına rıza göstermeyin.

    şimdi ilk kısım tamam da ilişki sırasında görüntü almayı bir insan niye kabul edilsin salak mıyız diyebilirsiniz. hayır, siz salak değilsiniz ama karşınızdaki adam şerefsiz olabilir! ben fantezi yapmayı istiyorum, hatıra kalsın istiyorum diyebilir daha da ileri gidip ben sapık mıyım bana güvenmiyor musun diye size duygusal şantaj yapmaya kalkabilir cevabınız hayır olsun.

    karşınızdaki insan size kezbansın, bak dediğimi yapmazsan seni terk ederim, bana başka kız mı yok gibi şeyler söyleyip sizi manipüle etmeye çalışabilir hatta üstü kapalı bir şekilde bildiğiniz bir kızın ona asılıp nude fotoğraflar gönderdiğini filan da söyleyebilir. cevabınız yine net olsun; hayır, gitmek istiyorsan gidersin.

    size değer veren, sizi seven bir adam zaten sizi böyle sıkıştırmaz. ayrıca o yolladığınız ya da birlikte çektiğiniz görüntüleri daha sonra başka sitelere satmayacağının, size o görüntülerle şantaj yapmayacağının ya da en basitinden sağa sola göstermeyeceğinin garantisi yok. bırakın giderse gitsin o kişi hatta gitsin daha iyi sonrasında sürekli diken üstünde yaşamaktan çok daha iyidir.

  • gelen: konuştuklarımızı sözlüğe yazmaya utanmıyor musun,sözlüğe malzeme olarak mı görüyorsun bizi?
    giden: dur ya bunları da yazayım.

  • amcamın beyninde tümör çıkmıştı.

    ankara'dan tedavi için yengemle bize geldiler. ben o zaman şehir dışındaydım. eve geldiğim zaman geçmiş olsun diyebildim.

    amcam bizde kaldığı 15 gün boyunca sudoku'ya başladı. gece gündüz durmadan sudoku çözüyordu. "beyne faydalıymış" diyordu. hastalığına iyi geleceğine inanıyordu. tabii hayatında bırak sudokuyu, bulmaca çözmemiş amcam, oldukça zorlanıyordu. onun bu hali bizi üzüyordu.

    amcamı 16.gün kaybettik.

    ne zaman sudoku görsem aklıma gelir.

  • "benim naçiz bedenim elbet bir gün toprak olacaktır" diyen birini mumyalamak,
    "beni görmek demek yüzümü görmek demek değildir" diyen birinin resimlerini her yere asmaktır.

  • şirketin ne kadar para kazandığını kalem kalem hesaplamanıza gerek yok. şirket halihazirda halka açık olduğu ve borsada işlem gördüğü için tüm bilançoları zaten her çeyrekte paylaşılıyor. mesela son çeyrekte 2.3 milyar euro ciro elde etmelerine rağmen çeyreği 20 milyon euro zararla kapamışlar.

    son ceyregin rakamlari

    gelmis gecmis tum ceyreklerin verileri

    yalnız bakkal hesabı yapar gibi "şarkı başına 5 cent ödeyip 8 cent alsalar şarkı başı 3 cent kar ediyorlar" demek yalnış oluyor çünkü kurumsal bir şirketin tüm masrafları şarkılara ödediği paradan ibaret değil. bunun server masrafı var, data masrafı var, teknoloji masrafı var, algoritma geliştirme masrafı var, şirketin içinde çalışan beyaz yakalıların maaşı var, marketing var, insan kaynakları var, hukuk departmanı var....var oğlu var.

  • the fast and the furious: 1994 toyota supra ve 1970 dodge charger
    hızlı ve öfkeli serisinin ilk filminde brian o'conner ve dominic toretto'nun kapıştığı arabalardır. modifiyesiz toyota supra'nın turbo beslemeli motora sahip versiyonu; 3.0 litre 320 beygir ve 420 nm tork değerlerine sahiptir, 0-100'ü 4,6 saniye, masimum sürati 285 km/s'tir. en ufak modifiye ile çok yüksek güçlere ulaşabilen bu aracın filmdeki versiyonunun gerçekte olması durumunda nasıl bir performans vereceğini düşünemiyorum bile. filmde dom'un kullandığı dodge'a gelecek olursak, modifiyesiz versiyonu; arkadan çekişlidir, 6974 cm3 benzinli motora, 425 hp güce, 664 nm torka sahiptir, 220 km/s hızı vardır, 0-100 değeri 5.8 saniyedir.

    death proof: 1970 chevy nova
    filmde sürücü koltuğunda oturmayanların, hatta araca binmeyenlerin bile ölümüne yol açan bu araba gerçekte; 5733 cm3 benzinli motora, 300 hp güce, 515 nm torka sahiptir. makisimum sürati saatte 188 km ve 0-100 değeri 6.7 saniyedir. unutmadan, filmdeki kaza sahnesi hayatımda izlediğim en iyi çekilmiş kaza sahnelerinden biridir. buyrun

    mad max: 1973 ford falcon xb gt351 coupe
    post-apocalyptic sinemanın öncüsü sayılabilecek olan mad max serisinde kullanılan ford falcon, 5,8 litrelik v8 motora sahipti, 481 nm tork üretiyordu ve 260 hp gücü vardı. çekimler bittikten sonra aracın hurdacılara satıldığı daha sonra bir otomobil koleksiyoncusun aracı görüp satın alıp koleksiyonuna dahil ettiği biliniyor.

    minority report: lexus 2054 concept
    steven spielberg'ün azınlık raporu filmi için dizayn edilmiş konsept bir araç. filmde kullanıldığı sahne çok güzeldi. buyrun

    the italian job: 1968 mini cooper s
    michael caine'in oynadığı 1969 yapımı italian job filminde kullanılan 1968 model mini cooper'lar yerlerini, filmin 2003 yılında yeniden çevrilen versiyonunda 2003 model mini cooper'lara bırakmışlardır bknz. 1968 model mini cooper s; 1275 cm3 motora, 76 hp güce, 157 km/s hıza sahipti.

    gone in 60 seconds: 1967 shelby mustang gt500
    yer yüzünde sahip olmak istediğim tek araçtır efendim kendisi. 2000'li yılların başında çekilen gone in 60 seconds filminde görüp aşık olmuştum. filmdeki tek güzel şeydi, angelina jolie'den bile güzeldi. şimdi gelelim özelliklerine; 6997 cm3 hacminde v8 motoru var, 355 hp güce, 570 nm torka sahip, 0-100 hızlanması ise 6 saniye.

    cobra: 1950 mercury monterey
    filmlerdeki efsanevi arabalar arasında, 1986 tarihli cobra'da sylvester stallone'un canlandırdığı marion cobretti'nin kullandığı 1950 model mercury'nin yeri farklıdır bende. filmdeki takip sahneleri müthiştir. cobretti arabayla alevlerin içinden geçerdi, öndeki aracı yakalamak için nitroyu açardı, biz ekran başında mest olurduk.

    goldfinger: 1963 aston martin db5
    sean connery'nin oynadığı 3. james bond filmi altın parmakta kullanılan, en ünlü james bond aracı olan 1963 aston martin db5; 3996 cm3 motora sahiptir, 282 hp ve 391 nm tork değerleri vardır. en yüksek hızı 231 km/s'tir. bu filmden 42 yıl sonra çekilen james bond filmi casino royale'de kullanılan araç ise 2007 model aston martin dbs v12'dir bknz. bu araç ise 6.0 litrelik v12 motora sahiptir, 570 nm tork ve 302 km/s maksimum sürati vardır.

    drive: 1973 chevrolet chevelle
    filmde, tıpkı kendisi gibi, karizmatik ve nadir bulunan bir araç kullanır ryan gosling. müzikleriyle, başrol oyuncusuyla ve tabii ki filmde kullanılan araba ile izlediğim en iyi filmler arasındaki yerini almıştır. 5025 cm3 motor, 115 hp, 278 nm tork ve 163 km/s en yüksek hıza sahiptir bu araç.

    back to the future: 1981 delorean dmc-12
    sinema tarihindeki en meşhur arabalardan biridir delorean. back to the future filmi ile tüm dünyada tanınmıştır. gerçekte ise çok tutmamış, sınırlı sayıda satılmış, başarısız olmuş bir araçtır. aracı üreten firma dmc bu aracın başarısız satış rakamlarından sonra iflas bayrağını dikmiştir. tasarımcısı giergotto giugiaro'dur. 2,8 lt'lik renault - volvo - peugeot ortak yapımı v6 motora sahiptir, 130 hp, 207 nm tork ve 209 km/s maksimum sürati vardır.

  • tüm mükemmel özelliklerinin yanında bencil olmamasıyla da gönlümde apayrı bir yeri olan grup.

    bugün efsane diye andığımız the beatles, pink floyd vs. gibi pek çok grup kendi aralarındaki tartışmalar yüzünden birer efsane olan gruplarını dagıtarak dinleyicilerini bu bütünlükten mahrum etmişlerdir.

    peki queen'in arasında hiç mi anlaşmazlık yoktu? hem de nasıl. o sessiz sedasız john deacon bile bazen birbirlerine kesinlikle tahammül edemediklerini, birbirlerinin sinirini bozduklarını söylüyor. hepsi de defalarca stüdyoyu terk edip sakinleşince yeniden bir araya geliyorlar.

    bir keresinde roger taylor, brian may'in gözüne saç spreyi sıkıyor ve brain may çok sinirleniyor. ikili tam birbirine girmek üzereyken freddie mercury en sinirli halinin palyaçovari bir taklidiyle aralarına atlıyor ve onları sakinleştirene kadar şaklabanlık yapıyor.

    yine başka bir gün roger taylor, freddie'ye öyle sinirleniyor ki davul setini toptan sahneye doğru fırlatıyor ve freddie'yi kılpayı ıskalıyor.

    brian may'in freddie'ye sinirlendiği ve stüdyoyu terk ettiği bir olaydan sonra freddie ertesi gün elinde bir hediye ile brian'a geliyor. sabaha kadar uğraşıp brian'ın sololarından bir mix yapıyor ve onu brian may'e verirken " o mükemmel şeyleri bir de benim duyduğum gibi duymanı istedim " diyor.

    bunların yanında şarkı seçimleri ve telif gibi konularda da anlaşmazlıklar yaşanıyor. mesela bohemian rhapsody single'ı milyonlarca kopya satıyor ve single'ın b yüzündeki i'm in love with my car'ı yazan roger taylor, freddie ile aynı telifi alıyor. bunun kavgası da uzun süre yaşanmasına rağmen sonunda bir uzlaşmaya varılıyor.

    şarkı seçimleri konusunda çoğunlukla farklı fikirlere sahip olsalar da herkes birbirine saygı duyuyor. roger taylor hepsinin tarzının aslında farklı olduğunu söylüyor ve şöyle diyor: " ben progressive seviyorum, brian heavy metal, john punk, freddie ise tüm tuhaf şeyleri. "

    john deacon, another one bites the dust ile çıkıp geldiğinde brian may elektro gitarın yan enstrüman olarak kullanılması fikrine alışamadığını söylüyor. ama sonuçta bu onun olduğu kadar john'un da grubu ve arkadaşı sert bas saundunu koruyarak bir şey yapmak istiyor ve buna saygı duyuyor.

    freddie mercury gruptaki iki kişinin bile birbirine benzemediğini, konserlerden sonra kapıda ayrı yönlere gidecek olan 4 limuzin beklediğini, müziği paylaşmak dışında herkesin kendi hayatını yaşadığını söylüyor.

    her ne kadar uyuşamasalar da egolarına yenilmediler ve hep bir arada kaldılar. beatles ve pink floyd gibi kariyerlerinin zirvesinde dağılmadılar. mesela roger waters'ın devasa egosu yıllarca fanları hepsini bir arada dinlemekten mahrum bıraktı.

    queen iç çatışmalar yüzünden 1 yıl bir araya gelmedi ama grubu dağıtmadı da. ancak live aid konserinde yeniden bir araya geldiler ve ordan aldıkları müthiş enerji ve gazla yeniden stüdyoya girdiler. freddie mercury hastalık onu tüketene kadar şarkı söylemeye devam etti.

    işte queen her şeyin yanında böyle mükemmel bir gruptur. müziğe olan tutkuları, farklı kişi ve düşüncelere saygıları ile benim için her daim 1 numara olacaktır.

  • arşivi yanlışlıkla indirip bakanlar varmış. bende bakarken yanlışlıkla 31 çekenlerdenim. bu arada yapılan ayıp çok kınıyorum.