hesabın var mı? giriş yap

  • - sene 90. ventolin, güzel sanatlarda okurken bir denizcilik şirketiyle görüşür. kendisinden gemilere uygulanmak üzere logo tasarımı istenmektedir. öğrenci ventolin, ortalama bir ajansın çekeceğinin 5'te biri kadar bir rakam söyler, fiyatta hemen anlaşırlar. iki hafta sonra logoların sunumu yapılır, müşteri bayılır, teşekkürler eder. artık son aşama işin uygulanmasıdır. ancak müşteri bir daha aramaz, telefonlara da çıkmaz. sınavlardı, kızlardı derken aylar geçer. olayı çoktan unutan ventolin, msü'den karaköy iskelesine doğru yürürken bir nakliye gemisi görür. sunduğu logolardan biri, sanki beş yaşındaki bir çocuk bakarak tekrar çizmiş gibi, daha önce görüştüğü şirketin gemilerinden birinin bacasındadır. delirir, adamları allem eder kallem eder bulur, yakalarına yapışır, "ne iş bu?" der.

    konuya geliyorum:

    şirketin patronu, "ne kızıyorsun ya ventolin kardeşim?" der. "senin on liraya yaparım dediğin logoyu matbaacı yeğenime tarif ettim, bilgisayarda bir liraya çizdi. senin işini kullanmadık ki, ayıp oluyor ama."

    bu, mesleğimi ilgilendiren acı bir türkiye gerçeğiyle ilk tanışmamdır.

  • (bkz: beko) . özellikle avrupa'da çok iyi bir imajı var ve baya popüler. amsterdam'daki mediamartkin satış temsilcisine göre bosch'tan daha çok tercih ediliyor ve bosch bazı ürünlerini beko'ya urettiriyor.

  • bazi hayatlarin aynasi olmus dizi.

    kardesimle komsunun evinin duvarina cokmus babama bakiyoruz. o da siyah paltosu ile kapida dikiliyor, tasinan esyalarin ufak kamyona yerlestirenlere arada bir seyler soyluyor. eve daha zaten yeni gelen buzdolabi, camasir makinesi, elektrik supurgesi bizim ona alismamiza firsat vermeden evden gidiyor babamla birlikte. kardesim kulagima fisildiyor "butun kitaplari da goturuyor." "olsun" diyorum. aklim camasir makinasinda, annem gene eliyle camasir yikayacak diye dusunuyorum. yuregim agirlasiyor. "buyuyunce buyuk bir kitaplik alacagim, kitapla dolduracagim" diyor yavasca. "istersen once anneme camasir makinasi al" diye kiziyorum ona, "sen daha buyuksun sen al" diyor, boynunu bukuyor. "buzdolabi da gitti simdi ne yapacagiz" "teldolabi var" diyorum, giden kamyonun arkasindan bakiyoruz uzun sure. annem yanimiza geliyor. kardesim ona mujdeyi veriyor "ablam sana camasir makinasi alacak buyuyunce" yorgun gozleri gozlerimde. "alir tabii niye almasin" diyor, elimizi tutuyor, bosalmis eve giriyoruz, "yatagim hala burada" diyor kardesim seviniyor.
    o kadar guluyoruz ki sonunda agliyoruz gulmekten.

  • ''hayatim suresince boyum kadar kitap yazdim ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup -onun zaten boyu kisaydi- diyebilirler.'' demi$ bir vakitte..

  • bir tane var arkadaşımız. 35 yaşında yedek sağ bek. ve yıllardır yedek sağ bek. ama ısrarla her antremana gidiyor.. halı saha maçlarımızda da " ben top oynuyorum", "antremanım var" diyerek kendini sakınıyor, " ben bugün ilerde oynayayım" diyor. ertesi gün maçı varmış..

    bir gün hele " çok hırsladım, amatör kumede oynadığım gibi oynayacağım" demişti... o gün yedek soyundurduk. amatörde öyle oynuyor çünkü..

  • zeplinler hava durumundan çok fazla etkilenir, hacimlerine oranla az yük ve insan taşır. son derece yavaş. yakıt tüketimi de bu hantallığa ve işlevsizliğe rağmen çok fazladır. bu işlem için, içinde bulunduğumuz yıllarda drone kullanmak çok daha mantıklı.

  • o değil de, bu nihal ilerde avukat falan olursa nasıl savunma yapacak çok merak ediyorum*

    -müvekkilimin toplumdaki itibarını zedelemek için tamamen delilsiz suçlamalar yapılarak iftira atılmaktadır !

    -paaardooooon ? sen müvekkilini çok "popi" bir yaşam formu falan sanıyosun gaaalllbaa

    -?????!!!!

    -hakim bey görüyosunuz, terbiyesizlik online..kih kih kih

  • 1) ırak merkez bankası soygunu - 1 milyar dolar - 18 mart 2003 - bağdat

    saddam hüseyin'ın kişisel kasası olarak bilinen ırak merkez bankası, koalisyon güçlerinin ırak'ı bombalamasından bir gün önce saddam hüseyinin kişisel notu ile birlikte bankaya giden kusay hüseyin'in beş saatlik bir operasyon ile 1 milyar dolar alması ile dünyanın en büyük soygunu olarak kayıtlara geçmiştir.

    bu soygun saddam hüseyin'in pek de işine yaramadı. oğlu kusay amerikan askerleri tarafından öldürülürken kendisi de bir delikte saklanırken bulundu.

    çalınan paraların 650 milyon dolarlık kısmı saddam hüseyine ait sığınaklardan birinin duvarları arasına saklanmış olarak bulunsa da kalan 350 milyon dolarlık kısmına ulaşılamamış ve kayıp olarak kayıtlara geçmiştir.

    çalındığı düşünülen paraların kat kat fazlası değerde para ve altının amerikan ordusu tarafından ülkeden kaçırıldığı düşünülmektedir.

    2) belediye tahvili soygunu
    * - 292 milyon pound - 2 mayıs 1990 - londra

    58 yaşındaki postacı john goddard'ın görevi nakit para olarak da kullanılabilen belediye tahvillerini bankalara ve yapı kooperatiflerine taşımaktı. ingiltere merkez bankası'na* ait en büyüğü 1 milyon pound tutarında olan 301 adet tahvili taşıdığı gün bıçakla tehdit edilerek soyulmuş ve ingiltere'nin en büyük soygununun kurbanı olmuştur.

    keith cheeseman suçla alakalı olarak yakalanıp 6 buçuk yıl hapse mahkum edilmiştir. bıçaklı gaspı yaptığı düşünülen patrick thomas polisin yakalamasına fırsat olmadan başından vurularak öldürülmüş şekilde bulunmuş, çalınan tahvillerden iki tanesi hariç tamamı bulunmuştur.

    1 milyon dolarlık tahviller bugün geçerli olmasa da koleksiyonerler tarafından açık arttırmalarda 70.000 pound üzerinde teklif almaktadır.

    3) isabella stewart gardner müzesi soygunu - 500 milyon dolar - 18 mart 1990 - boston

    polis kılığında müzeye giren ve güvenlik görevlilerini haklarında tutuklama emri olduğu gerekçesi ile kelepçeleyerek devre dışı bırakan kişiler 81 dakika içerisinde müzede bulunan 12 adet sanat eserini çalmışlardır.

    çerçevelerde bulunan alarmların devreye girmesini önlemek üzere eserler çerçeve kenarlarından kesilerek çalınmıştır.

    olayın sorumluları halen bulunamamış ve olayın çözülmesine yardımcı olacak kişi başına ödenecek ödül 10 milyon dolara çıkarılmıştır.

    fbi'ın yayınladığı güvenlik kamerası görüntüleri

    4) dar es salaam bankası soygunu - 282 milyon dolar - 12 temmuz 2007 - bağdat

    basında çok az yer verilen bu soygunun, bankanın 3 güvenlik görevlisinin militanlarla iş birliği ile yapıldığı düşünülmektedir. banka şubesinin o gün neden bu kadar fazla nakit para bulundurduğu şüphe çekmiştir. soygunla alakalı kimse yakalanamamış ve paranın izi bulunamamıştır.

    5) knightsbridge kiralık kasa merkezi soygunu - 60 milyon pound - 12 temmuz 1987 - londra

    bugünkü değerle 163 milyon pounda eşit olan soygun 1986 yılında italya'dan ingiltere'ye göçmen olarak gelen ve italya'da 50 ayrı silahlı soygun suçundan aranan valerio viccei tarafından gerçekleştirilmiştir. kendisine kasa kiralamak istediğini söyleyerek kiralık kasa merkezine giren viccei merkezin dış kapısına kapalı olduğunu belirten bir yazı asarak başka müşterilerin gelmesini önlemiş ve daha sonra kendisine katılan işbirlikçileri ile merkezde bulunan kasaları soyarak 60 milyon poundluk bir vurgun yapmıştır.

    viccei sonrasında latin amerika'ya kaçmış ancak işbirlikçileri polis tarafından yakalanmıştır. enteresan bir şekilde bir süre sonra ingiltere'de kalan ferrari'sini geri almak üzere ingiltere'ye geri gelmiş, yakalanmış ve 22 yıl hapse mahkum olmuştur.

    çaldığı 60 milyon pound ile yeni bir ferrari almak yerine neden geri gelip eski ferrari'sini almak istediği bilinmemektedir. 2000 yılında italya'da hapishaneden günlük izin ile çıktığında polisle girdiği çatışmada öldürülmüştür.

    10.10.2022: kaynak