hesabın var mı? giriş yap

  • sanki gelinler bu evlerde münferit takılıyormuş gibi döşenmiş. her yer pembe her yer kelebek her yer plastik çiçek. damat anasının evinde mi kalıyor? ona yönelik bir dekorasyon yok mu? gerçi belki damat da zevk alıyordur tüm bu olan bitenden, lila ve gülkurusundan, pierre cardin deri terliklerden.

  • bir kitap okurken * karşıma çıktı. lapis taşını biliyordum da hikayesini bilmiyordum. şimdilerde elmas, yakut, zümrüt, safir dışındaki taşlar yarı değerli taş olarak geçiyor ama bu taşa yarı değerli demeye insanın dili varmıyor. bir zamanlar altından daha kıymetliymiş. herkes için bu taşın anlamı farklı. kral mezarlarını süslüyor, geceyi, gerçeği, gökyüzünü sembolize ediyor, tedavi amacıyla kullanılıyor, bu günlerde yüzükleri kolyeleri renklendiriyor ama bence en önemlisi denizin, gökyüzünün rengini yakalayabilmek için zamanında ultramarine mavisine hammadde oluyor.
    ondokuzuncu yüzyılın ortalarında, sanayi devriminin sonunda ilk boya fabrikaları ortaya çıkana kadar ressamlar boyalarını ya kendi teknikleriyle üretiyorlarmış veya "boya satıcısı" denen adamlardan satın alıyorlarmış. ultramarine denen maviyi üretmekse biraz maliyetliymiş çünkü denizaşırı ticaret ile afganistan'dan gelen bu taşın ezilmesiyle elde ediliyormuş. bakır yataklarında bolca bulunan azuritten de mavi renk elde ediliyormuş. azurit yaygın bulunan bir mineral. bu yüzden lapis lazui'den elde edilen renge ultramarine (denizin öbür tarafından) denirken, azurit'ten elde edilene citromarino (denizin bu tarafından) dendiği oluyormuş. fakat rengi yeşile kayıyor ve boya yapımında azurit kullanılmışsa renk bir süre sonra yeşeriyormuş, lapis taşından elde edilen mavi gibi rengini muhafaza etmeyi beceremiyormuş. lapis lazuli ile yapılan boya avrupada ilk kez on ikinci yüzyılda kullanılmış. o döneme kadar ne sanatta ne kumaşta gerçek mavi renk var, sadece siyah, beyaz ve kırmızı.
    bu taşla elde edilen mavi kutsal mavi. bu ismi alma nedeni de o dönem ressamlarının kilisenin isteği doğrultusunda meryem ana'nın pelerinini sadece bu renkle renklendirebilmesiymiş. kilise ilk ortaya çıktığında rengi lanetlemiş, sonraları yas rengi ilan etmiş maviyi. `meryem ana'da oğlunun yasını tuttuğuna göre tabii ki pelerini mavi olacak.
    taşın özellikleri neler? bu taş saydam değil, opak. saydam olan azurit. bu ikisi birbiriyle karıştırılıyor. lazulit lapis lazuli'nin diğer adı, azurit başka bir taş. lazulit, kirecin mermere dönüşümü esnasında oluşuyor, kükürt içerikli sodyum alüminyum silikat. ayrıca bileşiminde diopsit, kalsit, pirit gibi başka mineraller de var. sertlik derecesi 5-6. azurit ise yüzde 5 su içeriği olan bakır karbonat, sertliği ise 4-5. birbirlerinden ayırmak oldukça zor.

    azurit

    lapis lazuli

  • halk arasında bilinen adı mermi karınca, bilimsel adı da paraponera clavata olan bir karınca türü, mermi nitelendirmesini soktuğunda kişiye verdiği eşi benzeri olmayan, 24 saat süren acıdan alıyor. ayrıca kurşun karıncası olarak da adlandırılıyor. güney amerika'nın kuzeyindeki yağmur ormanlarında yaşamakta olup boyu 2.5 cm'ye kadar ulaşabiliyor. hiyerarşik düzendeki mermi karıncalarında kraliçeden işçiye morfolojik yapıda kaydadeğer bir değişim gözlenmiyor. bu karıncalar, tüylü göğüsleri sayesinde diğer karınca türlerinden ayrılıyor. diğer eklembacaklı türleriyle, nektarla ve bitkilerle besleniyorlar. bu besin ihtiyaçlarını karşılamak için de uzun ağaçların olduğu orman örtüsünü tercih ediyorlar.

    kimi zaman kazayla, kimi zaman kendi kontrolü altında böcek ısırılmalarına maruz kalan bir böcek uzmanı olan, arizona'daki biyoloji enstitüsünde çalışan dr. justin schmidt, maruz kaldığı 150 ısırılma arasından kendisine en acı verenin mermi karıncasının ısırığı olduğunu söylüyor.bir acı endeksi oluşturmak için de kendini arı, karınca, örümcek türlerine ısırtıyor. acı endeksi de 1.0'dan 4.0'a kadar bu şekilde sıralanıyor ve şöyle bir sıralama oluşturuyor:

    1.0, halictidae: kolunuzdaki bir kılı yakan zayıf bir kıvılcım gibi.

    1.2, ateş karıncası: halının üstünde yürümek, statik elektriğe maruz kalmak gibi.

    1.8, akasya karıncası: birisi elinize ya da yanağınıza zımba basmış gibi.

    2.0, kel yüzlü eşek arısı: elinizi döner kapıya kaptırmak gibi.

    2.0, sarı ceket: dilinizin üstünde sigara söndürmek gibi.

    2.0+, bal arısı: derinizin üstüne yanan bir kibrit yerleştirmek gibi.

    3.0, kırmızı ekin karıncası: içe doğru uzamış ayak tırnağınızı çıkartmak için matkap kullanmak gibi

    3.0, kağıt yaban arısı: kağıt kesiğine bir bardak hidroklorik asit dökmek gibi

    4.0, pepsis: dolu küvetinize çalışan bir saç kurutma makinesi düşürmek gibi.

    4.0+, mermi karıncası: topuğunuza saplı 2.5 cm boyunda paslı bir çiviyle cayır cayır yanan kömürlerin üzerinde yürümek gibi.

    listenin başında olan mermi karıncasının verdiği acının yoğunluğunu ayrıca parmağınızı 240 voltluk elektrik prizine sokmaya benzetiyor. tarantula yiyen dişi yaban arısının zehrinin acısının da etkili olduğunu söylüyor ama acı kralı mermi karıncasına göre daha kısa tesirli olduğunu belirtiyor.

    şu videoda da mermi karıncası ısırığına maruz kalmış birinin çektiği acıyı, titremelerini görüyoruz. öldürmeyip süründürür dedikleri cinsten:

    mermi karıncası ısırığı

  • sunucu ve oyuncu ebru akel, 3 aydır nişanlı olduğu, iş adamı ethem sancak’ın oğlu özer sancak’la evlenmiştir.

    not: ulan bir virgülle kızın haysiyetini kurtardık.

  • kısacası şu, adam ben 9. sıradan vergi veriyorum ben alamıyorum bu adam 83. sırada bu nasıl alıyor diyor? yani aslında daha yukarıda olması gerekiyor = vergi kaçırıyor demek istemiş. acun da bunu anlamış şov yapma demiş.

    edit: imlâ

  • böyle beklenti içinde olan kişiler, en hafif tabirle gerizekalıdır.

    türkiye’de en son neyin fiyatı düştü amk.

  • başlık: sevgilim güney koreli soruları alayım

    1. evet beyler amı dar diğer sorular gelsin

    3.guney koreliler de japon demi panpa ?

    5. @3 cahil piç

    10. amı sansürlüdür kesin