hesabın var mı? giriş yap

  • günümüz koşullarında artık lüks olmaktan çıkmış ve gerekli bir özellik olarak aranır hale gelen bir öğedir klima. özellikle bunalıcı şehir ortamında camlar kapalı olması münasebetiyle gürültü engelleyici ve ferahlatıcı haliyle klima candır, vazgeçilmezdir. doğru kullanıldığı taktirde hasta etmez. araçlarda kaba olarak manuel ve dijital klima olarak iki türe ayrılır. dijital olanları ise kendi içerisinde climatronic, iklim kontrollü, çift bölge iklim kontrollü vs gibi çeşitli dala ayrılsalar bile temelde aynı mantalite üzerinde çalışırlar. klimalar genel olarak r134a olarak bilinen dupont firmasının geliştirdiği bir inert gazı kullanırlar. bu gazın miktarı her araç için değişkendir. genellikle araç kaputunu açınca farların yakınında bir yerde araçta gereken gaz miktarı gr cinsinden yazmaktadır. klimanın etkin kullanılması gereken en mühim özelliği ortamda sabit bir sıcaklık derecesi elde edebilmektir. yaz ve kış her mevsim klimanın belirli periyotlarla çalışması, içinde bulunan gazın çökelme yapmaması ve sistem devridaimi için önem arz eder. uzun süre çalıştırılmayan klimada r134a gazı bir süre sonra yoğunlaşma nedeniyle çökelme yapar. bu durum sistemde gaz eksikliği ve soğutma azalması şeklinde kendini gösterir. sistemde gaz eksilmesine neden olan bir diğer husus evaporatör denilen klima sisteminin temel elemanıdır. diğer gaz eksilmesine neden olan hususlar klima radyatöründe ufak bir delik veya sistemin geçtiği borularda delik olmasıdır. yine klima gaz basma ve vakumlama yerlerindeki contalar ile klima kompresörü keçeleri de muhtemel gaz eksilmesine neden olabilecek yerler olarak dikkat çeker. klima kullanırken dikkat edilmesi gerekli en önemli husus, araç çalışma sıcaklığına gelince klimanın çalıştırılmasıdır. klima kompresörünün uzun yıllar sağlam şekilde çalışmasını istiyorsanız motor rölantide iken klimayı açınız veya kapatınız. motor viteste ve yükteyken klima açıp kapamak uzun vadede kompresöre zarar verecektir. yazın sıcağı yemiş bir otomobile binince önce dört camı açın ve motoru çalıştırın. sonra klimayı açmadan soğuk üfleme moduna getirin ve havalandırmayı çalıştırın. motor ısınınca henüz rölantide iken klimayı açın ve camları kapatın. klima yönünü öncelikle ayaklarınıza verecek şekilde ayarlarsanız kısa zamanda çabuk bir ferahlama sağlarsınız. diğer yandan klimayı içerdeki sıcak hava tamamen çıkınca araç içi hava devir daimi yaparak kullanırsanız daha fazla soğutma elde edersiniz. içerisi istediğiniz şekilde soğudu ve hatta biraz ürpermeye başladınız. manuel klima kullandığınızı farzedersek klimayı kapatmak yerine sağ ön camı bir parmak veya yarım parmak aşağı indirmek ortam sıcaklığını istediğiniz yöne çekecektir. bir diğer alternatif olarak ise istediğiniz soğukluğa ulaşınca klima yönünü camlara verecek şekilde ayarlarsanız özellikle uzun yolculuklarda üşütmeyen, hasta etmeyen bir ortam elde edersiniz. arada camlar ile ayak arasında yön değiştirerek ferahlığınızı kalıcı hale getirebilirsiniz. dikkat çekmek için tekrar söylemek istiyorum. motor yükte iken veya viteste seyir halinde iken klimayı açıp kapatmıyoruz. klimayı seyir halinde açıp kapamak için mümkünse önce vitesi boşa alıp klimayı açıp kapıyoruz sonra tekrar vitese geçiriyoruz aracımızı. serin ve ferah sürüşler dileğimle.

  • benim gibi üşengeç, siyasetle işi olmayan biri bile sandıkta görev aldıysa bir zahmet bulaşın artık şu işe. normal şartlarda oy vermeye bile gitmeye üşenen ben, sabahın 5'inde kalkıp sandığımın başına gideceğim. rica ediyorum ömrünüzden 1 güncük ayırın da şu rezilliklerden kurtulalım artık.

  • özet geçiyorum abd'ye dil öğrenmek için gitmiş 3 aydır alışamamış. aklı sevgilisinde ve ailesinde kalmış.

    bu kadar.

    debe editi: başlığı açan arkadaş kaçtığı için bu özete bir şey daha ekleyim. arkadaşın bütün ailesi, konu, komşu fetö yüzünden gözaltına alınmış. yazdıkları darbe girişiminden 10 gün önce abd'ye kaçırıldığı izlenimini veriyordu.

    linç üzerine yazdığı destanı toplayıp gitti.

  • patron'un tüm piyasaya attığı diss track.
    berkcan güvenden ezhel'e cumali ceberden joker'e içinde kalanları şarkıya dökmüş.özellikle şarkı başında 2004 'deki parçasının bir kısmını koymuş inanılmaz harika birşey olmuş efenim. dinlemek ve kulağınızın pasını silmek için;
    edit: şarkıdaki geçen tüm göndermeler çok haklı.
    şarkı

  • ergenligimi yeni atlattigim zamanlarda zeki muren'in yorumunu cok seven babamla -o zamanin hizli metalcisi olmanin verdigi balondan muzik kulturume guvenerek- girdigim bir tartismanin sonucunu kendisinin soyledigi "olgunlastikca zeki muren'i ve turk sanat muziginin degerini ilerde anlayacaksin" sozu belirlemisti.

    herkes gibi kendi capimda olusturdugum muzik dagarcigimda bulunan muzisyenlerin ve urettikleri muziklerin tarzlarini goz onune alinca -ki bunun icinde hastasi olunanlarin pesinden konser ve turnelere gidecek kadar fanatigi olunanlarin da mevcut oldugu dusunulunce- yagmurlu bir aksam yolda yururken beynime yapisan melodi ornegin bir nick cave degil de zeki muren'den gozlerin doguyor gecelerime oluyorsa, zaman babami hakli cikmistir.

  • yarım saat önce başıma gelen olay. öğrenciyim kendime ve sevgilime bi değişiklik olsun dedim burnumdan geldi.

    tam öküz burger adındaki mekandan, trendyol aracılığı ile 2 burger 1 litre kola sipariş ettim. 348 tl tuttu. canlı konumdan kuryenin nerde olduğuna bakarken kurye 4 ev ötede haraketsiz şekilde duruyordu. herhalde başka bir sipariş daha var onu verecek sandım. sözde kurye benim zilime basmış, aramış beni bulamayınca siparişi alıp imha etmiş. hepsi külliyen yalan. ne arama yapıldı nede zilime basıldı. öylece yemeğemi yemiş. şimdi canlı destekle konuşuyorum. para iadesi olmayacaktır diyor. mekanı arıyorum, diyor ki bizim kuryemiz değil bizi ilgilendirmiyor. ayak üstü dolandırıldım. olacak iş mi?

    sayın yazarlar şimdi ben nereye başvurayım size soruyorum?

  • bi kaç gün önceki bir bölümünde büyükbabasının anlattığı hikaye ile hitap ettiği yaş aralığının sanılanın aksine oldukça geniş olduğunu kanıtlamıştır, hikayeyi anlatayım da tam olsun:

    ben kendi yolumda yürürken bir gün çok güzel bir kızla karşılaştım, ve ona bundan sonra yola birlikte devam etmeyi teklif ettim ve birlikte yürümeye başladık, yol arkadaşım ve ben hiç bir zaman yolun dümdüz olmayacağını biliyorduk, ve karşılaştığımız çukur ve tümseklerde hep birbirimize destek olduk, bir süre sonra yolumuzda bir kız çocuğu eşlik etti bize, kendi yol arkadaşını bulup onunla yürümeye başlayana dek
    sonra bir gün yol arkadaşım topallamaya başladı, ayakkabısına bir çakıl taşı girmişti, hepimiz onun ayakkabısındaki taşı çıkarmak için çok uğraştık ama bi türlü olmadı taş artık yürümesine engel olunca bir elma ağacının dibinde dinlenmeye başladı ve bana onu orda bırakmamı ve yoluma devam etmemi söyledi, başka seçeneğim olmadığı için onu orda bırakmayı kabul etmek zorunda kaldım ve yoluma benim de ayağıma bir taş girinceye kadar devam ediyorum, yol arkadaşımın yokluğunu ve desteğini o kadar çok hissediyorumki, keşke birlikte yürüdüğümüz zamanlarda ona varlığının önemini anlatsaydım diyorum

    sekiz yaşında ve aşıksanız hayat ne kadar güzel di mi?

  • dedem babaannemin saçını hem tarar hem örerdi. o görüntü hiç silinmez hafızamdan. siyah beyaz bir fotoğraf karesi sanki. çok özledim sizi.
    tanım: derin anlamlar yüklenebilecek hareketlerden bir tanesidir.

  • askerde sık sık parti yapardık. parti dediysem askeriyenin yanındaki lojmanın marketine belli saatlerde girme iznimiz vardı. oradan cipsler kolalar alıp gazinoda toplanıp yer içer eğlenirdik. o markette kiloluk çiğ köfte, lavaş falan da olurdu. haliyle partimizin starı da çiğ köfteydi. genelde de lavaş yetmezdi. tabi o zamanlar böyle doritoslu dürümler ortada yok. arkadaşlardan birisi lavaş bitince doritosun üzerine koyup yemeye kalktı. tadının harika olduğunu söylese de hepimiz iğrenir gözle izledik onu. sonra birisi daha cesaret etti. o da çok beğendi. birisi daha birisi daha derken hepimiz bu eşsiz tadı denemiştik. artık partilerimizin starı doritoslu çiğ köfte olmuştu.

    zaman böyle akıp gitti biz terhis olduk. terhisten bir kaç ay sonra gördüm ki komagene bu doritoslu dürümleri listesine eklemiş. o yüzden hiçbir zaman kim olduğunu bulamadım ama bu fikri komagene'ye veren kişinin benim devrelerden birisi olduğuna eminim.