hesabın var mı? giriş yap

  • devletin saçma sapan işidir. allah aşkına kendinizi bu kızın ailesinin yerine koyun. 23 sene boyunca emek veriyorsun, canından can katıyorsun, ona iş güç kazandırıyorsun ama ceberrut devlet kızcağızın diplomasına el koyuyor ve diyor ki; "benim için 1-2 yıl çalışmazsan o diplomayı alamazsın."

    ulan cizre dediğin yerde kimsenin güvenliği yok, şehrin ortası bir anda çatışma yeri oluveriyor ama devlet buna rağmen oraya seni atıyor. orada bir savaş var ve devlet seni sivil halinle, diploma almamakla tehdit edip oraya git çalış diyor.

    siz kendi kızınızı cizre'ye gönderir misiniz? bu nasıl iştir? bu nasıl adalettir? bu nasıl devlettir?

    8 yıl sonra gelen edit: çok yanlış ve çok duygusal düşünmüşüm, kabul ediyorum hatalıyım.

  • tuzlama işleminin bebeği 2 kilo billur tuz'a bandırmak olduğunu sananların hezeyanı.

    ben geçmiş deneyimlere inanırım. bebeği doktorlara danışarak büyütmek son 20 yılın olayı. milyonlarca yıldır kadınlar çocuk doğuruyor ve çocuk bakımında genellikle en eski yöntemler işe yarıyor.

    bebek tuzlama olayı işlem görmemiş doğal okyanus tuzunun bir miktar memba suyuna karıştırılmasıyla yapılır. bir miktar tuz bir miktar suyla karıştırılır, bebeğin kokması olası yerlerine sürülür, azıcık beklenir ve yıkanır.

    ben sadece adet yerini bulsun diye yapmıştım ancak bir yaz bebeği olan kızımın bebeklere özgü (aslında çok da sevimli bir koku) oluşan ter kokusunu anında kesti. anlatsalar inanmam.

    su, bebeğe içirilmediği için dehidratasyondan ölme durumu yoktur. ha dediğim gibi sen bebeği 2 kilo tuzun içine yatıracak kadar gerizekalıysan onu bilemem.

  • idolüm olan insandır. var böyle bir arkadaşım. adam üç beş ay bir tane bile sigara içmiyor yanımıza geldiğinde bazen günde neredeyse iki paket içiyor hayvan bazen de iki tane. ben anlamadım bu işi. sigaranın kölesi olmamış sigara onun kölesi olmuş resmen. helal olsun.

  • markette bir an için dizlerimin tutmamasına ve yere kapaklanayazmama sebep olmuştur.

    https://33.media.tumblr.com/…qguf1s5obp5o1_1280.jpg

    bu ne lan bu ne? bu fındıklarında benim babamın, hemşerilerimin, bütün karadenizin emeği, alın teri var ve kilosunu 10 tl'ye zor sattık geçen yaz. o fındıkları toplarken perişan oluyoruz kendimize en fazla 2 çuval ayırıyoruz satalım da emeğimize bari değsin diye. sonra markette bu manzarayı görüyoruz. ekonomik durumum ne kadar iyi olursa olsun fındık endüstrisinin halini bildiğim için bi kavanoz ezmeye 20 lira vermek resmen koyuyor bana. rezilliğe bak ya, 13,45 tl bile pahalı geliyordu 1 değil 3 değil 6 tl birden zam yapmışlar utanmadan. altın mı rendelediniz içine nedir?

    zaten şu sarelle oldum olası kazığa bayılır. ordu'daki fabrikalarına koliyle gofret almaya gidiyoruz insan fabrika ve toptan fiyat diye indirim yapar ı ıh 1 kuruş bile indirim yok marketten aldığımızla aynı fiyat. bi kere iflas etmişlerdi bi daha etmeyi hakediyorlar. zaten bu aç gözlülükle ve şu anki vatandaşın ekonomik durumuyla fazla yaşamazlar.

  • sevgililerin öpüşemeyeceği bir park.

    bir de rakip park ne demek?

    ayrıştırılıcılığınıza parkları da mı eklediniz ?

  • ayrılmışsındır, 9 sene olmuştur, görmeyeli de 7 sene, herhangi bir iletişim olmayı 6 sene. ilişkin vardır, nişanlısındır, evli, belki 50 yaşındasındır, coluk cocuk sahibisindir. ama bir şarkı çalar eskilerden, aklına o gelir, tatildesindir, denizi izlersin, bir bira söylersin, birden aklına gelir yine. ayıptır lan dersin, acaba akıl hastası mıyım? değilsindir, tutkudur o, özlemdir, yarım kalan seydir, tamamlamak istersin, koymustur pis.

    hep sonradan gelir aklın başına, hep sonradan..

  • disney'in streaming kârı, geçtiğimiz çeyrekte elde ettiği 1.1 milyar dolardan 659 milyona kadar geriledi. şirketin cfo'su, daha geçen ay bir tür maliyet düşürme önlemi olarak çeşitli içeriklerin streaming platformundan kaldırılacağını ve şirketin bu yolla 1.5-1.8 milyar dolar arası kâr elde edeceğini açıklamıştı. görüyoruz ki dibine kadar iş bilmezliğin ve eski kafaların hakim olduğu türkiye ayağı da bu maliyet düşürme hamlelerinden nasibini alıyor. haziran itibariyle yıllık abonelik fiyatını neredeyse 2 katına çıkaran platformun yaşadığı abone kaybı da göz önüne alındığında, ortaya çıkan tablo çok da şaşırtıcı değil (ki benzer bir fiyat artırma politikasını abd'de de uygulamış olmalarına rağmen orada büyük bir abone kaybı yaşamamış olmalarının getirdiği bir özgüven de var).
    büyük ölçekte değerlendirelim, yerele daha sonra geçelim: disney+'ın abd'de dizi bombardımanı yaptığı, tornadan çıkmış işleri servis edip durduğu zirve döneminde ceo'luk görevini üstlenen bob chapek, yerini çok daha başarılı olarak görülen (disney'in marvel studios, pixar, lucasfilm ve fox'u satın almasının da mimarı olan) eski ceo bob iger'a bıraktı. daha 'old school' bir yapımcı olan iger, pandemi sonrası streaming piyasasına ayak uydurmakta zorlanmış gibi görünüyor. netflix'in yolu açtığı piyasaya topla tüfekle, ellerinde ne varsa dalan dev yapım şirketleri bu yeni alanda büyümek için eskisinden farklı stratejilere ihtiyaç duyuyor (geçtiğimiz sene warner bros da benzer bir maliyet düşürme hamlesi yapmış, platformda yayınlanmaya hazır durumdaki film ve dizileri iptal ederek vergiden düşme yoluna gitmişti). film sektörünün son durumunda bunun gibi hamleler çok da şaşırtıcı sayılmıyor anlayacağınız.

    bu vergiden kurtarma işinden etkilenen de dünyanın dört bir yanındaki platform kullanıcıları oluyor (disney türkiye'dekine benzer bir hamleyi en son kanada'da yapmıştı). türkiye'deki durumu diğerlerine göre özel kılan ise, daha haziran 2023 sonunda yıllık üyeliklerini geçen yılın 2 katı fiyatına yenileyen kullanıcıların mağdur edilmesi ve platformun türkiye ayağını yönetenlerin abd'dekileri bile mumla aratan iş bilmezliği. türk seyircisi, televizyon ve streaming fark etmeksizin, türk yapımı içerikleri izlemeyi tercih ediyor; türkiye kendi içeriklerini diğer ülkelerinkine tercih eden ülkeler arasında. hal böyle olunca, millet gerçekten de recep ivedik 7'yi izlemek için abonelik satın alıyor. burada sorun, recep 7 için abone olan kullanıcıyı elde tutmak adına hiçbir hamle yapılmaması. recep ivedik 7'yi izlemek için platforma aylık 40 tl veren adamın ikinci ay da aboneliğini sürdürmesi için hiçbir mantıklı gerekçesi yok. bunlar sanıyor ki bkm ile yapılan paket anlaşmalar, yıldız oyunculara yaptırılan diziler aboneleri elde tutmalarına yetecek. oysa burası abd değil, bir content'i izlemek için platforma abone olan izleyici, yaptığı aylık yatırımın karşılığını sürekli olarak almayı bekliyor ve çeşitli alternatifler arasında sabrı hızlı tükeniyor. bu seyirciyi hiçe sayan tuhaf tavrı ve aylık fiyatın neredeyse 2 katına çıkarılmasını bile sineye çekip platforma bir şans daha tanıyan aboneleri ise türk içeriklerinin tamamını (yıllık abonelik ücretlerini aldıktan sonra) bir günde silip daha da sinirlendiriyorsunuz. bu hamlenin en azından aboneliklerini yenileyip yenilemeyeceğine karar verecek olan kullanıcılarla önceden paylaşılması gerekirdi.

    peki bütün bunların sebebi ne? disney neden streaming işini beceremedi ve türkiye'yi de etkileyen bu global küçülme neden kaynaklanıyor? sebep ota boka sjw etiketi yapıştıran ezberci tiplerin iddia ettiği gibi 'woke' içerikler yapılması falan değil, öyle olsa benzer bir tablo büyümeye devam eden netflix için de geçerli olurdu. sebep, disney'in bitmek bilmeyen ve kendi kendini öğütmesiyle sonuçlanacak olan açgözlülüğü. sürekli hisse sahiplerinin baskısıyla yapılan diziler, filmler; seyirci iradesinin hiçe sayılması, niceliğin niteliğin önüne geçmesi. yılda bir ya da iki film yapan ve bu filmleri de büyük birer event olarak pazarlayan marvel studios'un artık yılda altı dizi çıkarır hale gelmesi. star wars spin-off'larının suyunun çıkarılması (andor'u ben de seviyorum). türkiye ayağında da aynı mantığın hüküm sürmesi, ne koysak izlenir anlayışı. recep ivedik'e, ata demirer'e gelen seyirciyi hande erçel ile elde tutabileceğine inanmak ve izleyiciyi rakamdan ibaret görmek.

    bu çöküş kaçınılmazdı. sağlık olsun.