hesabın var mı? giriş yap

  • gece devriye onbaşılık görevini icra ederken alay karargah bölüğünün akşam kumanyasını alma görevi de bendeydi. her gün zar zor 3 asker bulup 90-100 kişinin yemeğini alma görevini icra ettiğimiz bir gün, sorunlu olduğunu bildiğim bir astsubay bizi gözüne kestirdi ve yanımıza yaklaştı. biz de selamı çaktık tabi, üzerine beni pas geçti ve diğer asker arkdaşlarıma ilk soru geldi.

    ast - sen nerelisin asker ?
    asker1 - vanlıyım komutanım.
    ast - oo bu sıkıntılı.
    ast - sen nerelisin asker ?
    asker2 - mardinliyim komutanım.
    ast - oo bu da sıkıntılı.
    ast - sen nerelisin asker ?
    asker3 - hakkariliyim komutanım.
    ast - oo sen terörist misin ? var mı ailende terörist ? destekliyor musun ?
    asker3 - komutanım ben yürüyerek dağa çıksam daha yakındı, buraya (çorlu 105. topçu alayı) 1600 km yol teptim. adam gibi askerliği yapıp gideceğim. ayrıca babam da koruculuk yaptı.

    astsubay dumur oldu ve çekti gitti. sorguladığı 3 adam da üniversite mezunu kısa dönem askerlerdi. adamların yüzündeki hayal kırıklığını görebiliyordum. kendi aralarında zorla bizi destekçi yapacak vs diye söylendiler.

  • elinizde öyle bir güç var aslında acun bey.

    yüzlerce ve belki de binlerce acun medya çalışanı için işe başlama saatini 10:30 'a çekebilirsiniz rahatlıkla. türkiye'deki ve avrupa'daki pek çok firma gibi dilerseniz haftada 4 günlük çalışmaya bile geçebilirsiniz. bu güç pekala elinizde.

    birileri önderlik etmeden, emsal teşkil etmeden hiç bir şey değişmez. haydi. koyun elinizi taşın altına. yoksa bu söylem basit bir goy goydan öteye geçmez.

    edit : çok fazla itiraz geldi. doğru olduğunu var sayıyorum. acun bey zaten bu uygulamaya geçmiş. bize de canı gönülden alkışlamak düşer. ondan da bunu bekleriz zaten. bravo

  • sana hakkımı helal ediyorum abi.

    bir sana ediyorum. babam gururla döneminin şarkıcılarını anlattı durdu bana. sen olmasaydın benim kendi dönemime ait dönmemiş, yalakalık yapmamış, saray soytarısı olmamış, popüler, ortalığı kasıp kavurmuş kimsem yoktu. kimler hayal kırıklığına uğratmadı ki son 10 yılda. ajda pekkan, sezen aksu, ve daha bir çoğu.
    ama sen. abi sen gerçek bir starsın. debelenen, boka batmış sanatının ayakta kalan starısın. seni gururla anlatacağım, dinleteceğim. artık ölene kadar tırt şarkı yapma kredin var. gitme yeter. biz nereye yeter. unutmamalı yeter. unut beni yeter. kıl oldum abi bile yeter.

    hakkım sana helaldir abi. sevmemiş olsam bile zaten severdim seni.

  • fener gol attıkça fenerbahçeliler "gs'lilere girsin" tarzı cümleler kullanıyor. arkadaşlar, bize girmesini istiyorsanız delikanlı gibi gs maçına çıkıp gol atacaktınız. olympiakos'a attıgınız gol neden bize girsin aq.

  • türkiye de olmaması biraz olsun içimize su serpmiştir.
    bu arada o kadar hızlı sıçılıyor mu yahu? biz iki saat ıkınıyoruz wc de. *

  • o unutulmaz günde, o "anlatılmaz, anlattıkça yaşanır; hatırlandıkça coşulur" maçta ben oradaydım. hiç unutmuyorum, - galiba - 12.55 gibi garip bir başlangıç saati vardı maçın, ali sami yen stadı kapalı tribünü alt bölümün en ortasındaki yerime ulaştığımda seremoni başlamak üzereydi, üzerinde biletimdeki numara yazılı koltuk dışında başka yer olmaması olağanüstü iyi bir şeylerin yaşanacağının müjdecisi gibiydi âdeta. uğur tütüneker kaleciyi çalımlayıp eski açık tarafındaki kaleye (ki tam 4 yıl sonra eintracht frankfurt'a karşı gene aynı kalenin filelerini havalandırmıştı.) ilk golü gönderdi, devre arası herkes heyecanlı, sevinçli ve umutlu görünüyordu, çoğunluğun beklentisi "3 - 0 ve uzatmada işi bitirme"ydi, mustafa denizli numaralı tribünün altındaki tribününde hapsedilmişti isviçre`nin uefa'sı tarafından, oysa ilk maçta saha ortasına kadar girip hakeme itiraz eden neuchatel antrenörü gilbert giresse devre arasında gene sahanın ortasındaydı.
    ikinci yarı galatasaray onbiri, tribündeki onbinleri, tanju çolak ile uğur tütüneker'in ard arda gelen ve birbirinden organize golleriyle coşmuş, mağrur ve arkaları sağlam isviçrelileri sürklase etmiş, en önemlisi de "biz yapamayız, ilk maç 3 gol yedik, biz kim 4 - 5 atmak kim, tarihimizde yok öyle bir mucize, buna inananlar deli" şeklinde öznel yorum (!) ve görüşleri tarihe gömmüştü. beyaz formalı metin yıldız, cevat prekazi, cüneyt tanman, ismail demiriz, savaş koç, arif kocabıyık ve bu muhteşem zaferin ardından demir parmaklık cezasından kurtulan mustafa denizli dakikalarca tribünler önünde zafer turu attılar.

    daha sonra ilginç şeyler oldu, uefa maçın tekrarına karar verdi, ulusça büyük tepki gösterdik, isviçre ile her türlü ilişkinin kesilmesi bile tbmm'de gündeme geldi, ne idüğü belirsiz ucuz kahraman müsveddeleri (ki onların çocuklarını bugün de mağdur olmadıkları halde federasyon, tahkim kurulu vd. hakkında atıp tutarken görüyoruz, orman kanunu cumhuriyeti(!)nin odun üyeleri) haksızlığı düzeltip adaleti sağladıklarını ilan ettiler, işin kötüsü birçok koyun sürüsü üyesi bu teneke yalancılara inandılar. oysa galatasaray'ın başında bugünkü gibi basiretsiz bir yönetim yoktu o gün, futbol davalarının o dönem (ve uzun yıllar boyunca) avrupa'daki en büyük uzmanı, bayern münich kulübünün avukatı bir alman ile anlaşarak maç sonucunun (5 - 0'lık skor 5 jüri üyesinin birden onayıyla kesinleşti, adalette de 5 - 0'lık bir galibiyet almış olduk) tescilini sağladılar.

    türk futbol tarihinde bir dönüm noktasıydı, aşağılık kompleksimizi o gün mağlup edip çimlere gömdü sarı kırmızılı aslanlar, tıpkı 1993 manchester united maçları ve 2000 uefa kupası finalinde mağlup ettiği gibi. keşke bugün "isviçre bizden iyi, barajı geçemeyiz" diye ahkâm kesen futbol uzman(!)ları da o gün isyankâr mucizeye tanıklık etmiş olsalardı...

  • sıkıntıdan yaptığım haftasonu projesi. 2017 yılında yazılmış 300 bin başlık ve 3 milyon entry içerisinde kullanılan kelimelerin istatistikleridir.

    başlığa ya da yazara göre arama yapılıp detaylı istatistikler görüntülenebilir.

    http://eksiwords.surge.sh/

    teknik kısımla ilgili bişey sormak isteyen olursa yeşillendirebilir.

  • aynı gemidecilere bi lafım var.

    niye lan?

    şimdi siz seçim sonrası dışarıda ateş ederken birikimlerini dolara yatıran ben, kurun yükselişine sevinmeyeyim çünkü aynı gemideyiz öyle mi?

    ahahhaa yarrağımın başı aynı gemideyiz.

    siz eşşşek gibi çalışacaksınız, beni besleyeceksiniz bundan sonra.

    kilosu 3 liradan 2 kilo patates pişirin, bi hafta yiyin.
    işiniz ne?

    alışıksınız nasıl olsa.

    tanım: svihs

  • tinnitus genellikle yüksek sesli bir konsere gittikten sonra geçici olarak yaşayabileceğimiz “kulak çınlaması” sorunu olarak düşünülür. bununla birlikte, 25 kişiden birinde, günlük yaşamlarını uzun vadede etkileyen ve genellikle depresyon gibi zihinsel sağlık koşullarıyla birlikte gözüken kulak çınlaması bulunur. bu ses her zaman çınlama olarak duyulmaz, sorunu yaşayanlarca bazen uğultu olarak da tanımlanır.

    bazı insanlar için ses, kalp atışlarıyla senkronize olarak belirir. buna “pulsatil tinnitus” denir. tinnitus genellikle içten gelen bir sestir. etkilenen kişinin bir ses olarak algıladığı, ancak beyinde üretilen bir sinyaldir. daha nadiren de olsa kulakların yakınından geçen damar ve kaslardan gelen "gerçek" ve bazen algılanabilen sesler de duyulabilir. buna, “somatosound” denir.

    *tinnitus'un nedeni nedir?
    algılanabilir ses veya somatosound, yüksek tansiyonla ilgili olabilir. ancak kulak tinnitus hastalarının çoğunda sorunun ne olduğunu açıklamak daha zordur. tinnitus’un büyük olasılıkla kulaktaki veya beynin işitme ile ilgilenen kısmı olan işitsel korteksteki hasar veya değişikliklerden kaynaklandığı bilinmektedir.

    hasar, yüksek sese tekrar maruz kalmaktan veya sadece yaşlılık kaynaklı olabilir. sebebini ayırt etmeyi zorlaştıran bir yön de insanların tinnitus ile ilişkilendirdikleri sesi, buna neden olan hasar meydana gelene kadar her zaman duymamalarıdır. araştırmalar, sinyalin başlangıçta beyin tarafından maskelendiğini, ancak stres gibi diğer tetikleyiciler devreye girdiğinde, bu yerleşik "gürültü önleyici sistemi" bozulur ve sinyal, işitsel korteksteki değişikliklerle beyinde sürdürülür.

    *kimlerde görülür:
    tinnitus olma olasılığı daha yüksek olan birkaç grup insan vardır:
    işitme kaybı olanlar bunlardandır. bazı tahminlere göre, tinnitus olan her 10 kişiden 9'unda bir miktar işitme kaybı da bulunur. tinnitus, müzisyenlerde, askeri personelde de yaygındır.

    daha nadir olsa da hamilelerde de bu risk bulunur. hamilelikle birlikte kan hacmi ve basıncında, su tutulmasında ve dolaşımdaki hormonlarda meydana gelen değişikliklerin kulaktaki doku veya sinirleri etkileyerek beyne gönderilen sinyalleri değiştirebileceği düşünülmektedir.

    ayrıca 2021'de yapılan bir çalışmada covid-19'un tinnitus’a neden olabileceğini gösteren kanıtlar görülmüştür. ancak, kulakların veya beynin covid-19 nedeniyle doğrudan etkilenip etkilenmediği veya tinnitus’un pandemi sırasında ortaya çıkan duygusal stres tarafından tetiklenip tetiklenmediği net değildir.

    *kendi kendine iyileşir mi?
    hafif vakalar, gürültülü bir konsere gitme örneğinde olduğu gibi, genellikle birkaç gün içinde düzelir. bununla birlikte, bilimsel çalışmaların semptomların daha uzun süre devam ettiği kişilere odaklanması daha olasıdır. 1992-2016 yılları arasında yayınlanan çalışmalardan elde edilen kanıtları gözden geçiren araştırmacılara göre, semptomlar, kişinin ilk fark etmesinden sonraki ilk dört ayda iyileşme eğilimindedir. bu süre sonrasında bir değişiklik olması ise beklenmemektedir.

    birçok insan tinnitus ile yaşamayı öğrenmek zorunda kalır. hastalık yaşam kaliteleri ile ruh sağlıkları üzerinde ciddi etkilere yol açar. bazı araştırmalar, tinnitus’un depresyon ve anksiyete gibi durumları daha da kötüleştirebileceğini öne sürmektedir. ayrıca tinnitus olan kişilerde daha fazla stres ve kaygıya neden olan hiperakuzi (normal ses seviyelerine karşı artan hassasiyet) gelişmesi de çok yaygındır.

    *tedavi yöntemleri nelerdir?
    çoğu durumda, tedavi yoktur. tedavi, kulak çınlamasını doğrudan tedavi eden ilaçlardan ziyade, antidepresanlar ve anti-anksiyete haplarından oluşur. bilişsel davranışçı terapi, insanların sesle ilgili olumsuz düşünceleri ve duyguları yeniden çerçevelemelerine ve sağlıklarını iyileştirmelerine yardımcı olurken, eğitim ve danışmanlık safhaları, sesin kötü bir şeyin belirtisi olmadığına dair güvence sağlar.

    bazıları, tinnitus’u maskelemek için beyaz gürültü, müzik veya akıllı telefon uygulamaları aracılığıyla çalınan sesleri kullanan ses terapisinden fayda görür. işitme kaybı olanlar için, işitme cihazları ya da koklear implantlar kullanılarak tinnitus iyileştirebilir ancak herkese uygulanamaz. sinir ve beyin stimülasyonu potansiyel olarak heyecan verici yeni tedavilerdir. epilepside kullanılanlara benzer implantların yardımcı olabileceğine dair sağlam kanıtlar vardır, ancak bunlar beyin cerrahisini içeren seçeneklerdir.

    daha güvenli bir seçenek ise vagus sinirinin kulakta veya boyunda bulunan, beynin işitsel korteksine uzanan dallarını uyarmaktır. çalışmalar, tinnitus’un algılanan ses şiddetinin daha düşük stres seviyelerinde, biraz da olsa azaldığını göstermektedir. avustralyalı araştırmacılar ise bazı tinnitus’u birkaç gün boyunca geçici olarak susturduğunu iddia ederek, hastaların kafalarının dışına sarılı elektrotlar kullanılan beyin stimülasyonu üzerinde çalışmaktadır.

    kaynak: science focus

  • başlık: otobüsle eve giderken daha önce

    "yapmadığım bişey yaptım ve sessiz bi şekilde osurdum. ortama yayılan kokunun farkındaydım ama kimse benim yaptığımı bilmiyordu. kulaklıklarımı taktım ve çevreyi süzdüm. yüzü ekşiyen kızlar, suçu birbirine atan liseliler, eşarbıyla ağzını kapatan teyzeler...
    bir anda popüler olmuştu osuruğum ve ıkınarak bi tane daha çıkardım. cam açanlar, daha çok rüzgar gelsin diye gaza basan şoför, nefesini tutmaktan mosmor olmuş bi kaç amca...
    en sonunda bu zevki katlamak istedim ve allaaaaahhhhh nidalarıyla koltuğa sıçtım." (yarim altin)

    -------------------------------

    evet piçler yine sandalyeden düşürdünüz.