hesabın var mı? giriş yap

  • ulan biz musluklarımızdan bok akıyor diyoruz, bırak içmeyi, bırak meyve sebze yıkamayı, elini bile yıkarken lağım gibi kokuyor diyoruz, daşşağına kurban olduğum delikanlı bir dayı elindeki cihazlarla ankara'nın suyunun ne kadar rezil durumda olduğunu gösteriyor, anca işi gücü goygoy olan sözlük ergenleri de çıkmış yok nestle virali, yok dayı rizeli, yok çilek koymuş ehaha diye taşak eğlendiriyorlar.

    musluktan bok akıyor diyorum aloooo. silkin de kendine gel pezevenk. şu videoda görmen gereken adamın şivesi, suyun etiketi, çilek falan değil kafasına sıçtımın beyinsizi. azıcık da ciddi ol. insanlar ishalden kırılıyor bu suyu kullandığı için hıyar.

    sen gerizekalı olduğun için hangi su şişeden, hangi su musluktan onu anla, karıştırma diye çilek koymuş temiz suyun önüne ama onu bile anlamamışsın.

  • hiçbir şey için geç değildir.

    tam şu an o elinizdeki klavye midir ne sikimse işte, onu yavaşça bırakın ve bir adım atın. korkmayın, deneyeceğiniz şeyde başarısız olmak ömür boyu nefret ettiğiniz işte çalışmak kadar kötü değil.

    mal mal insanlarla aynı ofiste bir ömür geçer mi, gidip toki'den ev alıp 15 senesini bağlar mı lan insan 98 metre kareye? sonra kölesi olur mu patronunun?

    iğrenç insanların yüzüne gül, nefret ettiğin kıyafetleri giy, sikinde olmayan kelimeleri telaffuz et, işsizlik haberleri okuyup haline şükretmek adı altında kendini kandır, kaderine razı ol, 40 yaşına geldiğinde antidepresan manyağı ol. lan bu kadar mı korkaksınız, bu kadar mı ucuz sizin hayatınız?

    neymiş efendim bizim yan binadaki hayri abilerin kızı okulu bir sene uzattığı için hayata bir sene geç atılmış, bir senesini kaybetmiş hayatından. sizin hayat dediğiniz şey bir patronun kucağından başlayıp oradan inice mi bitiyor?

    sonra 50 yaşınıza geldiğinizde "ulan o gün binecektim o uçağa" demeyin.

    evet sana diyorum, hani sıcak sahil kasabalarında yaşamak istiyorsun ya hep. hadi toparla eşyalarını, git orada garsonluk yap. daha mutlu olursun. 10 seneye oranın kurdu olursun, iyi kazanır, iyi yaşarsın.

    daha ne bekliyorsun? bak hala burda!!!

    edit:
    (bkz: hayatından memnun olmayanlara tavsiyeler /@bayermuhen)

  • amerika'yı kim keşfetti? fenikeliler'in veya çinliler'in ortaçağ'da amerika'yı ziyaret etmiş oldukları iddiasından, norveçli etnograf thor heyerdahl'ın balsa ağacından yapılmış yelkenli gemilerde peru'luların, kolomb'dan çok önce, amerika ve polinezyalar arasında ileri geri gidip geldiklerini iddiasına kadar pek çok keşif iddiası var. aslında burada durum biraz da sanırım bakış açısıyla ilintili. yani, amerika'yı kimin keşfettiği hususu, bakış açısı farklılığından ötürü biraz karmaşık.

    mesela iddialardan bir diğeri, venedikli gezgin ve kaşif john cabot'un*, kolomb'un 1498'e kadar amerika'ya ulaşmadığı iddiasıdır. yani 1492'deki kolomb'un amerika'yı keşfi tarihine itiraz edilmektedir. bir yıl önce, yani 1497'de, kuzey amerika kıtasına cabot'un, kolomb'dan daha önce ulaştığı iddia edilmektedir.

    1966'da bir ingiliz bilim adamı alwyn ruddock, john day adındaki ingiliz bir tüccar tarafından kolomb'a yazılan 1498 tarihli bir mektup olduğunu iddia etmiştir. iddiaya göre kolomb’a yazdığı bu mektupta john day, cabot'un (kolomb’dan bir yıl evvel amerika’yı keşfeden) bristol’lı denizcilerin (ruddock’un doğduğu kasaba) amerika’yı 1470’lere kadar geçmişte ziyaret ettiğini söylediğini yazmaktadır. ne yazık ki 2005’te ölen ruddock, vasiyetinde bu belgelerin imhasını istemiş. tabii bunlar hep havada kalan iddialar oluyor böyle olunca.

    bu iddiaların dışında, vikinglilerin henüz 10. yüzyılda grönland’dan kanada’ya geçtiği, yerlilerle orada savaşmış olabilecekleri ve hatta orada yerleşmiş olduklarından ötürü amerika'yı keşfedenler olarak nitelenmeleri gerektiği iddiaları bulunmaktadır. örneğin bjarni herjólfsson amerika'ya ilk kez geçen avrupalı olarak görülmektedir. daha sonra bjarni'nin gemisini alan leif erikson'un 35 mürettebatıyla kanada'nın newfoundlan bölgesinde ilk kez yerleşik hayata geçen avrupalılar oldukları söylenmektedir.

    peki tam olarak keşfetmek hangisi denebilir? bilinçsiz bir şekilde anakaraya yapılmış ziyaretler mi? yoksa amerigo vespucci'nin kolomb'dan sonra gerçekleşen, ama amerika'yı ziyaretten öte, amerika'nın geniş bir kıta olduğunu fark etmesi midir gerçek keşif?

    bu sorunun bakış açısına yanıt bulmadan evvel 973'te özbekistan'da doğan biruni'nin işleri biraz daha karmaşıklaştırdığı söylenebilir. çok yönlü bir bilim adamı olan biruni, antik yunan eserlerinden, öncülü olan al-farghani'nin dünyanın çevresi hesaplamalarından, coğrafya'dan, mineralojiden ve astronomi, matematik gibi pek çok ilimden haberi olan bir alimdi. sonuç olarak dünyanın en eski kıtasının, dünyanın toplam yüzölçümünün beşte ikisini kapladığını hesaplamıştı. buradan hareketle dünyanın 5'te üçünü kaplayan o büyük okyanusta'da mutlaka yükselmiş kıta veya büyük adalar olması gerektiğini düşünüyordu. minerallaerinsudan daha ağır olduğunu bilen biruni, beşte üçü sudan oluşan bir dünyada dengesizlikler olması gerektiğini biliyordu. bu hipotezi sürdürmek için biruni kendi saha gözlemlerinin ötesine geçti ve aristoteles mantığını kullandığı önermelerden oluşan bir akıl yürütme süreci tasarladı. avrasya kara kütlesinin kabaca dünya'nın kemerinin etrafına gerildiğini belirterek, bunun kesinlikle başka bir yerde elde edilebilecek güçlü süreçlerin sonucu olması gerektiğini varsaydı. peki öyleyse biruni 11. yüzyılda amerika'yı ilk keşfeden miydi?

  • (bkz: kübra eken)
    guzel ulkemizin ata sporlarindan biri.
    bir defa da tecrube etmistim.
    20 gunluk lohusayken.
    hatta oncesinde, hamileligimin cesitli evrelerinde alistirma manasinda da yedigim olmustu.
    dogum sonrasi ilgi, sevgi, anlayis beklerken dayak yemek.
    ha bakin yemek fiil de enteresan. yiyip, hazmetmeye de calismak.
    hayvanlik diyecegim ama degil.
    sabah sabah butun sinirlerim zipladi.
    bakin; bacilarim, kizkardeslerim, abilerim, erkek kardeslerim !
    burada yazan bir suru kadin yazarin o veya bu sekilde siddete maruz kaldigini biliyorum.
    kendi hayatimla ilgili paylastigim entryler sonrasi bir suru mesaj ve agit aldim bu konuda.
    inanin, korktugunuzdan cok careniz var.
    bunu yasamaya mecbur degilsiniz.
    basima ne gelir diye korkmayin.
    daha kotusu yok bunun.
    sizin sabir gosterdiginiz her atak, daha sonra katlanacak ve buyuyecek.
    siz dur demezseniz durmaz.
    komsum, anam, babam ne der demeyin.
    kapinizi kapattiginizda ne yasadiginizi, ne hissettiginizi sadece siz biliyorsunuz.
    buna izin vermeyin.
    lutfen !
    daha cok sey soylemek istiyorum ama, inanin ellerim titriyor sunlari yazarken.
    korkmayin !