hesabın var mı? giriş yap

  • efsanevi bir tartışmaya şahit olmuş besildir.

    ben her zaman (bkz: lee)'den yanaydım. kepçe kulağıyla falan bi sevimliydi bence.

    (bkz: duncan) biraz fazla havalıydı ya. bizden biri değildi sanki.

  • espri yapması çok kolay bir konu gibi geliyor değil mi size? nasılsa başınıza gelmez değil mi koçum? tecavüz edilenler zaten kuyruk sallamıştır he mi aslanım? o öyle değil işte söyleyeyim. sen bir anda duvara tosluyorsun hayatta, son hızla hayal dünyasında koşarken hem de.

    aşık olduğu kız tecavüze uğramış bir adam tanıdım ben bir defasında. nefes almayı unutmuştu sanırım. görmeyi, konuşmayı, duymayı unutmuştu. ha gerçi o, aşık olduğu kızı bakkaldan aldığı çikolataya da benzetmiyordu o yüzden ne dediğimi anlamayabilirsiniz.

  • tutturmuşlar bir " bu çocuklara sahip çıkalım, bu çocukları üzmeyelim, bu çocukların alın teri vs..."

    ulan yılda 4-5 milyon yuro kazanan çocuk mu olur?

  • --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    bir yerde kırılma noktası var. abisi chuck kendini yakmış. ölmüş. jimmy avukatlıktan geçici bir süre de olsa men edilmiş. (abisinin gözüne girmek için avukat olduğu, sık sık dünyada abisinden başka yakını olmadığını vurguladığı unutulmamalı bu arada) kim ona bir psikoloğa gitmesini tavsiye ediyor. adam her şeyini kaybetmiş. o noktada devam ediyor. kendi üzerinde düşünmeden. (düşünse bile biz onu anlamıyoruz.) psikoloğun kartını yırtıp çöpe atıyor ve kendini birilerine beğendirme amacından da vaz geçmiş -ki ilk iki sezon önce abisinin sonra sevgilisinin olmasını istediği kişi olmaya çalışıyordu- elinde kalan tek şeyle mücadele ediyor. her hareketi daha da batmasına sebep olsa da çırpınmaya devam ediyor. bütün bozgunlara rağmen. kendini iyi gösterip gücün ve paranın köpeği olmuş bütün çevresine rağmen -ki burada dizideki diğer şerefsiz karakter howard’ı kasdediyorum. ama ötekiler de sayılabilir.- elinden geleni yapıyor. ben diziyi böyle okudum. elinden gelenin en iyisini yapmış ve kendi olmaya çalışan mütevekkil insan mutluluğu var bu adamda. manikürcünün arka odasında penceresiz yatağına uzandığı bir sahne vardı. lüks rezidansı bırakıp geldiği. ellerini ensesinin altına alıp uzandığında ne kadar keyifliydi. mutluluk lüks arabada ya da rezidansta değil insanın kendi olmaya çalışmasında. bunu yaparken de kendi hakkında öyle uzun uzadıya düşünmeden elinden gelenin en iyisini yaparak. sorunlarla yüzleşerek. onlarla mücadele ederek. görmezden gelerek değil.

    bir de hayat karşımıza rastlantılarla iyi ya da kötü şeyler çıkarır. ama o rastlantılar bizim yaptığımız küçük seçimlere bağlıdır. kartelle girdiği ilişkiyi hatırlayacak olursak başlangıcı patenci kardeşlerle yaptığı dolandırıcılığa dayanır. yani çölde mahsur kalmışken bilmiyorum bunları düşündü mü ama. düşündüyse raslantılara suç atmak yerine kendi yaptığı seçimleri hatırlaması gerekir. niyet kaderi inşa eder de diyebiliriz. öyle işte.

    dizi aslında insanı anlatıyor. bütün karakterleriyle. kendimizi birilerine beğendirmeye çalıştıkça kaybediyoruz. kendimiz olmaya çalışırken de kaybediyoruz. ama kendimiz olarak kaybediyoruz.

  • mete - 3 yaşında
    mekan eczane. mete hapşurur.

    mete : sümüğüm aktı.
    baba : burnum aktı demen gerekiyor oğlum.
    mete : hayır burnum yerinde duruyor, sümüğüm aktı.