hesabın var mı? giriş yap

  • ulen adamlar 70lerde cocaine diye şarkı yapmış dünyayı sallamış

    yıl 2010 türkiye'nin megastarı kokain kullanıyor diye gözaltına alınıyor...

    mick jagger falan bizde olsa 30undan sonra mapus türküleri söylerdi.

  • kabak koyundaki tatil sırasında biraz kabaktan sıkılıp etrafta adrenali bol ne yapabiliriz diyerekten indiğimiz ve çıktığımız vadi. faralya köyünde george house'da ineceğim dediğinizde, kolaylıkla vadiye inen yolu bulabilirsiniz.

    işte bundan sonrası biraz yürek, biraz azim, çokça da dikkat gerektiriyor. öncelikle terlikle inmeye çalışmayın, üstünüze uygun kıyafetler giyin bir de sırt çantanıza su koyun.

    inmesi 45 dk çıkması 30 dk sürüyor ortalama. inmek, ilk kez bu vadiyi inenler için çıkmaktan zor gelebilir ama inanın çıkmak daha yorucu.

    yol boyunca kayalarda kırmızı işaretler var. bunları takip ettiğinizde kolaylıkla plaja inebilirsiniz.

    tehlikesi, taş ve toprak alanlardan indiğiniz için adımlarınızı sağlam atmanız gerekiyor. 2 yerde önemli bir iple iniş var ama uygun yerlere ayaklarını bastığınızda ve ipi kontrol ederek indiğinizde sorunsuz.

    keyfi, tarif edilemez bir duygu. cidden o kadar keyif aldımki, plajda geçirilen zaman sonrası tekrar çıkmak için can atıyordum. çıktık da. elbet sevgili sevgilim ben kayaları tırmanırken, kalp krizi geçirmek üzereydi.

    ama siz siz olun tepenizde güneş varken bu işe kalkışmayın.

    ne sevgilim ne de ben tırmanışçı değiliz ama bu vadi yolu da o kadar profesyonellik gerektirmiyor. elbet tehlikelere açık.

    keçiler tırmanıyor ben de tırmanırım diyorsanız inanın adrenalin için ideal.

    plaj mı? daha iyileri elbet var. ama o vadiden inme duygusu çok az yerde vardır.

  • biziz.
    mutsuzuz olm. hep bi arayıştayız, hep bi yarışta.
    amaçsızız. bizi peşinden sürükleyecek bi ideoloji yada hedef yok.
    tatminsiziz. herşeyi denedik, herşeyi tükettik.
    yalnızız. etrafımız kalabalıkken de yalnızız. yalnız hissetmedigimiz tek yer kardeşlerimizle uyuduğumuz odada "susadım" diye uyandığımızda bi bardak suyu koşarak getiren o melekle yaşadığımız zamanlardı.
    kandırıldık. hepimize yalan söylediler. hepimize süperstar olacaksın dediler. şimdi ekşide yazıyoruz.

    ne edebiyat çağına yetiştik ne felsefe çağına. ne savaşı gördük ne büyük buhranı.

    fotoğrafı bile içinde olmak için, oradaydım demek için çekiyoruz. yazık oldu bize be... iyi çocuklardık aslında. ziyan olduk.

    zorunlu edit:
    debe olsun diye yazmadım ama iki yüz küsür defa favlanınca dikkati mi çekti ve diğer entryleri de okudum. fight clup eleştirisi getirenlere; bu sözlükte fight clup taki o sahneyi kimsenin bilmediğini, öylece yutturabileceğimi düşünmeniz enteresan. buna arak yada çakma değil gönderme denir. işin ekstra hazin yanı bildiğimiz en sistem muhalifi eleştirinin de yine bir pop kültür ürünü olan hollywood yapımı bir film olması.

    kandırıldık. hepimize umut vaadeden delikanlı dediler, şimdi ekşi de yazıyoruz.

    ne edebiyat çağına yetiştik ne felsefe çağına. büyük buhran... hani şu gazap üzümleri'ndeki dönem... yaşamadık.
    çarıklarımızı da yemedik.
    mutsuzuz.
    amaçsızız.
    tatminsiziz.
    yalnızız.
    ve dün gece bütün bunların etkisiyle, format falan da takmadan, dilime geldiği gibi yazdım.
    canım sıkıldı şimdi... şu farklı renkte bağcıkları olan converse’lerimi giyeyim de kulağımda kulaklık, aklımda derin düşünceler, hiç dikkat çekmeden, çekmek de istemeden istiklal’de biraz yürüyeyim.

  • tam 48 yıldır çözülememiş, tüyler ürpertici bir gizemdir. 1971’de ispanya’nın bélmez de la moraleda kasabasında oturan pereira çiftinin dikkatini mutfak zemininde beliren bir leke çeker. ancak leke birkaç gün içinde bir kadın yüzünü andırır hale gelir. ilk surat

    birkaç hafta içinde farklı suratlar ortaya çıkmaya başlar. asıl garip olansa, suratların az miktarda olsa yer ve şekil değiştirmesidir. örnekler

    ardından pereira çifti evin tabanını değiştirmeye karar verir ve yerine beton dökülür. ancak suratlar görünmeye devam etmektedir. işin garip tarafı: yeni suratların eskileriyle olan benzerliğidir. bu durum evin cazibesini daha da artırır. örnek bir yüz, o dönemden kalma bir kupür

    birkaç hafta içinde yetkililer evin altında kazı çalışmalarına başlarlar ve tahmin edilebileceği üzere * ortaçağdan kalma insan kemikleriyle karşılaşırlar.

    artık ev paranormal araştırmacıların, medyumların, din adamlarının ve tabi ki turistlerin odağı haline gelmiştir. öte yandan bu olayın (bkz: çorum'da mezarlıkta ağlayan kız sesi duyulması) benzeri olaylardan çok daha paranormal olduğu belirtilmelidir. zira evde medyumlardan farklı olarak bilim adamları da çalışmalar yapmıştır.

    profesör bender ve ekibi farklı zamanlarda yüzleri fotoğraflamış ve değişimi gözlemlemiştir. bu zaman aralığında odaya kimse sokulmamıştır. ayrıca laboratuvar sonuçları da gariptir. çünkü suratları oluşturan boya o denli incedir ki yüzler, betonun bir parçasıdırlar adeta.

    şimdi gerçeklere gelirsek ki pek az kişi olayın gerçekten paranormal olmasını benim kadar arzu edebilir. üstelik olay hala açığa çıkarılamamıştır. ancak ev ahalisinin uydurmasıyla başlayıp sonradan medya ve belediye(!) tarafından şişirilmiş olması muhtemeldir. aksi taktirde “kimdir bu profesör bender, akademik bir araştırması var mıdır, yüzlere şimdi ne olmuştur” diye sorarlar adama.

    öte yandan çorum belediyesi belki burayı okur da örnek alır. her bir belediyede binlerce lira para dönüyor. siz de şehre turist çekmek için bula bula mezarlıkta ağlayan kızı buluyorsunuz. mükemmel vizyon, bravo!

    kaynaklar: wikipedia
    bir site

  • (annesiyle telefonda konusuyoruz.. ben is yerindeyim onlar evde..)
    annesi: bıdı bıdı bıdı..
    ben: hmm.. yaaa... hmm..
    annesi: dur bak atakan sana bişi sölicekmiş.. atakan'ı veriyorum.
    atakan(5,5): alo? baba..
    ben: efendim oğlum..
    atakan: delta force oynarken tankı nası patlattım biliyo musun?
    ben: nası patlattın?
    atakan: tahtayla..
    ben: tahtayla mı???!!
    atakan: tahta tabii.. zoruna mı gitti... hihohahahahahah...
    ben: !!!!

    (bkz: gora)

  • bim'in depo olarak kullanacağı arazinin antik kent çıkması olayıdır.

    bim deposu mu dünya mirası mı derseniz, bim deposu derim. bim deposu önemli.bir bim deposundan daha önemli bir şey varsa o da iki bim deposudur.

    en nihayetinde bu antik çanak çömlek kent zırvaları yüzünden asrın projesi marmarayın bitiş tarihi de uzamıştı. başbakanım çok yaşa. hülogg!

  • daha da kötüsü aslında bunun farkında olmak; ama içine doğduğun hayatın uyuşturucu durgunluğuna kapılıp savrulmaktır.

    önce iyi bir eğitim almadığını bilirsin içten içe; ama tutulduğun yarışın anlamsızlığının farkında olmama rağmen düzene boyun eğip vasat bir insan olursun.

    insanlar bir yerlerde hayatını yaşarken, boş insanların boş muhabbetlerini dinlemek zorunda kalırsın; dinlemezsen yalnız kalırsın ve asosyallikle suçlanırsın; dinlersen de bombok kafalı biri olursun.

    bu düzen üzerine bir pislik gibi yapışır. silmeye çalıştıkça daha çok bulaşır; öyle kalakalırsın. ilişkiler yüzeysel ve vasattır. öyle dandik bir çevren vardır ki, iyi bir şeyler yapmaya çalışmak demek, delirme noktasına gelinceye kadar ödün vermek demektir. sorgulayan bireyler, hem aşağılanır, hem yalnız bırakılır, hem de ümitsizlik içinde boğulmasına göz yumulur.

    garip, kasvetli ve kötümser bir yorum gibi görünebilir ama değildir; çünkü bu toplumsal zehrin kendini nasıl da felç ettiğini bazen çok geç anlarsın; bazen de hiç anlayamazsın. umutsuzluk bir yandadır; ortağım doblo'yu x'e sattım; beylikdüzünden y saatte geldim; bilmemneyi gördün mü survivor'da elendi iyi oldu diğer taraftadır.

    ilginç bir boktur bu anlatmak zor.

  • bu semt bizim diye gezen, türkiye'nin her yerinde bulunan, it kadar değeri olmayan insan müsveddelerinin hak ettikleri değeri bulmaları hali.