hesabın var mı? giriş yap

  • yok o iş öyle değil. paran varsa kız seni tavlıyor, sen de sen tavladın sanıyorsun.

    debedit: bazıları gibi ''o kadar entry'min arasından soka soka bunu mu debe'ye soktunuz'' demek isterdim ama aksi gibi diğer entry'lerim de pek bişeye benzemiyor.. neyse :/ ha unutmadan, selam kızlar.*

  • asıl kendisi montaj olan rapordur; "abd'den jet bir rapor aldığı iddia edildi. ancak raporun hangi kurumdan alındığı konusunda isim verilmedi." şu an amerika'da yeni sabah oluyor. hangi arada o stüdyoda incelemişler falan. ilginç.

  • absürt, anormal ama normal aynı zamanda. çocukluk hayali imiş, gerçekleştirmiş. ne var yani?
    sosyal hayatta ve medyada beğeni için kırk türlü maymunluktan daha elim değil.

  • dokuz yıl önce soğuk bir bayram tatiliydi. her fırsatta kaçtığım yer olan köye, dedemin yanına gitmiştim. tatilimin son günü, evde yalnız kaldığımız bir anda dedem bana seslendi. koştum gittim, "gel dedi, yanıma otur" oturdum. kolunu attı, sarıldı, iki damla yaş düştü gözlerinden. şaşırmıştım. çerkes ihtiyarları sert olur. sert adamdı benim dedem de. neredeyse altmış yıl aynı yastığa baş koyduğu babaannem öldüğü gün bile tek damla gözyaşı görmedim ben bu adamın gözlerinde. bana yakında öleceğini, bir daha görüşemeyeceğimizi söyleyerek vedalaştı ve helalleşti benimle. o an tek düşündüğüm şey dedemin bunamaya başladığıydı ama çok geçmeden ölüm haberini aldım. ölürken bile kendini bozmadan öldü. durup dururken " oğluma (babama) haber verin, ben ölüyorum" demiş, yatmış ve ölmüş. bir daha asla ne bir bayramın tadı oldu eskisi gibi, ne de köyün. evin direği yok o öldüğünden beri ve kimse yıl 1934, ağustosunun 26'sı diye başlayan hikayeler anlatmadı bir daha. ve eminim ki dünyada bir kez daha bu kadar saygı duyacağım bir insan olmayacak.

  • içeriği okumadım ama çok da iyi olan olay. bu konudan çok çektim.

    türkiyenin en güzel tatil beldelerinden birinde büyüdüm. biz yaz kış ordayız. ama annemin babamin akrabalarının ve arkadaşlarının aklına gelmemiz ve ziyaretimize gelmek istemeleri nedense hep haziran ağustos arası oluyor.

    bi kere evde belki 17 kişi filandik. herkes bedava tatil yapmaya gelmis. senelerdir görmediğimiz babamın kuzeni ve is ortağı, ve adamın kızları filan bile bizde. balkonda yatıyoruz biz kendi evimizde filan. hadi o zaman çocuğum da. simdi olsa ne yaparım bilmiyorum. aslında biliyorum, kovalarım hepsini. zavallı annemin yaz tatilleri millete hizmetle gecti ya.

    dahası var, babam kaza geçirmiş hastanede yatarken "telâşlanıp " gelen kardeşleri gelirken mayo ve havlularını unutmamışlardı. ben de össye hazırlanıyorum, eve uğramıyorum doğru düzgün. bi de giderlerken laf yemiştim yeterince hizmet etmediğim için.

    geçen senelerden birinde biseyleri bahane edip yine bedava tatil yapmaya çalışan baska bir kuzenimi, çok yorgun oldugumuzu ve ailecek olmak istedigimizi söyleyerek reddettim. en son orası benim dayımın evi diye bagriniyordu. (dayısı babam oluyor).

    büyüdükçe hepsinin ayağını kestim böyle böyle. babam da beni bahane edip önlerini kesmeye başladı sağ olsun.

    kahrolsun misafirlik. daha doğrusu gelenekler adı altına beles tatilcilik.

  • evimin yanında kreş olması sebebiyle her sabah gördüğüm manzara.
    annesinin peşinden sürüklene sürüklene, ayakta uyur vaziyette kreşe bırakılan çocuk bu.
    küçücük yaşta yaşam kavgasına girişmiş bebecik.
    bir bıraksalar oracıkta kıvrılıp uyuyacaklar oysa.
    lan bir insan 3 yaşında mı başlar hayatın yükünü yüklenmeye?
    bir kaç sene sonra da okul derdi başlayacak.
    sonra sınavdı, ygs lgs igs hayatı sikilecek garibimin.
    sokaklarda topaç çevirmek, akşam ezanına kadar maç yapmak hiç olmayacak hayatında.
    varsa yoksa ders, sınav, koşuşturmaca.
    dershane, rekabet ve başarılı olma zorunluluğu.
    şu an ne olduğunu tam idrak edemese de birşeyler oluyor.
    tv'de mutsuz insanları görüyor.
    nefretten gözü dönmüş amcaları görüyor.
    polisler var, sirenler çalıyor.
    sonra uyku saati geliyor.
    sabah gene annesi uyandıracak.
    süklüm püklüm annesinin peşine takılıp kreşin kapısına bırakılacak.
    akşama kadar annesini özleyecek.
    debe edit:
    (bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)

  • avrupalı ülkelerle vize muafiyeti için uğraşmadan tüm türkiye'ye kısa yoldan vize kazandıracak çılgın proje.
    devlet "tc kimliği olan herkes benim kamu görevlim sayılır" diyerek döşeyecek herkese yeşil pasaportu ve avrupalının kriterlerini yerine getirmekle uğraşmadan vizeyi kapmış olacağız. (bkz: beyin bedava)