hesabın var mı? giriş yap

  • bu sözlüğe neler oluyor ya. 3 tane genç doktorun özkıyımına nasıl doğal seleksiyon dersiniz. anlamını bile bilmediğiniz kavramları yersiz yersiz kullanmayı kesin artık. yazdım yazdım sildim. çok üzücü.

  • "anladıysam arap olayım" bir galât-ı meşhûrdur. aslında türkçe'de "arap olmak" diye müstakil bir deyim veya bir kullanım yoktur. deyimin aslı "anladıysam a'râb olayım"dır. yâni "arap" başka şeydir, "a'râb" başka bir şeydir.

    deyimin aslındaki kelime “arap” değil “a’râb”dır. "a’râb”, “arab” kelimesiyle aynı kökten gelir. arapça'da herhangi bir kavmin bedevîlerine "a'râb" denilir. şehir, kasaba veya köylerde yerleşik hâlde yaşayan medenî topluluklara arap dahi olsa “a’râb” denmez.

    elmalılı muhammed hamdi yazır, “şehirli bir arab’a ‘yâ a’râbî!’ diye hitap edilecek olursa, hakarete uğradığını düşünür ve bu onu hiddetlendirir” dedikten sonra şunları yazıyor: “bunun aslını bilmeyenler arap ile a’râb lafızlarının söylenişlerini ayırd edemezler de halt ederler yani karıştırırlar: a’râb diyecek yerde arap derler.”

    arap dilcilerinin izahatına göre önceleri çölde göçebe hâlde yaşamış olsalar bile bilâhare yerleşik hayata geçmiş kimse yahut topluluklar da “a’râbî” değildir. buna mukabil hakikî a’râbîler de zaman zaman ihtiyaçlarını karşılamak için şehre inseler dahi a’râbî vasfından kurtulmuş olmazlar.

    esasen “a’râb” bir topluluğun özel ismi değil, bir “tip”in adıdır. çölde yaşamaları, göçebe olmaları bizâtihî ayıplanma sebebi değildir. bu hayat tarzının tabii olarak inşa ettiği câhil, kaba, inatçı, katı, görgüsüz ve idrâki kıt bir insan tipidir takbih sebebi.

    hâsıl-ı kelâm: "a’râbîlik" araplar'a mahsus değildir. her milletin a’râbîleri olabilir. “anladıysam a’râb olayım” deyimini arapları aşağılamadan doğru kullanmaya itina göstermek, insan hakları, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık, hakîr görme, aşağılama, dışlama gibi günümüzde mücâdele edilmeye çalıştığımız ve fakat bir türlü de önünü, önlemini alamadığımız bilimum istenmeyen, beğenilmeyen, kötü, kaba, cehâlet ürünü, katı, görgüsüz, idrâki kıt bir insan tipinin hâl ve hareketi, yâni "a'râbî" bir anlayıştır.

  • + sigara içiyor musunuz?
    - içmiyorum.
    +hah bu da çok iyi. genel müdürümüz sigara içen elaman istemiyor
    -neden ki?
    +işte bağımlılık olarak görüyor bunu, zayıflık olarak görüyor. bir de çok molalı çalışıyorlar tabi.
    -ben de günde en az beş kere çişe çıkarım.
    +(...)
    -en az bir kere de sıçarım.
    +(...)
    -ama tabii nereden bilecek ki sayın genel müdür bunları.
    +(...)
    -sigara içmiyorum demiştim, siz de çok güzel demiştiniz. oradan devam edelim konu bulanmasın.

  • ev sahibine ders vermek isteyen kiracidir. evet, ampülü söküp goturmek biraz ucuz kaliyor ama evde oturdugu surec icerisinde ev sahibi tam bir hiyar ise cok iyi yapmistir. eger eve girildiginde ev bir virane iken ev sahibi yapmasi gereken hicbir seyi yapmamissa, tuttugu evi cok sevdigi icin onu evi yasanabilir ve hatta muthis hale getiren kiraci ise, ev sahibi denilen hiyar hicbir seye elini uzatmadigi gibi her ay aksatilmadan aldigi kiranin artisini beklemis ise, buna karsilik her yil kanunun ongordugu sekilde bekledigi artisi almis olmasina ragmen daha fazlasini talep etmek icin kiracisini avukat araciligi ile taciz ettiyse, kiraci cikip giderken degil ampülü, yaptirdigi her seyi mentesesine, vidasina kadar söker goturur. kullanip kullanamamasinin hicbir onemi yok, kapinin onundeki cope atar, eskiciye verir ama ev sahibine yar etmez. hayat dersi: herkese hak ettigi sekilde davranilir.

  • 94'de türkan saylan ve ekibi beni ikna odasına almışlardı. başörtünü çıkar dediler. direndim! oğlum sen erkeksin çıkar şunu dediler. direndim!

  • lan çayı şekersiz içmenin kaloriyle alakası yok yok. çayı şekersiz içtin mi tadını daha iyi alıyorsun. şekerlisi şerbet gibim bir şey oluyor.

  • dünyada eşi benzeri görülmemiş bir toplumsal deneyin ortasındayız. hakikaten üzerine hukuki tez yazılacak cinsten bir durum bu. ortada bir mevzuat yok (varsa söyleyin avukat olarak ben bulamadım) , yetkililerin "doğrudan" alkol yasağı olduğuna dair bir söylemi yok ; sadece toplumsal olarak böyle bir söylem var ve toplumun neredeyse tamamı bunu kabul ederek bu yasağa uyuyor ya da varlığını kabul ediyor. kitlesel histeri yoluyla kanun uydurup buna uyan dünyanın ilk toplumu olarak tarihe geçtik sanırım.