ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dolandırıldığım para servetimin 6'da 1'i değil
-
babet çorap gönderecektim, bir nargile kafe kapısına bırakayım o halde. ihtiyacı olan alsın kullansın.
kayhan yıldızoğlu
-
trt'de 20 küsür yıl evvel çalışırken röportaj için ekipçe evine gitmişliğimiz vardır. hatta şöyle bir anım da var: epeyce kalabalığız, ev baya karışık, kablolar, ışıklar falan. herkese kahve çay geldi, bana gelmedi. kayhan hoca dedi ki, sana gelmedi mi içecek bir şey. yok dedim hocam gerek yok sağolun. öyle olmaz dedi, ben sana bi kahve yapıp geliyorum. gitti yaptı geldi, elinden kahve içmişliğim vardır. allah gani gani rahmet eylesin. mekanı cennet olsun. :(
debe editi: mekanın cennet olsun.
evrime inanmayanları cahil olarak görmek
-
bu tarz konularda "sence" veya "bence" gibi kelimeler kullanıyorsan cahil dendiğinde çok da kızma, bence.
90'lı yıllar futboluna dair özlenen şeyler
-
- aut atışı kullanan stoper [ogun temizkanoğlu]
- devre arası forma değiştiren takımlar
- 4. hakemin orta hakem yerine maça devam etmesi
- müsabakayı aynı anda cine5'in şifreli ekranında izleyip radyodan dinlemek
- şapkalı kaleciler [aumann]
- endüstriyelleşip samimiyetini kaybetmemiş futbol ortamı
- hakan peker [ateşini yolla bana]
- athena [holigan]
- hagi & hakan şükür
- arçil & şota
- uche & högh
- amokachi & oktay
- bir biletle 3 kişi maça girmek
- tribünleri diklemesine kesen takımın rengini taşıyan şeritler
gibi renkli ve hüzünlendiren şeylerdir.
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
-
bir yerden bir yere toplu taşıma araçları ile gitmek.
edit: neyse ki araba aldım.
laiklik referandumu
-
ak partili, pkk'lı ve fethullahçı kansızların ortak rüyaları. kolektif bilinçleri hala özümsüyemedi milletten yedikleri tokadı.
kiralık aşk
-
fragmanından anlaşılacağı üzere iş adamıyla garson kızın arasındaki olayı anlatan dizi. yahu şu dizileri yapma demiyorum hobi olarak yapın ama türk kızını çok etkiliyorsunuz. böyle sosyal statü farkı içeren ilişkileri görüp özeniyorlar ondan sonra "acaba bi holding sahibine varır mıyım?" diye hayal kuruyorlar. sıfırın altında özgüvenleri birden tavan yapıyor. kezban hastalığı başlıyor, sonuç hüsran.
sma hastası çocuğu için toplanan parayı yiyen baba
-
sma kampanyalarına destek vermiyorum. devletin de bebeklerin tedavisini üstlenmesini kabul etmiyorum.
sen evlenmeden, çocuk yapmadan önce test yaptıracaksın. risk varsa korunmayı bileceksin. sma hastası bebeğin teyzesi, amcası oturduğu evi satıp yeğeninin tedavisine harcar mı? hiç sanmıyorum. devlet neden okul yaptıracak kadar parayı bir bebeğin "deneysel, yani kesin sonuç verdiği henüz kanıtlanmamış" tedavisi için harcasın?
edit : anne/baba kötü niyetli olmayabilir. hükümetimizin ekonomi dehası sayesinde
dolar, bir gecede 18'den 12'ye düştü mü? düştü.
devlet enflasyon %80 derken, otomobil fiyatları %100'ün üzerinde artarken bankalar, senin parana %15 faiz veriyor. dövizde tutsan durum aynı. çocuğunun tedavisi için para toparlamaya çalışan aile bu durumda ne yapsın?
muhteşem yüzyıl
-
pargalı : size bir rus esintisi hazırladım hünkarım..
süleyman : pezevenklikte sınır tanımıyorsun pargalı..
çizgi filmlerden öğrenilen efsane klasik müzikler
-
google'ın efsanevi 17 aralık 2015 beethoven doodle'ındaki notaları hiç yanlışsız ve tek seferde birleştirince şaşırmıştım epey. ben klasik müzik dinlemem hiç, öğrenim hayatım boyunca da seçmeli derslerde hep resim seçmiştim nereden biliyorum bunları demiştim kendim kendime. bugün sabah çok erken uyanınca televizyonda tom ve jerry izledim ve izlerken fark ettim ki çizgi filmlerden çok şey öğrenmişiz. onlardan biri de klasik müzik. bulabildiklerimi bi' başlıkta toplamak istedim. bi' de izninizle tom ve jerry'deki sadece bacakları gözüken, yüzünü tek bir kez görebildiğimiz, evi süpürüp tozları halının altına atan, jerry'yi görünce yüksek bi' yere çıkıp "taaaamıııııs" diye bağıran siyahi teyzeyi ve allah diye kükreyen metro goldwyn mayer aslanını da anmak istiyorum. unutursak kalbimiz kurusun.
***
*tom ve jerry - the cat concerto
liszt - hungarian rhapsody no. 2
*tom and jerry - baby puss
carmen miranda - mamãe eu quero
*mickey mouse - the band concert
gioacchino rossini - william tell
*looney tunes - pigs in a polka
johannes brahms - hungarian dance no. 5
*bugs bunny - baton bunny
franz von suppé - a morning, noon and night in vienna
*tom and jerry - the hollywood bowl
johann strauss ii - die fledermaus overture
*bugs bunny - a corny concerto
tchaikovsky - piano concerto 1
*tom and jerry - solid serenade
louis jordan - is you is or is you ain't
*tom and jerry - kitty foiled
gioachino rossini - the barber of seville
*tom and jerry - the flying cat
frédéric chopin - grande valse brillante op. 18
*bugs bunny - the rabbit of seville
gioachino rossini - the barber of seville (bölüm - müzik uyumu mükemmel değil mi ama?)
*bugs bunny - what's opera, doc?
richard wager - tannhäuser overture
*pink panther - pink, plunk, plink
beethoven - 5th symphony
*peanuts(snoopy) - schroeder
beethoven - moonlight sonata (movement 1)
*tom and jerry - johann mouse
johann strauss ii - the blue danube waltz
*mickey mouse - fantasia
paul abraham dukas - sorcerer's apprentice
twitter'daki yazılımcı terörü
-
var böyle bir şey. sanırım ben de yazılımcıyım diye sürekli önüme düşüyor, önüme geleni engelliyorum ama bitmiyor. tiplerin hepsi aynı, ben başarılıyım, ben zenginim diye bağıran sonradan görme çiğ paylaşımlar. gerçekten mesleğim adına ben utanıyorum. yahu bu ne görmemişliktir, satın aldıkları iphone'ların macbook'ların faturasını paylaşan mı ararsın, bilmem kaç bin liraya aldığı kahve makinasını çeken mi, geneli pahalı oyuncak paylaşma derdinde. bir de eli biraz para gördü diye, hasbelkader mesleğe ilgi var diye kendisinin nirvanaya ulaştığını zanneden millete hayat hakkında saçma sapan tavsiyeler vermeye çalışan ama iki cümleyi bir araya getiremeyen tipler var. arkadaşlar yazılımcı olmanız sizi otomatik olarak entelektüel yapmıyor. hatta tam tersi, zamanının büyük bölümünü yazılım ekranları karşısında harcamak zorunda olan birisinin tarihten, sanattan, felsefeden üst perdeden konuşabilecek kadar birikiminin olması zaten akla mantığa uymuyor. kendinize gelin.
debe editi: arkadaşlar elbirliğiyle girdiyi debeye sokmuşsunuz, teşekkür ediyorum. ekşiye girince mesajlardan bir cumartesi sürprizi yaşadım. belli ki birçok kişi aynı dertten muzdarip. yazıyı tekrar okuyunca eğer yazılımcıysanız sizler için değilseniz yazılımcı çevreniz için şu mesajı ekleme ihtiyacı hissettim: hepimiz üç aşağı beş yukarı eğer türkiyedeysek birkaç bin, avrupadaysak 3-5 bin euro bandında çalışan beyaz yakalı işçileriz. bu para bizi zengin yapmaz, sadece gelişmiş bir ülkedeki sıradan bir insan gibi insanca yaşamamızı sağlar. yani 'o para o para değil'. fakir bir ülkede yaşamanız ve fakir arkadaşlara/akrabalara sahip olmanız bu gerçeği değiştirmiyor. meslek hakkındaki daha önceki yorumum için de şu girdiye göz atabilirsiniz #140622037.