hesabın var mı? giriş yap

  • 1. ticarette kimseye güvenmeyin, güvenmediğinizi de belli etmeyin.
    2. ben bu malı kesinlikle almalıyım diye düşünmeyim. ben bu malı bu şartlarda bana gelirse alırım deyin. (mal alınırken kazanılır)
    3. malınızı sıkışıp geliş fiyatına vs. eşe dosta bile vermeyin. geri plandaki görünmeyen maliyetleri gözettiğinizde zarar yazar. ticarette dost olmaz. çünkü genelde acıdığınız bu tiplerin ticareti söz konusu olunca size acımayacaktır. ticaret iş görmek için değil sadece para kazanmak için yapılır. herşeyin bir maliyeti vardır ve herkes buna katlanmalı.
    4. ticarette prensipleriniz olsun, ticaret savaşılarak kazanılır. bir kişi zaten bir malı alacaksa sizden döner dolaşır yine alır. müşterinin nabzını iyi tutun. onun o mala karşı ne kadar istekli olduğunu sezinlemeye çalışın.
    5. en kötüyü hesap ederek işletmenizde para akışının durmayacağı bir finansal model geliştirin. ekonominin coştuğu, paranın bol olduğu zamanlarda paranın hepsini yiyip sadece elinizdeki malla dikilip kalmayın, kenara köşeye para atın.
    6. işletmenin varlığıyla, kişisel varlıklarınızı ayırın. işletmenin kasasını cebin gibi kullanma.
    7. işinizi devamlı geliştirmeye bakın, amortismanlarını da hesap ederek uzun vadede maliyetlerinizi aşağı çekecek ve ticaretinizi artıracak işlere paranızı harcayın.
    8. çok şaşalı, havalı, paralı gözükmeyin, çok mütevazi olun, ortalama bir arabaya binin, ama iş ticarete gelince mütevazi olmayın, mesela mütevazi görüntünüzle yanda satılan dükkanı peşin para çat diye alırsanız, mütevazi haliniz tam bir karizmaya dönebilir.
    9. size işiniz sorulduğunda, işleriniz süper olsa bile asla ve asla süper şöyle böyle demeyin, insanlar sizin sektörünüze göz dikebilir. gerekirse hep ağlak bir tablo çizin ama paralar kasada bunu da unutmayın :)
    10. sabırlı olun, panik satışlar yapmayın, zaten köşede kenarda bol günlerde attığınız paralar duruyorsa, piyasa düşse bile tekrar çıkmasını bekleyin.
    11. kontrol edemeyeceğiniz kadar borç yapmayın, krizlerde insan piyasanın kötülüğünden hemen borçlarını sıfırlamayı düşünürler ve çok geçmeden piyasa toparlayabilir. ve onların değersiz olduğunu düşündükleri şey başkalarının yüksek karlı ürünü olabilir.
    12. ödemede problem yapmayan dürüstlüğünden emin olduğunuz insanları kesinlikle kırıp küstürmeyin.
    13. sizinle sıkı pazarlık yapan insanlardan çok korkmayın, çünkü genelde borcunu ödeyecek tipler çingene pazarlığı yapar. dolandırıcılar sizin tamahkar damarınızı yakalarsa yüksek fiyat verip sizi tokatlar. siz şöyle sattım böyle çaktım derken bir bakmışsınız o size hepsini çakmış.
    14. dürüstlüğü elden bırakmayın ama dünyanın en uyanık dürüstü olun.
    15. ticaret paradır, parayı zaman ekseninde çoğaltmaya bakın, hep bugünü düşünmeyin, yaptığınız hamlelerin sizi büyüteceğini düşünerek hamle yapın. doğru kararlar almak sizi uzun vadede zengin yapabilir.
    16. realiteyi asla elden bırakmayın. lotocular gibi büyük riskler almayın, küçük riskle büyük getirisi olacak işleri de sezinlerseniz asla kaçırmayın.
    17. eğer insan psikolojisini çok iyi bilen biraz gaddar bir adamsanız ticaret yapın, eğer naif ve duygusal bir insansanız yanından bile geçmeyin.

  • parke ve pimapendir.

    onlarca ev baktım; "lüks, süper lüks, ultra lüks" diye pazarlanan daireler arasındaki tek ortak nokta, parke ve pimapen.

    ayrıca emlakçılarımıza göre türkiye'deki dairelerin %90'ı lüks ve süper lüks sınıfında değerlendiriliyor. emlak ilanlarını aratın, bakın; istanbul'un herhangi bir ilçesinde bulacağınız 100 emlak ilanından 900'ünde "lüks, süper lüks, ultra lüks" yazıyor olacak.

    artık sobalı eve falan "normal" diyorlar demek ki.

  • standart geyiktir bu mahalle arası bankerleri. 91 gram altını kuyumcuya bir insan neden verir ki? kaybolmasın falan diye değil bırakın bu işleri. işletmek için verilir sonra da böyle olur işte. minimal çiftlik bank.

  • tahtada cümle yazarken, z harfim 2'ye benziyor diye türkçe öğretmenimin senden bir şey olmaz otur yerine diye azarlaması.
    türkçe öğretmeni oldum.
    z'lerim hala 2'ye benziyor.
    mal.

    edit: arkadaşlar seneler sonra bir yazar arkadaşın bana bu yazdıklarımla ilgili bir soru sormasıyla tekrar okudum bu entrymi, bu kadar fav almasına da çok şaşırdım. bunu yazdığımda yirmilerin başındaydım, belki de sırf yazmak için yazmışımdır hatırlayamıyorum.

    on sene olmuş yazalı, düşününce aynı fikirde değilim. tabii üslup yanlış ama belki şakayla söyledi, belki ben ısrarla anlamayıp hocayı sinirlendirdim, bilemiyorum. söylemese iyiymiş ama mal hakaretini hak edecek bir durum değil bence.

    sözlükteki öğretmen düşmanlığı bu on yılda inanılmaz arttı, belli ki bu entryle benim de bunda payım var. yine de bu entryi silmeyip editlemeyi tercih ediyorum, demek ki insanın düşünceleri epey değişebiliyormuş. ha derseniz ki bu hakareti hak edenler yok mu, var arkadaşlar. maalesef. ama herkes aynı değil. tüm öğretmenlere yargısız infaz yaparken iyi niyetli olanları da üzüyorsunuz. hepimiz bu ülkenin haline üzülüyoruz, her açıdan epey zor günler yaşıyoruz. linç kültürüyle gaza gelip hak etmeyen insanların üstüne gitmeyin. kimseyi durduk yere strese sokup üzmeyin arkadaşlar, üç günlük dünya, değmez.

  • akp gidene kadar ben bunları eleştirmem hatta desteklerim. ne zaman akp gider işte o zaman petek dinçöz foolish casanova muamelesi yapar yerin dibine sokarız*.

  • aile ve sosyal politikalar bakanı fatma şahin açıklaması.

    şuradan ve şuradan okunabilir.

    'şahin'in verdiği bilgiye göre 2007'de 775, 2008'de 474, 2009'da 197, 2010'da 101, 2011'de 106 ve 2012'de 24 çocuğun sokakta yaşadığı tespit edildi ve bu çocukların bakanlık hizmetlerinden yararlandırılması sağlandı.'

    'verilen bilgiye göre, 2012’de en çok çocuğun sokakta yaşadığı il istanbul oldu. istanbul’da 15, ankara’da 5, izmir ve samsun’da 2’şer çocuk sokakta yaşıyor.'

    çok güzel değil mi ya? ne güzel bir ülke haline geldik. çiçekler, böcekler falan. çekemeyenler çatlasın. hıh.

    god bless türkiye