hesabın var mı? giriş yap

  • yedi yaşındaki yeğenim ata, aklıselim öğretmeninin isteği üzerine, yaz tatili süresince her gün test çözmek zorunda kalıyor.. ite kaka tabii..

    - üff teyze çok yoruldum.. biraz dinlensem..
    - daha başlayalı 10 dakika oldu ama..
    - 10 mu? 13 felan oldu bence..
    - 13 de çok sayılmaz..
    - 16 felandır belki de..
    - tamam gudik, anladım sıkıldığını.. hadi gel beraber yapalım..
    - tamam teyze..
    - oku bakalım soruyu yüksek sesle..
    - tamam..

    soru şudur :

    "aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur?

    a. kalbimiz, başımızda bulunur.
    b. kalbimiz iki tanedir.
    c. kalbimiz, göğüs kafesimizin içinde ve sol taraftadır."

    - söyle bakalım gudik.. sence hangisi doğru?
    - teyze, bence a şıkkı çok saçma.. kalp başta olur mu hiç! b şıkkı da çok saçma.. çünkü kalbimiz bir tane.. (sıra c şıkkına gelir, kaşlar çatılır ve şık, dikkatlice okunur) "kalbimiz, göğüs kafesimizin içinde ve sol taraftadır." (elini göğsüne koyar) kalbimiz, göğüs kafesimizin içindedir.. evet, bu doğru teyze..
    - peki sol tarafta mı?
    - hımmm, dur ben bir koşup geleyim..

    sandalyeden bir anda kalkar ve evin içinde koşturur.. 1-2 dakika koştuktan sonra yerine oturur ve elini tekrar göğsüne koyar..

    - (nefes nefese) evet teyze, doğru seçenek c.. çünkü kalbimiz sol tarafta atıyor..

  • çizgi roman söz konusu olduğunda favorim olan yayınevi. sahibi ve baobab'ın bastığı pek çok kitabın çevirmeni doğan şima harikulade işler yapıyor. zaten doğan bir çizgi roman hastası, öyle güzel eserler bulup çıkartıyor ki okuyunca insan hayran kalıyor. işlerine bayılıyorum.

    baobab yayınları'nın çıkardığı çizgi romanlara başlamak isteyenler için sevdiklerime kısa kısa değineyim.

    cahiller, karşılıklı bir aydınlanma hikayesi - şarap hayatımda önemli bir yer kaplıyor. hatta hayatımı şarap satarak kazanıyorum. eğer sizin de şaraba azıcık da olsa ilginiz varsa bu çizgi romana bayılacaksınız. o chenin blanc'ı bir gün içmek hayaliyle. detaylı yorumum için (bkz: #107434957)

    hariciye günlükleri - politika dünyasının, bürokrasinin ve siyasetin ne menem bir şey olduğunu şahane çizimlerle anlatan bu eser, hoş bir hiciv.

    avare tanrı - hikayesi zaten mükemmel ve sürükleyici ancak öylesine göz alıcı ve parıltılı çizimleri var ki beni ilk vuran kısmı onlar oldu. modern çağda geçen ve mitolojik karakterle bezeli bu hikaye şarap tanrısı dionysos'a dokunduğu için yeri ayrı.

    kaybolan o günler - bilimkurgu hikayelerine ve kitaplarına benim gibi tutkunsanız sizleri hemen içine alacak bir hikaye. bu eserin çizimleri de ayrıca övgüyü hak ediyor. bir ara sınırlı sayıda kalın kapaklı hali de piyasaya sürüldü. çok şıktı.

    hartlepool maymunu - milliyetçilik denen o sığ ve geri kalmış düşünceyi öyle güzel yerden yere vuruyor ki şapka çıkartıyorum. zaman içerisinde daha iyiye doğru gitmemiz temennisiyle.

    kurt - bir koyun çobanı ile kurdun arasındaki ilişki, çekişme ve gerilimi kullanarak insana ve doğaya dair güçlü mesajlar veren bu eser, sonundaki değerlendirme yazısıyla ağzımı açık bıraktı. şahane bir metin.

    bütün ayazların ortasında - bu topraklardan çıkmış yetenekli yazar ve çizer ege avcı'nın bu hikayesi adeta bir nuri bilge ceylan filmi havasında. ayrıca kayra'nın aynı isimli rap albümünden serbest bir uyarlama. okuduktan sonra müziğe de kulak verin.

  • 16 yıllık meslek hayatım göstermiştir ki; taraflardan biri eğer "ev dışındaki" mesaisi bittiği halde kendisini bekleyen eşinin yanına dönmüyor, sürekli "dışarlıklı" iş ve ilişkilere vakit ayırıyor ise o evlilik için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.

  • sene sanırım 2004. 19 mayıs çalışmaları için bizim okul nöbetçi. müdür ve başta beden eğitimi hocamız olmak üzere bütün hocalarımız durumu gurur meselesi haline getirmiş. 'bu 19 mayıs'ta farkımızı ortaya koyacağız, bütün ili kendimize hayran bırakacağız' nidalarıyla 1,5 ay önceden dersler askıya alındı her allahın günü stattayız. aksi gibi o sene hava leş gibi. ayılanlar bayılanlar... müdür kararlı ama stadın yanında ambulans bekletiyor yine de vazgeçmiyor. artık millet başının çaresine bakmaya başladı stattan kaçıp kaçıp okula sığınıyor.
    müdür yine şahane cuma konuşmalarından birini yaparken;
    'arkadaşlar sizi gerçekten anlamıyorum. önce okulda tutmaya çalışıyorduk dışarı kaçıyordunuz. şimdi dışarda tutmaya çalışıyoruz okula kaçıyorsunuz. hayır okula niye kaçıyorsunuz lan madem stattan kurtuldun başka yere gitsene okula kaçan öğrenci mi olur ?'

  • şüphesiz ki bu fiyatları normalleştiren dallamalar birazdan başlık altına damlayacaktır.

    dolar bazında bile bu fiyatlar abes kaçıyor. ibiza'da, floransa'da bile böyle değil lan.

    turizmciler, galericiler, taksiciler, emlakçılar… mahşerin dört atlısı.

  • boşanmak isteyen bir ablanın bahane araması gibi geldi bana daha çok. sürekli boşayacağım diye tekrar ediyor. bakın, bu bir yardım çığlığıdır. *

  • üniversite yıllarından bu yana sevgili olan iki arkadaşım geçenlerde evlendi. zaten beş senedir felan birlikte yaşıyorlardı. neyse altılı bira kaptım gittim evlerine.

    ilk fark ettiğim değişiklik sifonu çekince klozete mavi bi su dökülmesi oldu. o neydi lan öyle? sonra bi baktım lavaboda taşlar var. kokulu böyle. her yer pampak olmuş. sigara sararken temizlik gerginliğinden döktüm tütünü . sonra balkonda tüttürdük dalgaları. velhasıl en temel değişiklik sterilizasyonda oluyor sanırım.

    çok mutlulardı. temiz ve mutlu. bense pis ve huysuz olarak evime döndüm. *