hesabın var mı? giriş yap

  • camını kapa yazan bir entry gördüm. neremle güleyim bilemedim. bir de titiz hanımlar yazmış. titizlik alt kattakinin çamaşırlarını toza bulamak mi demek ?yiyorsa balkonun içinde silkele halini ve dökülenleri topla faraşla ve çöpe at? off şu ayı davranışı bile savunanlar varken, bu ülkeden adam olmaz. ben mecbur muyum cam kapalı oturmaya? oldu olacak balkondan aşağı da sıç. tuvalet kirlenmesin. köyünüze dönün canlarım. bu ülkenin en büyük sorunu, köyde yasamasi gereken cahil cühelanin kente toplu göçüdür. titiz yazmış ya. hâlâ gülüyorum. hahahahhahahaha.

    edit: kız, debeye sokmuşsunuz bunu. halıları silkeleyen komşunuz var değil mi ? bende de var öyle bir manyak. allah kurtarsın hepimizi bacım.

  • abdest alınmaması için yazıldığını düşündüğüm uyarı.

    benim okuduğum üniversitede de lavaboların arka kısmına şadırvanımsı bir şey yapıldı ama gençler anlamsız bir şekilde inatla lavaboda ayak yıkıyor.

  • ülkenin melihçi misin, eraycı mısın şeklinde ikiye bölünmesi. şimdi şöyle bir geçmişe bakıyorum, yıl m.ö 40 civarı. batı-doğu hun diye bölünmüştü türkler. o günden sonra en büyük bölünmedir türk tarihindeki. belki bir batı hunlu, doğu hunlu'yu severdi ama, bir eraycı asla bir melihçi'yi sevmezdi. eğer bugünlerde bu kadar ayrıştırysak, aha sebebi bi iki elemandır. çok yaşlandım lan :/

  • ayak altında insan olmaması. her insanın mekanı, odası katı vs var. dolayısıyla sağda solda dolaşırken insana rastlamazsınız. fakir evlerinde her yerden insan çıkar alan dar olduğu için. mutfağa gidersiniz 3 kişi, koridorda 2 kişi salon desen stadyum gibi.
    zengin evlerinde insanı arayıp bulmanız lazım.

  • yalandan bi web sitesi yapiyosun,ici bos,devamli az calisarak cok para kazanmayla motive ediliyorsun,e bisey urettigin de yok, bununla ilgili guzel bir insanin guzel bir sozu vardi ;

    "çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

    mustafa kemal atatürk

  • bir askeri hakim (şimdi avukat) ankara-erzurum otobüsüne biner.sivil giyimlidir.yanına,yaşlı tipik erzurumlu sakallı biri biner. yol uzundur (16 saat) otobüs hareket eder. yaşlı adam :
    -uğurlar ola bey
    -size de
    -erzurum'a mı ?
    -evet
    -iş yapıyorsun ?
    burada bir parantez açmak gerek ( askeri hakim ,deneyimlerinden bu soruya hakim dese ,arazi davası vs.soracağını,kendisinin sırf askeri suçlara bakması sebebiyle bilemiyeceğini,bu yüzden "bilmiyorum" da diyemiyeceğini ,başka bir iş söylese o işle ilgili soru soracağını vs.bildiği için,muhatabın bir daha soru sormamasını kesin temin için)
    - ben gavatım (kavat)
    -.....?

    yaşlı adam sırtını döner ve erzuruma kadar konuşmaz.