hesabın var mı? giriş yap

  • başlık karakter sınırına takıldığından dolayı aslı "tubitakın sahip çıkmadığı projeye biz sahip çıkıyoruz kampanyası" olacak olan başlık.

    üniversiteli genç arkadaşın facebookta yazdığı yazıyı bizzat kopyalıyorum;

    "arkadaşlar oncelikle uzun bir yazı olacak ama hem hayatımın onemli bir anısını paylasmak hemde yardım isteyecegim llutfen uplarınızı esirgemeyin.

    suan ısparta suleyman demirel üniversitesinde okuyorum. bundan 3 yıl once yıllardır araştırdığım bir projeyi gerçekleştirdim ve tubitak proje yarışmasına katıldım 1500 proje arasından ilk 23 e kalarak ytüde gerçekleşecek olan yarı finale katılmaya hak kazandım. bu yarısmada ilk 3 gun sergi olur standınızs gelenlere projeyi anlatırsınız 4. gun ise juri onunde sunum yaparsınız ve finale gidecekler belirlenir. gittiğimizde yan standdaki kisilerin surekli aynı uc kisiye gördükleri her yerde selam verdiklerini ve hep muhabbet ettiklerini farkettik fakat tanıdıkları olabilecegini dusunerek birşeyden kuskulanmadık. 4. gun jürinin karşısına çıktığımda inanamadım tam anlamıyla. selam verdikleri uc kisi juri uyesi olan 3 kişiydi. sunumumu yaptım ve jurilerden biri " muhtemelen gecemeyeceksin fakat bu projenin mutlaka patentini al kar-maliyet oranı bu kadr yuksek bir proje zor bulunur" dedi.

    bende madem iyi bir proje neden gecemeyeyim dedim ve birsey söylemedi yanımdan ayrıldı. daha sonra sonuclar açıklandı ve finale giden 2 projeden 1inin o selam veren arkadaşlar oldugunu gordum. iste o an puzzle parçaları yerine oturdu. demem o ki tübitak'ın tarafsız oldugunu dusunmuyorum. ve aslında o juri üyesinin boyle demesinin ardından projemin uzerine düşmeye karar verdim. 5 is adamı bana ulaştı ve gorusmek istediklerini soyledi görüştük ve hepsi bana projemi 4 bin tl gibi komik bir rakama satın almak istediklerini söylediler bende avrupada veya kanada da universite okumak istedigimi bunu saglarlarsa projemi vereceğimi soyledim kabul etmediler. daha sonra tvde yayınlanan bir fikrinmi var adlı proje yarışmasından davet aldım ama üniversitem dolayısıyla katılamadım..

    projemden bahsedeyim: sadece basınçlı oksijen ve surtunme kuvvetini kullanan bir klima yaptım. deneylerle elde ettigimiz sıcaklık değerleriyle birlikte ortalama degerleri 2000. tl olan 12.000 btu klimalarda kullanılan uluslararsı sıcaklık değerlerini 450 tlye mal ettigim klima ile sıcak ve soguk değerlerin her ikisi icinde sağladık.

    2. avantaj zararlı gaz kullanımı olmadıgı icin klima gazı zehirlenmesi riski yok.
    3. avantaj kullanılan yerin fiziksel şartlarına gore %20-25 arası aylık enerji tasarrufu sağlıyor.

    ve son olarak ne istediğime geleyim. dedigim gibi yurt dısında bana bu projemi arge çalışması ile en iyi haline getirip gerçekleştirme imkanı sunabilecek bir universitede burs istiyorum. bana bu sartları sağladıktan sonra ulke farketmez hindistan bile olur. bu yolda yardım edebilecek kisiler arıyorum. belki yurtdışında bir üniversiteden birisini tanıyor olabilirsiniz veya bir konsoloslukta burslarla ilgilenen kisi olabilir, herhangi birsey olabilir. yardım edebileceğimizi umuyorum. uplarınız dert görmesin"

    ülkemizin en tarafsız olması gereken kurumu böyle şeyler yapıyorsa bence bizler bireysel olarak elimizden geldiğince bu tarz projelere sahip çıkmalıyız. umarım yardımı dokunacak birileri olabilir.

    edit: proje sahibi arkadaşa ulaşmak isteyenler burakbasaksehir@gmail.com adresinden mail yoluyla ulaşabilir. teşekkürler ilginiz için

  • kanunun ne açık ceza evine geçişine izin verdiği, ne de izinli olarak dışarı salınmasına izin verdiği bir pisliğin ifadesidir.

    13 sene önce çocuk öldürmüş birinin açık ceza evinde ne işi var allahaşkına bilen bir hukukçu kardeşimiz şu hukukçu kardeşine açıklasın mevzuyu. cinayet lan bu cinayet. nasıl oluyor da daha senesi dolmadan adamı açık ceza evine koyuyorsun? anlamadığım esas nokta 2018 yılında yakaladığın adamı tutuklayıp yargılamaya başladın, hangi ara işlediği onca suçla ilgili açılan davalar kesinleşti de bu adamın tutukluluk durumu sona erip mahkum statüsünü kazandı, sonra da açık ceza evine geçiş hakkına sahip oldu?

    bu adamın dışarıda olması nedeniyle kimler hakkında soruşturma açıldı öğrenmek istiyorum.

    ordu valisi katilin yakalanması sebebiyle hafifleyen acısının yüzünde yarattığı tebessümü bir kenara koyabilirse bir zahmet şu işle de ilgilense...

  • son yıllardaki üzücü "maroon 5'laşma" süreçlerine rağmen favori ilk 5'imden bir türlü çıkaramadığım maymunlar, sheffieldlılar.

    madem son yıllarda "bozmaya başladılar" biz de alternatif mi alternatif, afacan mı afacan, sülalem rahat günlerinden bir anektod verelim.

    görsel

    arctic monkeys'in debut albümü olan 2006 çıkışlı whatever people say i am that's what i'm not albümünü dinlemiş olanlar, albümün kapağını es geçmemişlerdir diye tahmin ediyorum. kapaktaki dut gibi sarhoş şekilde sigara içen eleman, chris mcclure,
    o zamanlar manchester üniversitesinde sosyoloji okuyup, orada burada gitar tıngırdatan bir arkadaş. gittiği konserlerden birinde bizim maymunlara denk geliyor ve gel zaman git zaman arkadaş oluyorlar. hatta albüm çıkmadan önce yapılan bir turda da grubun "gitar akortlama sorumlusu" olarak onlarla beraber gidiyor.

    grup, ilk albümünü çıkarmaya hazırlandığı sıralarda ise chris, basçı andy nicholson'dan, sarhoş bir adamın fotoğrafını albüm kapağı yapma planlarından bahseden bir telefon alıyor ve kulağa saçma gelse de neden olmasın diyerek kabul ediyor. bunun üzerine albüm kapağı fotoğrafı çekimi için liverpool'a doğru birkaç arkadaşıyla beraber yola çıkıyorlar ve fotoğrafçıyla buluşuyor. fotoğrafçıyla aralarında geçen dialog ise çok net:

    chris: ne yapmamı istiyorsun?
    fotoğrafçı: şu parayı al ve hayvan gibi iç, gece 2'de de burada ol.

    chris de kendinden bekleneni layıkıyla yerine getirip, arkadaşlarıyla beraber hayvan gibi içiyor ve kör kütük sarhoş şekilde gece 2'de ilgili barda oluyor. hatta çekim sırasında da viskiye devam edip bir kez de kusmasına rağmen çekimi tamamlıyorlar. grup üyelerinin de fotoğraflar aşırı hoşuna gidince çıkan albümde yer alıyor.

    albüm, önce ingiltere sonra da global olarak patlayınca, chris de hiç beklemediği ve biraz da garip bir ünlülük halinin içinde kendini buluyor. gittiği evlerin yatak odalarında, bilumum barlarda, daha birçok yerde kendi fotoğrafına sürekli maruz kalıyor ve birçok da etkinlik/röportaj teklifi alıyor. düşünün ki 19 yaşındasınız, hem dolaylı hem direkt yoldan değişik bir ünlülüğün içinde buluyorsunuz kendinizi ki ünlü olduğunuz fotoğrafın hemen öncesinde kusmuşsunuz. neresinden bakarsanız bakın saçma olay.

    görsel

    hatta ünlülük olayı öyle bir seviyeye geliyor ki eskiden çalışmış olduğu bir konser alanında sahneye çıkan noel gallagher ile tanışmak üzere, eski çalışan olarak torpili kullanarak kulise gidiyor ve noel gallagher ile aralarında daha tanışamadan şöyle bir dialog geçiyor:

    noel: dostum, fotoğrafın evimde asılı.
    chris: seninki de bende!

    velhasıl, arctic monkeys'in solisti alex "yeni ikoncan" turner ile arkadaşlığı hala devam ediyor ve beraber futbol maçlarına gidiyorlar(umarım sheffield united maçlarıdır)
    kendisi de öğrenme zorluğu yaşayan yetişkinlerin geldiği özel bir klinikte çalışıyor ve the violet may adlı lokal bir grupta solistlik yapıyor. grubun spotify linki

    zamanında fotoğraf çekimi için sadece 750 pound ve o gece içtiği tüm içkilerin parasını alsa da her satılan albümden 10 penny istemediği için biraz hayıflanıyor*
    yine de harika bir "ortamlarda çok güzel satılacak" hikayeye sahip, çok üzülmesin.

    görsel