hesabın var mı? giriş yap

  • coronavirüsü ilk fark eden ve bu virüs sebebiyle hayatını kaybeden çinli doktor.

    30 aralık 2019 tarihinde bir hastanın raporunda yüksek seviyede sars coronavirus tespit edildiğini gördü. yerel saatle 17:43'de tıp okulundaki sınıf arkadaşlarının olduğu wechat grubuna "huanan deniz ürünleri pazarından 7 sars vakası tespit edilmiştir” diye yazdı. ayrıca bu gruba hastaların tahlil ve tomografi raporunu gönderdi. saat 18:42’de ekleme yaparak “son haberlere göre hastalarda coronavirus enfeksiyonu görüldüğü tespit edildi, ancak bu virüsün farklı bir türü” diye yazdı. gruptaki kişilere ailelerini uyarmaları ve önlem almaları uyarılarında bulundu.

    wechat’e yazdıklarının ekran görüntüleri çinli forum sayfalarında paylaşılmaya başlayıp büyük tepki çekince, müdürü kendisiyle konuştu ve bilgi sızdırdığı için suçladı. 3 ocak 2020 tarihinde wuhan polisi ilgili davayı inceleyip kendisini sorguya aldı ve “internet üzerinden asılsız bilgi paylaşmak” sebebiyle kendisini uyardı. bu durumu tekrarlamayacağına dair kendisinden imza alındı. polis sorgusunun sonunda bu durumun tekrar yaşanması durumunda kendisine dava açılacağı söylendi.

    polis sorgusundan sonra kendisi hastaneye dönerek çalışmaya devam etti ve 8 ocak tarihinde kendisine virüs bulaştı. 31 ocak tarihinde polis merkezinde yaşadığı sorgu ve imzalattırılan tutanak hakkında sosyal medyada paylaşım yaptı. bu gönderisi kısa sürede birçok kişi tarafından görüldü ve insanlar doktorların neden yetkililer tarafından susturulduğunu sorgulamaya başladı.

    devam eden günlerde kendisi çin medyasının merkezinde kaldı çünkü ilk etapta kendisinin asılsız dedikodu çıkaran ve wuhan polisi tarafından uyarılan diğer sekiz doktordan birisi olduğu sanılıyordu. kendisi bu dedikoduları çıkaran doktorların arasında olduğunu bilmediğini, sadece doğruyu söylemeye çalıştığını belirtti. asılsız dedikodu yaydığıyla ilgili kendisine polis tarafından ceza verildi ve bu ceza çin ulusal televizyonunda yayınlandı.

    4 şubat tarihinde çin yüksek idare mahkemesinde verilen kararla 8 wuhan vatandaşının yaydığı dedikoduların tamamen asılsız olmaması sebebiyle cezalandırılmamasına karar verildi. bunun üzerine doktor li sosyal medyada “eğer halk dedikodulara inansaydı, maske ve dezenfektan gibi koruyucu önlemini alsaydı ve yabani hayvan pazarından uzak dursaydı çok daha iyi olabilirdi” diye yazdı. ancak buna rağmen çin hükümetinden henüz resmi bir özür gelmedi.

    li, çinli bir medya kuruluşu olan caixin’e yaptığı açıklamada hastanenin kendisini “dedikoduları yaymak” suçuyla cezalandıracağını ancak mahkemenin kendisini haklı bulması sebebiyle daha iyi hissettiğini söyleyerek “sağlıklı bir toplumda bir taneden fazla ses olmalı” diyerek açıklama yaptı.

    7 ocak tarihinde kendisi hastanede coronavirüs olan birisiyle temasa geçti. hastada virüsün ilk etkileri görünüyordu. li bu hastada coronavirüs olabileceğinden şüphelendi. 10 ocak tarihinde li’de ateş ve öksürük şikayetleri görüldü. zhejang’da görevli olan doktor yu chengbo, wuhan’a giderek burada li’yi incelemeye aldı. chengbo’nun açıklamasına göre coronavirüs genç hastalarda bütün belirtileri göstermese bile, li’nin 8 ocak tarihinde gördüğü hasta huanan deniz ürünleri pazarında çalışan olduğu için buradaki hastanın virüse daha uzun süre maruz kaldığını ve bu durumun da virüsü kızıştırabileceğini söyledi.

    12 ocak tarihinde li’nin houhu hastanesinde yoğun bakımda olduğu ve burada karantinada muayene edildiği söylendi. burada kendisine yapılan testlerin pozitif çıktığı 30 ocak tarihinde açıklandı. kendisine 1 şubat tarihinde coronavirüs enfeksiyonu tanısı koyuldu.

    bir arkadaşına göre li’nin durumu 5 şubat tarihinde ağırlaştı. 6 şubat tarihinde li bir arkadaşıyla telefonda görüşürken nefes almakta zorlandığını söyledi ve oksijen doygunluğunun %85’e düştüğünü belirtti (normal şartlarda oksijen yoğunluğu %95 ile %100 arasında olmalıdır ve %90’in altındayken düşük kabul edilir. %80’in altına düştüğündeyse bazı organlar işlevini yerine getiremez ve birkaç dakika böyle kalınırsa ölümle sonuçlanabilir). saat 19:00 civarında li acil servis odasına gönderildi. çinli bir haber ajansına göre saat 21:30’da kalp atışları durdu. hem sosyal medyada, hem de çin medyasında li’nin öldüğü haberleri yapıldı ancak kısa süre sonra bu haberler kaldırıldı. ardından wuhan hastanesinden “coronavirüs ile mücadele aşamasında, hastanemiz çalışanı göz doktoru li wenliang ne yazık ki bu virüse yakalandı. kendisinin durumu şu an için kritik ve kendisini kurtarmak için elimizden geleni yapıyoruz.” açıklaması yapıldı. hastane 7 şubat günü 2:58’de li’nin öldüğünü açıkladı. bu sırada 17 milyondan fazla kişi durumu canlı olarak takip ediyordu.

    dünya sağlık örgütü twitter’da yaptığı açıklamayla doktor li wenliang’ın ölümünden dolayı büyük üzüntü duyduğunu ve coronavirüs ile ilgili çalışmalarından dolayı kendisini tebrik ettiğini söyledi.

    li’nin ölümü sosyal medyada büyük tepki topladı ve birçok kişi ifade özgürlüğünün genişletilmesini istedi. sosya medyada #wewantfreedomofspeech etiketi2 milyondan fazla kez görüntülendi ve 5 saat içinde 5500 gönderi atıldı ancak daha sonra bu ve ilişkili gönderiler sansür sebebiyle silindi.

    li kendisinde coronavirüs belirtilerini fark ettiğinde otelden yer ayırtarak ailesinden uzak kalmaya ve hastalığı ailesine bulaştırmamaya karar vermişti. ancak çabalarına rağmen ailesi bu hastalığa yakalandı ve daha sonra iyileşti. li evli ve bir çocuk babasıydı, eşi ikinci çocuğuna hamileydi.

  • eskiden arkadaşlarla sahile sohbet etmeye giderken markete uğrayalım da bir şeyler alalım derdik.

    o bir şeyler şimdi yılbaşı paketi olmuş işte.

  • beyler toplanın size tamamen bilimsel ve öğrenimi kolay bilgi vaad ediyorum.

    herkesin bildiği bir ilacı, augmentini ele alalım. augmentin 1000 mg amoksisilin (klavulanik asit dahil) içerir. bu ilacın 4 adet muadilini yazalım: klamoks, croxilex, klavunat, amoklavin. bu ilaçların hepsi 1000 mg amoksisilin içerir. bu duruma farmasötik eşdeğerlik denir. peki nedir aradaki fark? bunu anlamak için önce biyoyararlanım nedir bilmek lazım.

    biyoyararlanım bir ilaçtan gördüğümüz faydayı ifade eder. yani bize ne kadar etki ettiğini. orijinal ilaç olan augmentinin biyoyararlanımı %100 kabul edilir. yukarıda saydığım muadillerinin de %80-125 arasında olma zorunluluğu vardır.

    gelelim zurnanın zırt dediği yere. kötü gözle baktığımız muadil ilaç, aslında orijinal ilaçtan %25 daha etkili olabilir. bahsettiğim ilaçlardan hangisi %80 hangisi %125 etkili bunu ne doktor ne de eczacı biliyor. ben eczacıyım bilmiyorum. bilen doktor ve eczacıya da rastlamadım. çünkü bu alenen paylaşılan veya kolayca ulaşılan bir bilgi değil. o halde hangisi daha etkili bilmiyorsa doktor neden x ilacını yazıyor veya eczacı neden y ilacını veriyor bunları açıklayalım sonraki paragrafta.

    doktor:
    - ilaç firmasıyla maddi anlaşması vardır.

    - yazdığı ilacı biliyordur, aklına ilk o geliyordur. (piyasadaki muadillerin çoğunu bilmiyor doktorlar, bu bir eksiklik de değil)

    - yazdığı ilacın daha etkin olduğuyla ilgili hastalardan geri dönüş almıştır.

    eczacı:
    - ilaç firmasıyla maddi anlaşması vardır. (hakkıdır, parasını ilaç ticaretinden kazanıyor. zaten adam ilaç firmasından alıyor ilacı, tabi ki oturup pazarlık, anlaşma yapacak. devletten aldığı bir maaşı yok. karını arttırmak istemesi son derece normaldir.)

    - yazılan ilaç elinde yoktur.

    - yazılan ilaç fark çıkarıyordur ve hastalar para vermeye itiraz ediyordur.

    gelelim daha da önemli bir bilgiye. orijinal nedir muadil nedir. orijinal ilaç, o ilacı keşfeden firmanın ilacıdır, muadil ilaç ise gerekli izinleri alıp o ilacı üreten bir başka firmanın ilacıdır.

    beyler türkiye'deki ilaçların neredeyse hepsi zaten muadildir. yani yukarıda bahsettiğim augmentin de zaten muadildir, çünkü amoksisilini keşfeden gsk (augmentini üreten firma) değil ki, hatta k.asitle kombinasyonunu deneyen ilk firma bile değil link. neyin kavgası bu? majezik dediğiniz ilaç muadil mesela. kanser gibi ilaçlarının patent süresi dolmamış hastalıkların dışındaki ilaçların hepsi muadil zaten, hangi orijinalden bahsediyorsunuz siz?

    başlığı açan arkadaşın olayı muadil ilaç değil daha farklı birşey, çünkü muadil ilaç daha ucuz olur genellikle, daha pahalı olmaz. ya o eczacı çok farklı bi kazık denemiş ya da arkadaş yalan söylüyor.

    boşuna dövüşmeyin aldığınız tüm ilaçlar muadildir. sağlık sisteminin, hastanede ve eczanede dönen dolapların, yediğimiz kazıkların içinde muadil ilaç olayı denizde su damlası kadardır. ınsanların en kolay farkettiği şey olduğu için millet bunu dolandırıcılık sanıyor. oysa en dolandırıcılık olmayanı bu.

    son olarak güvendiğiniz, vicdanlı doktorları ve eczacıları tercih edin.

    edit: muadilin muadili diye birşey yoktur. piyasadaki bütün muadiller %80-125 aralığındadır. %80'i baz alıp, onun da %80'ini tutturup %64 biyoeşdeğerlikte ilaç üretilmesi bilgisi hayal ürünüdür.

    kırım kongo kanamalı atesi ekledi; ilaç firmaları genelde %95-105 aralığını tutturmaya çalışıyormuş.

    edit2: beecham ko-amoksilavı ilk kullanan firma fakat zamanla gsk'ya satıldığı için şu anda patent sahibi de gsk oluyormuş bu da augmentini orijinal ve diğerleri için referans ürün yapıyor.

  • bir tane var. oldugunde 69 yasindaydi, yasasaydi 79 yasinda olacakti. 10 sene olacak bu kasim. annemlerin evinin duvarinda, gicik bir mavi duvarin uzerinde duruyor resmi. sanirim tas catlasin 4-5 yasinda. sondan bir onceki cocugu ailesinin. dedem oturmus, kucuk amcam bir esbapla kucaginda. buyuk amcam omuzbaslarini tutmus. canakkale'de surgundeyken sacma bir hastaliktan 14 yasinda olen kucuk halam, dedemin ta o zamanlarda bile cekindigi buyuk halam. babasi ile aralarindaki sorun yuzunden once vermedikleri ve hatta baskasiyla evlendirdikleri, kocasinin vefatini duyar duymaz, kendi karisini birakip kosa kosa atinin terkisine atip kacirdigi babaannem. bacaklarinin arasina sikismis, sifir trasli, ayagindaki naylon ayakkabilari acele ile ters giyilmis babam.

    insan ozluyor babasini. o sifir trasli, ters naylon ayakkabilari ile. o surgun sehrinde kendi babasinin bacaklari arasina sikismis cocugun, dunyadan ayrilisinin uzerinden 10 sene bile gecmis. dusununce, uzucu aslinda ama guzel ayni zamanda. babasinin cocukluguna soyle bir goz atabilmis sanslilardanim ayni zamanda.

    annemin hic cocukluk fotografi yok mesela. o yuzden bana hic cocuk olmamis gibi gelir. annesiz buyuyen cocuklar, cocuk kalamiyorlar galiba. annemin de cocuk oldugunu dusluyorum simdi...
    tam zamani...

  • irak'ta 1,5 milyon insan ölür, bu katliamın en büyük ortaklarından biri de katillere üs sağlayan türkiye'dir, bu dinci sadece dergilerinde "dualarımız seninle ırak" demekle yetinir. şefi ise "abd askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmesi için dua eder. (bkz: abd askerleri için dua ediyorum)

    lübnan israil tarafından yerle bir edilir, yüzlerce sivil insan katledilir, bu dinci "israil siyonizminin müslüman düşmanlığından" bahseder maklubesini yerken geğirikler eşliğinde. şefi ise katliamın sorumlularından olan ehud olmert tarafından "ortadoğu'da örnek lider" ilan edilir.

    filistin halkı katledilir, topraklarından sürülür, "ah mescid-i aksa gölgende bir namaz kılabilsem" temalı şiirler paylaşır facebook'tan bu yobaz; şefi ise israil pilotlarının konya'da eğitilmesine daha düne kadar olur vermiş, eli kanlı katilleri meclislerinde konuşturmuştur. (bkz: şimon peres)(bkz: ariel şaron) http://dunyadanceviri.files.wordpress.com/…aron.jpg

    işte bu güzide dincimiz beni hiç şaşırtmayan riyakarlığıyla irak'ta, lübnan'da, filistin'de arap halkını satan bir lidere taparken bir yandan hesaplaşmayı ahirete saklamayı salık verir tabanına ama nedense konu suriye olunca birden oldukça dünyevi talepler dile getirmeye başlar. türk ordusu suriye'ye girsin diye kampanyalar düzenler. gerekirse sınıra dayanır. (bkz: türkiye ordusu suriye'ye girsin)(bkz: suriye için sınırlara dayanıyoruz)

    dikkat edilirse ilk işgallerde duadan, namazdan başka zıkkım bilmeyen bu yobaza göre orada ölenler de insan oldukları için değil müslüman oldukları için değerlidir.

    sevdiği mücahitçikleri "suriye'yi alevi mezarlığı haline getireceğiz" derse "anladığınız dilden açıklama" der.
    canı mücahitçiklerinin türkiye ve katar tarafından fişteklendiği ortaya çıkarsa "esad'a karşı ne yapsalardı, oturup bekleseler miydi?" der.
    abd müdahalesini evla görür, nato'nun gözünün içine bakar.

    sonra açıp facebook'unu "tabii suriye'de petrol yok ya onun için müdahale etmiyorlar" diye döşenir.

  • başlık: nihayet bugün ben de otobüste ayar verdim

    bugün sabahtan akşama kadar sandalyede oturmuş olmanın verdiği yorgunlukla otobüsle eve giderken, yayıla yayıla oturduğum koltuğa bir teyze geldi. baktı, baktı bir daha baktı. ben de ona baktıktan sonra camdan dışarı çevirdim başımı. teyze:

    -bu yaşa gelmişsin, yaşlılara yer vermeyi öğrenmelisin artık, dedi.

    -bu yaşa gelmişsin, kendi ayakların üzerinde durmayı öğrenmelisin artık, dedim.

    otobüste 2 saniye sessizlikten sonra bir kahkaha koptu. sonra da ilk durakta beni dışarı attılar. bu da böyle bir anımdır.

  • fiat 131 orijinalinde 1974 ile 1984 arası italya'da üretilmişti. tofaş fabrikası da 1976 senesinde aynı arabayı murat 131 adını kullanarak üretimine başladı. arabanın ikinci jenerasyonuyla beraber de fiat 131, tofaş şahin ve tofaş doğan olarak isimlendirildi.

    fiat regata ise, italya'da fiat 131 yerine 1983'te üretimine başlandı. ama türkiye'ye bu araç gelmedi ve tofaş şahin ile tofaş doğan'ın üretimlerine devam edildi. yani 1984'te avrupa'da eski kasa statüsüne germiş bir otomobil modeli, bizim ülkemizde 0 araç olarak üretilmeye devam ediliyordu. ancak 80'li yılların sonuna doğru da yeni bir kasa gereksinime pazarda ihtiyaç duyulmaya başlandı. tofaş'ın bu noktada 1987 senesi gibi fiat regata'nın üretimine başlaması, gecikmiş de olsa kabul edilebilir bir hareket olabilirdi. ama koç grubu onun yerine, bu arabanın kalıbını fiat 131 şasisine uyarlayarak, millete yeni kasa tofaş şahin ve tofaş doğan diye kakalamaya başladı.

    sonuçta ortaya çıkan araç, fiat regata'nın fiat 131 boyutlarına uyarlanmış ve eski teknolojiliye sahip bir otomobildi. üstelik bu aracın kalıpları fiat 131 şasisine uyarlanabilmesi için daha da çirkinleştirilmişti. yani fiat regata türkiye'de sadece kalıbının kullanıldığı, fakat yürüyen aksamının hiçbir zaman ülkemize getirilmediği bir fiat modelidir.

  • 2 üst katımda komşular var. çocuklar o kadar çok koşuyor ki bina komple sallanıyor. bir üst kat komşum, köpek aldı ve ev ahalisinden birisinin temizlik takıntısı var. günde 3 defa süpürge açılıyor. köpek sabaha karşı havlıyor. tüm apartmanda yankılanıyor. 2 alt komşum, havlama sizden mi geliyor diye geldi üst kata yönlendirdim. kaç defa dedim. saldırmamak için kendimi zor tutuyorum. sinir stres hastası yaptılar. elim ayağım titriyor artık. günlük hayat gürültüsü bile evde büyüyor. çünkü ben gürültü yapmıyorum. evden çalışıyorum. şu anda ev de değiştiremiyorum ki değiştirsem ne kadar fayda edecek. taharet musluğu sesi duyuyorum ya taharet musluğu! be hayvan oğlu havyan lan bu evi 3 cm perde betonla mı yaptın be itin evladı!? evde yürürsen davulun içindeymiş gibi ev sallanıyor. yeni bina. ne yapacağım bilmiyorum. kafayı yiyeceğim. bunun bir yönetmeliği, bir şeyi yok mu? tüm türkiye'yi adamlar bu şekilde inşa etti. kaçış yok. müstakil evi olan semtler ya çok fakir ya çok zengin. nasıl olacak?

    ya kardeşim normal ülkelerde, eğitimli insanlar sınıf atlıyor, kendi sınıflarındaki insanlarla mutlu mesut yaşıyor. parayı bu mağara itleri buldu. şimdi paraları ile kafamızı s*kiyorlar. bize kakaladıkları leş evlerde bizi yaşamaya mahkum ediyorlar. aynı kendi inşa ettikleri bu ucubeler ülkesindeki gibi. her alanda gerileme yaşanır mı be her alanda!! bu işler yurt dışında nasıl oluyor kardeşim? insanlar bir arada nasıl yaşıyor. en rahat olması gereken yer, senin cehennemin oluyor. daha da çok evlere kapanmak durumunda kaldığımız şu günler katlanılmaz halde.

    edit: imla

  • iki lafı bir araya getiremeyen ve duruma göre konuşan yarışmacıları olan program.

    + bunda sirke kullandın mı?
    - ııı (tepkiyi ölçüyor) kullandım şefim.
    + ama bu yemeğe sirke konmaz.
    - çok az kullandım hatta kullanmadım şefim.
    + gerçi yüksek ısıda bir miktar koyabilirsin.
    - kullandım şefim. çok az ekledim.
    + ama çok fazla sirke geliyor.
    - biraz kaçırmış olabilirim.
    ++ ben sirkenin fazla gelmesini seviyorum.
    - o yüzden çok koydum şefim.

    bu nasıl bişeydir! koyduysan koydum de. koymadıysan da koymadın...
    sürekli bu tarz muhabbetler dönüyor.
    inanılır gibi değil.