hesabın var mı? giriş yap

  • tarif edemeyeceğim kadar iğrenç bi durum. umutlarla okursun, ingilizce öğrenirsin. uğraşır didinirsin. staj falan yaparsın. ondan sonra hastalanır 1,5 yılın tedaviyle geçer askerlik ve yüksek lisans yapayım der ve bitiremezsin geçer 3 sene, hadi 5-6 ay kpss kasayım dersin olmaz. sonra tekrar özel sektörde basvurmadığın firma kalmaz. karşına 3 senedir neden işsizsin? gibi bir soru gelir doğal olarak anlatırsın. önyargıyla yaklaşırlar. eve gelirsin aileyle aranda soğuk savaş başlar. eş dost akraba ziyaretine gitmekten çekinirsin, çünkü o malum soru gelecektir yüzüne. ailenin yanında tedirgin cevaplar vermeye çalışırsın olmaz. utanırsın sanki senin suçunmuş gibi. cebindeki bozuk parayla otobüse mi binsem ya da simit yiyip açlığımı mı bastırsam diye düşünürsün.

    bizim gibiler ne yapmalı? ne yapacak yani? işsiz olmaya devam mı etsinler? günden güne sağlıksız bireyler haline mi gelsinler? herhangi bir güçlü referansı olmadan, amiyane tabirle torpilli de olmayan bizler iş bulmak için ne yapmalı? zor gerçekten zor, aynı durumda olan bir ben değilim biliyorum ama. bu çözümsüzlük süreci arttıkça da daha mutsuz ve çevresine daha da mutsuz bir elektrik yayan biri haline geliyorum. ailesine destek olacak yerdeyken, ailesinden utanarak üç kuruş harçlığı alırken hem de bu yaşta, insan içine çıkmaya utanmak neden?

    çalışan arkadaşlarla görüşürken, "olsun be oğğlum ne güzel var ya bütün gün yatıyon keşke ben de öyle olsam çalışınca anlarsın bak çok zor" diyen ego dolu açıklamalarına, güleryüzle cevap vermek zorunda hissetmek koyar adama. ortamdaki antipatik adam da olmayayım bari düşüncesi yer bitirir. sana gerçekten yardımcı olmak isteyen arkadaşlarının sayısı gün geçtikçe azalır ve umutsuzluk artar.

  • başlık: halifeliği kaldıramıyorum beyler acil

    1.uninstall'ı silinmiş, ekle kaldırda görünmüyor nasıl yapıcaz acil bi el atın la
    (bozbaykurt ?, 18.11.2012 05:35)

    5. atatürk modunda çalıştır panpa
    (mikaraguaying ?, 18.11.2012 05:39)

    6. saltanat dosyasından önce sildiysen kalkmaz o. meclisi yeniden toplayacan mecbur. üff işin yoksa uğraş dur. ya da cumhuriyet kur kesin çözüm. tasarımı da güzel
    (vay babanin genzine ?, 18.11.2012 05:39)

    10. @6 panpa cumhuriyeti kurmuştum crack bulamadım amk 30 gün sonra uyarı verdi otomatikman halifelik yüklendi kafayı yicem beyler yardım!
    (bozbaykurt ?, 18.11.2012 05:44)

    12.@10 nutuk atmayı denedin mi? çünkü sistemde sorun olabilir. nutuk at bi öyle kur. bakalım nolcak.
    (vay babanin genzine ?, 18.11.2012 05:46)

    16. olm daha dili değiştirceksin bi ton iş lan seninki de
    (kanatsizmarti ?, 18.11.2012 06:14)

    19. görev yöneticisini aç abdülmecit.exe çalışıyosa durdur de
    (sivilceli liseli ?, 19.11.2012 09:17)

    21.yeniceri_32 yi sil
    (syrmana ?, 19.11.2012 09:21)

    27.bilgisayarına tayyip virüsü bulaşmış olabilir
    (olmazsa olmazim ?, 19.11.2012 09:38)

    29. darbe 1980 v2.0 ek paketini yükle olmadı format at pc ye düzelir zaten
    (fatboyselim ?, 19.11.2012 10:02)

    53. boşa kaldırma yakında geri geliyo zaten sistem geri yükleme yap düzelir
    (arkaulog ?, 21.11.2012 14:47)

    http://ccc.incisozluk.cc/…ldıramıyorum-beyler-acil/

  • başarılı. ilk girişinde playback var sandım. özellikle "pilsen", "gitmez" ve "değerli kardeşlerim" aynısının tıpatıpatıpkısı.

    o değil de yarın tayyip çıkıp "işte 17 aralık tapelerindeki ses budur" diyebilir. daha kötüsü bu abiye 3, 4 bir şey atıp yalancı şahitlik bile teklif edebilir.

    böyle bir şey olmaz diyebiliyorsan sen daha memleketi tanıyamamışsın. neyse susun kimseler duymasın.

    edit: büdüt

  • iki yataklı odada kişibaşı : 3.385 euro (ulaşım+kahvaltı+konaklama) gibi bir fiyata rüyalarınızın tatilini geçirebileceğiniz yer. google'dan images olarak aratın derim ki neden bu fiyata anlayın.

    fransız polinezyası ; bir mücevher gibi dağılmış 118 ada ve 5 ayrı adalar takımının başlangıç noktasındadır. takım adaların toplam yüzölçümü 1.544 squaremildir.
    5 takımada ; sosyete adaları , tuomotu atol, austral adaları, marquesas adaları ve gambier adalarıdır.
    sosyete adaları 2 kısımdır. windward adaları ve leeward adaları .
    windward adaları ; tahiti, moorea ve tetiaora
    leeward adaları ; huahine, bora bora, raiatea/tahaa, maupiti
    geri kalan adalar diğer takımadalar içinde yer almaktadır.
    tahiti ; yağmur ormanları ve yumuşak eğreltiotları ile kaplı yemyeşil vadileri, serin nehire dökülen çağlayanları ile fransız polinezyasında yer alan 118 adanın en büyüğüdür
    papeete ; fransız polinezyasının başkenti ve ticari merkezidir. gümrük binaları, hastane, banka, havayolları, seyahat acentaları burada bulunur.
    bora bora ; şüphesiz rüyaların adası bora bora pasifiğin en efsanevi adasıdır. bora bora hakkında çok şey yazılıp söylenmesine rağmen bugünee kadar söylenebilecek en doğru söz henüz bulunamamıştır. havadan bakıldığı zaman bora bora turkuaz içine yerleştirilmiş minik bir zümrüt gibi gözükmektedir.
    havalimanı merkezden teknelerle 20 dakika uzaklıktadır. adanın güneyinde bulunan coral garden doğal bir denizaltı parkı olup, pek çok değişik balık ile mercanların birarada bulunduğu yerdir. lagoon pek çok aktivite sunmaktadır. bunların içinde en popüler olanı köpekbalıkları ile birlikte yüzebileceğiniz shark feeding turu

    tahiti için vize gerekmektedir. vize fransız konsolosluğundan alınmaktadır ve schengen vizesi belgeleri gerekmektedir.
    tahiti’nin para birimi central pacific franc’dır. 1 cpf = 97,454 usd ve = 119,24 euro’dur. tahiti’ye varışta havalimanındaki bankada gece yarısına kadar para bozdurma imkanı vardır.otel lobilerinde yapılacak döviz alım satımlarında kur biraz farklıdır. kredi kartı kullanımı yaygındır. ayrıca döviz büroları da bulunmaktadır.
    tahiti geleneklerine göre bahşiş verme adeti yoktur. servis ücreti genelde faturaya dahil edilir.
    yanınızsa sıcağa dayanıklı giysiler, hafif ayakkabılarr, güneşe karşı şapka, güneş kremi, yağmur ihtimaline karşı ince bir yağmurluk, suda yürüyebilmek için deniz ayakkabısı , böcek kovucu ilaç, kullandığınız ilaçlar, yara bandı, video kamera ve fotoğraf filmi bulundurmanız gerekir.
    türkiye bora bora’nın 12 saat ilerisindedir.
    voltaj : 220 volttur.
    güneşin çok kuvvetli olması nedeniyle kuvvetli bir koruyucu kremi mutlaka bulundurmak ve snorkelle dalışlarda tişört giymek vücudu güneşten korumak için iyi olur.
    bora bora çok emniyetli bir adadır. günün veya gecenin herhangi bir saatinde heryerde yürünebilir.
    bora bora tropik bir bölgededir. buna rağmen muson yağmurları veya kasırga veya hortum yoktur. kasım mart arası iklim biraz daha nemli ve yağmurludur. mayıs ekim arası daha kuru sezondur. buna rağmen tahiti de gerçek bir sezon yoktur. en kuru sezonda yağmur yağabilir veya en yağmurlu sezonda günlük güneşllik olabilir. yağmur aniden gelebilir. 15 dakika yağdıktan sonra hava daha sıcak olur. sıcaklık yıl boyunca büyük değişiklikler göstermez. bora boranın yıl boyunca ortalama sıcaklık 29 derecedir.
    tahitinin ana dili tahitian ve fransızcadır. her ada kendine özgü bir lisan kullanmaktadır. ayrıca otellerde hemen herkes ingilizce konuşabilmektedir.
    tahiti’de yemek çok çeşitlidir. tahiti mutfağının yanısıra fransız ve italyan mutfakları ve fast food tarzı restaurantlarını da bulmak mümkündür. **

    adamlar özel balayı turları yapmışlar; bora boraya ayak bastığınızda bir kere de gün batımında sahilde geleneksel bora bora seramonisiyle evlilik yemini ediyorsunuz.
    2 kişi için 6800 avro desek ulaşım+konaklama için; ee eşek değilsiniz bi 3000 avro da orada harcarsınız desek (bu kısmı iyimser bile oldu). 10000 avroya hallolur.

  • richard ayoade büyük iş çıkarmış. kendisini the it crowd'dan tanıyordum ama bu kadar yetenekli bir yönetmen olduğunu bilmiyordum. film hem psikolojik gerilim, hem distopik hava taşıyor, hem de yer yer güldürmeyi başarıyor. benim gibi kitabı okumadıysanız ilk 15 dakika "noluyoruz lan!?" diyorsunuz ama sonradan olay yavaş yavaş anlaşılıyor.

    mia wasikowska'nın büyük hayranıyım zaten, ayrıca jesse eisenberg de muazzam oyunculuk sergilemiş. filmin ruhuna çok iyi uyum sağlamışlar.

    imdb puanından çok daha fazlasını hakediyor valla insanlar neye göre değerlendirmiş anlamadım. film çok şık çekimler, görüntüler, müthiş diyaloglar içeriyor. e zaten dostoevsky uyarlaması yani başka referansa gerek bile yok.

    son söz çok çok başarılı film olmuş. türü sevenler kesinlikle izlemeli.

  • türkiye'de 3 büyük kulübün talip olduğu, fenerbahçe'nin aldığı ve önümüzdeki sezon en fazla konuşulacak oyunculardan biri.
    boklamalar ya da güzellemeler bittiyse biraz alfredo morelos'u tanıyalım.

    abimizin lakabı bufalo. lakabını hak eder derecede güçlü. bu tombiş hali yaz dönemi yattığı için değil, kendisi en formda zamanında bile fazla anne sütü içmiş, tereyağ ve mısır ekmeği ile beslenmiş köy çocukları gibi besilidir.
    acaip güçlü bir oyuncu, yalnız gücünü ara sıra kontrolsüz kullanıp gereksiz kartlar görüyor. bunun yanı sıra aşırı mücadeleci ve hırslı. top tekniği üst düzey olmadığından, kaptırdığı topların peşine düşüyor ve zaman zaman gereksiz fauller yapıp, kart görüyor.
    bu adam kapalı savunmaya da oynar, açık savunmayada.

    aidiyet duygusu üst düzey ve meydan okumayı sever. bu sebeple her celtic maçında mutlaka bir vukaatı var. yine bir kaç takımla celtic kadar olmasa bile kan davası bulunmakta.
    hakemlerle çok dalaşmaz, kartını yer yoluna devam eder, istisna maçlar hariç. aynı zamanda muhtemelen bu abinin huyu bilindiği için iskoçya'da bariz üstüne oynuyorlar kart konusunda.

    boş oyuncu diyenler azıcık ötede oynasın, kulube için efsane bir seçenek. hatta bir çok maç ilk 11 de sahada yerini alır. trabzonspor'un da listesinde olan bu oyuncu, trabzonspor'un mevcut kadrosunda gözü kapalı 11 oynardı ve rangers aidiyeti ve bağı kesinlikle bu oyuncu ile uyuşurdu.
    tek sorunu, güney amerikalılar ile trabzon şehrinin uyumu olurdu. uyum problemi yaşamazlarsa, nereden bedavaya alıyorlar böyle adamları dedirtirdi.

    ayrıca ismail kartal'ın yerinde olsam her konferans ligi maçına bu adamla başlarım. bu adam şampiyonlar ligi kalibresinde değil ama alt organizasyonların hilesini bulmuş gibi performans sergiliyor. hem dzeko dinlenmiş olur hem de bu tosuncuk orada leblebi gibi gol atar, attırır.

    türkiye'den başta trabzonspor, fenerbahçe ve beşiktaş'ın da ilgisi olduğu bir oyuncuydu. gerek bonservissiz oluşu, gerekse bizim ligimizde rahatlıkla iş yapabilecek tarzda bir oyuncu olduğundan; ülkemizde talibi çoktu. ayrıca rus takımları tarafından istenen bir oyuncu. muhtemelen rangers'ta iyi anlaştığı kent kankası ve imza parası ile fenerbahçe tercihini yaptı.

    neden tranfer yapamadı?
    geçtiğimiz sezon ranger ile sözleşme uzatmayınca ipler gerildi, eski ortamı bulamadı ve performansına yansıdı. ayrıca devre arası talipleri çıkan oyuncu tranfer olamayınca her türlü saldı. bunun yanı sıra kendisini itlik, kopukluk, serseriliğe vurunca çaptan düştü. rus takımları ile işi olmayınca soluğu türkiye'de aldı. avrupa'da bu tarz riski alacak kulüp sayısı az, alan da türkiye'nin verdiği parayı vermez.

    kısacası boş oyuncu değil ve top bir oyuncu da değil. fiyat performans karşılaştırması yaptığımızda ise ranger performansı sergilerse; fenerbahçe batshuayi'yi satıp hem bonservis kazanıp hem de oyuncu maaşından kurtularak çok güzel bir iş yaptı. fener'e maç alır, hırsı ile taraftarın gönlünü kazanır, crespo gibi belli zaman sonra iyi ki alınmış denilebilir.
    ayrıca tekrar yazıyorum bu adam konferans ligini fenerbahçe müzesine getirebilir. 2-2 ve 2-4 efsane dordmund/rangers maçlarını hatırlayanlar vardır aramızda. bahis oynadığım için bu maçları net hatırlıyorum. bu futbolcu olmasa, meksika'da torbacı olacak kardeşimiz almıştır bu maçları.
    daha sonra sakat olduğu için maçlarda yer almasa bile; rangers'ın o sene final oynamasında bu torbacı kılıklının büyük katkısı var. bu adamı 2 sene önce almaya kalksan alamazdın ya da sağlam bonservis öderdin.