hesabın var mı? giriş yap

  • alkollu ya da alkolsuz içecek ısmarlayabileceğim yazarlardır...

    gruba dahil olan yazarlara not: hemen heyecanlanmayın lan... erkeğim ben de... olum sizin etrafınızda illa karılı kızlı ortam vardır... ben en son ilkokul beşinci sınıfta bulundum öyle bir ortamda... ortamdaysanız bir mesaj uzağınızdayım... bir mesajınız yeterli...

  • metro turizm'in yönetmeliğinde açıkça belirtilmiş eylem ;

    "baş kaldırmalarından endişelendiğiniz yolculara (önce) öğüt verin, (etkili olmazsa) onları koltuklarında yalnız bırakın, (o da olmazsa, son çare olarak sınırları aşmamak şartıyla) onları (iz bırakmayacak şekilde, suçlu oldukları hasebiyle) dövün." (galip 34)

  • hem ünlü hem siyasal islamcılara farz olan ibadetler;

    en aykırı hayatı yaşayıp muhafazakâr ayaklarına yatmak
    türbanlı fotoğraf paylaşmak
    namaz kılarken fotoğraf çektirmek
    hac ibadeti sırasında selfie çekmek
    kûn feyekûn.

  • bu ülkede gerçekten insan hayatının hiç mi kıymeti yok dedirten olaydır. üç beş kişi mamadan zengin olacak diye şehrin ortasında survivor yaşıyoruz.

  • 500 diyanet personeli için alanya'da 5 yıldızlı alan xafira deluxe resort hoteli'ni 5 günlüğüne kapatmışlar.

    https://twitter.com/…k33/status/1465695467598057475

    ekonomik çöküşün ortasında vergilerimizle şu anda açık büfe keyfi yapıyorlar. oradan dönüp millete porsiyonlarınızı küçültün, israftan kaçının, 2 kilo yerine 2 adet domates alın diyecekler yüzsüzce.

  • güvenliklerin sürekli kapı açılışlarında durup uyarması. dinlemeyen yolcuları kollarından tutup idari işlem başlatması. ankara'da vardı bi ara 20 tam bilet cezası yazılıyordu tak diye. bir ay uygulasınlar bu sistemi sonra ara ara ceza yazmaya devam etsinler. bir kişi bile hanzoluk yapabiliyor mu sonra konuşuruz.

  • zekanın farklı tipleri ve farklı tanımları olduğu için bu çok geniş bir soru. cevabı da geniş tutmak için zekayı beynin bilgiyi işleyebilme becerisi olarak basitçe tanımlayalım ve tartışalım.
    beynin bilgiyi işleyebilmesi nöronlar arasındaki bağlantıların sayısına, işlevselliğine ve bu süreçlerde rol alan proteinlerin miktarına/kompozisyonuna bağlıdır. bunları hem genetik faktörler hem de çevresel faktörler belirler.
    beyindeki sinaps sayısı, işlevselliği ve protein kompozisyonu sabit değildir ve aktiviteye göre değişiklik gösterir (bkz: sinaptik plastisite). yani beyninizi ne denli entelektüel aktiviteler için kullanırsanız beyniniz o kadar bu fonksiyonlara uygun kalır.
    (caps lock on) ancak (caps lock off) beynin buna uyum sağlama becerisi yaşla birlikte azalır. yani özellikle yaşamın ilk yıllarında beyninizi ne denli aktif kullanırsanız o kadar zeki olursunuz denebilir. örneğin çocukların dil öğrenme becerisi.
    deney hayvanlarındaki çalışmalar göstermektedir ki gençlik döneminde öğrenme süreçleri toplam sinaps sayısını artırmaktadır. ilerleyen dönemlerdeki öğrenme süreçleri ise sinaps sayısından öte sinapsların büyüklüğü üzerinden etki etmektedir. ayrıca genç hayvanların beyinlerinde sessiz sinapslar dediğimiz fonksiyon görmeye hazır ancak adından da anlaşıldığı gibi o an için sessiz sinapslar bulunmaktadır (bkz: silent synapses). öğrenme süreçleri ile birlikte bu sinapslar hızla aktifleşir ve genç yaştaki öğrenme becerisinin artmasından sorumludur.
    genetik faktörlerin önemi elbette çok büyük ancak doğrudan değiştirmemiz mümkün olmadığı için bu entry'nin kapsamının dışında tutulmuştur.

    özetle beyninizi yüksek devirde çalıştırın ve synaptic plasticity'e güvenin.

  • *ilişkilerimde acaip istikrarlıyım. nasıl başlarsa başlasın her seferinde terk edilmeyi başarabiliyorum.
    *kimseden vazgeçemedim, her terk eden adamı özlüyorum.
    *tek sevdiğim adamı, eski gerçek sevgilimi unutmaktan çok korkuyorum, onu beklemek hayat amacım gibi çünkü. unutunca kimsesiz ve yalnız hissetmekten korkuyorum. çok hastalıklı bir düşünceymiş bu.
    *ilk kez yirmi üç yaşında öpüştüm, gerçekten aşık olduğum adamdı, o adamla evleneceğimi sanmıştım, (aptallık) terk edince döner sandım, şimdi nişanlanmış istisnasız her gün açıp nişanlısıyla fotoğraflarına bakıyorum, dönse istemem, ama içim acıyor yine de. iki yıl oldu. kız da aynı motora benziyor.
    *her ilişkimden sonra pişman oluyorum, hiç iyiki demedim.
    *aşık olduğum üç adamın da ismi aynı (hep istikrar)
    *neredeyse hergün ağlıyorum. zorlanıyorum yaşamakta. ama öyle mutlu görünüyorum ki, korkuyorum kendimden.
    *yeni doğan bebekleri görünce hep ağlıyorum, nasıl bir hayatı olacak kimbilir diye, çekeceği acıları düşünüp...
    *çok sevgilim olmadı ama hiçbiriyle bir tek fotoğrafım bile yok. çünkü hiçbirisi fotoğraf çektirmeyi sevmezdi, hep öyle söylerlerdi. ama başkalarıyla kare kare fotoğraflarını görüyorum zaman sonra. bunu hak etmek için sadece her seferinde seviyorum.
    *etrafımdaki anneler, ya da teyzeler beğenip birileriyle tanıştırmaya kalktıklarında kendimi çok beceriksizmiş gibi hissediyorum, özellikle bu yüzden bu tarz ilişkilere gelemiyorum.
    *yazdıklarımı okuyunca kendime acıdım.