ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
800 bin tl'ye araba alıp 700tl'ye işçi çalıştırmak
-
ülkemizde normal olan durum . servet düşmanı değilim ama şu yaşıma geldim ama hala bu adaletsizliği kabullenmeyi öğrenemedim. 800 bin tl lik arabası bir insanın olsun parası varsa daha iyisini alsın ama haftada 6 gün 45 saat ağır işlerde çalışan işçisine de 700 tl yi reva görmesini eleştirmeden duramıyor bu bünye.
edit: format ve 6 gün 45 saat olacaktı pillibebek uyarı için teşekkürler.
(bkz: adaletin bu mu dünya)
bana ne lan çıkmam saraydan
-
borcum mu var geçen aydan
olacak mı bana faydan
alem çıkmış zaten raydan
bana ne lan çıkmam saraydan
yaran yanlış okumalar
-
siyami ersek hastanesi'ni siyahi erkek hastanesi diye okumak..
türkçe konuşurken ingilizce kelime kullanmak
-
eger bir de arada elleriyle "..." yapiliyorsa vur agzina terligi
yaran olaylar
-
ikiz dayılarımın birbirlerinin doğum gününü kutlamayı unutması ve akabinde küsmeleri.
bir evi zengin gösteren en önemli detay
-
zengin bir koca bulup boğaza sıfır evde oturan bir kız arkadaşıma "sizin evde mutfakta sıcak suyu açınca duştaki su soğuyor mu " demiştim , "evet" demişti , "sokayım öyle zenginliğe o zaman" deyip yüzüne kapamıştım. tek kıstasım budur.
türkiye mühendis kaybetti amerika bakıcı kazandı
-
zaten gitmesine sebebiyet veren mahlukatların , gelip altına 5 gram beyniyle "tutan mı var" minvalinde yorum yapması da giderek ne kadar iyi yaptığını göstermesi açısından epik olmuş.
amerika' ya bavulda "mal" statüsünde bile gidemeyecek tiplerin de, niye mühendis olarak gitmemişmiş, kendini geliştirememişmiş diye laf söylemeye çalışması da epey ironik.
------------------------------------------------------
ekleme: "ben amerika' ya gitmesine değil, bakıcı olarak gitmesine (bkz: laf söyledim)" diyen var. ya birader sorun da burada zaten, niye laf söylüyorsun, ya siz niye herkese laf söylemeye çalışıyorsunuz? iyi veya kötü burada kalmaktansa gitmeyi tercih etmiş işte. konu bu, bu kadar.
senin görüşünü, senin mesleğini, seni, daha değerli kılan ne?
neyse ya kendini bir bok sanan sizin gibi tiplerden yılıp gittiydim zaten ben de, bir kez daha anladım ki, iyi etmişim.
siz aynen devam.
bahçelievler katliamı
-
9 ekim 1978 günü, akşam 22:00 suları. bahçelievler - ankara.
serdar alten.. mide ve bağırsaklarına isabet eden üç kurşun yüzünden yaşamını yitirdi.. 23 yaşındaydı..
hürcan gürses.. kalp ve böbreğine isabet eden üç kurşun yüzünden yaşamını yitirdi.. 26 yaşındaydı...
efraim ezgin.. başına isabet eden dört kurşun yüzünden yaşamını yitirdi.... 23 yaşındaydı
osman nuri uzunlar... ilk önce askıdan bozma tel ile boğulmaya çalışıldı, katili* başarılı olamayınca banyodan aldığı bir havluyu yüzüne bastırarak öldürdü.. 20 yaşındaydı
latif can... akciğerine isabet eden iki kurşun yüzünden yaşamını yitirdi.. 20 yaşındaydı..
faruk erzan... kafasına isabet eden üç kurşun yüzünden yaşamını yitirdi.. 24 yaşındaydı..
salih gevence... kafasına isabet eden üç kurşun yüzünden yaşamını yitirdi.. 26 yaşındaydı..
gelelim katliam korosunun şefi ve solistlerine
abdullah çatlı (katliam korosunun şefi) katliamın sabahında büyük bir keyifle hiç birşey olmamış gibi kahvaltısını yaptı. ölü göründüğü garip bir kazada hayatını kaybetti. hayatını kaybettiği kaza türkiye'de devrim yaratabilecek türden bir kaza idi. ama kimsecikler anlamadı.
haluk kırcı, nam-ı diğer idi amin; insan canına kıyabilmek konusunda ne kadar yetenekli(!) olduğunu sevgili ülküdaşlarına kanıtlamış insan evladı. bahçelievler katliamında bir insanı* boğarken çıkardığı garip sesler ve yüz hali nedeniyle bir ülküdaşının midesini bulandırmış, hatta kusturmuştur. hayatta. dört duvar arasında. bir ara pişmanım diyordu, hala aynı duygular içerisindemi bilinmez.
ahmet ercüment gedikli; katıldığı katliam korosundaki görevinin bedelini 10 yıl hapis yatarak ödedi. bir kitabı var şimdi islam asabiyye milliyetçilik isimli. kitabın açıklaması ayrıca çok ilginç. şöyle diyor sayın koro görevlisi "dün kanımız, canımız, hürriyetimiz pahasına yiğitçe savunduğumuz değerlerin yozlaşmaması için verilen mücadeleyi haksız çıkarmak, boş göstermek için bugün yapılan karalama çalışmalarının temelini 'ülkücülerin davası islami değildir' suçlaması teşkil ediyor(...)" hayatta.
mahmut korkmaz; katıldığı katliam korosundaki görevinin bedelini 1986 yılında yakalanarak, 15 yıl hapis cezasına çarptırılarak ödedi, lakin bu bedel az bulunduğu için * yargıtay ceza genel kurulu kararı bozdu. yargılama sürerken mahmut korkmaz 1991 yılında şartla salıverme yasası dikkate alınarak tahliye edildi ve kayıplara karıştı. en son 27 şubat 2002 tarihinde erzincan'ın refahiye ilçesinde yakalandı.
kadri kürşat poyraz; katıldığı katliam korosundaki görevinin bedelini fransa'da yaşayarak(!) ödüyor... kadri kürşat poyraz'a ilişkin türkiye'nin iade talebi poyraz'ın idamdan yargılanması nedeniyle fransa istinaf mahkemesi tarafından reddedildi.
ömer özcan; katıldığı katliam korosundaki gözcülük görevi nedeniyle 15 yıl hapse çarptırıldı. lakin infaz yasasından yararlanarak serbest kaldı... hayatta.
duran demirkıran; katıldığı katliam korosundaki gözcülük görevi nedeniyle 15 yıl hapse çarptırıldı. lakin infaz yasasından yararlanarak serbest kaldı... hayatta.
konkordatoya türkçe isim önerileri
-
odeyecez kaçmıyoruz ya.
cumhuriyet savcısının esenlik bildirisi
-
görevini yapan savcıdır.
temel hak ve hürriyetlerin usulsüz şekilde sınırlandırıldığı tüm hukukçular tarafından dile getiriliyordu zaten. *
aşı ve maske hakkındaki iddiaları da açıklayacak şekilde soruşturma başlatmış. ancak bilinmesi gerekir ki soruşturma açılması aşı ve maske karşıtlığı değildir, halkın endişe ettiği konuların kolluk kuvvetleri aracılığı ile açıklığa kavuşturulmasıdır. bakalım sonuç ne çıkacak.
türkiye vücut olsa hangi şehir hangi organ olur
-
bilecik = dalak
- dalağı aldırdım abi
- dalak ney lan? normalde nerde ki o? bi eksikliğini hissediyor musun?
iğrenç bir ankete alet oluyormuşum hissi var ama yazmadan edemedim.