hesabın var mı? giriş yap

  • asabi coğrafya öğretmeni en arka sırada uyuyan kemal'in yanındaki arkadaşına seslenir.

    -yanındaki saygısıza söyle de kalksın, ders işliyoruz burada.
    +kime hocam?
    -yanındaki diyorum, kemal değil mi o?
    +kemal değil hocam, benim paltom.
    -kes sesini bana cevap verme!!!

  • son yıllarda cok açıkça belli oldu ki lozan antlaşması bu ülkedeki en güvenilir turnusol kağıdı. hangi sebeple olursa olsun bu anlaşmanın karşısında duranların bir şekilde bu milletle bir derdi oluyor.

  • kurutulu$ sava$inin savunma sava$i olarak devam ettigi ve bazi taktik yenilgilerin ya$andigi donemde mustafa kemal'in, dunya askeri literaturune kattigi yeni yakla$im. ozu "hakim mevki" zihniyetinin terkolonu$udur. tam olarak da turbetepe'nin pek cok kez yunanlilar ve turkler arasinda el degi$tirmesi sonucu pa$a tarafindan alt generaller vasitasi ile birliklere bildirilmi$ ve taktik ayrintilari anlatilmi$tir. taktik pa$a tarafindan geli$tirildikten sonra bir sure topyekun uygulanmami$, kisa bir ali$ma ve ogrenme sureci ya$anmi$tir. pa$a ilk kez, yine turbetepe'nin kaybedildigi bir cati$ma sonucunda, en fazla 1 kilometre cekilerek yeni bir hat kurulmasini istemi$tir. yani hat sava$i'nda, sava$in hatti yarilan ordu aleyhine bittigi tezi yikilmi$tir. zaten pa$a'nin kendi agzindan yaziyorum "- yarilmayan hat yoktur!"
    olayi daha yakinen $oyle arzedeyim. doktrini yuzlerce yillik tecrubeler ile olu$an onceki sava$larda bir muharebe hatti, ordu veya kolordu seviyesinde yarilirsa bu yenilgi olarak algilanirdi. yarilan kuvvet, buyuklugu ile orantili bir miktar geri cekilir, yeni bir arazi arizasina yaslanarak yeni bir hat kurardi. bu yeni hat bazen onlarca hatta yuzlerce kilometre geride olabilirdi. alan savunmasinin askeri uygulamasi aslinda bu orani ortadan kaldirmaktir. yani buyuklugune bakmadan, kirilan her hat sadece geregi kadar (cok az) geri cekilecek ve yeni hat olu$turacaktir. muhendislik tabiri ile cok sayida dogrusal hat $eklinde kademeli yakla$im, kendiliginden alan savunmasini getirecektir.
    bir de pa$a'yi bu cozume iten ko$ullari aktaralim. ankara'nin batisi yuzlerce kilometre ovadir. kurtulu$ sava$i'nin cogu ve kritik cati$malari da afyon ve kutahya cevresindeki tepelerde olmu$tur. o donemde anadolu haritasini eline alan her general sava$in burada yapilacagini, buradaki sava$i kazananin da ankara'ya kadar hizla ve direni$siz yuruyecegini ongorebilirdi. du$man, aslen ankara yonune dogru tek engel olan pek cok tepeyi de defalarca ele gecirmi$tir. ataturk, klasik anlayi$la, yuzlerce kilometrenin sahibini tek ba$ina belirleyen, milli mucedelenin sonu sayilacak ankara'yi da icine alan, iki uc tepenin uzerine cikmanin, "bu yerleri gercekten kaybetmek "sonucunu yaratmamasi geregini biliyordu. bu askeri devrim bu yonu ile biraz da sava$in seyri, vuku buldugu alanin cografi ozellikleri ve turk komutasinin inanc ve inadi neticesinde olmu$tur.
    bu yeni yakla$im du$man uzerinde oldukca yikici etki yapmi$tir. butun planini ba$tan beri klasik, geleneksel ilkeler uzerine kuran general hacianesti, general papulas, general trikopis ve kurmay albay sariyanis, kazandiklari azimsanmayacak sayidaki taktik ba$arilardan sonra bile dogu yonunde ciddi bir ilerleme gosterememi$lerdir. her $iddetli cati$mada yunan ordusu kazansa bile biraz daha yumu$ami$, onemli bir fiziki yol ilerleyememi$, turk ordusu ise sava$in sonuna kadar her cati$ma ile daha da sertle$mi$tir. yunan komutasinin bekledigi $ey hakim 3-5 mevki alininca turk ordusunun cok ciddi alanlari bo$altip ankara'ya cok yakin bir yerde veya ankara icinde tutunmaya cali$acagi, yani klasik doktrine koru korune bagli bir komutayla sava$acagiydi. yine pa$a'nin agzindan yaziyorum:
    - asker her yerde sava$ir! tepenin altinda, ustunde, camurda, derede... hattimiz yarilinca 500 metre, 1000 metre geri cekilip yeniden hat kuracagiz. bulundugumuz her yeri son neferimiz olene kadar kari$ kari$ kanla sulamadan terk ve teslim etmeyecegiz.

    $ehitlerimizin ruhu $ad olsun.

    arz ederim.

  • nurettin cibril bin cacabey.
    kırşehir emiri olarak keyhüsrev döneminde selçuklu için görevde bulunmuştur.

    zekası genç yaşlarda anlaşılmıştır ve daha yaşı gelmeden büyükler ile birlikte durmaya başlamıştır. mevlana da kendisini bolca övmektedir. hacı bektaş veli kendisinin idaresinde yaşamaktadır ve himayesi altındadır. cami, zaviye, hayır kurumu gibi kamu alanlarının onarımını da üstlenmiştir ve bu sebeple anadolu’da ismi duyulmuştur. 1301 senesinde bizanslılar ile yapılan savaşta şehit düşmüştür. kırşehirde kendi eseri olan medresenin yanında bir türbesi yapılmıştır ve buraya gömülmüştür.

    kırşehir’deki caca bey medresesi o zamanın fakültesi olarak görülmektedir. türk diline de sahip çıkmıştır ve kendi medresesinde türkçe eğitim verdirmiştir. devlet işlerinde ve yazışmalarda da türkçe kullanmaktadır.

    türk tarihinde oldukça önemli bir isim olan cacabey, 12. yüzyılın önemli astronomi ve bilim insanlarındandır. kendisinin tam olarak hangi gün ve ayda doğduğu bilinmese de, 1240 yılında dünyaya geldiği araştırmacılar tarafından tahmin edilmektedir.

    cacabey’in nasıl bir gençlik yaşadığı bilinmese de zekası ve sorumluluk alabilen yapısı neticesinde kırşehir emiri yapılabildiği düşünülmektedir. kırşehir iline o zamanlarda oldukça iyi hizmetler yapan cacabey, 3. gıyasettin keyhüsrev zamanında da anadolu bölgelerine yaptırdığı çok sayıda hayratla adından sıklıkla söz ettirmiştir. kendisinin kırşehir’e tayininden önce ilk olarak eskişehir’e, oradan tokat’a son olarak da kırşehir’e gönderildiği söylenmekte; bu tayinlerin hepsinin kendisinin devletine verdiği iyi hizmetle paralel olarak meydana geldiği düşünülmektedir.

    kırşehir’de bulunduğu dönemde bir ara, emirhor esededdin ile aralarında bir sürtüşme olmuş ve bu sürtüşme kendi aralarında bir savaşa dönüşmüştür. galip gelen taraf ise cacabey olmuştur.

    1270 yılında kendisi ile görüşen ilk önemli isim hacı bektaşi veli olmuştur. bu görüşmeden 3 yıl sonra da bir başka önemli ve değerli isim olan mevlana ile de görüşebilme fırsatı yakalamıştır.

    ilk görüşmeden sonraki dönemlerde, kendisinin astronomiyle olan yakın ilgisi ve bu konuda eğitim verebilecek donanım ve yeterlilikte olması, kendisini bir medrese açma kararını almaya itmiştir. kendi adıyla bir medrese açan cacabey, bu medreseyi kırşehir’in tam ortasına açmıştır.

    bu kurulan medresenin de kubbe kısmı açık olarak inşa edilmiş, alt kısmına da su kuyusu yaptırılmıştır. bu sayede akşamları kuyuya görüntüsü akseden yıldızların da izlenebilme imkanı bulunurdu.

    kendisinin bilim dünyasına kattığı dört ayrı vakıfname eseri de var olmaktadır. bazıları moğolca dilinde, bazıları arapça dilinde yazılan bu eserlerin içeriğinde mektep hakkında, zaviye hakkında, medrese hakkında, türbe hakkında; ayrıca eskişehir’de, iskilip’te ve kayseri’de yaptırdığı pek çok eser hakkında pek çok detaylı bilgi yer almaktadır.

  • gençlerin önünde nükleer santral, termik santral, siyanürle altın arama, gdo'lu gıda gibi çok daha çağdaş ölüm yolları varken, alkol gibi basit bir sebepten ölmesini içine sindiremeyen akp'nin düzenlemesidir.

    yahu kanser olmak, mutasyona uğramak, siyanür zehirlenmesinden ölmek varken neden siroz?

  • eskiler hakkinda ne dusunuyordur bilemem ama sirada bekleyen caylaklarin neler dediklerini, neler dusunduklerini az cok tahmin edebiliyorum.

    onay bekleyen caylak 35060...

    simdi usendim aramaya, zamaninda bir moderator su minvalde bir sey demisti; "sozluge pozitif etkisi olacagina inandigimiz, tanidigimiz ve guvendigimiz kisilere taniyabiliyoruz bu onceligi". entryler uzerinden gitmeyeyim ama boyle pozitif katkinin mina koyim. caylaklik entrylerini bile siliyorsa bu torpilli... boyle mi oluyor ulan pozitif katki? bahanelerinize selam olsun sizin.
    ha derseniz ki "can ciger kuzu sarmasiyiz, verdik. sanane ulan?", "caniniz sagolsun"'dan baska ekleyecegim bir sey olmaz. ben ne dersem ayni halti yapmaya devam edeceksiniz cunku.

    karti kim verdi bilmiyorum ama eksi sozlugun en cok da bu kart dagitma hakki olanlarina kilim bu sebepten dolayi (muhtemelen sadece moderatorler ve hatta sadece bazi moderatorler).
    torpil mina koyim bu? sen burada yapiyorsun, sonra baska yerde karsina cikti mi avazin ciktigi kadar bagiriyorsun; "hakkimi yiyorlar", "x partisi tum kadrolari tutuyor", "bu ne bicim devlet" diye. bu ne perhiz be oglum? sayet torpili isteyen yazarsa, onun icinde gecerli soylediklerim.

    ne diyim abicim ben size. illa bir kose tutacagiz! illa bir deligimiz olacak! illa bir babamiz/dayimiz/amcamiz olacak! eeehh eytere be mina koyim.

    dilimin kemigini de kirdiniz, sagolun varolun.

  • - oyunculuğunun yanı sıra aynı zamanda kayıtlı bir ‘greenpeace’ aktivisti .. ocak 2018’den bu yana greenpeace’in, ‘antarktika’nın korunması ile ilgili çevreci çalışmalarına katkıda bulunuyor ..

    - televizyona ilk çıkışı 6 yaşındayken, ‘el picaro’ adlı bir ispanyol dizisinde aldığı küçük bir rolle oluyor .. elbette rolü, aynı dizide oynayan aktris annesi ‘pilar bardem’ sayesinde alıyor .. görsel

    - greenpeace delegasyonu adına new york times meydanı’nda gerçekleştirdiği 19 ağustos 2019 tarihli eylemiyle ‘küresel okyanus antlaşması’na dikkatleri çekiyor .. görsel

    - birçok röportajında da belirttiği üzere ehliyeti yok, araba kullanmayı bilmiyor ve öğrenmeyi de istemiyor .. görsel

    - 14 yıllık bir ‘rugby’ kariyeri var .. uzun bir süre ispanya genç milli rugby takımında oynamış .. görsel görsel

    - her daim idolü olan ‘al pacino’dan bahsederken “ben tanrıya inanmam, al pacino’ya inanırım” sözünü sarfediyor çok defa .. 2000 yılında bir akşam evine geldiğinde telesekreterinde ‘al pacino’nun sesli mesajını buluyor .. ‘al pacino’ onu, kübalı edebiyatçı ‘reinaldo arenas’ı canlandırdığı ‘karanlıktan önce’ adlı filmdeki performansından dolayı tebrik ediyor mesajında .. ‘javier bardem’ bu sesli mesaj için ‘hayatımda almış olduğum en büyük hediyeydi’ diyor .. görsel

    - ‘no country for old men’ (ihtiyarlara yer yok) filminde rol alması için kendisine teklif getiren ‘coen kardeşler’i “araba kullanmayı bilmiyorum, ingilizcem çok kötü ve ayrıca şiddetten nefret ederim” diye uyarıyor javier bardem .. coen kardeşler’in yanıtı kısa : “bu yüzden seni istiyoruz” .. görsel

    - yirmili yaşlarına kadar sayısız kavgaya karıştığını söylüyor .. ama beladan uzak durmaya kesin karar vermesini ve hayatının kalanında her türlü şiddete karşı nefret duymasını sağlayan bir anısı var : 22 yaşındayken arkadaşlarıyla gittiği bir barda yalnız olduğunu düşündüğü bir kıza yaklaşmaya çalışıyor aşırı alkollü bir halde ve kızın aniden ortaya çıkan erkek arkadaşına sataşıyor.. sonuç ise bar çıkışında kalabalık ve korkunç bir kavga .. ‘eğer takım arkadaşlarım yanımda olmasaydı o gece ölmüştüm’ diyor ‘bardem’ .. kavganın ona hediyesi ‘kırık bir burun’ ..

    - 'burnuma bakmaya dayanamadığım için rol aldığım filmleri izlemeye tahammülüm yok' diyor bir röportajında asla şeklen tam düzelmemiş olan burnunu kastederek ve ekliyor : 'en iyisi yalnızca oynamak çünkü oynarken burnumu görmüyorum' .. görsel

    - madrid’de, ‘la bardemcilla’ adında, ailesine ait olan ve kız kardeşi ‘monica bardem’in işlettiği bir restoranları var .. görsel

    - 2004 yılı yapımı ‘içimdeki deniz’ filminin çekimleri sırasında 35 yaşında .. ama filmde canlandırdığı 55 yaşındaki karakter olan ‘ramon sampedro’ya dönüşebilmesi için her seferinde 5 saat süren makyaja maruz kalıyor .. görsel

    kaynak : greenpeace.org, imdb, greenpeace aktivisti javier bardem, gq magazine (uk), toronta sun, lecturas.com (görsellerle alakalı olarak telif hakkından doğan bir engel görmedim ancak engel teşkil eden varsa derhal kaldırabilirim, kastı aşan amaç yoktur)

  • ben yaptım.

    yazarken utanıyorum, o yüzden hemen yazıp yollamalıyım.

    2 telefonum var, biri akıllı-diğeri gerizeka. şarja şarz diyen insanlardaki fütursuzluğa hep özenmişimdir. bu entry'de ben de şarz diyeceğim hep.
    neyse, gerizekanın şarzı bitti, her zaman olduğu gibi 3'lü prize taktım.
    o telefonu fazla kullanmadığım için eksikliğini hissetmediğimden şarzda bıraktım.
    ertesi gün baktım telefon şarz olmamış, "allallaaa yine batarya cortladı zaar" dedim, açtım baktım batarya bildiğin şişmiş.
    daha önce de olmuştu, gidip çakma bi batarya alıp idare etmiştim falan.
    "neyse yeni batarya aliyim bari" dedim, ertesi gün gittim ucuz bi batarya aldım. (20 tl)
    geldim telefona taktım, aynı 3lü prizde takılı bıraktım telefonu.
    ertesi gün baktım, yine şarz olmamış. "haydaaa, şarz aleti de mi bozuldu nedir?" dedim, ertesi gün gittim ucuzundan bi şarz aleti aldım. (10 tl)
    geldim, bu sefer yeni bataryalı ve yeni şarz aletli telefonu yine 3lü prizde bıraktım.
    ertesi gün baktım, yine şarz olmamış amk!
    "lan nooluyo amk, anlaşılan bunu miyadı dolmuş" dedim, ucuz cep telefonlarını araştırmaya başladım.
    hani bööle anneanneye alınan, dedeye verilen türden, açmaya-konuşmaya-mesaj atmaya yarayacak cinsten bi şey arıyorum.
    gittim nokia'nın enn uyduruk telefonunu aldım. (200 tl)
    0,5'inci nesil...mesaj silmek için 5 menü dolanıyosun, renkli mesaj diye piksel piksel gül ya da kalp şablonları var, öyle bi telefon.
    elime bi alıyorum, 3 gram gibime geliyor, hafif, minicik, sevimli bi şey.
    yeni telefona, sim kartı yerleştirdim, eski telefonun -hâlihazırda 3'lü prize günlerdir takılı olan -yeni- şarz aletine (buna bi son vermeliyim, bi gün evi yakıcam biliyorum) taktım.
    bi baktım, şarz etmiyo!?!?
    "lan nooluyo buna?" demeye kalmadı, çatıda kalan rahibe helikopter gönderen tanrı, bana da en sonunda "gidin şu gerizekalıya biraz zeka kırıntısı bahşedin" dercesine akli meleklerimi ve melekelerimi bana geri gönderdi.
    günlerdir, telefonu şarz etmek için takıp durduğum, uğruna telefonun bataryasını ve şarz aletini ve hatta telefonun kendisini değiştirdiğim 3'lü prizin kablosunu takip ettim, takip ettim, takip ettim...ve evet!

    prize takılı değildi.

  • babanın inşaat işçisi olması, babanın inşaat işçisi olması demektir.

    emekçidir. ayakkabı kutusunda yalnızca ayakkabı vardır. alnı aktır.

  • başkalarını cahillikle suçlayan ama kendileri cahil olan arkadaşların yargıladığı eylemdir.

    öncelikle telegram'ın kurucuları ruslardır, ancak daha önceki oluşumlarına (bkz: vk) rusya tarafından el konulduğu için telegram'ı dubai merkezli kurmuşlardır, hatta yanılıyorsam kendileri rusyada aranan kişiler. şu anda daha önceden aldıkları yatırımlarla ve kendi ceplerinden yiyerek telegramı ayakta tutuyorlar.

    signal'ı açık kaynak kodlu diye öven arkadaşlar telegram'ın da açık kaynak kodlu olduğundan bihaberler zannediyorum. kaldı ki bir yazılımın açık kaynak kodlu olması size gerçek hiçbir güvence vermez.

    mesajlaşma uygulamalarında asıl olan uçtan uca şifrelemedir, ancak bunun gerçek olması da şart tabi. whatsapp söylediği gibi uçtan uca mesajlarınızı şifreliyor olsaydı datanızı satamazdı zaten.

    telegram'ın bunun için bir çözümü var, yüksek hassasiyetli mesajlaşmalarınızı secret chat'ler üzerinden yapabilirsiniz.

    sunucu ya da veri merkezi işletme merkezi maaliyetlerinden haberi olmayan sevgili arkadaşlar, birinin size 21. yy'da ücretsiz, tamamen güvenli, reklamsız, ve verilerinizi kullanmayan bir yazılım sunacağını sanıyorsanız, maalesef yanılıyorsunuz. görece daha iyi olanını kullanmaya çalışın :)

    edit: imla, uyaran arkadaşlara teşekkürler:)

    edit 2: özel mesaj yoluyla ulaşıp hangi uygulamayı kullanmak gerektiği ile ilgili çok soru soran arkadaş oldu, topluca cevap vereyim. sevgili arkadaşlar, ben telegram kullanıyorum çünkü yeteri kadar güvenli olduğunu düşünüyorum ama aslında türk halkının bu gizlilik sözleşmesinden önce kafaya takması gereken çok sayıda şey vardı ama çoğu unutuldu.

    sosyal medya kanununun 5. maddesine göre 1 milyondan fazla üyesi olan sosyal ağ sağlayıcılar verilerini türkiye'de bulundurmak zorunda (tabi bu sosyal ağa bağlı olmayan mesajlaşma uygulamaları için sorun değil ancak facebook instagram whatsapp bunlar aynı yere bağlılar). türkiye'deki data centerların güvenilirliği ile ilgili herhangi bir veri var mı elimizde, ya da bunun servis sağlayıcısı kimdir biliyor muyuz? onu geçelim, bundan seneler önce bir btk yönetmeliği ile bütün servis sağlayıcılarının (ttnet, uydunet vs.) kullanıcılarının hareketlerini kaydetmeleri ve saklamaları zorunlu kılındı. tarayıcınız üzerinden gönderdiğiniz her paket belirli bir süre için kaydediliyor. yani aslında bakarsanız whatsapp'ın güvenlik sözleşmesinden önce kafaya takacak çok fazla şey var.