hesabın var mı? giriş yap

  • en derin yeri 10 km olan okyanuslar olmayınca 12762 km çapa sahip dünyanın ödemiş patatesi gibi göründüğünü sanan insan beyanı. dünya neredeyse mükemmel bir küredir. hatta yüzeyindeki dağlar ve sair yükseltiler çapına göre o kadar önemsizdir ki oransal olarak bir bowling topundan daha pürüzsüzdür.

    debe edit : (bkz: utku'yu yaşatalım)

  • ulan hep tıraş. kültür önemliymiş de, iyi adam kalmamış da, ailesinin onaylaması lazımmış da, salla babam salla. çok düzgün arkadaşlarım var okumuş, kültürlü, iyi niyetli ama aileleri varlıklı değil. gariplerim hepsi yolda yürürken kaldırım parkelerini sayıyorlar.

    ülke çok ciddi bir ekonomik krizde ve erkeklerin yalnızca %5-10'u ekonomik olarak iyi durumda. onları match ettiğimizde kadınların %90-95 civarı da otomatik olarak eşleşemiyor işte.

    ne kadar meraklısınız la yalan söylemeye...

  • gunumuzde canli di$te uygulanacaksa, di$ uyu$turulmadan yapilmayan tedavidir. lakin eger dis nekroz* ise o zaman uyu$turulmasa da zaten canli olmadigindan hissedilmez.
    tedavi esasi soyledir:
    di$in kokunde pulpa denilen kisim, damar ve sinir demetlerinden olusan disin canli kismidir. di$in pupasinda bir iltihap oldugu zaman disin damar-sinir paketi olmu$* olur. bu olu dokuyu vucuttan cikartmak gereklidir. cunku vucuttaki her olu doku yabanci cisim gibi algilanmaktadir, ve vucut yabanci cismi di$ari atmak istemektedir. bu di$ari atim iltihap ile gercekle$ir ve di$in icinde olu$an iltihap, di$ten di$ariya cikamayinca basinc yaparak $iddetli agriya neden olmaktadir. bu a$amada hicbir agri kesici etki etmeyecektir. zira o di$in artik canli olmayan pulpa dokusunun cikarilmasi ve iltihabin bo$almasina izin verilmesi gereklidir.
    di$hekimi olu olan di$in icindeki olu sinir dokusunu cikartmak icin di$in pulpa kismini cikarir. fakat o damar-sinir paketi cok ince bir sahada konumlanmi$tir disin icerisinde. yine de yerinden cikarilan damar-sinir paketinin bulundugu bolge bo$ kalirsa, o bolgeye kok kanali yoluyla, bakteriler yine yerle$erek tekrar iltihaba neden olabilmektedirler. bu nedenle, o damar-sinir paketinin bo$altildigi bolge doldurulmalidir. cok ince olan bu kok kanalinin geni$letilmesi gerekir doldurulmaya musait olabilmesi icin. o yuzden de tirnak torpusune benzeyen, kok kanalini geni$letme amaciyla kullanilan kanal aletleri devreye girer. bu a$amada hasta bir$ey hissetmez, sadece kanal geni$letilir, bu i$leme kanal egeleme denilir. kanal egeleme i$lemi esnasinda ortaya cikan birikintileri uzakla$tirmak amaciyla kok kanali ici temizleyici solusyonlar yardimi ile yikanir. bu yikama islemi, ince olan kok kanalina sadece enjektor girebilecegi icin, enjektore solusyonun cekilmesi ve enjektorun ucunun uygun $ekilde kivrilmasi ile gercekle$tirilir. iyice geni$letilen ve yikanan kok kanalinin doldurulmadan once kuru olmasi gereklidir. bu amacla ise siki$tirilmis kagittan olu$an yine kanal egelerine benzeyen fakat beyaz renkte ve kagittan yapilmis kagit konlar kullanilmaktadir. kuru olan kok kanali yine kagit konlara benzeyen fakat bunlarin daha plastik gorunumunde olup portakal renkli guta-percha denilen konlar ile doldurulur. guta-percha tum kok kanalina yerle$emezse diye de bir toz ve sivi kari$imi, bu guta-percha nin cevresine surulur ve kanal sizdirmayacak sekilde tikanir. daha sonra boyu uzun gelen guta-perchalar isi* yardimi ile kesilir. yine sizdirmayacak sekilde bir kaide maddesi ile kapatilan kanal agzinin uzerine daha sonra daimi dolgu uygulanir. bu daimi dolgu ise, di$in konumuna ve harabiyetine gore beyaz renkli estekik dolgu* veya amalgam dolgu olabilmektedir.

    not: korkulacak bir tedavi degildir. sizin 32 di$inizin 32si kanal tedavisi gormu$ olabilir. fakat takdir edersiniz ki di$hekiminiz sizin agzinizdaki di$ sayisindan daha fazla sayida yapmi$tir bu tedaviyi.
    agri ve aci acisindan korku olmasi yersizdir. fakat tedavi illa ba$ari ile sonuclanacak ve o di$ bir daha iltihap yapmicak diye garanti verilemez. tipki hicbir hastaligin tedavisinin bir garantisinin verilemedigi gibi..
    *

  • sevgili damla, burçlar,fallar ile kafayı bozmuş, üretmeyen, sadece tüketmek isteyen, elinden instagram düşmeyen, tek derdi makyaj ve kıyafet olan, kısa yoldan koca bularak zengin olmak isteyen, kültürsüz milyonlarca insan senin vasatlığını takip ediyor. çünkü hiç bir şey yapmadan kısa yoldan bomboş bir yaşama yönlendiriyorsun insanları.. gençlik için çok ama çok kötü bir örneksin..
    profilini, yazdıklarını inceledim de; bomboşsun.. 2 cümleyi bir araya getiremiyorsun, argo konuşuyorsun, imla kurallarını bile bilmiyorsun..
    bu ülkenin okuyan, üreten, araştıran, entelektüel kesiminin umurunda bile değilsin. seni tanıyoruz çünkü maalesef karşımıza çıkıyorsun..
    vasatsın ve bu ülkede vasatlık para ediyor.. bunun keyfini çıkarıyorsun..
    sorum şu ; bazen aynanın karşısına geçip, vay be bu vasatlığıma, kültürsüzlüğüme rağmen milyonlarca insan beni nasıl takip ediyor? diye kendine sorup sen de geldiğin noktaya şaşırıyor musun?

  • bu hafta sonu abd tarihinin en meşhur protestosunun 250. yıldönümü. boston çay partisi, ingiltere'nin çayı vergilendirmesine ve çayın sadece ingiliz doğu hindistan şirketi'nden satın alınmasını zorunlu kılmasına karşı yapılan bir gösteriydi.

    16 aralık 1773'te, yani 250 yul önce bugün, bir grup bostonlu üç east ındia co. gemisine binmiş, ardından 18.000 sterlin değerindeki 342 çay sandığını suya atmıştır. sömürgecilerin ilk ya da tek başkaldırı eylemi olmasa da boston çay partisi, devrimi ateşleyen kıvılcım olarak kabul edilmektedir.

    parlamento tarafından 1767'de kabul edilen ve ingiliz kolonilerine ithal edilen çeşitli ürünlere vergi koyan townshend yasaları, kolonilerin protesto ve itaatsizlikleriyle öylesine büyük bir fırtına yaratmıştı ki, 1770'te yürürlükten kaldırılmış ve parlamento'nun kolonilerin onayı olmadan bu tür koloni gelirlerini artırma hakkını saklı tuttuğu çay vergisi kurtarılmıştı.

    bostonlu tüccarlar, hollandalı tüccarlar tarafından kaçak olarak getirilen çayı almaya devam ederek yasayı atlattılar. 1773 yılında parlamento, (1) kolonilere ihraç edilen tüm çay üzerinde bir tekel, (2) ihracat vergisinde bir muafiyet ve (3) elindeki bazı fazla çay miktarları için borçlu olunan vergilerde bir "geri çekme" (geri ödeme) vererek mali açıdan sorunlu doğu hindistan şirketi'ne yardım etmek için tasarlanmış bir çay yasasını kabul etti.

    kolonilere gönderilen çay sadece doğu hindistan şirketi gemileriyle taşınacak ve bağımsız koloni nakliyecileri ve tüccarları atlanarak sadece kendi acenteleri aracılığıyla satılacaktı. şirket böylece çayı amerika'da ya da ingiltere'de normalden daha düşük bir fiyata satabilir; herkesten daha ucuza satabilirdi. tekel algısı, normalde muhafazakâr olan sömürge tüccarlarını samuel adams ve özgürlük oğulları liderliğindeki radikallerle ittifaka sürükledi.

    new york, philadelphia ve charleston gibi şehirlerde çay acenteleri istifa etti ya da siparişleri iptal etti ve tüccarlar sevkiyatları reddetti.

    ancak boston'da kraliyet valisi thomas hutchinson yasaları korumaya kararlıydı ve gelen üç geminin, dartmouth, eleanor ve beaver'ın yüklerini bırakmalarına izin verilmesi ve gerekli vergilerin ödenmesi gerektiğini savunuyordu.

    yaklaşık 60 kişilik bir grup, 16 aralık 1773 gecesi, bostonlulardan oluşan büyük bir kalabalığın da teşvikiyle, battaniyeler ve kızılderili başlıkları giyerek griffin rıhtımına yürüdü, gemilere bindi ve 18.000 sterlin değerindeki çay sandıklarını suya attı.

    buna misilleme olarak parlamento, kolonilerde hoşgörüsüz yasalar olarak bilinen ve imha edilen çay için ödeme yapılana kadar şehrin deniz ticaretini durduran boston liman yasası da dahil olmak üzere bir dizi cezalandırıcı önlemi kabul etti. ingiliz hükümetinin cezalandırma için massachusetts'i seçme çabaları sadece kolonileri birleştirmeye ve savaşa doğru sürüklenmeye hizmet etti.

    (bu olayların öncesi, sonrası, bugüne etkisi dahil tüm kaynak materyaller amerikan devrimi yazısında belirtilmiştir.

  • dışarıdan bakıldığında güzel bir şeymiş gibi duran ancak uzun vadede can sıkıcı olan özellik.

    30 yaşındayım. çalıştığım hastaneye gelen hastalar beni stajyer sanıyor. haliyle müdahalelrini bana yaptırmaltan kaçınan oluyor. her biine ayrı laf anlatıyorum.

    trafikte polisler zamanında farkederlerse sürekli durdurup ehliyet soruyorlar. hatta bazıları ehliyetsiz bir ergen yakalımış edasıyşa -delikanlı ehl.yet vardır umarım diyor.

    bu sene tekrar üniversiteye başladım. çocuklar muhabbette girerken kendi aralarında yaptıkları gibi biraz -lan -lun diyorlar. yaşımı fark edince özür dileyip sizli bizli konuşmaya başlıyorlar.

    ama sanırım en komiği bir kaç sene önce babaannemin mezarı başında yaşandı. mezarın yakınlarından geçerken bi uğrayim dedim. mezar başındayken köy ahalisinden bi amca geldi yanıma.
    -evladım nerden geldin sen
    -şehir merkezinden
    -nası geldin
    -arabam var amca
    -sen araba koşabiliyor musun yaşın kaç senin
    -28 amca
    -vah vah sen niye böyle kaldın evladım
    -?!@:!?
    (oysa normal bou ve kilodayım güdük değilim sadece genç gösteriyorum)