hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul gibi bir şehirde asla eleştiremeyeceğim ailedir. sahile uzak bir yerde oturuyorlarsa bahsettiğiniz o açık hava, deniz kenarı, park gibi alanlara ulaşmak saatlerini alır. arabayla gezseler ayrı dert, toplu taşımayı kullansalar ayrı dert. her hafta her hafta balkonda oturmak da biraz sıkar. dolayısıyla geriye tek bir alternatif kalıyor, o da avm'ler.
    azıcık kafayı çalıştırırsanız, bu aileleri değil bu ailelerin mahkum edildiği alternatifsizliği garip bulursunuz. herkes aptal bir siz akıllı değilsiniz.

  • normalde olması gerekendir. anayasa hükmü açık, kişinin cumhurbaşkanı seçildikten sonra vekilliği düşer. yani ysk sonuçları resmi gazetede yayınladığı an rte derhal istifa etmelidir çünkü artık cumhurbaşkanı secilmistir. eğer istifa etmez ise mevcut cumhurbaşkanı başbakanlık görevini bir başka akpliye vermelidir. yazdıklarıma ben bile güldüm amk, hukuk devleti mi lan burası.

  • benim kardeşim(12) de yatağında osura osura minecraft oynuyor, videoyu gösterdim, tenezzül edip 10 saniye izledikten sonra durdu ve şu çıkarımı yaptı: bu çocuğun dersleri kesin 100dür

    felsefe piri asıl burada eyy çocuk

  • bu nasıl pahalılık arkadaş ya. herkesi yaşayan ölüye çevirdiler. tatil yapamaz, dışarıda yiyemez, seyahat edemez, sinemaya tiyatroya kitaba eğlenceye bütçe ayıramaz, yeterli beslenemez, doğru düzgün kıyafet alamaz, ev eşyasını yenileyemez, mutfak alışverişini eksiksiz yapamaz...

    monaco yat kulübünde michelin yıldızlı şeflerin yaptığı
    deniz taraklı spagetti 760,
    karidesli gnocchi 760,
    sosisli tagliatelle 620,
    kuzu pirzola 960 lira.
    iskenderoğlu iskender'de
    special yoğurtlu iskender 725 lira.
    bonfile 725 lira.
    ankara develi'de pirzola 660 lira.
    dünyanın en zengin kulüplerinden birinin restaurantı ile türkiye'deki normal restaurantlar neredeyse aynı fiyata sahip. akıl almaz bir dönemden geçiyoruz.

    kaynak

  • organizasyon müthiş
    birebir fıkradakinin telefon versiyonu olmuş.

    temel yaralanmış, cam silerken elini kesmiş, demiş ki bir aile hekimine gideyim. kapıyı açmış içeri girmiş, önüne iki kapı çıkmış, birisinde ‘hastalıklar’yazıyor, diğerinde de ‘yaralanmalar’. ‘yaralanmalar’ kapısını açmış girmiş içeriye, bakmış orada da iki kapı, üzerinde ‘kanamalı’, ‘kanamasız’. demiş ben kanamalıya gideyim, parmağımda yara var diye. kanamalı kapıyı açmış içeriye girmiş, yine önüne iki kapı çıkmış, ‘hayati önemi olan’ ‘hayati önemi olmayan’. ‘hayati önemi olmayan’ kapıyı açmış, kendisini sokakta bulmuş. akşam temel eve gelmiş fadime sormuş: ‘nasıl, iyi baktılar mı?’ ‘vallahi hiç bakmadılar ama organizasyon müthişti’ demiş.

  • "goth'lara ait", "goth tarzında" anlamına gelen, kökünü god kelimesinden değil goth'lardan alan kelime.

    goth'lar bir töton kavmidir, ms 1. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar dillerini ve kültürlerini avrupa'dan afrika'ya kadar yaymışlardır. günümüzde ingilizcenin yeri neyse o dönemde de gotik lisanı aynı derecede yaygın ve geçerli olmuştur. dillerinin egemenliği, arapların avrupaya gelişiyle zayıflamıştır.

    mimaride gotik üslubun ilk örneği fransa / ile-de-france'da 12. yy'da ortaya çıkmış, 16 yüzyıla kadar da sürmüştür.

    sevimliliğinden arındırılmış bir edward scissorhands edasıyla salınıp "gotik oldum ben" demeyi pek seven şekil - şemal ve ünvan delisi gençlerimizin bilgisine.

  • bu durumda "anne are you ok?"* diye sorulursa kendisiyle verimli bir şekilde iletişim kurulabilir.

  • pazar gunu hava cok guzeldi. ogleden sonra tunali hilmi caddesinde yuruduk. o tarafa dogru giderken kugulu park'a girelim dedim. ordaki koca kuslari seviyorum. parkin onune geldik, cok kalabalikti. dedim ki cok kalabalik, bomba falan patlar, girmeyelim. geri donduk. aksam da bomba patladi.
    olumden kacmaya calisiyoruz. boyle bir psikoloji.