hesabın var mı? giriş yap

  • adını bilmediğim, babasıyla birlikte "boyun eğme" tshirt'üyle yürüyen kk'nın oğluna bakıyorum sonra bilal erdoğan'a...

    kocasıyla birlikte yürüyen ve ," eşi olarak değil bir birey olarak yürüyorum " diyen boynunda yaşmağı,sırtında düz yeşil tshirtüyle selvi hanım'a bakıyorum sonra emine erdoğan'a...

    "adalet pankartı, atatürk posteri ve türk bayrağı dışında hiç bir şeyle gelmeyin, bu bir parti mitingi değil, herkesin adalete olan ihtiyacı için yürüyorum" diyen kılıçdaroğlu'na bakıyorum sonra, "biz lütfettiğimiz için yürüyebiliyorsunuz" diyen, herkesle ama herkesle kavgalı erdoğan'a bakıyorum...

    umarım bu ülkeye, umut, huzur, güler yüz, hoşgörü ve adalet hakim olur diyorum.

    şüphesiz ki türk siyasi tarihinin en büyük hareketlerinden biridir. ayağınıza, aklınıza sağlık...

  • alır hakkıdır. ama bir daha oradan alışveriş yapmamak da bizim hakkımızdır. esnaf böyle ufak tefek şeylerin peşine düşerse çok kaybeder. bu kadar keskin sınırlarla iş yaparsa, biz de standartların olduğu büyük firmalara yöneliriz. aynı kaliteyi aynı fiyata alırız.

  • dünyanın en saçma kanunlarında başa oynar. benim parasını ödeyip, yasal olarak aldığım bir telefonu ne zaman kullanacağımdan size ne? yarın öbürgün ne zaman işeyip sıçacağımız konusunda da mı kanun çıkaracaksınız?

  • 4 ay önce set çalışanlarına aşı hakkı tanınmalı biz sürekli dışardayız diye ağlıyordu, dün covid şüphesiyle hastaneye gitmiş story atmış diyor ki 'negatif çıkayım hemen aşı olacağım vakitsizlikten olamadım.' tatillerden sıra gelmedi yan etkisinden tırstım demiyor da.

    bu kadını daha kimse bilmezken ve sosyal medyada yeni yeni aktifken çok severdim, sonra her şeyi şov her şeyi reklam oldu.

  • bu korkuyu yaşayan insanın kesinlikle evliliğe kalkışmaması gerekiyor. yıllarca evliliğe hiç hazır olmayacağımı düşündüm. evlilik hep korkutucu gelmiştir bana (muhtemelen ailemde ve arkadaşlarımda gördüğüm muhteşem evlilikler nedeniyle). saçma sapan kurallar koyarım hep 32'den önce evlenmem, ilk erkek arkadaşımla evlenmem vs gibi. hepsi hikayeymiş arkadaş. meğer ben bu yaşıma kadar evlenmek istememişim. şimdi yırtınıyorum "o adam" tek taşla gelsin diye. gel gör ki ilahi adalet! bu seferde "o adam" ağırdan alıyor. az kaldı ben çiçek pasta çikolata alıp anasının kapısına dayanacağım "allah'ın emri..." diye. istiyorum ulenn istiyorum.

    burdan herkeslere sesleniyorum. kimse panik yapmasın, gerçekten evlenmek istemeden evlenmesin, doğru kişi mi evlendiğim diye en ufak bir şüphe varsa bırakın gitsin. doğru kişi var, emin olun, kendinize güvenin.

    kimle evlenilir:

    - gerçekten güvendiğinle
    - senden zeki olduğunu düşündüğünle
    - seni asla yalnız bırakmayacağına emin olduğunla
    - düşmene izin vermeyip elinden tutup seni yukarı çekenle
    - seni ezmeyenle
    - seni ağlarken güldürenle
    - kavga ederken bile keyif aldığınla
    - her an sarılmak istediğinle
    - elini bırakamadığınla
    - yanındayken dokunma ihtiyacı hissettiğinle
    - üstüne yanlislikla kola döktugunde bile elini bırakmayanla
    - herkesle gururla tanıştırdığınla
    - hayal kurmayı sevdiğinle
    - konuşmayı sevdiğinle
    - saygı duyduğunla
    - sana saygı duyanla
    - birlikte zaman geçirmeyi sevdiğinle
    - aynı evi paylaşmak istediğinle
    - birlikte yaşlanmak istediğinle
    - birlikte çocuk(lar) yapmak istediğinle
    - ortak hayallere ve hedeflere sahip olduğunla
    - kültür seviyesi seninkiyle denk olanla
    - aşık olduğunla
    - gerçekten sevdiğinle
    - tipine bayıldığınla
    - huyuna bayıldığınla
    - seni defalarca etkileyebilen ve şaşırtanla
    - defalarca seni kendine aşık edenle
    - her durumda iyiliğini istediğinle
    - ailesi şeker gibi olanla
    - ailenin onayladığı kişiyle

    çok uzun bir liste gibi görünse de hepsi oluyor.
    doğru zaman, doğru insan var.

    edit: ve aradigimi buldum.. o'nunla evlendim..

  • irlanda özgürlük hareketinin yüzyılımızda yetiştirdiği en önemli isimlerden biri. ira'nın kurucularından ve irlanda'ya özerklik kazandıran liderlerin önde gelenlerindendir. collins 1890'da west cork'un ufak mezrası sam's crossing'de doğdu. babası michael john collins, annesi marienne o'brien ile evlendiğinde altmış yaşındaydı. michael evliliğin sekizinci ve en genç çocuğu oldu... babası bir çiftçi olan michael çocukluğunu woodfield çiftliğinde geçirdi. babasını altı yaşında kaybetti.

    michael ilköğrenimini lisavaird'de tamamladı. burada tanıştığı öğretmeni dennis lyons daha sonra hayatını şekilllendirecek irlanda özgürlüğü fikrini ona ilk sunan olacaktı. lyons ingilizleri adadan kovmaya çalışan irish republican brotherhood'un (irb) bir üyesiydi. okumayı seven michael kızkardeşi mary anne'in de desteği ile irlanda bağımsızlığını destekleyen thomas davis gibi yazarların takipçisi oldu.

    annesi michael'ın başının derde girmesinden korktuğundan onu clonakilty'ye kardeşi margaret ile yaşamak ve postanede çalışmak üzere yolladı. burada michael part-time olarak kayınbiraderinin de çalıştığı yerel gazete west cork news'de iş buldu. burada geçirdiği birbuçuk sene içinde daktilo kullanmayı öğrendi ve yerel spor olayları hakkında yazılar yazdı. michael bundan sonraki dokuz yılını londra'da kızkardeşi hannie'nin yanında geçirecek ve west kensington postal savings bank için çalışacaktı. londra'da geçirdiği yıllar içinde collins irb'nin ilk sekreterlik ve yöneticilik görevlerine kadar yükseldi.

    collins 1916 yılında irlanda'ya döndü ve dublin'deki paskalya yortusu ayaklanmasında ufak da olsa bir rol üstlendi. ayaklanmanın başarısızlığı ve liderlerin tutuklanmasının ardından collins'de tevkif edilerek önce richmond barakalrına oradan da galler'deki frongoch hapisanesine gönderildi. burada kurduğu bağlantılar sayesinde salıverildiği 1916 aralığında irb'yi yeniden organize etmeye hazırdı.

    direnişin organizasyonunu üstlendiği 1917 ve 1918 seneleri içinde sinn fein'in yöneticiliğine kadar yükseldi, karmaşık bir haberleşme ağı kurdu ve oniki havari isimli bir suikast şebekesini düzenledi. 1919 yılında dostu harry borland ile birlikte londra'ya geçerek direnişin önde gelen liderlerinden eamon de valera'nın hapisten kaçışına yardımcı oldu. tüm bu olayların sonunda collins yeniden organize olmuş irlanda direnişinin en önemli askeri kanat liderlerinden biri ve de ingilizlerce en çok aranan yöneticisiydi.

    1919 yılı ocağında irlanda ayaklanması yeniden soloheadbeg'de meydana gelen ayaklanmalar ile ateşlendi. irlanda'lı ayrılıkçıların hedefleri kraliyet irlanda yönetimi'ydi ve sinn fein'in bu terör hareketinin planlamasını yapan collins'di. amaçları ingiltere'yi daha sert denetime zorlayacak şekilde kışkırtmak ve kamuoyunu irlanda davası lehine çevirmekti.

    1919 yılı ortalarında irb gönüllü mücadelenin en önemli örgütü halini almıştı. collins örgütün başkanlığı yanında ayrılıkçıların meclisi dail'in finans bakanlığında ve yeni kurulmuş ira'nın komuta kadrolarından birinde yer alıyordu. yılın haziran ayında de valera destek toplamak için amerika'ya gittiğinde yetkilerinin önemli bir bölümü yardımcısı arthur griffith'e onun tutuklanmasının ardından da collins'e geçmiş oluyordu. ancak de valera ile collins arasında izlenecek yöntem konusunda uyuşmazlıklar vardı. 1916 isyanından sonra valera irb'den ayrılmış ve 1919 yılı başında ira'nın kurulmasında öncü rol oynamıştı.

    ingiltere 1919 yılındaki gerginliğe sert karşılık verdi. siyah ve turuncular adı verilen ve birinci dünya savaşında savaşmış tecrübeli askerlerden oluşan özel güçler irlanda'da sıkı yönetim uygularken ira ve irb gibi silahlı direniş güçleri şehirde ve kırsalda gerilla savaşına yöneldiler. kendi topraklarında çarpışıyor olmaları ve kırsal hakkındaki bilgileri direnişçilerin silah yoksunluğunu kapatıyordu.

    21 kasım 1920'de michael collins'in ekibi, 12 havari, aynı gecede gerçekleştirdiği suikastlerle 14 ingiliz subay ve muhbirini ortadan kaldırarak ingiliz gizli haberalma teşkilatının irlanda'daki faaliyetine çok büyük bir darbe vurdu. ancak ingilizler karşılık vermekte gecikmedi. siyah ve turuncular corke park'da gerçekleşen futbol maçında kalabalığa ateş açtı. 12 sivilin hayatını kaybettiği olay tarihe kanlı pazar olarak geçti.

    mayıs 1921'de ira dublin gümrük ofisini ateşe verdikten sonra ingiliz kuvvetleri derin bir sempatizan avı başlattı. bunun sonucunda pek çok ira militan ve sempatizanı yakalanır ya da öldürülürken örgüt taraftar ve silah bulma yönünden zor günler yaşamaya başladı. ancak tüm bu olaylar kamuoyunun irlanda mücadelesine bakışını değiştirmiş, özellikle de valera sayesinde amerika ingiltere üzerine yoğun bir siyasi baskı kurmaya başlamıştı. sonuçta sorunun çözülmesi için masabaşına oturma gündeme gelecekti.

    12 temmuz 1921'de başlayan ilk görüşmeleri irlanda adına de valera'nın yönetimindeki bir delegasyon devam ettirse de kısa sürede iki delegasyon arasındaki anlaşmazlıklar görüşmeleri çıkmaza sokmuştu. eylül ayında konsey başkanlığına seçilen de valera devam eden konferanslarda politik bir zafer kazanmanın imkansızlığını gördüğünden görüşmelere katılmak yerine michael collins ve arthur griffith'i delegasyon başkanı olarak londra'ya gönderdi.

    collins her ne kadar asker olduğu ve diplomatik yeteneklerden yoksunluğu yüzünden görevi geri çevirmeyi denese de dail'de yapılan oylama sonucunda delegasyon başkanlığı kesinleşmiş oluyordu. ancak irlanda delegasyonu sir lloyd george liderliğindeki ingiliz delegasyonu karşısında tecrübesiz ve çaresizdi. görüşmeler sonucunda collins kuzey irlanda'yı (ulster) ingilizlere bırakmak zorunda kalıyor ve irlanda ancak ingiliz tacına bağlılık bildirmek koşuluyla yarı bağımsız bir statüye kavuşuyordu.

    ancak bu şekliyle imzalanan anlaşma dail'in çok önemli bir kısmını kızdırmıştı. de valera sorumluluğu üstlenerek görevinden istifa etti. yerine arthur griffith seçilirken michael collins'e de yeni kurulan bağımsız irlanda silahlı kuvvetlerinin yönetimi veriliyordu.

    bu gelişmeleri de valera'nın da içinde bulunduğu ayrılıkçıların başlattığı ayaklanma izledi. ayaklanma bir iç savaşa dönüşürken 28 temmuz'da collins isyancılarla sıcak çatışmaya girilmesine izin verdi. geçen bir yıl içinde iç savaş kanlı bir şekilde anlaşma taraftarları lehine sonuçlanacaktı. ancak collins lideri olduğu bağımsızlık mücadelesinin sempatizanları tarafından artık bir hain olarak görülüyordu.

    22 ağustos 1922'de, anlaşmayı birlikte imzaladığı arthur griffith'in ölümünden on gün sonra, doğduğu topraklar olan cork bölgesine yaptığı bir teftiş gezisi sırasında beal na mblath adı verilen bölgede collins'in konvoyu saldırıya uğradı. hayatını kaybeden sadece collins'di; bu yüzden bugüne kadar michael collins'in anlaşma karşıtları tarafından mı yoksa kendi ordusunun askerleri tarafından mı öldürüldüğü tartışma konusu olmuştur.

    collins, irlanda bağımsızlık mücadelesinin ilk dönem ateşleyicilerinden biridir. ondan önce ve sonra pek çok ve daha başarılı irlanda'lı ayrılıkçı olmasına rağmen o belki de mücadelenin en karizmatik ve en sivri figürü olarak akıllarda kalmayı başarmıştır.

  • türkçe bilen marvel comics karakteri.

    detayları paylaşmadan önce, çizgi romanlarla ilgili bilinmesi gereken bir durum var; karakterler hikaye gereği ingilizce dışında başka bir dilde konuşuyorsa, konuşma balonunda diyaloglar yine ingilizce olarak yazılır fakat başına sonuna küçüktür - büyüktür işareti konulur, "`<" ve ">`". örneğin hikayede bir karakter türkçe olarak "selam, nasılsın? baban nasıl?" diyorsa konuşma balonunda <hi, how are you? how is your father?> diye yazılır. bu bilgiyi aklımızda tutarak wolvie'nin hikayesine geçelim.

    hayatından entrika eksik olmayan karakterimiz wolverine, bu uzun hayatının çeşitli noktalarında kendisine sorunlar çıkarmış olan bir karakter olan romulus'tan illallah etmiştir, kafasını kesmek istemektedir. wolverine'in kendisine benzeyen bir de oğlu vardır daken adında, ki bu oğluyla da romulus'un manipülasyonları yüzünden arası bozuktur. fakat yine de entrikalar gereği daken ve wolverine bir olup romulus'u öldürmeye karar verir, bu yüzden farklı farklı yerlerde gizlice buluşurlar. bu buluşmalardan birini de ankara'da yapmaya karar verirler.

    daken ankara'da cafede oturuyor

    bu buluşma sırasında tartışmaya başlarlar, sonra wolverine öğrenir ki daken arkasından romulus'la iş çevirmiş, vay hayın evlat deyip muramasa kılıcını saplar daken'a. olaylar daha büyür, romulus'un kendisi gelir, hulk'ın oğlu skaar falan da dahil olur, ankara'da tansiyon gerilir. derken beklenmedik bir şey olur ki bu, çizgi romanlarda gördüğüm en absürt şeylerden biridir; romulus'un tuttuğu kürtler saldırır.

    wolvie kürtlere şaşırıyor

    işte bu noktada sivil kaybı azaltma noktasında harekete geçen wolvie saldırının yapıldığı yere koşturup binanın içine girer ve içerideki adama dışarı çıkmasını, binanın çökeceğini söyler. adam da "hayır çocuklarım hala içeride" diye cevap verir.

    türkçe konuşuyor

    işte bu resimde de görüldüğü üzere bu diyalog küçüktür büyüktür işaretleri ile yazılmış, bu yüzden diyalog ingilizce dışında bir dilde oluyor ki ankara'nın orta yerinde gerçekleşen bu diyaloğun dilinin türkçe olduğu akla ve mantığa yatkın geliyor. türkçeyi neden ve nasıl öğrendiği de bir muamma tabii. birinci dünya savaşı'nda gelibolu'da savaşan newfoundland birliğiyle gelip de mi öğrendi, yoksa yaşadığı fırtınalı hayat mı onu bir şekilde türkçe öğrenmeye itti, bilemiyoruz. belki soğuk savaş döneminde türkiye'de bulunan bir ajandı, belki de eskişehir'de bir erasmus öğrencisi. belki emekli salih öğretmen, belki iş insanı ali bey.

  • evet, kelimenin tam anlamıyla tüyleri diken diken eden, üzen, düşündüren kliptir. evet, zor işimiz zor!

    klip

    nasıl bir döneme denk geldik, değil mi?