hesabın var mı? giriş yap

  • bu ürünün videosunda da görülen tıkalı tuvalette suyun yavaş yavaş yükselmesi var ya... allahım o "ha taştı ha taşıcak" korkusu ne boktan bir korkudur. çok çaresiz bir andır. hiç bişi yapamıyorsun da öylece boklar ahanda şimdi taşıcak diye izliyorsun.

  • digitürk'ün ferit şahenk'i satın alması diye okuduğum haber. el değiştirmiş sandım.

  • akp'nin asıl niyetini 15 senedir hala anlayamamış bir %50 olduğu sürece daha çok duyacağımız zırvalardan biri daha.

  • bu tam da yazdığım 300. entry olacak.
    uzun süredir beklettiğim bir no. 300 vardı ama bir şeyler yazmadan da durmak saçma geliyor ara ara. 301'de yazarım, 302'de olur, 303 belki ama yazarım.

    bugün oğlumu okuldan aldıktan sonra sohbet muhabbet gırla yürüyoruz. hikaye şöyle ilerliyor;

    - baba, tüm babalar erkek değil mi?
    + evet oğlum
    - tüm anneler de kız değil mi?
    + evet babacım
    - ama çocuklar kız ve erkek olabiliyorlar değil mi?
    + evet babacım.
    konuyu bir yere getirmek için bir girizgah yaptığını da anlıyorum, yüzünde konuyu buraya getirmenin verdiği gurur da var ( yaş üç buçuk falan)

    - ben de baba olacağım büyüyünce
    + kimin babası olacaksın?
    + kimin babası olmak istiyorsun?
    - senin ( piç gülüşü var burada)
    + ne yapacaksın benim babam olunca
    - seni gezdireceğim, seninle oyun oynayacağım, piyano çalacağım, sana bir şeyler öğreteceğim.

    susuyorum
    çünkü muhabbeti devam ettirirsem ağlarım.

    benim ona yapmaya çalıştığım her şeyi, bana yapmak istiyor, aklındaki babalık sınırları bunlar ve belli ki keyif alıyor, ben keyif alayım diye de bana uyguluyor...

    seni seviyorum dese...
    ya da demese...
    ne olur ki?
    şu minicik zekanın, karşılıksız ve sadece sevgi içeren şu cümleleri aleni seni seviyorum'dur.
    bu dünyayı elbet garipler de yakar ama babaları da es geçmeyelim lütfen.

  • türk insanının psikolojisinin bozulduğunu gösteren başlıktır. sadece bu değil son zamanlarda olan cem yılmaz komik değil abi yeaaa yazan herkesten sonra iyice emin olmaya başladım. oğlum azıcık hayattan keyif alın lan, gülün eğlenin, sevmediğiniz insanlar olabilir ama sevmediğiniz herkesten nefret etmeyin. eskiyi aramayın sürekli.

  • samsung'un bu tarz paylaşımları beni hiç coşturmuyor. çünkü zamanında şarj aletlerini kutudan çıkaran apple'la dalga geçip bir sonraki jenerasyonda kendileri de aynı boku yemişti. bu şirketin telefon tarafından sorumlu sosyal medya yöneticisi, içeride olup bitenlerden bihaber bir mal bence.

    edit: samsung bey; apple, kulaklık girişini kaldırdığında da aynı şeyi yapmış.*

    bu arada, android kullanıyorum. fanboy damgası vuran olmadan belirteyim.

    edit 2: mesajla bilgilendirildiğim iki şeyi daha eklemeye geldim.

    hafıza kartı desteği ile arttırılabilir depolama alanı konusunda apple ile dalga geçip amiral gemisi telefonlarında hafıza kartı desteğini kaldırmışlar.

    apple'ın dizüstü bilgisayarlarında sadece type c girişi var diye dalga geçip aynı şekilde dizüstü piyasaya sürmüşler.

    edit 3: biraz daha gündemde kalırsa bunlar bana dava açar. yeni bir bilgi daha geldi.

    çıkarılabilir batarya konusunda da alay edip dahili bataryaya geçiş yapmışlar.

  • son laik bükücü adıyla twitter'da bulunan tarihin en büyük aktroll lideri. yargılanacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum.

  • bir tane evinin halen borcunun oldugunu soylemis diger borcsuz evlerinin kac tane oldugunu bilmiyoruz.

  • * / bilal'e anlatır gibi anlatıyorum versiyonu */

    ay, dünyanın etrafında, ay ve dünya ise güneşin etrafında dönüyor. peki neden dönüyorlar? çünkü kütleleri birbirini çekiyor (bkz: yerçekimi).

    ama neden birbirlerini çekiyorlar?

    albert einstein, görelilik kuramı ile çok basit bir cevap buldu. einstein, üç boyutlu uzayı, yani uzunluğu, genişliği ve yüksekliği zaman ile birlikte dört boyutlu uzayzamanda birleştirdi ve yerçekimini, bu uzayzamanın değişimi olarak tanımladı.

    einstein'a göre uzayzamanı bir düzlem olarak ifade edilebilir. yani devasa boyutta bir trambolin gibi.

    trambolinin üzerine bir kütle konulduğunda bu düzlemi değiştiriyor ve trambolin aşağıya doğru göçüyor. kütle ne kadar büyükse göçük de o kadar derin oluyor.

    karadelikler büyük bir kütleye sahip. karadeliklerin yerçekimi alanına giren yıldız, gezegen ve hatta ışık gibi cisimler bu göçük tarafından yutuluyor ve sonsuza dek yok oluyor.

    şimdi iki karadelik birbirine yaklaşırsa birleşerek daha büyük bir karadelik oluşturuyor. trambolin örneğini göz önünde bulundurursak iki tane normal derinlikte göçük birleşiyor ve daha derin bir göçük meydana geliyor. trambolin sallanmaya başlıyor. bu sallanmanın adına kütleçekim dalgası deniyor.

    bu sallanmalar aşağı / yukarı olmuyor. kütleçekim dalgaları, gerilmeye ve sıkıştırmaya yol açıyor. aşağı / yukarı meydana gelen değişiklikler çok küçük. fizikçiler, ligo yardımıyla bu küçük değişiklikleri saptamayı hedefliyordu ve sonunda başardılar.

    *** ligo'nun çalışma prensibi ***

    bir lazer ışını, yarı geçirgen bir aynada iki ışına ayrılıyor ve dik olarak girişimölçerin iki koluna gidiyor. ışınlar, her iki sonda da yansıtılarak tekrar aynaya geri dönüyor. böylece uzunlukta meydana gelen en ufak değişiklikler (örneğin kütleçekim dalgalarının yol açtığı gibi) fark edilebiliyor.

    farklı noktalara yerleştirilmiş girişimölçerler yardımıyla hatta kütleçekim dalgalarının nereden geldiği belirlenebiliyor.

    astronomlar, uzayı görülebilir ışık alanında veya radyo dalgaları veya gama ışınları yardımıyla araştırıyor.
    kütleçekim dalgalarının ispatı sonrası belki de önümüzdeki yıllarda karanlıkta olan bitenden (mesela iki karadeliğin çarpışması gibi) haberdar olacaklar.

    kim bilir, belki de büyük patlamanın izini sürerler.

    daha iyi anlayabilmek için bu videodaki animasyonları izlemenizi tavsiye ederim.

    * / bilal'e anlatır gibi anlatıyorum versiyonu */