hesabın var mı? giriş yap

  • enflasyondan önceki bir fıkra;

    bir adam tablada kavun satıyormuş. etikete yazmış;

    ---> 1 kavun 3 lira, 3 kavun 10 lira

    yoldan geçen genç bir sevgili çift bu adamı görmüş. erkek kıza hava atmak için "bak şimdi şu kavuncuyu nasıl rezil edeceğim gör" demiş.

    - ağabey bana 1 tane kavun ver
    + al evlat
    - ne kadar
    + 3 lira

    - ağabey bana 1 kavun daha ver
    + al evlat
    - ne kadar
    + 3 lira

    - ağabey bana 1 kavun daha ver
    + al evlat
    - ne kadar
    + 3 lira

    genç, kavuncuya "ağabey bak ben senden 3 kavun aldım, sana 9 lira verdim. sen oraya 3 kavun 10 lira yazmışsın. sen bu işi bilmiyorsun" demiş.

    kavuncu cevap vermiş "bak evlat, herkes bana akıl vereceğim diye 1 kavun yerine 3 kavun alıyor. sonra da gelip bana ticaret nasıl yapılır öğret diyorlar"

    debe editi: fıkrayı yazdığım an birileri mesaj atıp çok kötü fıkra falan dedi, kulak asmadım. sonra millet fıkrayı debeye soktu. hay siz çok yaşayın e mi :)

  • 90'ların teknolojinin patlamasından hemen önceki dönem olduğundan dolayı olabilir. 2000'li yıllara girdikten sonra teknoloji, bilgisayarlar, cep telefonları, internet hayatımıza öylesine hızlıca girip değiştirdi ki bizi, şu an yaşadığımız hayatla az önce terkettiğimiz hayat arasında siyah ile beyaz arasında bir fark oluştu. oysaki o 90'lar 30-40 sene öncesi değil, daha 10-15 sene önce terkettiğimiz bir yaşam biçimi.

    bence bütün olay hayatımızın değişim hızı. şu an etrafınızda olan, sizi saran, 15 sene önce hayal bile edemeyeceğiniz bir yaşam biçiminin içerisindeyiz. bambaşka kelimesi, yaşamımızın değişme hızını ancak bu şekilde açıklayabilir. ve 90'lar'da terkettiğimiz yaşamın ardında bıraktığımız kapıyı temsil ediyor. ne zaman bu hayattan bunalsak, ardından gelip kapattığımız kapı olan 90'lari özlüyor olmamızın, bize özel gelmesinin sebebi de bu olabilir.

  • "evli erkek abazanligi der susarım" dedikten sonra 2 cilt kendini öven suserları görmemize neden olan durum.

  • evet bi efsanevi nesilde daha beraberiz. pazardan annesine zorla aldırdığı civcivi maksimum 1 ayda pert etmiş nesilin ta kendisi işte bu. ben en az 10 tane aldırmıştım mesela hepsi de hakkın rahmetine kavuştu ergenlik dönemlerini atlatamadan. neden böyle oldu bilmiyorum.

  • ulan hadi bunlar taksim karışık diye iş yapamıyor. ben kartal'da neden iş yapamıyorum da akşama kadar cennet mahallesi izliyorum? napayım pala'yı alıp sahildekilere mi dalayım?

    ispiyonlayan arkadaş için tanımlı edit: işlerinin bozulmasını hakkını koruyan insandan çıkaran esnaf modeli.

  • tatil icin ka$'a gidilir. varis saati gec oldugundan pansiyon ayarlamakla vakit kaybedilmez ve derhal kas maviye dalinir. bar kapaninca uyumak icin arabaya gidilir. arabada uyumaya calisilir ama sicaktan dolayi mumkun olmaz. vietkong arabanin ustune cikar ve uyur.

    vietkong durtulerek uyandirilir. 3 adet ekip arabasi ve bir dunya polis arabanin etrafindadir.

    polis: beyefendi neden arabanin ustunde yatiyorsunuz?

    vietkong: sicak?

    polis: ama ihbar geldi, arabanin ustune adam dusmus diye?

    vietkong: yok dusmedim. du$sem burasi gocerdi. (dogrulup kaportaya bakar) aslinda biraz da gocmus gibi ama du$sem daha cok gocerdi.

    polis: beyefendi kimliginize bakabilir miyiz?

    vietkong: tabi, buyrun.

    polisler gider, vietkong uyumaya devam eder.

  • sonuç için şu entrye bakın: (bkz: #142399918)

    son durum için şu entrye bakın: (bkz: #142078837)
    ——
    önedit: sonuna kadar arayacağım hakkımı. bugün ikinci geceyi geçiriyorum gümrükte. ne türkiye’ye geri dönebiliyorum ne de sınırdan geçebiliyorum.

    yarın arabanın her yerine protesto kağıtları yapıştıracağım. (düzeltme: bunu yarın duruma göre yapacağım)
    ——
    özet geç piç:

    üç hafta önce ben ve eşim, fransa’dan türkiye’ye arabayla geldik. eşim acil bir durum sözkonusu olduğu için, birinci haftanın sonunda uçakla dönmek zorunda kaldı. ben arabayla kapıkule kapısından çıkmak istediğimde, eşim arabada olmadığı için 38 bin türk lirası ceza kesildi. cezanın nedeni giriş kaydının eşimin adına yapılması. arabayı ben kullanıyorum, ben ehliyetimi veriyorum fakat yan koltuktaki eşim kaydediliyor şoför olarak.

    araba ikimizin üzerine kayıtlı.
    arabanın ruhsatında ikimizin de ismi mevcut.
    (detaylar aşağıda)

    gümrükte iki müdür yardımcısı olayın rezaletini anladı, fakat hiçbir şey yapamadı.

    her türlü desteğinize ve görüşünüze açığım.

    ***

    1- türkiye’ye girerken gümrük görevlisi eşimin adını kaydediyor sadece. benim ismim, ruhsatta mevcut olmasına rağmen, kayda geçmiyor.

    “sistem böyle, tek isim kaydedebiliyoruz zaten”
    (bkz: sistem böyle)

    2- böylece türkiye’de arabayı sadece eşim kullanabiliyor, yasaya göre. eşimin uçakla döneceğini önceden bildirmek gerekiyormuş.

    “bence de mantıksız, ama kural öyle diyor”

    3- ne geri dönebiliyorum, ne de sınırı geçebiliyorum. şunu öneriyorlar:

    birinci çözüm: şimdi cezayı öde, ve git.

    ikinci çözüm: saat üçte geldim kapıkuleye. sabah saat 9’da 38 bin tl’lik ceza üzerinden pazarlık yapılmasını teklif ettiler.

    üçüncü çözüm: dava açmak. bu meblağı ödedikten sonra dava açabiliyormuşuz, ama…

    “… ama genelde mahkeme reddeder”

    4- eşimin acil dönmesinin nedeni babasının hastalanması. (kime neyse bundan)

    5- benim gibi onlarca kişi var ama bir tek ben kaldım itiraz eden. hepsi uzlaşmaya gitti. aralarında en saçma olanı benim durumum.

    6- buraya kadar okuduysanız, allah sizden razı olsun. allah çocuklarınıza güzel, adil bir ülke nasip etsin.

    adam öldürmedim, hayatımda kimseyi yaralamadım, ulan radara yakalanıp trafik cezası bile yemedim. işimi hakkıyla yapmaya çalıştım, hak yemedim, hırsızlık yapmadım.

    insanın zorunda gidiyor ya.

    edit-1: eşimin buraya gelmesi bir şeyi çözmüyor. aracın sürücüsü arabayı bırakıp gitmiş diyorlar. şaka gibi değil mi?

    edit-2: yeni yeni şeyler öğreniyorum.

    • ailecek arabayla gelip, arabanın arkasını doldurmak için aile fertlerini uçakla yollayanlar varmış. (sanırım bunu yazan arkadaş eşimin bu yüzden uçakla döndüğünü söylüyor. ya sabır)
    • fakirlere hava atmak için arabayla geliyormuş insanlar. valla o kadar çevrem yok türkiye’de. olsa da hava atsak.

    edit-3: bu entry şişmesin diye şurada (bkz: #142078837) son durumu paylaşıyorum. böylece başkalarına da örnek olabilir bu hadise.

    edit-4: tüm mesajlara bakıyorum, arada unuttuğum varsa kusura bakmayın lütfen. henüz bir sonuç alamadık. tüm süreci anlatacağım sonuç gelince.

  • "tayyip göstericilere tepkinizi sandıkta gösterin diyor, adam zaten sana oy vermemiş, daha ne yapsın sandığa mı sıçsın?"