hesabın var mı? giriş yap

  • 5 yaşındaki kızım, anaokulu müsameresinde sahnede babam isimli şiirini o kocaman gözleriyle kaçamak bakışlar atarak okurken, gözyaşlarımı içime akıtarak dinleyip sahneye fırlamamak için kendimi zor tuttuğum, aynı anda hem kızımı hem de kendi babamı düşündüğüm ulvi gün.

  • çok doğru demesidir.
    insanın da çöp olanı vardır, mesela aktroller.
    parası neyse verelim biz de bu çöpleri afganistan'a dökelim.
    afganistan'da aşık oldukları afganlar bunları sabahtan akşama kadar badelerler, tam bir win-win siçueyşın olur.

  • http://www.sondakika.com/…i-ikiye-katlandi-7690794/

    arada sırada uzun yol gidenler fark etmiştir, sürekli şerit kapamalar, yol çalışmaları trafiği daha da çekilmez hale getiriyordu. kokusu da çıkmış.

    2008'de 665 milyon tl olan bakım masrafları 2014'te 1.6 milyar tl'ye ulaşmış.
    yeni yolların bakım masraflarını düşürmesi gerekirken, tersine katlanarak artmış.

    tabii mesele yandaşları zengin etmek olunca, bitümlü sıcak karışım yerine sathi kaplama kullanılınca durum böyle oluyor.

    bakım firması da yandaş olunca bir değil sekiz defa söğüşlüyor devleti yandaş ekip.
    değil mi ak kıl kardeşim?

  • hakkında yok hypergiant'tır odur budur diye söylentilerden ötürü büyüklüğünün akla zarar vermesi açısından ortalıkta bi sürü örneklemesinden başka çok bir bilgi mevcut değildir. hatta bi tanesini de ben yazayım; dünyanın etrafını günde 8 saatlik bir yolculukla 2 yılda tamamlarken vy canis majoris'te aynı şeyi yapmaya kalkarsanız yolculuk 650.000 yıl sürermiş. daha da meraklıları için küçükten büyüğe derin kolda...

    merkür = 4880 km
    mars = 6794 km
    venüs= 12104 km
    dünya= 12756 km
    neptün= 49532km
    satürn= 108728 km
    jupiter= 142984 km
    güneş= 1292500 km
    sirius= 2506500 km (dünyadan baktığımızda en parlak -görünür kadiri en fazla olan- yıldız.)
    pollux= 6962500 km
    arcturus= 4177500 km
    riegel= 86335000 km
    aldebaran= ??????
    betelgeuse= 905125000 km
    antares= 1128430000 km
    v283 carinae= ??????
    v838 monocerotis=??????
    v509 cassiopeiae=??????
    mu cephei= ??????
    ky cygni= ??????
    v354 cephei=??????
    my cephei= 3481250000 km
    w cephei= 3676200000 km (dünyanın 288.194 katı)
    vy canis majoris=??????

    edit: imla + düzeltme + teşekkür*
    edit2: düzeltme + teşekkür *

  • bir elektronik, bir metalurji, bir gemi inşaat ve bir makine mühendisliği öğrencisinin, anten yapmak amacı ile televizyona sigara kağıdı sokarak patlamasına sebebiyet vermesi. buna mukabil, bir edebiyat, bir kamu yönetimi ve bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin eve kaçak kablo tv çekebilmesi. gerçi üst komşu ne izlerse onu izlemek zorunda kalıyorlardı ama neticede beleş.
    eğitim sistemi çarpık diyoruz yıllardır. solcu tırıvırısı deyip geçiyorlar. al işte örnek!

  • beni beğeneni ben beğenmiyorum, benim beğendiğim beni beğenmiyor. işin kötüsü bu sözler ismail yk şarkısında geçiyor ve sonuna kadar katılıyorum.

    yoksa ben zurna mıyım he?

  • tanım: kısa dönem askerlik vazifemi içerisinde tamamladığım için gurur duyduğum, ulu önderimiz atatürk'ün ebedi istirahatgahı.

    sizlere anıtkabir'in pek bilinmeyen özeliklerini, askeri ve güvenlik sırlarını paylaşmadan elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım... öncelikle isterseniz biraz anıtkabir'i tanımakla başlayalım. sanıyorum ki hepimiz az çok fikir sahibiyiz. kimilerimiz daha önce ziyarette bulundu, kimilerimiz gitmeyi düşünüyor. şunu belirtmeliyim ki anıtkabir bir anıt mezar olmanın ötesinde, içerisinde hem atatürk'ün hem de koca bir ülkenin geçmişte yaşadığı tarihi olaylarının yansıtıldığı ve sunulduğu, çok önemli bir kültürel mihenk noktası olarak duruyor. bu bağlamda anıtkabir'i ziyaret amacıyla merdivenlerden yukarı aslanlı yol'a doğru adımlarınızı attığınızda şunu bilmelisiniz ki aslanlı yol'un, o yoldaki aslan heykellerin, yerdeki basamakların, türk erkek ve kadın heykellerin, seçilen ağaçların, toplamdaki 8 kule ve içindeki objelerin, mozolenin dışındaki duvardaki fresklerin, hemen hemen her şeyin bir seçilme ve yapılma nedeni var. içerideki müze zaten başlı başına içinde saatler ayrılabilecek kadar kültürel, tarihi ve sanatsal bir zenginlik barındırıyor. anıtkabir hakkında ne kadar çok şey bilirsek inanın o kadar iyi ve daha da önemlisi bunları bilmek boynumuzun borcu diye düşünüyorum. dolayısıyla anıtkabir hakkında bildiklerimizi tazelemek adına yazıya öncelikle bir adet rehber sayfa, bir adet de belgesel linki ekliyorum:

    https://www.youtube.com/…atch?v=pnjoss2afju&t=1167s
    http://www.anitkabir.org/…ri/anitkabir-rehberi.html

    burada askerliğini yapanlara genelde şu iki soru sıklıkla sorulur:

    - anıtkabir'de saygı nöbetçisi miydin?(kımıldamadan durarak saygı nöbeti tutan askerlere ithafen)
    - hareket etmemek için topuklarından iğne oluyorlarmış, doğru mu?

    anıtkabir'de askerlerin kaldığı bir birlik binası bulunuyor. lokasyon olarak tam nerede olduğunu söylemeyeyim. ve bu birlik'te de farklı takımlara ait askerler kalıyor. her askerin ve bulunduğu takımın, askeriye düzeninde işlerin yürümesi için çeşitli görevleri bulunuyor, yani anıtkabir'deki her asker saygı nöbeti tutmuyor. saygı nöbetini tutan askerler sadece uzun dönem jandarma takımı'ndaki askerlerdir. topuktan iğne olunma konusu da tam bir şehir efsanesi. çeşitli dayanıklılık eğitimlerinden geçerek, hareketsiz bir şekilde durmayı öğreniyorlar. 2 saatte bir de saygı nöbeti değişimi gerçekleşiyor. ziyaretlerinizde denk gelirseniz mutlaka izleyin derim.

    bunun haricinde pek çok farklı takım daha bulunuyor. kısa dönemlerin çoğu anıtkabir müzesi'nde takım elbise ile çalışıp, ziyaretçilere ve gelen gruplara rehberlik yapan rehber takımı'na seçiliyor. birlik binası'ndaki diğer takımlar ise hizmet takımı, kara takımı, hava takımı, deniz takımı, karargah takımı ve emniyet takımı.

    ...

    bu arada anıtkabir'in çevresinin diğer askeri alanlar gibi insanların girmesini engelleyecek şekilde neden tellerle çevrili olmadığını merak edebilirsiniz. çünkü anıtkabir, bir askeri saha değil, bir anıt mezar olduğu için yasalar gereği etrafı çevrilemiyor.

    sizlere biraz da anıtkabir'in içerisinde başka hangi yapıların olduğundan da kısaca bahsedeyim. bir defa içerisinde bir sera var. sonra pek az kişi tarafından bilinse de, bir köpek eğitim timi ve parkuru var. orada eğitilmiş köpeklerin özel parkurdaki şovunu izlemek harikaydı. bunun haricinde su deposu, çeşitli malzemelerin olduğu malzeme depoları, futbol için çok kötü bir toprak saha, en son ne zaman oynandığını bilmediğim bir mini golf alanı, kıyıda köşede kalmış dinlenme ve çay bahçesi alanları bulunmaktadır. tam da bu noktada bir ara basında da yer almış anıt mezar bölgesinde yapılan çocuk parkı saygısızlığından bahsetmek istiyorum. bilindiği üzere aslanlı yol ile başlayıp mozoleye kadar giden bölümün ayrı bir kültürel, sanatsal ve mimari dokusu bulunuyor. işgüzarlık edercesine oraya çocuk parkı koymak hem estetik dizayna, daha da önemlisi kültürel mirasa ve atatürk'ün anısına saygısızlık anlamında yanlış bir uygulamadır. oradaki dinlenme alanlarına amenna, insanların oturup dinlenmesi ve bir şeyler yiyip içmesinde katiyen bir sakınca yok. keza mozole bölgesinin dışında kalan yerlerde, örneğin birlik binası'nın bahçesinde basketbol potaları olduğu gib, halı saha vb.. farklı tesislerin olmasında da bir sakınca yok. sonuçta bu yapılar, insanların göremeyeceği ve askeriyenin ihtiyacı dahilinde inşa edilmiş yapılar. ancak, mozole bölgesi hassas nokta olarak karşımıza çıkıyor. buradaki ayırımı net bir şekilde ifade etmekte fayda var.

    ...

    29 ekim, 10 kasım, 19 mayıs, 23 nisan gibi özel günlerde hareketlilik inanılmaz derecede artıyor anıtkabir'de, bunu her ne kadar birlik binası'nda kalmış olsam da yakından gözlemleme şansına sahip oldum diyebilirim. 29 ekim'de ankara semalarındaki jetlerin gösterisini izlemek de pek keyifliydi bu arada hazır konusu açılmışken.

    ...

    anıtkabir'daki asker geleneklerinden de bahsedeyim biraz. bunları kısaca aşti, boyama ve dayak atma olarak sıralayabiliriz. aşti, kısaca teskeresi yakın olan kişinin çeşitli yiyecek, içecek satın alıp yemek masasını donatarak asker arkadaşlarına verdiği ziyafetin ve jestin adıdır. yani arkadaşlarını yedirip, içirir gidecek olan kişi. ismi de zaten ankara'daki aşti otogarı'ndan gelir. işin boyama kısmı ise muzur tezkerecinin gece koğuş arkadaşları uyurken, gizlice onların el veya ayak parmaklarını oje ile boyamasına denir. özellikle bu ojelerin zor çıkmasından ötürü oldukça uyuz bir şaka olduğunu söylemek gerek. dayak kısmı ise tezkeresini alan askerin nizamiye kapısından çıkmasından hemen önce gerçekleşen bir aksiyondur. özgürlüğüne kavuşacak olan asker 10 tekrar şınav çeker ve diğer herkes ellerinde ne varsa ve allah ne verdiyse, sırt bölgesi ağırlıklı olmak üzere şanssız kişiyi bir güzel pataklar. adeta geçmişin ve yaşananların intikamı alınır diyebiliriz. bazı askerlerin sırf o anın gelmesi için yaşadığına, o sahneleri gördükten sonra iyice emin oldum diyebilirim. :)

    terhis töreni:

    son olarak sizlere terhis olmaya yakın gerçekleşen bir anımdan bahsedeyim. askerliğin son günleri yaklaşmıştı ve anıtkabir'de terhis töreni düzenlenecek ve bunlar fotoğraflandırılacaktı. gerekli konuşmalar yapıldı, anıtkabir komutanı tarafından pek çok kişiye üstün hizmet belgesi verildi(ben de aldım) ve her bir asker ile albayımız hatıra fotoğrafı çektirdi. sonrasında mozoleden içeri girdik ve anıtkabir'de askerliğini tamamlayan kişiler için tanınan "o muhteşem an" yaklaşmaya başlıyordu. hepimiz sıra halinde yavaşça ulu önderimiz atatürk'ün gerçek mezar odasına girmek için yürüyorduk. odaya yaklaştıkça enerjinin farklılaştığını hissettim. ve gerçekten de atatürk'ün mezar odasına girmiştik. ellerini açıp dua eden askerler, müthiş bir sessizlik, hissedilen saygı ve özlem, gerçekten çok çok özel bir andı...odanın ortasında kırmızı mermerden bir sanduka vardı. çevresinde ise pirinç vazolar. bu vazoların içindeyse türkiye'nin 81 ilinden ve kktc ile azerbaycan'dan getirilmiş topraklar yer alıyor. törenlerde ve ziyaretlerde çelenk bırakılan mozolenin tam altında yer alan atatürk'ün mezar odasına ait fotolara ve detaylı bilgilere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

    https://www.internethaber.com/…i-1730122.htm?page=4

    evet, acısıyla tatlısıyla askerliğimi atatürk'ün manevi huzurunda, böylesine özel bir yerde yapmış olduğum için gerçekten kendimi çok şanslı hissediyorum. herkes gibi elimden geleni yapıp, iyi bir asker olmaya çalıştım. üzerimde emeği olan tüm komutanlarıma, sivil memurlara ve en önemlisi de beraber o günleri geçirdiğimiz kısa ve uzun dönem asker arkadaşlarımın hepsine teşekkür ediyorum. hepsine burdan selam olsun...

    önemli not: anonim kalmak adına, hangi dönem gittiğimi paylaşmamayı tercih ederim arkadaşlar. yazıyı umarım keyifle okumuşsunuzdur.

  • bir keresinde "osman abi sen burda inceksin yengeye selam" şeklinde bir anons duyduğum metrodur kendisi...